Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/220 Esas
KARAR NO:2021/476
DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/03/2021
KARAR TARİHİ:22/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Dış Tic. Ltd. Şti. dijital ortamda altyapı, entegrasyon ve geliştirme hizmetleri sunan bir şirket olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirketten; ulaştırma yönetimi(OTM) ve depo yönetimi(WTM) işlerini içeren iki ayrı fazdan ibaret bir dijital(bulut) hizmet/program aboneliği satın alınmış olup; bu kapsamda davalı … Dış Tic. Ltd. Şti.(“Yüklenici şirket” olarak anılacaktır.) tarafından; satın alınan işbu hizmet/programın müvekkili şirket adına yapılandırılması, geliştirilmesi ve müvekkili şirketin kullanımına hazır hale getirilmesi adına müvekkili şirkete bir proje teklifi sunulduğunu, projeye ait tüm teknik işler ve bu işlerin kapsamı, proje adımları ve fiyatları, projenin tamamlanma ve teslim süresi projede detaylı olarak yer aldığını, bununla birlikte yine işbu projede, proje konusu sistemin taahhüt edilen proje takvimi içerisinde müvekkil şirkete uyumlu olacak şekilde; analizi, tasarımı, tedariki, kurulumu, geliştirilmesi, çalıştırılması ve yönetimi için gerekli desteklerin sağlanması ile yine çalışır vaziyette teslimi hususlarında taahhütlerde bulunulduğunu, zira, yüklenici şirket tarafından 2 ayrı fazdan ibaret işbu projenin hangi süreçte hangi adımlarının müvekkili şirketin kullanımına hazır hale getirileceği proje teklif formundaki zaman çizelge tablolarında da açıkça yer aldığını, bu kapsamda müvekkili şirkete sunulan teklifin davalı taraf, 1. Aşama (1. Faz) için verilen zaman çizelgesi doğrultusunda 8 Nisan 2019 – 5 Ağustos 2019 tarihleri arasında 1. Aşamayı bitirmeyi; 2. Aşama (2. Faz) için verilen zaman çizelgesi doğrultusunda ise 5 Ağustos 2019 – 28 Ekim 2019 tarihleri arasında 2. Aşamayı bitirmeyi taahhüt ettiğini, ayrıca; işbu projeye ilişkin ödemelerin müvekkili şirket tarafından %10’unun işin başında avans adı altında, kalan ödemelerin ise yüklenici şirketin 2 ayrı fazda taahhüt ettikleri tasarım-yapı-test ve dağıtım adımlarını tamamlamalarını müteakiben 4 taksit ve 30 günlük vadeler ile bir başka bir deyişle ise; anahtar teslim-götürü bedel şeklinde yapılacağı hususunda mutabık kalındığını, nihayetinde; anılan programın, müvekkili şirketin kullanımına uygun hale getirilebilmesi için yüklenici şirket tarafından müvekkili şirkete sunulan işbu proje teklifi, müvekkili şirket tarafından 24.05.2019 tarihinde kabul edilmiş, 10.06.2019 tarihinde ise yüklenici şirket ile iş birliğine başlandığını, zira işbu proje teklifi üzerinde mutabık kalındığı ve davalı tarafça bu doğrultuda çalışmalara başlandığı hususunda da herhangi bir ihtilaf söz konusu olmadığını, proje teklifinde yer alan tüm taahhütlere rağmen; yüklenici şirket tarafından, proje kapsamında yapılması taahhüt edilen işler yapılmadığını, projenin sürekli olarak geciktirildiğini, davalı tarafın sağladığı ekip ile oryantasyon toplantıları yapıldıktan sonra ilgili ekibin bu projeyi yapamayacağı anlaşılınca davalı tarafça farklı kişilerden oluşan yeni bir ekip oluşturulduğunu, bu ekip için de davacı müvekkilice yeniden masraf yapılarak oryantasyon çalışması yapılmış ve ilgili ekip de projeyi bir türlü bitiremeyerek davacı müvekkilinin hem birçok masraf yapmasına sebep olmuş hem de zaman kaybı ile davacı müvekkilinin ihtiyaç duyduğu yazılıma kavuşmasının engellendiğini, sonuç itibariyle dava konusu sistemin tamamlanarak müvekkili şirkete teslim edilemeyeceği anlaşılmış, çünkü teklif formunda belirtilen proje adımlarının implentasyonları takvim süresi içerisinde tamamlanamamış ve müvekkili şirket yüklenici şirketten taahhüt ettiği neredeyse hiçbir aksiyonu alamadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından, davalı tarafın ilgili proje kapsamında yazılımı tamamlamadığı bulut tabanlı yazılımın ana geliştiricisi ve projeyi sunduğu teklif kapsamında tamamlayan … … Ltd. Şti. unvanlı şirketten davalı tarafın yapmadığı/ tamamlamadığı işlerin tespit edilebilmesi ve yazılımın tamamlanması talep edildiğini, müvekkili şirketin bu talebi üzerine bahsi geçen … … Ltd. Şti. tarafından sunulan 18.09.2019 tarihli inceleme/teklif yazısı ile inceleme tarihine dek tamamlanması öngörülen proje adımlarının depo yönetimine ilişkin kısmının (WTM) ancak 1/6’sının, nakliye yönetimine ilişkin kısmının (OTM) ise ancak 1/3’ünün tamamlandığı, dolayısıyla davalı tarafın işi neredeyse hiç yapmadığı daha doğru bir deyişle yapamadığının anlaşıldığını, tüm bu sebeplerle 18 Eylül 2019’da müvekkili şirket tarafından, taahhüt ettikleri edimleri yerine getirememeleri sebebi ile davalı taraf ile aradaki anlaşmaya son verildiğini, davalı şirket müvekkili şirketin talimatları ile sistemden el çektirildiğini, eserin, belirlenen ifa zamanında teslim edilemeyeceği kesin ise iş̧ sahibi TBK 473/1 uyarınca, ifa zamanını beklemeksizin sözleşmeden dönebildiğini, bunun üzerine ise davalı tarafından tamamlanamayan ve başlangıç seviyesinde bırakılan işin tamamlanması için dava dışı … … Ltd. Şti. unvanlı şirket ile yeni bir anlaşma yapıldığını ve dava konusu sistemin, dava dışı … … Ltd. Şti. unvanlı şirket tarafından müvekkili şirkete hazırlanarak teslim edildiğini, ayrıca dava konusu sistemin davalı şirket tarafından hangi aşamada bırakıldığının tespit edilebilmesi amacıyla …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası kapsamında da delil tespiti başvurusunda bulunulduğunu, hal böyle iken taahhütlerini yerine getiremeyen davalı tarafa müvekkili şirket tarafından iş sonlandırıldıktan sonra ödenen 01.08.2019 tarihli ve … No.lu faturaya ilişkin $63.720,00 fazla ödeme olarak kaldığını, davalı tarafa işbu fatura iade edilmiş, 31.12.2019 tarihli, … No.lu ve 63.720,00-USD bedelli fatura düzenlenmek suretiyle 63.720,00-USD’lik ödemenin iadesi talep edilmişse de davalı tarafça haksız olarak işbu bedel ödenmediğini, oysa ki davalı taraf edimlerini ifa edememiş, proje adımlarını yerine getiremediğini, başlangıç aşamasında bıraktığı yazılımın da tek başına hiçbir anlam ifade etmediği, işbu yazılımın ancak ve ancak yeniden hazır hale getirilmesinden sonra kullanabileceğinin açık olduğunu, dolayısıyla davalı tarafça anlaşmaya dayalı edimlerininin yerine getirilmemesi sebebiyle sona eren anlaşma kapsamında yapılan ödemenin de davalı tarafından iade edilmesi gerektiğini, ayrıca davalı taraf, iade ile yükümlü olduğu bedeli iade etmemek için süreç içerisinde def’aatle fatura düzenlendiğini beyan etse de verilmeyen, verilemeyen bir hizmete ilişkin düzenlenen faturanın tek başına alacağa hukuken hak kazanıldığı anlamına gelmediğini, faturanın tek başına alacağın varlığına delil teşkil etmeyeceğini, tüm bu sebeplerle dava konusu anlaşmanın ana unsurunun yazılım geliştirme hizmeti olduğu göz önünde bulundurulduğunda ve bu yazılım geliştirme hizmetinin davalı şirket tarafından tamamlanamadığı, işin kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceğinin açıkça anlaşıldığını ve bu sebeple müvekkili şirket tarafından sözleşmeden dönüldüğü, bu hizmetin kabulünün müvekkil şirketten beklenemeyeceği ve davalının herhangi bir ücrete hak kazanamamış olduğu ortada olup; müvekkili şirket tarafından işin bitirileceği inancı ile davalı şirkete ödenen bedelin müvekkili şirkete iadesi ile tahsilinin gerektiğini davalı taraf ile her ne kadar arabuluculuk süreci yürütülmüşse de işbu arabuluculuk sürecinde de anlaşmak mümkün olmadığını, açıklanan tüm bu hususlara binaen, davalı şirkete ödenen 63.720,00-TL’nin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.000,00-USD’sinin iadesi ile davalı şirketten tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İkame edilen söz konusu dava dosyasında davacı tarafından müvekkili aleyhine haksız ve mesnetsiz olarak müvekkilin proje kapsamında taahhüt ettiği işlerin eksik yapıldığı iddiasıyla alacak davası açılmış olup; davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket ile davalı taraf arasında … … sisteminde yer alan modüllerin davalı şirket bünyesinde kullanılabilir bir yapıya kavuşturulması için gerçekleştirilecek yerleştirim çalışmaları için gerekli olan program yönetim, teknik ve fonksiyonel danışmanlık hizmetleri ihtiyaçlarının müvekkil şirket tarafından … … ve … adreslerinde karşılanması için sözleşme hazırlanmış; sonrasında davalı tarafın talebi ile aynı çalışmanın adam/gün (timesheets) şeklinde ilerlemesi kararlaştırılmış ve hak edişlerin bu şekilde ödeneceği belirtildiğini, dava