Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/36 Esas
KARAR NO:2023/391
DAVA:Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ17/10/2014
KARAR TARİHİ:17/05/2023
Mahkememizin 2021/36 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin demir profil, boru ve metal ürünler alım satımı yaptığını, müvekkili ile ilgili olarak davalı bankanın …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yaptığını, müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını, hatanın düzeltilmesini davalıdan talep ettiğini ancak netice alamadığını, konu ile ilgili olarak …. İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtığını ve mahkemece 27.05.2014 tarihinde verilen karar ile hacizlerin kaldırılmasına hükmedildiğini, kararın 06.06.2014 tarihinde kesinleştiğini, davalının ise karara uyularak hacizleri kaldırmadığını, davalı bankanın yaptığı icra takibi nedeniyle diğer bankaların müvekkilini kara listeye aldıklarını, bu yüzden de müvekkilinin kredi talebinin red edildiğini, davalı bankanın hatalı icra takibi nedeniyle müvekkilinin kredili hesaplarının kapatıldığını ve mevcut hesaplarının bloke edilmesinden ötürü mevcut çeklerinin karşılıksız çıktığını, bundan ötürü zarar gördüğünü, müvekkilinin yapılan hacizler nedeni ile itibarının zedelendiğini, piyasadan mal alamaz duruma geldiğini, bundan ötürü pahalıya mal alarak ucuza satış yaptığını, haksız uygulama nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararının belirlenmesi ile 50.000,00 -TL manevi ve 10.000,00 -TL maddi olmak üzere şimdilik 60.000,00 -TL nin faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: …. İcra Hukuk mahkemesince verilen kararın kesin hükme bağlanmadığını bu yüzden esasa girmeden davanın reddi gerektiğini, müvekkili banka tarafından 3.şahıs… firması için verilen kredilerin ödenmemesinden ötürü kredi hesaplarının kat edildiğini, keşidecisi … San.ve Tic. Ltd. Şti’nin 12.09.2012 tarihli ve 75.000,00 TL tutarlı bir adet … çekinin vade tarihinde karşılığı bulunmadığından çekin arkası yazdırılarak kambiyo yoluyla icra takibine konu edildiğini, akabinde ise bankalardaki hesaplarına 89/1 ödeme emri gönderildiğini ve şirket hesaplarının bloke edildiğini, davacı şirketin unvanının … San. ve Tic. Ltd. Şti olduğunu, çek keşidecisinin ise … ve Ticaret Ltd. Şti. olduğunu, unvan benzerliğinin ortada olduğunu, …’a gönderilen 89/1 nedeniyle hesaplara bloke koyulduğunu, vergi hesap nosuna göre işlem yapılması durumunda bunun yapılmayacağını, ilgili bankanın basiretli tacirin göstereceği özen borcuna bağlı kalmadığını, Ticaret Sicilinde yapılan inceleme ile çek keşidecisi şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığının belirlendiğini ve bundan ötürü davacı tarafından açılan ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin kusurlu görülmediğini, bu yüzden talep edilen %20 kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmediğini, olayın … tarafından ticaret sicil kaydı ile vergi numarasının araştırılmadan hesaplarına haczin işlenmesinin sebep olduğunu, müvekkilinde bir kusur olmadığını, bundan ötürü haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; haksız ihtiyati tedbirden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü … Esas dosyası ve …. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası dosyamız içerisine getirtilmiştir.
Davacı vekili 06/12/2016 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklar saklı kalmak kaydı ile dava ile istedikleri 10.000,00 TL madldi tazminata ıslah ettikleri 183.340,10 TL de eklenerek neticede toplam 193.340,10 TL Maddi ve 50.000,00 TL Manevi Tazminat alacağı olmak üzere toplam 243.340,10 TL alacaklarının işlemiş ticari faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte karşı yandan alhnarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde … karar sayılı kararda; “Dosyadaki bilgi ve belgelerden; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine, davalı … tarafından 12.09.2012 keşide tarihli bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus ihtiyati haciz yoluyla takip başlatıldığı, alacaklı vekilinin talebi üzerine tapuya, bankalara ve trafik kaydına haciz müzekkereleri yazıldığı, daha sonra …. İcra Hukuk Mahkemesinin … E.sayılı dosyası ile davacının bu borçtan dolayı borçlu olmadığının belirlenmesine rağmen hacizlerin kaldırılmaması nedeniyle zarar gördüğü iddiası ile açılmış bu davada Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığını iddia etmiş ancak zararlarını kanıtlayamamıştır. Açıklanan bu nedenlerle kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine dosya istinaf incelemesi için İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
İstanbul BAM 4. HD 2018/2432 esas, 2020/1371 karar sayılı ilamında; “dava, haksız haciz sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde hak veya alacağın mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusu olacaktır.
Bu bilgiler ışığı altında; somut olayda; davalı … davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 75.000.-TL tutarlı çek için icra takibi yaptığı,yapılan icra takibinde gösterilen borçlunun ünvanı … ve Ticaret Ltd.Şti olup, davacının unvanının ise … San.ve Tic.Ltd.Şti olduğu, bu konuda … Ticaret Sicili Müdürlüğünden gönderilen 19.11.2013 tarih ve … sayılı yazı ile ekinde bulunan davacıya ait kuruluşunu gösterir Ticaret Sicili Gazetesinde davacının ünvanının … San.ve Tic. Ltd.Şti olup dolayısıyla davacı şirketin icra takibi yapılan borçlu ile ilgisinin olmadığı sadece unvan benzerliği bulunduğu, buna göre; davalının yaptığı haciz işleminin bir hakka (alacağa) dayanmadığı, haciz tarihi itibarı ile davacıdan icra takibine dayanak bir hak veya alacağının bulunmadığı, davalı tarafça borçlunun kimlik bilgileri ve adresinin doğru tespiti hususunda basiretli bir tacir gibi davranıp gerekli özen gösterilmeyerek, davacının banka hesaplarına ve aracına haciz konduğu sabittir. Bu hali ile, yapılan işlemin haksız haciz niteliğinde olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü gerekirken yazılı biçimde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmayıp davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
Ancak dava, haksız haciz nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine yönelik olmasına rağmen bilirkişi heyetinin davacı şirketin yalnızca kar – zarar verilerini esas alarak rapor tanzim ettiği, davacının kar miktarındaki düşüş ile haksız haciz arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının, bulunduğu taktirde kardaki düşüşün ne kadarlık miktarının haksız hacizden kaynaklandığının ayrıntılı olarak belirtilmediği, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına olanak bulunmadığı, bu sebeple alanında uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden davacıya ait vergi kayıtları da celbedilmek suretiyle; davacının haksız haciz nedeniyle uğradığı gerçek zararının haczin devam ettiği süre boyunca elde edebileceği gelir ile haczin konulmasından önceki kazanç farkı belirtilmek suretiyle ayrıntılı bir biçimde yeniden tespit edilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesiyle Mahkememizin… esas … karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
BAM kaldırma ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2021/36 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce BAM kaldırma ilamında belirtildiği şekilde, davacının kar miktarındaki düşüş ile haksız haciz arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının, bulunduğu taktirde kardaki düşüşün ne kadarlık miktarının haksız hacizden kaynaklandığının, davacının haksız haciz nedeniyle uğradığı gerçek zararının haczin devam ettiği süre boyunca elde edebileceği gelir ile haczin konulmasından önceki kazanç farkı belirtilmek suretiyle ayrıntılı bir biçimde tespit edilmesi için dosyanın ticari işletme ve şirketler muhasebesi alanında uzman 3 kişilik mali müşavir bilirkişi heyetine verilmesine karar verilmiş;
Mali Müşavir …, Mali Müşavir … tarafından müşterek imzalı 16/03/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; “davalının 2011-2012-2013 yıllarındaki dönem net karının olduğu, 2014 yılında ise dönem net zararı olduğu ve işletmenin vergiden sonraki net karının bir önceki yıllara oranla azalışlar gösterdiği ve önceki yıllara göre azalmasının sebebi olarak net satışlarındaki azalışlar, faaliyet giderlerinin artması ve finansman giderlerinde artış unsurları etkili olduğu, 2014 yılı hariç zararının olmadığının görüldüğü, firmanın brüt satış kar miktarına bakıldığında haksız haczin yapıldığı yıllarda kar oranında artış olduğu, faaliyet kar oranının düştüğü faaliyet giderlerinin yükselmiş olmasından kaynaklandığın görüldüğü, finansman giderlerinin 2011 yılına göre artış olduğu firmanın likidite sorunu yaşamadığı kredi kullana bildiği yıllar bazında net karlılık oranın firmanın satış kar oranındaki azalışlarından olmadığı ticari kredi kullandığı, stoklarının mevcut olduğu mal tedariklerinde sıkıntı yaşamadığı mali bilançolarına bakılarak görüldüğü, …. tarafından hatalı olarak …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, İcra takibi 11.10.2012 tarihinde yapılmış ve aynı tarihte mahkemeden alınan ihtiyati haciz kararında …. İcra Müdürlüğünce haczin uygulanması kararı verildiği, karara karşı haczin fekki için 1 yıl sonra 08/10/2013 tarihinde …. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … Esas davası açıldığı, kesinleşmiş haciz kararına karşılık sonuçlandığı zaman içerisinde dava açılmadığı, dava açıldıktan sonra kaldırıldığı, davacının zarar ile kusurlu işlem arasında neden sonuç ilişkisinin bulunmadığı, davacının mali tablolarına yansıtılmış olan 2012 ve 2013 mali verilerinde zararın olmadığı, 2014 yılında ise oluşan zararının haksız hacizden kaynaklı olmadığının görüldüğüne ilişkin kanaat getirilerek tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı/davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz/beyan dilekçesi sunduğu görülmüş, davacının itirazları üzerinde inceleme yapılarak ek rapor üzere bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Mali Müşavir …, Mali Müşavir … tarafından müşterek imzalı 27/10/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; Davacının dosyaya eklemiş olduğu tapu fotokopilerinde (asıl olmayan) tapunun … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ortağı … adına kayıtlı 06/10/2011 tarihinde alınmış olduğu 10/06/2015 tarihinde tapuda kayıtlı olan tarla niteliğindeki mülkün satışının gerçekleştiğinin görüldüğü, incelemiş oldukları 2011-2012-2013-2014 yıllarında firmaya finansman kaynağı oluşturmadığından değerlendirilemediği, 16.03.2022 tarihli kök raporda da belirtildiği üzere; dosyaya sunulu belgeler üzerinde hesaplamalar neticesinde hiçbir tartışmaya mahal verilmeyecek derece de açıklandığını, davacı yan tarafından dava dosyasına sunulu dilekçesinde, kök raporumuzdaki görüşlerini değiştirebilecek tarzda her hangi bilgi ya da delil niteliğinde bir evrak sunamadığından kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerin aynen korunduğuna kanaat getirilerek tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Dava; haksız haciz nedeniyle manevi ve maddi tazminat istemine ilişkindir.
BAM kararında haczin haksız olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü gerektiği ve zararın alanında uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınacak raporla belirlenmesi belirtilmiş, bu doğrultuda oluşturulan bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında davacının haksız hacizden kaynaklanan maddi zararının bulunmadığı belirlenmiştir. Bu durumda davacının maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aynı zamanda BAM karar ilamında davacının kişilik haklarına saldırıda olduğunun kabulü gerektiği yönündeki belirlemesi karşısında davacının manevi zararının bulunması nedeniyle ve davacının incelenen kayıtlarına göre mali durumu dikkate alındığında talep edilen tutarın zenginleşme amacı gütmediği, paranın alım gücü de dikkate alındığında talep edilen tutarın yerinde olduğu değerlendirildiğinden manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca dava dilekçesinde sonuç kısmında alacağın işleyecek ticari faizi ile tahsili talep edilmişse de tazminat talebine konu olay haksız fiil niteliğindeki haksız hacizden kaynaklandığından, taraflar tacir olsa da taraflar arasındaki alacağın dayanağı ticari bir ilişkiden kaynaklanmadığından yasal faize hükmetmek gerekmiş ve yine dava dilekçesi sonuç kısmında faiz başlangıcı ile ilgili bir tarih belirtilmediği gibi dava tarihinden evvel manevi tazminat için başvuru yapıldığına dair belge olmadığından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
Manevi tazminat talebi yönünden; 50.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 3.415,50-TL harcın; peşin alınan (1.024,65-TL peşin harç ve 3.131,00-TL ıslah harcı olmak üzere) 4.155,65-TL harçtan mahsubu ile bakiye 740,15-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 421,80-TL tebligat-posta ücreti, 4.750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.171,80-TL’nin haklılık durumuna göre 1.062,29-TL tutarındaki kısmı ile 31,40-TL başvurma harcı, 3.415,50-TL peşin alınan harç, 3,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 4.512,99-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 30.001,02-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … …. vekilinin yüzüne karşı, davalı temlik alan ve ihbar olunan vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır