Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/247 E. 2022/466 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/247 Esas
KARAR NO :2022/466

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/04/2021
KARAR TARİHİ:08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, davacının cari hesap ekstresi ışığında alacağı olan 50.178,00 TL’nin tamamı için icra takibi başlattığını, ancak davalı şirketin 03.11.2020 tarihli haksız itirazı nedeniyle söz konusu icra takibi hakkında icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının icra takibine yapmış olduğu itiraz içerisinde faiz oranına da haksız olarak itiraz edildiğini, iki tarafın da tacir olduğunu aralarındaki ticari ilişkinden kaynaklı olarak cari hesap ortaya çıktığını ve bu edenle icra takibine girişildiğini, Yargıtay’ın yerleşik içhatları ve ilgili kanun metinleri incelendiğinde uygulanacak faizin tacir olması gerektiğini ve davacı tarafından talep edilen faiz oranının haklı olduğunu, davacı tarafından davalı yan ile anlaşma amacıyla arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu fakat anlaşmaya varılmadığını, itirazın iptali ile takibin devamına, haksız yere borca itiraz eden davalının %20’den az olmamak kaydi ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasının itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içinde açıldığını, söz konusu dava süresinde açılmadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, söz konusu davanın ticari dava uyuşmazlığı olduğunu be nedenle davacının öncelikle dava konusu ettiği tüm konularda arabuluculuğa başvurduğunu ispat etmesi gerektiğini, davalı şirketin takip konusu faturalara itiraz etmemesi ve ticari defterlere işlemiş olması arasındaki ticari ilişkinin ve fatura konusu mal ve hizmetin teslim edildiği anlamına gelmediğini, yüksek yargı kararları ile sabit olduğu üzere fatura söz konusu mal ve hizmetlerin teslim edildiğini ispatlamak davacının üzerinde olduğunu, ancak davacı ikame ettiği iş bu haksızlık davada bu ısını kanıtlayacak herhangi bir delil sunmadığını, davacının davalı şirket aleyhine başlattığı icra takibine yönelik borca ve tüm ferlerine ilişkin itirazlarını bir kez daha yenilediklerini, kötü niyetli ve haksız kazanç sağlamaya yönelik huzurdaki davanın reddini ve davacı şirketin takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü Niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davanın; Cari hesaptan kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …Anonim Şirketi, borçlunun … Ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, takibin 50.178,00-TL asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu,05/10/2020 tarihli ödeme emrinin 02/11/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 04/11/2020 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Mali Müşavir …’ ın sunduğu bilirkişi raporunda özetle; Davacı … A.Ş tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu faturanın e-fatura şeklinde usulüne uygun düzenlendiği, faturanın davalı yana e-arşiv portalı üzerinden teslim edildiği, davalı yanın faturaya takip öncesi itirazının olmadığı, davacının takip dayanağı alacağına esas fatura münderecatındaki danışmanlık Hizmetinin davalının bilgisi dahilinde olduğu kanaati hasıl olmuştur. Davacının ticari defterlerine göre; Davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi (05.10.2020) itibariyle davalı yandan 50.178,00 TL alacaklı olduğu, Davalı taraf 27.10.2021 tarihinde incelemeye katılmadığı, ticari defter ve kayıtları ibraz etmediğinden davalı taraf ticari defter kayıtları üzerinden bir tespitin yapılamadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında Davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydı olarak Asıl Alacak olarak 50.178,00 TL tutarında Alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının 4620 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının …Anonim Şirketi, borçlunun … Ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, takibin 50.178,00-TL asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu,05/10/2020 tarihli ödeme emrinin 02/11/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 04/11/2020 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 09/04/2021 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olup bu kapsamda yapılan değerlendirmede; davanın hastane hizmet bedelinden kaynaklanan fatura ve cari hesaba ilişkin yürütülen takibe yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, hizmet nedeniyle düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın TBK 146.maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, dayanak faturaların 2020 24/03/2020 ve 25/03/2020 tarihli olduğu, takibin 05/10/2020 tarihinde başlatıldığı, takiple birlikte zamanaşımı süresinin kesildiği ve eldeki davanın 09/04/2021 tarihinde açıldığı, TBK 146.maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmeyerek zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil teşkil ettiği, takip dayanağı cari hesap ekstresine konu faturanın e fatura şeklinde usulüne uygun düzenlendiği ve davalıya e fatura portalı üzerinden teslim edildiği, davalının faturaya itirazının bulunmadığı, böylece davacının fatura içeriği hizmeti ifa ettiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 50.178,00-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davalının zamanaşımı itirazının reddine,
2-Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 50.178,00-TL alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa reeskont avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
3-Alacağın %20’si oranında 10.035,60-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 3.427,66-TL harçtan peşin alınan 606,03-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.821,63-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 606,03-TL peşin harç, 8,50-TL vekalet harcı, 70,50-TL tebligat/ posta gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.644,33-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 7.323,14-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır