Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/304 E. 2021/493 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/304 Esas
KARAR NO:2021/493

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/05/2021
KARAR TARİHİ:25/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin nezdinde …-… numaralı “…’’ ile sigortalı bulunan dava dışı… (…) …. ait … plakalı aracın,… AŞ. personeli …’ın kusurlu eylemleri neticesinde 10.06.2019 tarihinde hasar gördüğünü, davaya konu trafik kazasının; sürücü ve aynı zamanda vale peraonefi olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı sigortalı vasıtanın 10.06.2019 tarihinde vale park hizmeti dahilinde iken maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, hasara ilişkin,” -10.06.2019 tarihinde …vale park hizmeti dahilinde … plakalı … marka araç vale hizmet noktasında misafirimiz teslim edilerek aracın sağ arka stop lambasında hasar olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu hasara dair kamera görüntüleri ile diğer tespitler yapılacak ve misafirimiz Sayın … a geri dönüş yapılacaktır.” şeklinde … Hizmetleri tarafından tutanak düzenlendiğini, kazaya kusurlu eylemleri ile sebebiyet veren vale personeli …’ın, Savunma Talep Formunda ‘… plakalı araç ile manevra alırken araç altımdan kaçırmam sebebiyle ufak bir dokunuş ile sağ arka stop lambası çatlamıştır.” Şeklinde beyan edildiğini, hasarın müvekkili şirkete ihbarı üzerine, gerekli tahkikatın başlatıldığını ve hasar ve kusur durumunun tespit için Kasko Anlaşmalı Servis tayin edildiğini, hasar ihbarı üzerine; … San. ve Tıc. Ltd.Şti. tarafından yapılan incelemeler sonrasında hazırlanan 04.09.2019 tarihli Kasko Servis Raporunda; parça malzeme tutarı (A): 2.238,35 TL, isçilikler tutarı (B): 660,00 TL, hasar toplamı (A+B): 2.172,35 TL ~ iskontolu ve KDV’li: 3.295,45 TL hususlarının tespit ve rapor edildiğini, sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya hasar bedeli olan 3.295,45 TL ödendiğini, davacı müvekkili şirket tarafından, davaya konu hasar sebebiyle ödenen bedelin davalıya rücusu kapsamında davalıya 21.11.2019 tarihinde ihtarname gönderildiğini ve herhangi bir cevap verilmediğini, davalılar tarafın ….İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalının haksız itirazından dolayı %20’den aşağı olmamak üzere İcra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini bilvekate arz ve talep ederiz.
Davalı vekil cevap dilekçesinde özetle; Davacının alacak talepleri açısından zamanaşımı defi ileri sürdüklerini, müvekkili … A.Ş., … Cad. … Sok. No:2 … … Kapalı Vale Otoparkında vale hizmeti vermekte olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin sigortası bulunduğunu, davacı tarafın alacak taleplerinin öncelikle müvekkili şirketin sigortalı olduğu şirkete yöneltmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirketin sorumluluğuna dayanak olarak gösterdiği TBK 579/1 maddesi aşağıdaki gibi olduğunu; ‘’ (1) Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan veya çalışanlarınca kabul edilen hayvan, at arabası, bunlara ait koşum ve benzeri eşya ile motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın saklatan veya ziyaretçisi ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluktan kurtulurlar.’’ davacı tarafın müvekkili şirketin kusurunu ispat etmesi gerektiğini, dava konusu olayda müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin olayın gerçekleşmesinde herhangi bir kusuru olmadığını, davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı tarafın, iddia ettiği 10.06.2019 tarihinde … plakalı aracını valeye verdikten sonra meydana gelen olayı ispat etmesi gerektiğini,
fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, husumet nedeniyle davanın reddine, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali talebi ile açılan davanın reddine, davacının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masraflarıyla avukatlık ücretlerinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; Kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinden ibarettir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan kasko poliçesinin incelenmesinden … plakalı aracın kullanım amacının hususu olduğu tespit edilmiştir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2018/1452 Es. Ve 2019/1043 K. Sayılı ilamında “… davacı … vekili kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanarak işbu davayı açmıştır. Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, halefiyete dayandığından mutlak ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigorta şirketi, sigortalının sahip olduğu haktan fazlasına sahip değildir. Dava dışı sigortalı İlhan Çetin’e ait araç hususi otomobil olup ticari nitelikteki araçlardan değildir. Dava haksız fiile dayanılarak açılmıştır. Taraflar arasında ticari ilişki veya sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2014 tarih ve 2014/19739 E. 2014/16457 K. sayılı emsal kararı da bu doğrultudadır.” yönünde karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2018/1191 Es. Ve 2018/765 K. Sayılı ilamında “… iş bu itirazın iptali davası kasko sigorta poliçesinin tarafları arasında değil; haksız fiil sorumluluğundan kaynaklanan dava niteliğinde olup, kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış araç da hususi otomobildir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı … olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.”yönünde karar verilmiştir.
Somut olayda; davacı … vekili kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanarak meydana gelen zararın tahsili amacı ile …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali amacı ile işbu davayı açmıştır. Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, halefiyete dayandığından mutlak ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigorta şirketi, sigortalının sahip olduğu haktan fazlasına sahip değildir. Dava dışı sigortalı …‘ye ait araç hususi otomobil olup ticari nitelikteki araçlardan değildir. Dava dışı sigortalı ile davalı her ne kadar tacir iseler de dava konusu uyuşmazlık ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmamıştır.Dava haksız fiile dayanılarak açılmıştır. Taraflar arasında ticari ilişki veya sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Bu sebeple iş bu dava gerek mutlak ve gerekse nispi ticari nitelikte bir dava değildir. Yukarıda belirtilen istinaf kararlarında da açıklandığı üzere davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından 6100 sayılı HMK ‘nın 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
6100 sayılı HMK ‘nın 20. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-6100 sayılı HMK ‘nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun 6100 sayılı HMK ‘nın 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 25/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza