Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/133 E. 2021/903 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/133 Esas
KARAR NO:2021/903

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:24/02/2021
KARAR TARİHİ:08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile aleyhine yürüttüğümüz 4.913,67-TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen alacağa itiraz ettiğini, borcun itirazı haksız olduğunu, borçlu itirazında kötü niyetli olduğunu, müvekkili Şirket tarafından borçlu taraf ile arabuluculuk görüşmesi yapmak üzere … Arabuluculuk numaralı dosya ile arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak borçlu taraf davet mektubunu tebliğ almamış ve görüşmeye katılmadığını, nitekim, arabuluculuk görüşmelerinde taraflar arasında gerekli muvafakat sağlanamaması sebebiyle takibe konu olan alacağın tahsili amacıyla işbu davanın ikame edilmesi zorunluluğumuz hâsıl olduğunu, müvekkili Şirket ile Davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme unsurları gereği taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğunu, bu sözleşme içerisinde mesafelere ulaştırma saatleri, davalı ve müvekkili şirketin yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkemeleri hususları belirtildiğini, müvekkili Şirket, davalı ile aralarındaki kargo sözleşmesindeki taşıma taahhüdünü özen ve ivedilikle yerine getirdiğini, yapılan taşıma işlemleri neticesinde faturaların kesildiğini, buna karşılık davalı, müvekkili Şirket tarafından gerçekleştirilmiş olan taşıma hizmetine karşılık olarak ödenmesi gereken ücreti ödemediğini, bu fatura değerlerinin toplamı 4.913,67-TL olduğunu, müvekkili şirket taraflar arasında imzalanan Kargo Sözleşmesi gereğince ifa yükümlülüğünde olduğu kendisine verilen kargoları tam ve özenle taşıma olan tüm edimleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olmasına rağmen davalı borçlu taraf tek yükümlülüğü olan para verme edimini gereği gibi ifa etmediğini, Toplam tutarı 4.913,67-TL olan faturalar Müvekkili Şirket’in ticari defterleri incelendiğinde görülebileceğini, belirtmek gerekir ki; işbu davaya ve ilgili icra takibine konusu faturaların çoğu e arşiv fatura olarak düzenlendiğinden e-Arşiv fatura uygulaması kapsamında oluşturulan faturalar elektronik mali mühür ve zaman damgası ile imzalanarak elektronik ortamda arşive alındığını, E-Arşiv fatura kapsamında elektronik belge biçiminde oluşturulan faturalar Davalı tarafa hem elektronik ortamda hem de fiziken teslim edildiğini, dava dilekçemizin ekinde yer alan faturaların üzerinde de not olarak yazdığı üzere e- Arşiv izni kapsamında elektronik ortamda iletildiğini, Söz konusu e – arşiv faturaların ulaştırılması sorumluluğunun … üzerinde olduğunu, müvekkili Şirket tarafından bahse konu alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu taraf ile defalarca iletişime geçmiş olsa da bu borcu ödemekten kaçındıklarını, bunun neticesinde müvekkili Şirket tarafından …. İcra Müdürlüğü … E. Numaralı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından bu takibe kötü niyetli olarak itiraz edilmesi neticesinde takibin durdurulduğunu, bu doğrultuda, davalı borçlu tarafından haksız ve alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla takibe yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, zira müvekkili Şirket faturaya ilişkin edim borcunu yerine getirmesine rağmen davalı borçlu tarafından bedel ödeme borcu tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğini, bu nedenlerle, takibin asıl alacak yönünden devamına, 4.913,67-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizle davalıdan tahsiline ve faturaya dayalı bu alacağın likit olması nedeniyle, kötü niyetli Davalının İcra İflas Kanunu m.67/2 uyarınca asıl alacak ve tüm ferileri üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacının aleyhe olan tüm iddialarına itiraz etmekle, Arabulucuk son tutanağında, başvurucunun müvekkili şirkete veya yetkiline ait telefon numarasını vermediğini, başvuru ile yapılan görüşmeler ve harici araştırmalar sonucunda müvekkile ulaşılabilecek bir telefonun temin edilemediği belirttiğini, müvekkiline davet kağıdının kargo ile gönderildiğini, ancak bila tebliğ iade olduğu belirtilerek müvekkilinin katılımı sağlanmaksızın toplantı yapıldığını, öncelikle, müvekkili ile ticari ilişkisi olduğunu iddia eden davacı-başvurucu da müvekkili firmanın ve/veya müvekkil firma yetkilisinin iletişim bilgilerinin olmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, buna göre başvurucu müvekkilin arabuluculuk görüşmesine katılmasını engellenmek için iletişim bilgisini vermediğini, müvekkilinin ikametgahı … olduğundan … Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkisiz olduğunu, … Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan yetki itirazında bulunmak gerektiğini, davacı, ile müvekkil arasında “sözleşme” olduğunu iddia etmiş ise de dosyaya herhangi bir sözleşmede sunmadığını, İcra takibe vaki itirazımız “borca” ve “yetkiye” yönelik olduğunu, dava dilekçesi incelendiğinde, sadece borca ilişkin itirazın iptalinin talep edildiğinin görüldüğünü, İcra Müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazımızın iptali talep edilmediğinden ve öncelikle İcra Müdürlüğünün yetkili olup olmadığı hususunun incelenmesi gerektiğinden, davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacı davanın konusunu oluşturan İcra takibinde dayanmadığı belgelere dayalı olarak İtirazın İptalini dava edemeyeceğini, itirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir dava olduğunu, davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğunu, İcra dosyasında mevcut takip talebi ve ödeme emrinde alacağın dayanağı olarak “4.801,20 TL tutarlı, Asıl Alacak” gösterildiğini, davacı, dava dilekçesinde ise de bir takım sözleşmeler, ihtarname gibi takip talebinde alacağına dayanak olarak göstermediği belgelere dayandığını, davacının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı gerek dosya kapsamı ve gerekse yargılama neticesinde toplanacak deliller ile sabit olacağından müvekkile lehine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, davacı, likit bir alacak varmış gibi tazminat talebinde bulunmuş ise de, kendi sunduğu belgeler incelendiğinde, 28.04.2020 tarihli yazıda 4.977,30 TL, ihtarname başlıklı yazıda 4.829,60 TL, 28.04.2020 tarihli mail görselinde 5.002,66 TL ve icra takibinde 4.801,20 TL alacaklı olduğunu düşündüğü anlaşıldığını, davacı 4 ayrı yerde 4 farklı miktar için alacaklı olduğu iddiasında bulunarak aslında alacaklı olduğunu iddia ettiği rakamın ne olduğuna kendisi dahi karar verememiş olduğunu ikrar ettiğini, bu sebeple, likit bir alacak olduğunu kabul edilemeyeceğini, yukarıda açıklanan nedenler ve dosya kapsamına göre, öncelikle yetki itirazımızın kabulüne karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde davanın öncelikle usulden mümkün olmaması halinde esastan reddine karar verilmesini, müvekkil lehine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı yan üstüne bırakılmasını beyan ve talep etmiştir.
Davanın; kargo sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin düzenlenen faturalar nedeni ile …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
29/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının 4.913,67 TL tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacı tarafından Cari Hesap Alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı Müdürlüğü’nün dosyası ile 16.06.2020 tarihinde takibe geçtiğini, davalı yan tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 24.02.2021 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi …/… E. sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiğini, detaylıca verilen davacı taraf 2020 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre 23.09.2021 tarihi itibariyle cari hesap ekstresi 0,00 TL bakiye olduğunu, davacı tarafın davalı taraftan kaydi olarak alacağı bulunmadığı görüldüğünü, davacı yan tarafından 16.06.2020 Tarihinde Açılan İcra Dosyasında Davacı Asıl Alacak 4.801,20 TL olarak takibe geçtiği görülmüş ise de; söz konusu alacak bakiyesi 30.04.2020 tarihinde davacı tarafın aşağıda dökümü yapılan faturaları davalı yana keserek davalı yanın alacak bakiyesine kaydederek takip tutarındaki bakiyeden düşüm yaptığı ve bakiyenin sıfırlandığının görüldüğünü, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu faturanın e-fatura şeklinde usulüne uygun düzenlendiğini, faturanın davalı yana e-arşiv portalı üzerinden teslim edildiğini, 30.04.2020 … 2.284,12 2.517,08 30.04.2020 | … | 905,34, 936,93 30.04.2020 | … | 936,93 = 0 tüm bu hususlar dikkate alındığında Davacının icra takip tarihi (16.06.2020) tarihi ve dava tarihi (24.02.2021) Tarihinde davalıdan kaydi olarak Asıl Alacak olarak alacaklı olmadığı kanaatine varıldığını, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere İcra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığını tespit ve rapor etmiştir.
… İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyasında incelendiğinde; alacaklının … Taşımacılık Anonim Şirketi borçlunun … Limited Şirketi olduğu takibin toplam 4.913,67-TL alacağın tahsiline ilişkin ilamsız takip olduğu, 16/06/2020 takip tarihli ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 18/06/2020 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği, görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
… İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyasında incelendiğinde; alacaklının … Taşımacılık Anonim Şirketi borçlunun … Limited Şirketi olduğu takibin toplam 4.913,67-TL alacağın tahsiline ilişkin ilamsız takip olduğu, 16/06/2020 takip tarihli ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 18/06/2020 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 24/02/2021 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Takip talebinde takibe dayanak olarak sadece “4.801,20-TL tutarlı asıl alacak” yazdığı, takip talebi ekinde başkaca delil bulunmadığı görülmüş, talimat raporunda belirtildiği üzere davacının dava dilekçesi ve delil dilekçesinde takip dosyasına takibe ek olarak sunmadığı belgeler sunmuş, Mahkememizce alınan raporda tarafların cari hesabında yapılan inceleme neticesinde davacının 2020 yılı defter ve kayıtlarına göre 23/09/2021 tarihi itibariyle cari hesap ekstresinin bakiyesinin 0 (sıfır) olduğu, davacının kaydi olarak davalıdan alacağının bulunmadığının belirlendiği, Takip tarihinin 16/06/2020 olduğu ve her ne kadar 23/09/2021 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinin 0 (sıfır) olduğu belirlenmişse de raporun 9.sayfasında görüldüğü üzere 30/04/2020 tarihinden itibaren bakiyenin 0 olduğu, takip tarihinden evvel bakiyenin sıfır olduğu ve bu tarihten itibaren başka işlem bulunmadığı ve böylece takip tarihi itibariyle de bakiyenin sıfır olduğu anlaşılmakla davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 71,27-TL harçtan mahsubu ile bakiye 11,97-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.913,67-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır