Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/37 E. 2022/368 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/37 Esas
KARAR NO :2022/368

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/02/2015
KARAR TARİHİ:11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 05.02.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili ile davalı arasında imzalanan oto satış sözleşmesi ile müvekkili şirketin, … plakalı, … marka, 2008 model, …CDI tipli arazi taşıtını satın almış ve bedelini ve vergilerini ödemiş olduğunu, müvekkili tarafından satın alınan bu taşıtın mülkiyetinin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 24.09.2014 tarih ve 31 no.lu kararı ile kamuya geçirildiğini, söz konusu yazıda “Müdürlüklerince … Oto. Tic. Ltd Şti adına tescilli …/10.01 2008 sayı ve tarihli giriş beyannamesi ile ithal edilen … … marka … Şasi no.lu aracın eski ve kullanılmış olmasına rağmen, yeni ve kullanılmamış olarak beyan edilerek 95/7606 sayılı ithalat rejimi kararının 7 Maddesine göre izin alınmadan gümrüğü yanıltmak suretiyle ithal işleminin gerçekleştirildiği, Gümrük Müfettişlerince tespit edilerek 119-02 sayılı soruşturma raporuna bağlanıp İstanbul C Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş olduğu, müvekkilinin almış olduğu aracın, mevzuata aykırı olarak ithal edildikten sonra müvekkiline satılmış ve bu araç hakkında müsadere kararı verildiğini, müvekkilin bu araç için davalıya 137.440,00 TL ödediğini, davalı satıcı tarafından mevzuata aykırı olarak ithal edilen aracın müvekkiline satılmasında davalı şirketin hilesi bulunduğu gibi, müvekkilinin de esaslı bir yanılmasının söz konusu olduğunu, müvekkilinin sözleşmeden dönmüş ve sözleşme ilişkisinin ortadan kalkmış olduğu, karşı tarafın hilesi ve kastına dayalı olarak müvekkilinin zarara uğramış olduğunu, ödedikleri bedelin dava tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte iadesini istemekle birlikte, aracın devletin mülkiyetine geçirilme tarihi itibariyle güncel değerinin 200.000,00 TL olduğu, ödedikleri bedel ile aracın rayiç değeri arasındaki fark olan 62.540,00 TL nin davalının kusurlu ve haksız davranışı ile müvekkilinin uğradığı ilave zarar olduğu” hususları belirtilerek, söz konusu arazi taşıtının, 24.09.2014 tarihinde devlet tarafından müsadere edilmesi sebebiyle araç satışı için müvekkilince 137.440,00 TL ödenen meblağ ile aracın güncel değeri arasındaki fark olan 62.540,00 TL’nin toplamı olan 200.000,00 -TL ile trafik tescil gideri 210 TL olmak üzere toplamda 200.210,00 -TL’nın ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 02.11.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle, “Davacı ile müvekkili arasında imzalanan oto-satış sözleşmesi ile davacı şirketin, … plakalı … marka, 2008 model ve …CDI tipli arazi taşıtını müvekkil şirketten satın aldığını, dava konusu yapılan işbu aracın, müvekkili şirket tarafından yasalara ve usulüne uygun şekilde ithal edildiğini, araçların imal. Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmeliğin getirdiği tüm şartların sağlanmasının ardından Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından Garanti Belgesi almaya muktedir olduğu, kısaca Türk mevzuatına göre usulüne uygun ithal edilen bir aracın geçmesi gereken tüm aşamaları tamamlamış bulunduğu, aracın hukuka uygun bir satım sözleşmesi ile davacıya devrinin gerçekleşmiş olduğunu, aracın mülkiyetinin devrinin gerçekleşmesi aşaması ile müvekkilinin tüm borçlarını ifa ettiği son ana dek araçta müvekkilinden kaynaklanan bir ayıp olmadığının açık ve net olduğu, ancak hukuka aykırı olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma numarası ile devam eden soruşturması çerçevesinde söz konusu araca el konulduğunu, müsadere işleminin uygulanmış olduğu, hiçbir şekilde müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, müvekkilinin beraatı ile sonuçlanacak işbu haksız ve yasaya usule aykırı soruşturma ve kovuşturmadan bahisle, davacı tarafça bu davanın ikame edilmiş olduğunu, aracın tamamen hukuka uygun olarak satım sözleşmesi ile devredildiğinden müvekkilinin ilgili olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak, haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış olan işbu davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2015/139 esas sayılı dosyasında alınan 01.12.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “dava konusu, “… Şase numaralı, … marka ve … CDI tipinde” 2008 model arazi taşıtı, … Gümrük Müdürlüğünce tescilli 10 01.2008/… tarihli sayılı Gümrük Giriş Beyannamesi İle, davalı ithalatçı … Otomotiv Tic Ltd Şti tarafından, “Yeni ve kullanılmamış” olduğu beyan edilerek ithal edilmiş bulunduğu ve 16.01.2008/… tarihli nolu Fatura İle toplam 135.472,02 TL bedelle, 16 01 2008 tarihinde davacı … A.Ş.’ne satıhmış olduğu; daha sonradan, İstanbul C, Başsavcılığımın talebine istinaden Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, inceleme ve soruştunrıa ile görevlendirilen Gümrük ve Ticaret Müfettişleri taralından yapılan inceleme ve soruşturma ile yurt dışı araştırması sonucunda, ithalatçı … Otomotiv Ltd.Şti. tarafından, “yeni ve kullanılmamış” olarak beyan edilip ithalatı gerçekleştirilen söz konusu taşıtın, “eski ve kullanılmış” olduğunun ve ilgili merciden izin alınmadan, 1995/7606 sayılı İthalat Rejimi Kararanın 7, maddesine ay kın olarak ithal edilmiş bulunduğunun tespit edildiği ve düzenlenen 16.05.2013 tarihli 119-02 sayılı Soruşturma Raporu ile İstanbul C. Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu; konu ile ilgili olarak, yetkili gümrük idaresi … Gürük Müdürlüğu’nün, 15.09.2014 tarihli 31 Nolu “Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi Karan” ile de, “söz konusu araç ‘eski ve kullanılmış” olmasına rağmen, yükümlüsü (ithalatçısı) … Ltd.Şti. tarafından, ‘yeni ve kullanılmamış’ olarak beyan edilip ilgili merciden izin alınmayarak ithalatı gerçekleştirilmiş olması” nedeniyle, 4458 sayılı Gürmük Kanunu’ nun, “235/1 /c ve 235/4.” maddesi hükümleri gereğince, … A.Ş.’ne ait dava konusu … plaka sayılı aracın, 15.09.2014 tarihinde “mülkiyetinin kamuya geçirilmiş (müsadere edilmiş)” olduğu, müşahede edilmiştir. Belirtilen dunımlara ve açıklanan Kanun ve Kararname maddeleri hükümlerine göre; davacı yanın davalı yandan satın aldığı dava konusu “… Şase numaralı, … marka ve … CDI tipinde 2008 model” aracın, davalının haksız beyanı nedeniyle 15 09.2014 tarihinde devlet taralından müsadere edilmiş (mülkiyetinin kamuya geçirilmiş) olduğu ve davalının bu olaydan kaynaklanan sorumluluğunun bulunduğu; davacı taraf olan … AŞ. bin, söz konusu aracı satın aldığı 16 01 2008 tarihindeki değerinden ve ödediği bedelinden dolayı, davalı … Otomotiv Tic Ltd Şti ‘nden 137.440,00 TL alacağının bulunduğu; davacının alacağına ilişkin temerrüt tarihinin de, aracın müsadere edildiği 15 09.2014 tarihi olduğu. Ayrıca, dava dilekçesinde; “aracın devletin mülkiyetine geçirilme tarihi İtibariyle güncel değerinin 200.000,00 TL. olduğu, söz konusu taşıtın, 24.09.2014 tarihinde devlet tarafından müsadere edilmesi sebebiyle araç satışı için davacı tarafından ödenen 137.440,.TL meblağ ile aracın güncel değeri arasındaki farkın 62.540,00 TL olduğu, belirtilerek, 62.540,00 TL fark ile aracın satışında ödenen bedelin toplamı olan 200.000,-TL tutarın, müvekkile İadesine karar verilmesinin11 talep edilmiş olduğu; ancak, söz konusu aracın, müsadere tarihi itibariyle güncel değerinin 200.000,-TL olduğuna dair veya aracın müsadere edildiği tarihteki güncel değerinin, 16.01.2008 tarihindeki satırı alma değerinden daha yüksek olduğuna ve bir değer faricı bulunduğuna dair, araç üzerinde yapılmış bir teknik incelemeyi ve tespit edilmiş bir değeri gösterir herhangi bir rapor ve belgenin. Dosyada bulunmadığı görülmüştür. Dava konusu arazi taşıtının, 15,09.2014 tarihinde müsadere edilmiş (mülkiyetinin kamuya geçirilmiş) olduğu; söz konusu aracın, müsadere tarihi itibariyle güncel değerinin, 15 092014 tarihinde araç üzerinde teknik İnceleme yapılıp, aracın modeli, yaşı, satın alındığı tarihten 15.09.2014 tarihine kadar kullanılmış olması, mevcut dummu ve diğer özellikleri de göz önünde bulundurularak, tespit edilmiş olmasının gerektiği” kanaati belirtilmiş, raporda saptanan hususlar giderilerek, tarafların rapora beyanlarıda incelenmek suretiyle ek rapor için dosya bilirkişi kuruluna verilmiş, 05.03.2018 tarihli ek raporunda özetle; “Ek Raporumuzun yukarıdaki “II/1-6.” bölümlerinde belirtildiği üzere; konu hakkında, Kök Raporumuzda belirtilen görüş ve mütalaalarımızı değiştirecek bir husus bulunmadığı. Ek Raporumuzun yukarıdaki “II/5.” bölümünde belirtildiği üzere; dosya konusu Dava ile ilgili olarak, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas nolu Dava dosyasının sonucunun beklenilmesinin gerekip gerekmediği hususunun, Mahkemelerinin takdirinde olduğu kanaati belirtilmiştir.
Mahkememizin 2015/139 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; davanın devam ettiği aşamada 5607 sayılı yasa gereğince müsadere edilen araçların % 25 KDV sinin ödenmesi koşulu ile araç sahiplerinin iadesine karar verildiği, bu doğrultuda davacının 13.103-TL ödeyerek aracı aldığı, bu bedelin dava konusu olmadığı, aracın mülkiyetinin davacıya geçmesi ile davanın konusu kalmadığı, aracın davacı asilce KDV ödenerek teslim alınmış olduğu gerekçesiyle 13/06/2018 tarih ve 2018/553 karar sayılı kararda davanın konusu kalmadığından hüküm verilmesine yer olmadığına, Yanlar adına mahkeme mesai ve ücret takdirine yer olmadığına karar verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizin 2015/139 esas 2018/553 karar sayılı kararının davacı tarafça süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
İstanbul BAM 12. HD 01/12/2020 tarih 2018/2611 esas 2020/1260 karar sayılı ilamında; “…HMK 331/1 : (1) “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” Somut olayda; dava konusu aracın mevzuata aykırı ithalinden dolayı İst.C, Başsavcılığı’nca yapılan soruşturma sonucunda; ithalatçı davalı tarafından, “yeni ve kullanılmamış” olarak beyan edilerek ithalatı gerçekleştirilen söz konusu taşıtın, mevzuata aykırı olarak ithal edildiğinin tespit edildiği ve … Gümrük Müdürlüğü’nün, 15.09.2014 tarihli 31 Nolu “Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi Kararı” ile , 4458 sayılı Gürmük Kanunu’nun, “235/1/c ve 235/4.” maddesi hükümleri gereğince,2014 tarihinde müsadere edildiği (mülkiyetinin kamuya geçirilmiş) ve davalının bu olaydan kaynaklanan sorumluluğunun bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davalının kusurlu olduğu ve dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından davalının yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Ancak dava konusu arazi taşıtının, 15/09/2014 tarihinde müsadere edildiği, aracın müsadere tarihi itibariyle güncel değerinin tespit edilmesi gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmadığı, içlerinde makina mühendisi de bulunan bilirkişi heyetinin aracın değeri konusunda bir inceleme yapmadığı anlaşılmaktadır.Bilirkişi raporunda satış bedelinden başkaca bir değer bulunmadığından Dairemizce HMK. 331/1 hükmü gereğince haklılık durumuna göre hüküm verilememiştir.Aracın güncel değeri üzerinden dava değeri gözetilerek bir hüküm verilmesi gerektiğinden dosya kapsamı hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Bu durumda; aracın güncel değeri belirlenerek davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargı gideri talebi hususunda bir hüküm verilmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle Mahkememizin 2015/139 esas 2018/553 karar sayılı kararının kaldırılmasına karar vermiş, BAM karar ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2021/37 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2021/37 esas sayılı dosyasında; BAM karar ilamı doğrultusunda dava konusu arazi taşıtının, müsadere tarihi olan 15/09/2014 tarihi itibariyle güncel değerinin tespiti hususunda ek rapor tanzimi için dosyanın daha evvel rapor tanzim eden heyette yer alan Makine mühendisi bilirkişi Mustafa Turgut Özaktaş’a verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi Prof. Dr. …
29.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu … plaka sayılı araç 2008 model, … marka, …
tpinde özel otodur. Davacı tarafından dava konusu araç 16.01.2008 tarihinde 135.472.-TL
bedel ile satın alınmış, 15.04.2014 tarihinde araç müsadere edilmiştir. Araçların ikinci el değerleri, aracın marka ve modelinin yanısıra kilometresine,
kullanım şartlarına, kaza geçirip geçirmediğine, geçirmiş ise onarım şartlarına ve günün
ekonomik şartlarına göre değişmektedir. Aracın değerine esas olan marka ve modeli
bilinmesine rağmen diğer özelliklerinin bilinmemesi durumunda, ortalama kullanım süresi
ve değerler esas alınarak ikini el piyasa rayiç fiyatı takdir edilmektedir. Dava konusu aracın eski yıllardaki Sigorta Reasürans Şirketleri Birliği tarafından
açıklanan kasko değer listeleri esas alındığında aracın kasko değerinin müsadere tarihi ve
daha sonraki yılları için 155.000 TL ile 163.196 TL arasında olduğu görülmüştür.
Diğer taraftan eski tarihli dava konusu aracın müsadere tarihindeki değerini kur
farkları dikkate alınarak hesaplama yoluna gidildiğinde; güncel USD kuru olan 11,80 TL
nın, müsadere tarihindeki kur değeri olan 2,22 TL değerine bölünmesi ile bulunan 5,14
değerinin güncel araç fiyatlarının şartlar gereği % 30 oranında aşırı artmış olması dkkate
alınarak bu oranda bulunan değerin düşülmesi sonucu 5,14 X 0,70 = 3,6 bulunmuş, böylece
olay tarihinden bugüne aracın değerinin 3,6 kt arttığı sonucuna varılmıştır. Benzer araçların güncel değerlerinin gösteren listeden araç değeri 650.000.-TL olarak
alınarak 3,6 oranına bölünmesi ile olay tarihindeki benzer araç fiyatlarının 180.000.-TL
mertebesinde olduğu çıkmıştır. Tüm bu bilgiler ve değerlendirmeler sonucu davac konusu aracın müsadere
tarihindeki piyasa değerinin 170.000.-TL olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi Prof. Dr. … 24.02.2022
tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Davacı vekili tarafından ek rapora yapılan itirazda, yapılan hesaplama sonucunda
aracın değerinni 180.000.-TL olduğunun bulunmasına rağmen sonuçta 170.000.-TL olarak
kabul edilmesine itiraz edildiği, bilirkişinin emsal araç olarak raapora sunduğu araçların km
lerinin 280 bin-350 bin arasında olmasına rağmen ekte sunulan araç muayene formundan
anlaşıldığı üzere aracın kilometresinin 25.531 km olup emsal araçlara göre çok düşük
olduğunu, ortalama kullanım olsa dahi araca 20.000 km eklense kilometresinin 45.000 km
olacağından bu husus değerlendirilerek ak rapor alınması talep edilmiştir. Dava konusu … plaka sayılı araç 2008 model, … marka, …
tpinde özel otodur. Davacı tarafından dava konusu araç 16.01.2008 tarihinde 135.472.-TL
bedel ile satın alınmış, 15.09.2014 tarihinde araç müsadere edilmiştir. Araçların ikinci el değerleri, aracın marka ve modelinin yanısıra kilometresine,
kullanım şartlarına, kaza geçirip geçirmediğine, geçirmiş ise onarım şartlarına ve günün
ekonomik şartlarına göre değişmektedir. Aracın değerine esas olan marka ve modeli
bilinmesine rağmen diğer özelliklerinin bilinmemesi durumunda, ortalama kullanım süresi
ve değerler esas alınarak ikini el piyasa rayiç fiyatı takdir edilmektedir. Dava konusu aracın eski yıllardaki Sigorta Reasürans Şirketleri Birliği tarafından
açıklanan kasko değer listeleri esas alındığında aracın kasko değerinin müsadere tarihi ve
daha sonraki yılları için 155.000 TL ile 163.196 TL arasında olduğu görülmüştür.
Diğer taraftan eski tarihli dava konusu aracın müsadere tarihindeki değerini kur
farkları dikkate alınarak hesaplama yoluna gidildiğinde; güncel USD kuru olan 11,80 TL
nın, müsadere tarihindeki kur değeri olan 2,22 TL değerine bölünmesi ile bulunan 5,14
değerinin güncel araç fiyatlarının şartlar gereği % 30 oranında aşırı artmış olması dkkate
alınarak bu oranda bulunan değerin düşülmesi sonucu 5,14 X 0,70 = 3,6 bulunmuş, böylece
olay tarihinden bugüne aracın değerinin 3,6 kt arttığı sonucuna varılmıştır. Benzer araçların güncel değerlerinin gösteren listeden araç değeri 650.000.-TL olarak
alınarak 3,6 oranına bölünmesi ile olay tarihindeki benzer araç fiyatlarının 180.000.-TL
mertebesinde olduğu çıkmıştır. Davacı vekili tarafından bu defa aracın kilometresi ile ilgili verilen bilgilerden,
aracın 21.12.2017 tarihinde 25.531 km de olduğu görülmüş, böylece standart kullanım
değerlerinin altında kullanılmış olduğu, az kullanılmış araçların piyasa değerlerinin daha
yüksek olduğu, bu nedenle dava konusu aracın müsadere tarihinkdei piyasa rayiç değerinin
kasko değerinin de üstünde, yapılan hesaplama sonucu bulunan 180.000.-TL olduğu
tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı, davalıdan satın aldığı … plakalı aracın müsadere edilerek mülkiyetinin kamuya geçirilmesi nedeniyle sözleşmeden döndüğünü belirterek davalıya ödediği 137.440,00-TL bedelin iadesini, aracın müsadere tarihindeki değerinin 200.000,00-TL olduğundan bahisle ödenen bedel ile aracın müsadere tarihindeki rayiç değeri arasındaki fark olan 62.540,00-TL ile trafik tescil gideri 210,00-TL olmak üzere toplam 200.210,00-TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında davacının KDV ödemek suretiyle aracın mülkiyetini tekrardan almış ve bunun üzerine 2015/139 esas sayılı dosyada davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacının istinafı üzerine İstanbul BAM 12.HD 2018/2611 esas 2020/1260 karar sayılı ilamında davalının müsadere olayında kusurlu olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği, aracın müsadere tarihi olan 15/09/2014 tarihi itibariyle güncel değerinin tespitinin gerektiği ve güncel değeri üzerinden dava değeri gözetilerek davacı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkememizin 2015/139 esas 2018/553 karar sayılı kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
BAM bozma kararı doğrultusunda makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmış ve davacı vekili rapora itiraz etmiş (aracın km’si ile emsal alınan araçların km’si, araç değerinin 3.6 kat artmasına rağmen 180.000-TL’den 10.000-TL düşülmesi başta olmak üzere itirazlarında haklı olabileceği değerlendirildiğinden), itirazlar doğrultusunda ek rapor aldırmak gerekmiş, 24/02/2022 tarihli ek raporda; önceki rapordaki 10.000,00-TL düşülmeden aracın rayiç bedelinin 180.000,00-TL olduğu belirlenmiştir.
Netice olarak davacının dava dilekçesindeki talebi dikkate alınarak (özellikle dava dilekçesinde rayiç bedel 200.000,00-TL denilerek fark için 62.540,00-TL talep etmiş) belirlenen (180.000,00-TL) rayiç değer ile ödenen (137.440,00-TL) bedel arasındaki fark olan 42.560,00-TL dikkate alındığında, yine davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, belirlenen bu 42.560,00TL fark bedele göre davacının 62.540,00-TL talebinde %68,05 oranında haklı olduğu tespit edilmiş, haklılık durumuna göre aşağıdaki şekilde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 3.419,09-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.338,39-TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 487,00-TL tebligat/ posta gideri, 2.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 2.987,00-TL’ni haklılık durumuna göre 2.032,65-TL tutarındaki kısmı ile 80,70-TL karar ve ilam harcı, 27,70-TL başvurma harcı, 4,10-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.145,15-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6.maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”