Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/419 E. 2021/611 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/419 Esas
KARAR NO:2021/611

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/02/2021
KARAR TARİHİ:21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;borçlu olmadığı halde usulsüz olarak muhafaza tehdidi ile …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına, kendine ait iş yerindeki muhafazaya engel olabilmek için davacı tarafından dosya borcu olarak ödenen tutarla ilgili davacının borçlu olmadığının tespiti ile 165.000-TL’lik tutarın işlemiş 7.201-TL yasal faizi ile tahsili ile birlikte toplam 172.201-TL’nin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından …. İcra Müdürlüğü … Tal. Sayılı dosyası ile borçlu … aleyhine gerçekleştirilen 28.07.2020 tarihli haciz işlemi sırasında … tarafından istihkak iddiası ileri sürüldüğünü, daha sonra … tarafından işbu dosya borcu kabul edilerek ödendiğini, dava şartı olarak arabuluculuk kurumu tüketilmeden açılmış olan işbu davanın reddine karar verilnesini talep ettiklerini, davanın hukuki yarar yokluğundan reddini talep ettiklerini, davanın taraf sırafı yokluğunda reddini talep ettiklerini, …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyası ile başlatılan takipte davacının borçlu sıfatı bulunmadığını, borçlu ile istihkak iddia eden 3. kişi iştigal konularının aynı olduğunu, borçlu ile istihkak iddia eden 3. kişi arasında organik bağ olduğunu, beyanla usul ve yasaya aykırı, kötüniyetle açılan davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; 3. Kişi tarafından açılan istirdat davasıdır.
İş bu dava öncelikle … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilmiştir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…..göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/369 Esas ve 2020/327 Karar sayılı ilamında “… Üçüncü kişi ( davacı) ile takip alacaklısı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Aynı yönde Yargıtay 19.HD’nin 2015/15365 Esas, 2016/3253 Karar sayılı, 26/02/2016 tarihli ilamı)” yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15365 Esas ve 2016/3253 Karar sayılı ilamında “.. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.” yönünde karar verilmiştir.
Somut olayda davacı tarafından çalışanın davalı şirkete borcundan kaynaklı iş yerine fiili hacze gelinmesi nedeniyle muhafaza tehdidi altında 3. kişi olarak icra takip dosyasına ödenmek durumunda kalınan paranın iadesine yönelik davalı aleyhine açılan istirdat davasında uyuşmazlığın konusu bizatihi tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir konu olmadığı gibi mutlak ticari dava sayılabilecek hususlardan da değildir. Yukarıda belirtilen istinaf ve yargıtay kararında da değinildiği üzere üçüncü kişi ( davacı) ile takip alacaklısı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olup mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılarak dava şartı olan görev hususunda, yapılan inceleme sonucunda, karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin KARŞI GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
2-)Karar kesinleştiğinde, mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın ilgili İstinaf Hukuk Dairesine gönderilmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