Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/31 E. 2021/626 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/31 Esas
KARAR NO:2021/626

DAVA:Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :16/09/2014
KARAR TARİHİ: 22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devir edilmeden önceki dönemde, banka personelinin teşvik ve yönlendirmesi ile … A.Ş kontrolünde, … A.Ş. … Şubesi vasıtasıyla … … nezdindeki … hesaba 13.12.1999 tarihinde vadeli olarak %80 faiz oranı üzerinden 14.250-TL yatırdığını, ancak vade tarihinde bankaya el konulmuş olması nedeniyle mevduatını geri çekmediğini, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 22.12.1999 tarihinde … A.Ş. ye el konulduğunu ve yönetimini …’ye devrettiğini, mezkur bankanın bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılarak ilkin … A.Ş. sonrasında ise … AŞ. ile birleşmesinin sağlandığını, bilahare … A.Ş. nin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte kül halinde … A.Ş. ye satıldığını, müvekkilinin bankaya yatırdığı parayı geri almak için büyük çaba gösterdiğini, banka hakkında hukuki takibatların yapıldığını, ancak söz konusu bankanın menkul ve gayrimenkullerine ulaşılamadığını, …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla … hesapları üzerinden paravan bankacılık faaliyetinin söz konusu olduğu ve nitelikli dolandırıcılık eyleminin gerçekleştirildiğinin tespit olunduğunu, Yargıtay kararları ile keyfiyetin sabit hale geldiğini, … A.Ş. nin … … LTD. adlı paravan kıyı bankasını kurarak ve iki bankanın tek elden yönetimi sağlanarak suç işleme amacına yönelik olarak planlı ve kasıtlı olarak mevduat sahiplerini ve müvekkilini dolandırarak zarara uğratıldığını, … A.Ş. yönetimi sebep olduğundan … A.Ş nin devir sonucu birleşmiş olduğu … … A.Ş. nin oluşan zarardan sorumlu bulunduğunu, sonuç olarak; Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile; Müvekkili tarafından davalı bankaya yatırılan toplam 14.250-TL mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, yatırılmış olan mevduat alacağının vade sonuna kadar %80 akdi faiz, vade sonundan itibaren ise akdi faizden az olmamak üzere temerrüt faizi ile birlikte hükmen tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Husumet itirazları olduğunu, davacının hasım ve muhatap olarak … … Ltd Şti’yi göstermesi ve bu tüzel kişiden alacağını talep etmesi gerektiğini, müvekkili banka ayrı bir tüzel kişi olduğundan ve davacının müvekkili banka nezdinde hesabı bulunmadığından herhangi bir sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğü olmadığını, somut olayda müvekkili bankanın kendisine verilen talimatı kapsamında söz konusu meblağı … … Ltd. Şti. hesabına havale gönderildiğini, müvekkili bankanın sorumluluğunun sona ermiş bulunduğunu, müvekkili banka ile … … Ltd. Şti. nin farkfı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, davacı serbest iradesiyle daha fazla getirişi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiğini, müvekkili banka tarafından davacının iradesinin yanı Kılmasının söz konusu olmadığını, kurucusu veya hissedarı olmadığı … … Ltd Şti’nin faaliyetlerinden dolayı ayrı bir tüzel kişiliğe sahip … A.Ş. nin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının … A.Ş. tarafından dolandırılmasının söz konusu olmadığını, davacının daha yüksek faiz getirisi alabilmek düşüncesiyle parasını bu yolla değerlendirmeyi seçtiğini, davacı parasını yatıracağı finans kuruluşu hakkında gerekli araştrrmayı yapmak suretiyle tedbirli bir tutum içerisine girmesi gerekirken kendisinden beklenen bu özeni göstermediğini, müvekkili bankanın … … Ltd. Şti. nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisi bulunmadığını müvekkili bankanın davacı talebi doğrultusunda havale işlemini yerine getirdiğini, dava konusu işlemler tarihinde … bankalarının Bankalar Kanununa tabi olmadıklarını ve bu bankalara yatırılan mevduatların tasarruf sigorta kapsamında olmadığını mudilere bildirmek gibi bir yükümlülükleri bulunduğu şeklinde bir kabul mevcut olmadığını, Ceza Mahkemesi kararının bu davada kanıt olarak kullanılmaya müsait olmadığını, söz konusu ceza davsında müvekkili bankanın sanık değil suçtan zarar gören müdahil konumunda olduğunu , faiz talebi ile ilgili beyanları olarak da; dava konusu miktarın … … Ltd. Şti. ye havale edilmeden önce müvekkili banka nezdinde vadesiz bir hesapta olduğundan, faiz oranı vadesiz hesaplara uygulanan faiz oranı olması gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin faiz talebinin fahiş ve haksız olduğunu beyanla; Hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun … tarafından üstlenmesi sebebi ile ve 5411 sayılı kanun 107/5b-5 m, m107/6 m.140 mucibince ve …’nin taraf olduğu sözleşmeler uyarınca Bankalarının sorumlu olmadığını davada müvekkili bankanın değil hisse devir sözleşmesinden önceki İşlemlerden kayanaklanabilecek borçları … üzerlenmiş ve hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlere ilişkin borçların yasa gereği … üzerine nakil edilmiş olduğundan sadece … nin davalı sıfatı olması gerektiğinden bu sebeple öncelikle HUSUMET itirazlarının kabulüne karar verilmesini, Hisse devir sözleşmesinin 6.13 nçü maddesi ve yürüdükte olan 5411 sayılı Bankacılık Kan un’un 107. maddesinin 6.fıkrası ve eski 4389 sayılı Bankalar Kanunun 14. maddesinin 6.fıkrasının c bendi uyarınca alacaklı (davacı) rızası aranmayacağından HMK124/2 kapsamında mahkemenin resen taraf değişikliğine hükmetmesine, bankaları açısından davanın husumetten reddine karar verilmesini, Bu itirazlarının reddi halinde davanın süresi içinde açılmadığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
Dava, Bankacılık işleminden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
18/04/2014 tarihinde açılan dava, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sırasına kaydedilmiş, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya Mahkememize tevzi edilerek Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde 11/02/2015 tarihli … karar sayılı kararı ile; davacının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devir edilmeden önceki dönemde, … A.Ş kontrolünde, … A.Ş. … Şubesi vasıtasıyla … … nezdindeki … hesaba 13.12.1999 tarihinde vadeli olarak %80 faiz oranı üzerinden 14.250-TL yatırdığı, ancak vade tarihi dolmadan bankaya el konulmuş olması nedeniyle mevduatını geri çekmediği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 22.12.1999 tarihinde … A.Ş. ye el konulduğu ve yönetimini …’ye devredildiği, mezkur bankanın bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılarak ilkin … A.Ş. sonrasında ise … AŞ. ile birleşmesinin sağlandığı, bilahare … A.Ş. nin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte kül halinde davalı … A.Ş. ye satıldığı, davacının bankaya yatırdığı parayı geri alamadığı, ….Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla … hesapları üzerinden paravan bankacılık faaliyetinin söz konusu olduğu ve nitelikli dolandırıcılık eyleminin gerçekleştirildiğinin tespit olunduğu, Yargıtay kararları ile bu hususun sabit hale geldiği, … A.Ş. nin … … LTD. adlı paravan kıyı bankasını kurarak ve iki bankanın tek elden yönetimi sağlanarak suç işleme amacına yönelik olarak planlı ve kasıtlı olarak mevduat sahiplerin davalının dolandırarak zarara uğratıldığı, … A.Ş. yönetimi sebep olduğundan … A.Ş nin devir sonucu birleşmiş olduğu … … A.Ş. nin oluşan zarardan sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Dava konusu olan 14.250-TL nin hesabın açıldığı tarihten vade sonuna kadar olan ödeme tarihi için TCMB nin o tarihte yürürlükte olan %80 faizi ile davaya konu temettünün vade tarihinden sonraki dönemlere ilişkin müteakiben ilan edilen avans faiz oranlarında hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin … esas … karar sayılı 11/02/2015 tarihli kararının davalı vekili, feri müdahil vekili ve ihbar olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi için Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 11.HD 14/03/2016 tarih 2015/8185 esas 2016/2753 karar sayılı ilamında; “…Fer’i müdahil … vekili, davacı tarafından … hesabına gönderilen tutarın 14.250 TL değil, 13.000 TL olduğunu, bundan sonra hesabın dönüşüne ya da faize ilişkin bir kayda rastlanmadığını savunmuş ve buna ilişkin hesap ekstreleri sunulmuştur. Davacı tarafından sunulan sunulan belgede hesabın 13.12.1999 tarihinde 14.250 TL’ye baliğ olduğu görülmekte ise de bu tutara hesaba para yatırılmak suretiyle mi yoksa … faizi işletilmek suretiyle mi ulaşıldığı anlaşılamamaktadır. Dairemiz yerleşik içtihatlarına göre, … hesabına yatırılan anaparaya bu miktarın yatırıldığı tarihten itibaren avans faizi uygulanması gerekmekte olup akdi faize hükmedilemez. Bu itibarla mahkemece, davacı tarafından yatırılan anapara tespit edilerek bu miktara yatırıldığı tarihlerden itibaren davacının da talebi de aşılmamak kaydıyla faize hükmetmek gerekirken, fer’i müdahil … vekilinin yukarıda açıklanan savunmaları değerlendirilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacı alacağının somut olayda esasen fona devredilen … A.Ş.’nin işleminden kaynaklanması karşısında, 5411 sayılı Bankalar Kanunu’nun 140’ıncı maddesi uyarınca davalı Banka harçtan muaftır. Mahkemece, davalı bankanın harçtan muaf olduğu nazara alınmadan yazılı şekilde harçtan sorumlu tutulması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
5-Kabule göre de, yukarıda (3) nolu bentte açıklandığı gibi … hesabına yatırılan anaparaya bu miktarın yatırıldığı tarihten itibaren avans faizi uygulanması gerekmekte iken mahkemece infazda tereddüte sebebiyet verecek şekilde “Dava konusu olan 14.250 TL’nin hesabın açıldığı tarihten vade sonuna kadar olan ödeme tarihi için TCMB nin o tarihte yürürlükte olan %80 faizi ile davaya konu temettünün vade tarihinden sonraki dönemlere ilişkin müteakiben ilan edilen avans faiz oranlarında hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine” dair hüküm tesisi de doğru görülmemiş…” gerekçesiyle Mahkememizin … esas … karar sayılı 11/02/2015 tarihli kararının bozulmasına karar vermiş, bozma ilamına karşı davalı vekili ve feri müdahil vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulmuş ve Yargıtay 11.HD 20/03/2018 tarih 2016/8051 esas 2018/2114 karar sayılı ilamında HUMK 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiş, bunun üzerine dosya Mahkememizin 2012018/323 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında bozmaya uyulmasına karar verilerek 09/07/2018 tarih 2018/661 karar sayılı kararında “…Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir. Emsal Yargıtay İlamları ve somut olaya bakıldığında ; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/ k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişilerin tüketici olarak tanımlandığı, davacının ticari veya mesleki amaç ile hareket ettiğine dair herhangi bir iddia ileri sürülmüş olmayıp, davacının tüketici olduğu, aynı Yasa’nın 1. bendinde bankacılık işleminin dahi tüketici ile yapılmış olması halinde tüketici işlemi olduğunun ve 73/1. maddesi uyarınca da tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiği, her ne kadar 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde bankacılık işlemlerden doğan davaların ticari dava olduğu belirtilmiş ise de, 6502 sayılı yasanın 83/2 maddesindeki “…(2) Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü uyarınca davanın ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Davanın 6502 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılmış bulunması nedeniyle Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu…” gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, dosyanın görevli tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, verilen görevsizlik kararının istinaf edilmeden kesinleşmesi üzerine dosya …. Tüketici Mahkemesine tevzi edilerek …. Tüketici Mahkemesinin … esas sırasına kaydedilmiştir.
…. Tüketici Mahkemesi … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde 22/10/2019 tarih … karar sayılı kararı ile “…(TÜKETİCİ MAHKEMESİ DOSYALARI UYAP’A EKLENMEMİŞ, EKLENİNCE BU KISMI DÜZENLE)…” gerekçesiyle davanın kabulüne, 14.250-TL nin 13/12/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 2/2.maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, …. Tüketici Mahkemesi … esas … karar sayılı kararının davalı vekili, feri müdahil vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi için Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 11.HD 20/10/2020 tarih 2020/388 esas 2020/4262 karar sayılı ilamında; “…Somut olayda, 18.04.2014 tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada, 09.07.2018 tarihinde tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve karar temyiz edilmeksizin 07.09.2018 tarihinde kesinleşmiş, davaya tüketici mahkmesinde devam olunarak davanın esası hakkında hüküm tesis edilmiştir. Ancak, davanın açıldığı tarih ve 6502 sayılı Yasa’nın geçici 1. maddesi dikkate alındığında, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda HMK’nın 1. maddesi uyarınca görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği gibi, temyiz edilmeksizin kesinleşen asliye ticaret mahkemesi kararının tüketici mahkmesini bağlamayacağı hususu da gözden kaçırılarak işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamış hükmün re’sen bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle …. Tüketici Mahkemesi … esas … karar sayılı kararının bozulmasına karar vermiş, bozma ilamı üzerine dosya …. Tüketici Mahkemesi … esas sırasına kaydedilmiştir.
…. Tüketici Mahkemesi … esas sayılı dosyasında bozmaya uyulmasına karar verilerek 09/12/2020 tarih … karar sayılı kararında Yargıtay 11.HD 20/10/2020 tarih 2020/388 esas 2020/4262 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına, davanın görev nedeniyle usulden reddine, Mahkemenin görevsizliğine ve görevli mahkemenin …. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun belirlenmesine karar verilmiş, verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine dosya Mahkememize tevzi edilerek Mahkememizin 2021/31 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2021/31 esas sayılı dosyasında, Yargıtay 11.HD 14/03/2016 tarih 2015/8185 esas 2016/2753 karar sayılı ilamı doğrultusunda rapor tanzimi için dosya bilirkişiye verilmiş, Bankacılık alanında uzman bilirkişi Ahmet Salih Ekici 03/08/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı tarafça sunulan evraklar üzerinde yapılan incelemede … hesapları ile ilgili olarak 06.10.1999 tarihli hesap hareketlerinin dava dosyasına sunulduğu, son işilem tarihi olan 13.12.1999 tarihi ile ilgili … hesaplarına ilişkin bir belge tespit edilemediği, davalı tarafından sunulan …’e ait çift imzalı kaşeli … … hesap defterinde 13.12.1999 tarihinde 14.250,000.000 TL ( 14.250 TL) … yeni vadeli bağlandığının tespit edildiği, Bu tespitler neticesinde; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/8185 e 2016/2753 k 11.02.2015 tarihli kararında belirtildiği şekilde 13.12.1999 tarihinden itibaren 18.01.2021 tarihine kadar avans faizi işletilerek hesaplama yapılacağı, bu çerçevede, 18.01.2021 dava tarihi itibari ile davacının 14.250 TL ana para ve 75.522,13 TL faiz alacağı tespit edildiği açıklanarak konunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin yorumu, delillerin değerlendirilmesi ve nihai kararı Mahkemeye ait olmak üzere; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/8185 e 2016/2753 k 11.02.2015 tarihli kararında; “… … hesabına yatırılan anaparaya bu miktarın yatırıldığı tarihten itibaren avans faizi uygulanması gerekmekte iken mahkemece infazda tereddüte sebebiyet verecek şekilde “Dava konusu olan 14.250 TL’nin hesabın açıldığı tarihten vade sonuna kadar olan ödeme tarihi için TCMB nin o tarihte yürürlükte olan 80 faizi ile davaya konu temettünün vade tarihinden sonraki dönemlere ilişkin müteakiben ilan edilen avans faiz oranlarında hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine dair hüküm tesisi de doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” şekline karar vermiş olduğu, dava dosyasına sunulan evraklar üzerine yapılan incelemede; Davacı …’e ait çift imzalı kaşeli … … hesap defterinde 13.12.1999 tarihinde 14.250.000.000-TL (14.250-TL) … yeni vadeli bağlandığı tespit edilmiş olduğu Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/8185 e 2016/2753 k 11.02.2015 tarihli kararında belirtildiği şekilde 13.12.1999 tarihinden itibaren 18.01.2021 tarihine kadar avans faizi işletilmesi yönünde hükmü doğrultusunda 13.12.1999 tarihinden 18.01.2021 dava tarihine kadar yapılan hesaplama neticesinde; davacının 14.250 TL ana para ve 75.522,13 TL faiz alacağı tespit edildiği, Tarafların yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve icra inkâr tazminatına ilişkin taleplerinin Mahkemenin takdirlerinde bulunduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı dava açıldıktan sonra 02/04/2018 tarihinde vefat etmiş olup, vefat eden davacının mirasçılık belgesi sunulmuş, mirasçıları eklenerek taraf teşkili sağlanmış, davacı vekilince mirasçılara ilişkin vekaletname sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Mahkememizce alınan 03/08/2021 tarihli raporunda; davacı tarafından yatırılan ana paranın 14.250,00-TL olduğu ve bu ana paranın 13/12/1999 tarihinde yatırıldığı tespit edilmiş, bozma ilamında yatırılan ana paraya bu miktarın yatırıldığı tarihten itibaren avans faizi uygulanması gerektiği belirtildiğinden davanın kabulü ile 14.250,00-TL’nin 13/12/1999 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı alacağının somut olayda esasen fona devredilen … A.Ş.’nin işleminden kaynaklanması karşısında, 5411 sayılı Bankalar Kanunu’nun 140’ıncı maddesi uyarınca davalı Banka harçtan muaf olduğundan davalı Bankadan harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği,
Ayrıca 6100 sayılı HMK’nun 331/2. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise, talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderleri ödemeye mahkum eder” hükmünü içermektedir.
….Tüketici Mahkemesinin … esas … karar sayılı görevsizlik kararı gereğince de HMK’nun 331/2. maddesi gözetilerek, kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulüne,
14.250,00-TL’nin, 13/12/1999 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak miras payları oranında davacılara verilmesine,
2-Davalı Banka 5411 sayılı Kanun 140.maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan davalıdan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvurma harcı, 243,40-TL peşin harç, 3,80-TL vekalet harcı, 680,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 952,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
6-….Tüketici Mahkemesinin … esas … karar sayılı görevsizlik kararı gereğince de HMK’nun 331/2. maddesi gözetilerek, kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT 7.maddesi gereğince ön inceleme tutanağı imzalanmadan görevsizlik kararı verildiğinden tarifede yazılı ücretin yarısı olan 2.040,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, feri müdahil/vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır