Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/145 E. 2021/547 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2021/145 Esas
KARAR NO: 2021/547

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/03/2021
KARAR TARİHİ:07/07/2021

Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinin yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında gıda ürünleri alım satımına dayanan bir ticari ilişki mevcut olduğunu, davalının vadesi geçmiş, 256.954,12 TL borcu için …. İcra Dairesi… esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının süresi içinde borcun tamamına ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve aleyhindeki takibi durdurduğunu, takibin devamı için işbu itirazın iptali davasının açılması zarureti hasıl olduğunu, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin takip talebindeki faiz oranı, yargılama gideri, %20 icra inkar tazminatı ile devamına ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı firmaya ödemesi gereken herhangi bir borcu bulunmamakta olup, işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, müvekkili ile davacı firma arasında gıda ürünü tedarikine (satınalmaya) yönelik olarak süreklilik arz eden, dört yılı aşkın süredir kesintisiz şekilde devam eden ticari faaliyet olduğunu, müvekkili şirketin ülkenin hemen her yerinde çok sayıda satış noktası bulunduğundan, iş hacmi çok geniş olduğundan, bu ticari ilişki çerçevesinde sürekli ve düzenli olarak olarak her hafta en az bir defa davacı firmaya düzenli şekilde mal siparişleri verdiğini, bu firmadan sürekli ve düzenli şekilde ürün satın aldığını, böylece davacı firmanın müvekkili şirket nezdine devamlı olarak olarak alacakları oluşmuştur. Devamlılık arz eden bu mal satınalma işlemleri kapsamında Müvekkil şirketin cari kaydına davacı firmanın satış bedeli faturaları hemen her gün işlenmiş ve faturaların ödeme vadeleri geldikçe de düzenli olarak bu firmaya ödemeler yapıldığını, taraflar arasında bu mal alım satımı işlemleri devam etmekte iken, davacı firmanın müvekkil şirket nezdindeki alacaklarının haczine yönelik olarak Müvekkiline, 10.05.2020 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … E. Nolu haciz ihbarnamesi hemen sonrasında ise 13.05.2019 tarihinde….İcra Müdürlüğünün … E. Nolu haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, …. İcra Müdürlüğünün … E. Nolu haciz ihbarnamesi ve …. İcra Müdürlüğünün … E. Nolu haciz ihbarnamesi Müvekkilimine 24.05.2019 tarihinden önceki tarihlerde tebliğ edilmiş olduğundan, sözkonusu tedbir kararı bu haciz ihbarnamelerine konu haciz işlemlerinin durmasını veya kaldırılmasını sağlamadığını, anılan haciz ihbarnamelerine konu hacizlerin halihazırda geçerli olduğu, hacizlerin durdurulmasına yönelik tedbir kararının (mühlet kararının) kapsamına dahil olmadığı, bu anlamda da haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğ edildiği tarihler itibarıyla doğmuş olan ve fakat vadesi beklenen hak ve alacakların da haczedilmiş olması ve sözkonusu haciz ihbarnamelerinin müstakbel alacakları da kapsaması sebebiyle; davacı … SAN. VE TİC. A.Ş.’ye herhangi bir borcu bulunmadığını, işbu haksız davanın reddi gerektiğini, haksız ve kötüniyetli takip yapması ve huzurdaki davayı ikamesinde davacının kötüniyetli olduğunun açık olduğunu, bu nedenle davacının işbu davada reddolunacak meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağa ilişkin ….İcra Dairesinin… esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Arabuluculuk, 6325 sayılı Kanun ile hukukumuza giren Mahkeme dışı uyuşmazlık çözüm yollarından birisidir.
19.12.2018 tarihli 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı kanun MADDE 20- 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3. Dava şartı olarak arabuluculuk
”MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile 01.01.2019 tarihi itibariyle ”konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri için” dava şartı olarak arabuluculuk getirilmiş olup,
Mahkememizin işbu dosyasında tensip zaptı ara kararı ile davacıya; arabuluculuk son tutanağı aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunması için kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçlarının ihtar edildiği, tensip zaptının davacı vekiline 24/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağı aslı veya onaylı suretinin sunulmadığı anlaşılmakla, davacı tarafça dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulmadığı ve zorunlu dava şartının yerine getirilmediği anlaşıldı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 20.06.2019 tarih, 2019/1038 Es. ve 2019/869 K. sayılı ilamında “…TTK 5/A maddesi 1. fıkrasında arabulucuya başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığı ve arabulucuya başvuru şartı mahiyeti gereği sonradan tamamlanamayan özel dava şartlarından olduğu anlaşılmakla, mahkemece verilen dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı usul ve yasaya uygun olmakla … ” yönünde karar vermiştir.
6325 sayılı yasanın 18/A Maddesi- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)
”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) …Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
HMK 138(1) madde; ”Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir…” belirtilen istinaf kararı ve kanun maddeleri uyarınca dosya üzerinden 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 2.934,59 -TL harcın mahsubu ile bakiye 2.875,29-TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana / vekiline iadesine,
3-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine, ön inceleme tutanağı imzalanmadan karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince tarifede belirlenen ücretin yarısı olan 2.040,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
6-…. İcra Dairesinin… esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2021

Katip … Hakim …