dilekçesi ekinde karşılıklı olarak mutabakata varılmışcasına sunulan proje teklifinden alınan dokümanlar ise imzalanmamış, davacı tarafın talebiyle projenin adam/zaman çalışması şeklinde yürütülmesi hususunda karşılıklı mutabakata varıldığını, müvekkili şirket davacı şirket ile herhangi bir sözleşme imzalamamış, dava dilekçesi ekinde sunulan ve müvekkili şirketin logosu bulunan her bir sayfa sözleşmeymiş gibi bir izlenim verilmek amacıyla teklif dokumanından alınıp konulduğunu, delil listesinde bulunan taslak sözlemeye müvekkili şirket tarafından onay verilmesine ragmen sözleşme imzalanmadan davacı tarafından projeye … proje yöntemi ile devam etme ve kaynak kullanma kararı alınmış , tüm planlamalar davacı şirket proje yöneticisi tarafından yapıldığını, davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen; dilekçe ekinde sunulan proje teklifinin kabul edildiği ve mutabık kalındığı ve bu hususta taraflar arasında ihtilaf olmadığı hususu gerçeği yansıtmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler; müvekkilinin yapmış olduğu çalışmanın kapsamı olmadığı gibi, dava dilekçesinde belirtilen proje teklifinin maliyetlerine ilişkin kısmında bahsi geçen ödemelerin 2 ayrı fazda taahhüt edilen tasarım-yapı-test ve dağıtım adımlarının tamamlanmasından sonra 4 taksit ve 30 günlük vadeler ile anahtar teslim- götürü bedel şeklinde yapılacağı hususunda mutabık kalındığı hususu da gerçeği yansızmadığını, davacı tarafça bir proje takvimi ve yönetimi yapılmışçasına tek taraflı beyanlarla bir takvim çıkarıldığını, dava dilekçesi ekinde sunulan bilirkişi raporunda belirtilen 13 hafta ,16 hafta gibi sürelerde projenin teslim edileceğine dair bilgiler teklif dokümanına ait bilgiler olup; 10 Haziran 2019 haftasında onaylı PO ile başlatılan proje çalışması ikinci hafta itibari ile sözleşme ve teklif içeriğinden koparılarak … proje yönetimi metodu ile davacı tarafın proje yöneticisi tarafından kendi kapsam ve takip sorumluluğuna alındığını, davacı tarafça müvekkilinden 4 adet … talep edildiğini, bu metotta ikişer haftalık takvimler ile kapsamlar belirlenip ,günlük toplantılar ile tamamlanan ya da sorun yaşanan noktalar ekiplerce tamamlanarak bir sonraki …(projenin ayrıldığı küçük kısımlar-1/2 haftalık süreçler) en az bekleyen iş ile süreci test aşamasına getirmek üzerine kurulu olduğunu, bu sprintlerde kapsamın ne olacağına davacı tarafından proje kapsamında görevlendirilen kişiler karar vermiş, toplantıların çoğunu yöneterek çalışmaların ne durumda olduğunu kendi sistemleri üzerinden raporladığını, Haziran 2019 ayındaki 2 haftalık başlangıç çalışmasından sonra 4 adet … ile çalışılmış ve Ağustos 2019 ayında, Eylül 2019 ayında … lokasyonuna test ve teslim çalışmaları içina müvekkili firma davet aldığını, davacı tarafın; müvekkili projeyi sözde ilerletemiyorken her iki hafta da bir yeni bir … açıp çalışmaları 4 …. kadar getirmesi ve kaynak kullanmaya devam etmesi dahi davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını göstermekte olduğunu, kaldı ki; davacı taraf müvekkili tarafından adam/zaman şeklinde çalışmalara ilişkin kesilen son faturayı ödemediği için açılan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında davacı tarafından verilen cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından kesilen faturaların teklifle uyumlu olduğu için ödendiği belirtilerek çalışma ve ödeme şeklinin adam/zaman çalışması şeklinde olduğu da ikrar edildiğini, davacı tarafından delil olarak gösterilen …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İ. Sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu tekniğe aykırı, gerçekle bağdaşmayan ve tespiti imkansız hususlar içerdiğini, söz konusu bilirkişi raporuna detaylı olarak itiraz edildiğini, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan … değerlendirme raporunun da kabulü mümkün olmadığını, öncelikle … tarafından kaleme alınan degerlendirme raporu içerik olarak müvekkilinin eksik ya da hatalı işlerinden çok tavsiye ve satış hizmeti niteliği taşıdığını, söz konusu raporun; müvekkilinin eksik veya ayıplı işleri değil, … Turkıye nin satacağı hizmetin bir parçası olduğunu, davacı tarafça; Türk Ticaret Kanunu Hükümleri’nde düzenlenen sözleşmenin feshine, ayıp ihbar bildirim sürelerine , fatura iade, eseri gözden geçirme bildirim sürelerinin hiçbirine uyulmadığını, müvekkili şirket tarafından çalışmalar tamamlandıkça adam/gün çalışma raporları (timesheets) davacı şirket sorumlusuna e-mail ile gönderilmiş ve delil listemizde bulunan yazışmalardan da anlaşılabileceği üzere davacı şirketin ödeme onay sisteminden geçtikten sonra müvekkili şirkete ödeme yapıldığını, davacı şirketin ödeme sisteminde ödemenin yapılması için birçok onay alınması gerekmekte olup; şirketin birkaç departmanı tarafından denetlenerek ödeme gerçekleştirilmekte olduğunu, müvekkilinin yaptığı her iş davacı şirket sorumlusu tarafından kontrol edilmiş, herhangi bir eksik/ayıplı/hatalı iş bildirimi yapılmadığını, delil listesinde bulunan taraflar arasındaki yazışmalar incelendiğinde; müvekkili şirkete projenin istendiği gibi ilerlemediğine veya hizmetin ayıplı olduğuna ilişkin herhangi bir ihtarın gönderilmediği ve hatta 17/09/2020 tarihinde de bu hususta herhangi bir bildirimde bulunulmadan sadece çalışmaların sonlandırılmasının istendiği anlaşıldığını, davacı taraf hiçbir şekilde ihtar veya ihbarda bulunmayarak müvekkili tarafından yapılan işi ve karşılığı faturaları kabul etmiş ve müvekkili ile hesap mutabakatı yaptığını, TBK 474 eser sözleşmelerinde “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır” dolayısıyla davacı tarafından herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığı hususu açık olduğuna göre, ayıbın bulunup bulunmadığının tartışılması dahi gereksiz olup; davanın doğrudan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf, tüm faturaları defterine kaydetmiş ve itiraz etmemiş olmakla fatura içeriklerini de kabul etmiş sayılacağından huzurdaki davanın reddi gerektiğini, açıklanan ve re’sen göz önünde bulundurulacak tüm bu nedenlerle davanın reddine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; alacak davasıdır.
Uyap sureti getirtilip incelenen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait … Esas sayılı dosyasında; dosyamız davalısı … tarafından dosyamız davacısı … aleyhine icra takibinden sonra açılan İİK 72. Maddesine dayalı menfi tespit istemli 26/03/2021 tarihinde dava açıldığı ve davanın derdest olup duruşmasının 08/07/2021 tarihine erteli olduğu anlaşılmıştır.
İncelenen dosyalarda dosyamız davalısı tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan menfi tespit davasına konu icra dosyasına konu alacak miktarının 63.720,00 USD olduğu icra takibinin dayanağını oluşturan alacak sebebinin dosyamız davalısı tarafından dosyamız davacısı adına tahakkuk ettirilen faturadan kaynaklı olduğu ve Mahkememizde açılan iş bu alacak davasının konusunda taraflar arasında iş sonlandırıldıktan sonra dosyamız davalısı tarafından dosyamız davacısı adına tahakkuk ettirilen faturalara binayen dosyamız davalısına 63.720,00 USD fazla ödeme yapıldığı iddiasına dayalı olduğu bu nedenle davalar arasında bağlantı olduğu ve biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
HMK. nun 166.(1) maddesi hükmü gereğince; “Aynı yargı çevresinde, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.”
HMK.nun 166.maddesi uyarınca davanın her aşamasında, talep üzerine ya da kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirme kararı verilebileceğinden; her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle, ayrıca usul ekonomiside gözönüne alınarak, Mahkememizde açılan iş bu davanın HMK. 166 maddesi ve devamı maddeleri uyarınca …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile birleştirilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına ve davaların birleşen dosya üzerinden yürütülmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Mahkememizde görülen iş bu davanın HMK 166 ve devamı maddeleri uyarınca …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-)Esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
3-)Davaların birleşen dosya üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE,
4-)HMK 331. Maddesi uyarınca, Harç, masraf ücreti vekalet tayin ve takdirinin asıl davada nihai kararla birlikte karar altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; HMK’nun 168/(1) maddesi uyarınca nihai kararla birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 22/06/2021
Katip …
¸
Hakim …
¸