Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/292 E. 2021/643 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/281 Esas
KARAR NO:2021/645

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/04/2021
KARAR TARİHİ:28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı müvekkilinin … bayisi şirketini 12.10.2018 tarihinde kurmuş ve tek ortağı ile yetkilisi olduğunu, davalı … ise diğer davalı şirketin yüzde 50 hissedarı ve müdürü olduğunu, davalı şirkettin müvekkiline ait şirketle aynı iş kolunda faaliyet gösteren … bayilerinden olduğunu, müvekkili ile davalıların gerek aynı sektörde faaliyet göstermeleri gerekse tanışıklıkları nedeniyle birbirlerine çeşitli konularda yardımcı olduklarını, ekte alım faturası, ruhsatı ve alım sözleşmesi bulunan … Plakalı … Marka Araç Şase No … şase numaralı aracın 153.000,00-TL’ye satın alınması esnasında müvekkilinin elinde peşinatının olmaması ve şirketinin kurulalı çok olmaması nedeniyle kredi uygunluğunun bulunmaması nedeniyle davalıya ait davalı şirket üzerinden … Bankası … Şubesi üzerinden 100.000,00-TL tutarlı 12 ay vadeli 109.609,84-TL bakiyeli kredi çekildiğini ve aracın alım peşinatı olarak da davalı …’den 53.000,00-TL borç alınarak aracın müvekkili tarafından satın alındığını, aracın kredisinin davalı şirketten çıkartılabildiğinden araçta davalı şirket adına tescil ettirildiğini, son taksit ödemesi 01.10.2020 taksidi de dahil olmak üzere araç kredilerinin ödendiği, davalıdan alınan peşinatın 03.03.2020 tarihli dekont ile gönderilen 34.135,00-TL-9.135,00-TL 3. Ay taksiti düşülmesi sonrası 25.000,00-TL ve 04.04.2020 tarihli dekont 46.250,00-TL-9.135,00-TL 4. Ay taksiti düşülmesi sonrası 37.115,00-TL olarak toplam 62.000,00-TL olarak ödenmiş olmasına rağmen davalının uzunca süredir aracı devre yanaşmadığı ve tescil ettirmediği gibi müvekkiline son günlerde maddi durumunun kötüleştiği aracı satarak kullanmak istediğiyle ilgili çeşitli talep ve tehditlerde bulunduğunu, dava konusu işlemle ilgili davalılar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına da ayrıca suç duyurusu çalışmalarının devam etmekte olduğunu, davalıların bir kısım ses kayıtları ile aracın müvekkiline ait olmasına rağmen satışa yönelik tehdit içeren ses kayıtlarının da ceza dosyasına sunulacak olup bilahare bu dosya hakkında beyanda bulunulacağını beyanla … Plakalı … Marka Araç Şase No … şase numaralı aracın dava sonuna kadar tedbiren 3. kişilere satış ve devrinin yasaklanarak aracın siciline işlenmesi adına tedbir kararı verilerek tescil plakası emniyet müdürlüğüne ve türkiye noterler birliğine bildirilmesini, tedbir kararının dosyadaki deliller karşısında HMK 392/F.1 2. cümle kapsamında öncelikle teminatsız yahut uygun bir miktar teminat olarak verilmesini, davalarının kabulünü, … plakalı aracın davalılar adına tescilinin iptaliyle müvekkili adına tescilini, bu husus mümkün olmazsa ve tescil taleplerinden sonra gelmek üzere terditli olarak aracın güncel değerinin tazminat olarak müvekkiline ödenmesine yönelik belirsiz alacak davalarının kabulünü, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;Bu davanın ticaret mahkemelerinin görev alanı dışında kaldığını, görevsizlik kararı verilerek dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili …i’nin yerleşim yerinin … olmakla davaya bakmakla yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi’ olduğunu, davacının tescilini talep ettiği aracın hak sahibinin hiçbir zaman davalı müvekkili …i olmadığından husumetin bu davalıya yöneltilmesinin başlı başına ret sebebi olduğunu, dava konusu araç üzerinde davalı müvekkili şirket ve diğer davalı … Şehremini hak sahibi olmadığından ve keza dava dilekçesinde husumetin şirket ortağına yöneltilmesini gerektirir bir gerekçe de yer almadığından davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesindeki tüm davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca huzurdaki davanın kanunen tayin edilen hak düşürücü süreler geçirildikten sonra açıldığını, hukuki yararın dava şartı niteliği taşıdığı, dava şartı eksikliğinin süre verilerek giderilemeyeceği gözetilerek huzurdaki davanın dava şartlarından hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde, davacının sahibi olduğu … … San. Tic.Ltd.Şti. ile davalı müvekkil …i’nin sahip olduğu diğer davalı … şirketinin … bayii olmaları ve tanışıklıkları sebebiyle ticari konularda birbirlerine yardımcı oldukları iddiasının bulunduğunu, oysa ki davacının iddia ettiği ” yardım ” ilişkisinin ötesinde taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin mevcut olduğunu, somut olay bakımından da taraflar arasında ortak amaç ve işbirliği ile hareket edilerek bir adi ortaklık kurulduğunu, davalı şirketin de iş ortağı olan … … A..Ş., 2018-2019 yıllarında halihazırda bayiisi olan şirketlere şirket politikası gereği ikinci bayiliği vermediğinden davalı müvekkili …i ve davacı bir araya gelerek … bayiisi olmak üzere … Tek. San. Ltd.Şti.’ni kurduklarını, davacının sahibi olduğu … Tek.San.Ltd.Şti.’nin kuruluşunda, davalı müvekkili …i tarafından yaklaşık 150.000,00 TL masraf yapıldığını, davacı üzerine kurulan şirketin tüm tadilat işleri,ofis malzemeleri, ilk aşamada 6 aylık kirası, … …’de çalışmakta olan personel giderlerinin tamamı ( ücret, sgk,vergi, kdv, muhtasar gibi tüm mali ödemeler vs gibi ) davalı müvekkili tarafından yapıldığını, bu masrafın haricinde davalı müvekkili …in sermaye olarak 300.000,00 TL koyduğunu, davacının ise sadece şahsi emeğini sermaye olarak koymuş ve şahsi emeğinin karşılığı olarak da kendisine aylık 10.000,00 TL ödendiğini, taraflar arasındaki anlaşmaya göre, davacıya müşteri olarak davalı şirket … üzerinden gönderilen müşterilerden elde edilen gelirin tamamı ve davacının şirketi üzerinden … müşterisi olan müşterilerden elde edilen gelirin %50’si davalı müvekkili …i’ne ait olacağı, davacıya aylık 10.000,00 TL ücret ödeneceği ve personel desteği sağlanacak ve keza her biri aylık 2.000,00 TL karşılığında dört adet araç tahsis edileceği, davacıya tahsis edilen araçlardan birinin de davalının kendisine ait olduğunu iddia ettiği … plakalı araç olduğunu, davacının kendisine ait olan araç da … … tarafından kiralanarak davacıya her ay 1.500,00 TL tutarında araç kira bedeli de ödendiğini, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi esnasında, davacının üzerine düşen yükümlülükleri ve sorumlulukları sözleşme ilişkisine uygun şekilde yerine getirmemeye başladığını, davalı müvekkili …i’nin güvenini sarsacak türden tutum ve davranışlar sergilemeye başladığını, davacının kötüniyetli tutum ve davranışları sonucunda, davalı müvekkili …in Borçlar Kanunu’nun 642.maddesi uyarınca adi ortaklığın feshedilerek tasfiye edilmesi talebi ile davacı ile görüşme sağladığını, bu görüşmede taraflarca davacının 475.000,00 TL ödeme yapması şartı ile ortaklığı tasfiye edebileceklerini kararlaştırdıklarını, kararlaştırılan bu tutarın adeta davalı müvekkilinin zarar etmesine sebep olabilecek türden bir tutar olmasına rağmen davalı müvekkili yine iyiniyetli davranarak davacının ödeyebileceğini söylediği meblağ üzerinden mutabakat sağlama yoluna gittiğini beyanla davacının dava sırasında ileri süreceği bilahare hususlara karşı cevap, itiraz ve yasal talep, dava hakları saklı kalmak kaydı ile; haksız ve yersiz açılmış davada, öncelikle usuli itirazları yönünden reddine, görev itirazı ve yetki itirazlarının dikkate alınarak görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesine, davanın esasına girilmesi halinde ise istisnasız davacının tüm taleplerinin ve davanın reddine, yargılama masraf ve avukatlık ücretinin de karşı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; … Plakalı … Marka Araç Şase No … Şase Numaralı aracın davacı adına tescili, mümkün olmaması halinde aracın güncel rayiç değerinin davalılardan tazmini talebinden ibarettir.
Mahkememiz tarafından davacı vekili tarafından dosyaya sunulan … Plakalı sayılı araca ait ruhsat suretinin incelenmesi neticesinde … Plakalı aracın kullanım amacının hususu olduğu tespit edilmiştir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda davacı tarafından davalılar aleyhine açılan … Plakalı … Marka Araç Şase No … Numaralı aracın davacı adına tescili, mümkün olmaması halinde aracın güncel rayiç değerinin davalılardan tazmini talepli iş bu davanın, davacın yetkilisi olduğu … Tek.San.Ltd.Şti. adına açılmadığı gerçek kişi olarak davacı tarafından kendi adına açıldığı, davanın ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmadığı, … plakalı aracın kullanım şeklinin hususi olduğu bu sebeple iş bu davanın mutlak ve gerekse nispi ticari nitelikte bir dava olmadığı bu nedenle davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı asil, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır