Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/430 E. 2021/972 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/430 Esas
KARAR NO :2021/972

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/07/2021
KARAR TARİHİ: 28/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile davalı borçlu … arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkili şirket ile davalı borçlunun, davalının ticari işletmesi için kullanılmak üzere gıda alım satımına ilişkin olarak anlaşılmış olup buna ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından toplam 2.446,95-TL bedelli faturalar düzenlendiğini vadesi gelmesine rağmen fatura bakiyesinin ödenmemesi üzerine taraflarınca …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra dosyasına sunduğu dilekçe ile borcu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini, yapılan bu itirazın haksız ve yersiz olup iptali gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla; davalarının kabul edilerek davalı-borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının kaldırılarak takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle takibin devamına karar verilmesini, alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere lehlerine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın görevli mahkemede açılmadığını, huzurdaki davanın ise itirazın iptali davası olup uyuşmazlık faturalardan kaynaklanmadığını, işbu davanın TTK’da mutlak ticari dava olarak kabul edilen bir uyuşmazlık olmamakla birlikte müvekkilinin tacir olmadığını, davaya konu tüm fatura bedellerinin ödenmiş olup müvekkilinin davacı tarafa bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın, işbu davayı açarak hak arama özgürlüğünü kötüye kullandığını, bu durumun açıkça dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan iş bu davanın reddi gerektiğini beyanla öncelikle Mahkemenin görevsizliğine, aksi kanaatte olunması halinde haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, kötüniyetli davacı taraf aleyhine icra takibinde belirtilen alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davanın kötüniyetli ve haksız olarak ikame edilmesi sebebi ile müvekkili lehine HMK 329/1. Maddesi uyarınca vekâlet ücretinin asil ile yapılan sözleşme üzerinden hesaplanmasına ve davacıdan tahsiline, HMK 329/2. Maddesi gereğince davacı tarafın idari para cezası ile mahkûm edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Fatura alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememiz tarafından İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı …’ın gerçek kişi tacir kaydının olup olmadığı araştırılarak mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş olup İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından cevaben gerçek ve tüzel kişi tacirlerin ticaret unvanlarının tasnifinden meydana gelen sicil fihristilerinde yapılan incelemede …’ın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunamadığı bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından …Birliği Başkanlığına müzekkere yazılarak davalı …’ın esnaf olup olmadığı ve odalarında kaydının olup olmadığının araştırılarak mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş olup …Birliği Başkanlığı tarafından cevaben İstanbul Esnaf ve Sanatkar Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yapılan tetkikte davalı …’ın 25.12.2017 tarihinde … sicil numarası ile …Esnaf Odası’na kayıt olduğu ve bu kaydının halen devam ettiği bildirilmiştir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “………göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda davacı tarafından faturadan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı ancak iş bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde bulunmadığı, yukarıda belirtilen …Birliği Başkanlığından ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere cevaplarından davalının tacir olmadığı, ticari işletmesinin olmadığı, esnaf kaydının olduğu anlaşılmakla iş bu davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2021

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı