Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/252 E. 2021/843 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/252 Esas
KARAR NO :2021/843

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/04/2021
KARAR TARİHİ:23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı/Borçlu “…” aleyhinde, cari hesap ekstresinden kaynaklı bakiye alacağına ilişkin olarak 09.02.2021 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, 23.02.2021 tarihinde ise icra takibine konu borca, takibe, yetkiye, faize ve borcun fer’ilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durdurulduğunu, davalı/borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazların iptali ve müvekkilinin alacağına kavuşmasını sağlamak amacıyla itirazın iptali davası açma zorunlulunun hasıl olduğunu, her ne kadar borçlu tarafından icra takibine itiraz edilerek, alacaklı müvekkiline herhangi bir borcunun bulunmadığı beyan edilmişse de; takip tarihinden sonra (12.02.2021 tarihinde) borçlu tarafından alacaklı müvekkiline 8.000 TL tutarında kısmi bir ödeme yapıldığını beyanla öncelikle borçlunun yetki itirazının reddine, başlatılan icra takibine yapılan itirazların iptaline, kötü niyetli borçlu aleyhine % 40’tan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı’na hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE:
Dava; Cari hesap alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili davada;…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, cari hesap dökümü, tarafların ticari defterleri, bilirkişi ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememiz tarafından İstanbul Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … vergi sicil numaralı davalı …’nin 2019 ve 2020 yıllarına ait BA/BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup İstanbul Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından cevaben yazıları eklerinde …nin 2019 ve 2020 yıllarına ait BA/BS formlarının Mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
Davaya dayanak ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 33.742,95 TL cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için 09.02.2021 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından icra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine karşı yetki itirazında bulunulmuş ancak yetkili icra dairesi belirtilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın Madde 19- (2) maddesi ” Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememiz tarafından davalının icra dairesinin yetkisine karşı yapmış olduğu itirazının davalının icra dairesindeki itirazının yetkili icra dairesini göstermemesi nedeniyle HMK.19(2) maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia, icra dairesine sunulan itiraz dilekçesi ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller ile tarafların ilişki dönemini kapsayan 2021 yılına ait tarafların ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanması ve taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…Davacı kayıtlarında, davalı cari hesabının, takip tarihi itibari ile, 33.742,96 TL borç bakiyesi verdiği, davalının takipten sonra 12.02.20121 tarihinde 8.000,00 TL ödediği, böylece davacının dava tarihi itibari ile davalıdan olan alacak tutarının 25.742,96-TL olduğu,
Davalının ticari kayıtlarını ibraz etmediği,
Davacının, aynı zamanda irsaliye yerine geçerli olarak, davalı adına düzenlediği e-arşiv faturalarda malları teslim alanın unvan, isim ve imzasının yer almadığı, teslim olunduğu iddia olunan malların davalıya teslimine ilişkin VUK tanımlanmış herhangi bilgi ve belgenin dava dosyası içerisinde yer almadığından, davacının, davalıdan olan cari hesap alacağının teslime dayalı fatura alacağı olup, olmadığı teyit edilemediği,
Davacı Kayıtlarında, davalıya KDV dahil, 2019 yılında 38 ft. karşılığı 71.893,43 TL,, 2020 yılında 15 fatura karşılığı, 70.742,96 TL’lik fatura düzenlendiğinin tespit edildiği Davalının bağlı bulunduğu, Beyoğlu vergi dairesinden gönderilen BA bildirimlerinden davacının düzenlediği fatura adedi ve KDV dahil tutarlarının 2019 yılında, 5 fatura karşılığı, 10.157,00 TL(KDV dahil 11.985,26 TL), 2020 yılında 8 fatura karşılığı, 32.463,00 TL (KDV dahil 38.306,34 TL) olarak bildirildiğinden davacı kayıtlarında yer alan, davacı cari hesabına borç kaydedilen, faturalaradedi ile, KDV dahil tutarları arasında farklılık bulunduğu ve birbirini teyit etmediği, (farklılığın bildirime esas alınacak faturalar toplamının bildirim olunan aydaki faturaların tamamının değil, 5.000.-TL üzerindeki alım ve satımların bildirilmesinden kaynaklanmış olabileceği değerlendirilmiştir.), Davacının takip konusu alacak tutarını oluşturan faturaların tamamının davalı kayıtlarında yer alıp, almadığının davacının ticari defter kayıt ve ekleri belgelerden ve davacının dava dosyasına sunmuş olduğu bilgi ve belge ile davalı vergi dairesinden gönderilen bildirimlerden teyit edilemediğini,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/69 Esas ve 2018/541 Karar sayılı ilamında “… Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun bu konuda yerleşmiş içtihatlarana göre; icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayasıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında davacının hukuki bir yararı bulunmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 03/05/2017 tarih 2017/11/80 Esas 2017/889 Karar karar sayılı ilamı ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 12/03/2018 tarih 2016/14978 Esas 2018/1132 Karar sayılı ilamı) ” yönünde karar vemiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 33.742,95 TL cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafından borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı ve mahkememiz tarafından yapılan yargıla sırasında alınan bilirkişi raporunda davacı kayıtlarında, davalı cari hesabının, takip tarihi itibari ile, 33.742,96 TL borç bakiyesi verdiği, davalının takipten sonra 12.02.20121 tarihinde 8.000,00 TL ödediği, böylece davacının dava tarihi itibari ile davalıdan olan alacak tutarının 25.742,96-TL olduğu, davalının ticari kayıtlarını ibraz etmediğinin tespit edildiği, yukarıda belirtilen istinaf kararında da değinildiği üzere takip tarihinden sonra tahsil edilen 8.000,00 TL yönünden davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığı, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 25.742,96-TL alacaklı olduğu, ihtaratlı tebligata rağmen davalı yanın inceleme günü gelmediği, davalının ticari defter ve belgelerini sunmadığı, TTK 83, HMK 220 ve 222. maddeleri uyarınca davacı tarafın kayıtlarının esas alınması gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 25.742,96 TL üzerinden iptali ile, takibin 25.742,96 TL olan asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, icra takibinden sonra ancak dava açılmadan önce ödenen 8.000,00 TL açısından davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle fazla talebin reddine, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 25.742,96 TL üzerinden iptali ile, takibin 25.742,96 TL olan asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, icra takibinden sonra ancak dava açılmadan önce ödenen 8.000,00 TL açısından davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle fazla talebin REDDİNE,
2-)Alacağın %20′ si oranındaki 5.148,59 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.758,50-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 407,54-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.350,96-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 407,54-TL peşin harç ve 8,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 475,34-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 825,00-TL yargılama giderinen red ve kabul oranına göre hesaplanan 629,40-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesin 13/1 maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Davacı tarafından yatıralan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı