Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/13 E. 2021/261 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/13 Esas
KARAR NO : 2021/261
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 23/01/2017
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ticaret mahkemesinin 12.12.2008 tarih ve … sayılı kararı ile davalı … İnşaat Turizm…. A.Ş.’nin davacı … Projekti d.o.o. şirketine 2.780.725,56 Kuna borçlu olduğuna karar verildiğini, mahkemenin işbu kararının 19.03.2009 tarihinde kesinleştiğini, yabancı mahkeme kararı davacısı … Projekti ile vekiledeni şirket arasında 23.12.2011 tarihinde davaya konu alacakda dahil olmak üzere alacağın temliki mahiyetinde ” Hak ve Yükümlülüklerin Devri Sözleşmesi ” bağıtlandığını, bu sözleşme ile hak ve yükümlülüklerini vekiledeni şirkete devrettiğini beyanla, Hırvatistan/… Ticaret Mahkemesinin 12.12.2008 tarih ve … sayılı ilamının Türkiye de tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tanıma ve tenfizi talep edilen … Ticaret Mahkemesi kararının MÖHUK’un aradığı yasal şartları taşımadığını, tenfiz kararları hakkında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, … ti şirketi 23.11.2011 tarihinde davaya konu alacak da dahil olmak üzere alacaklarını … ’ye devrettiğini, ancak 23.11.2011 tarihinden sonraki tarihlerde alacağın, … şirketine ödenmesinin istendiğini, … Projecti ile … Ltd şirketi arasında 24.07.2013 tarihinde düzenlenmiş ve alacağı tahsil etmekle … Ltd şirketinin görevlendirildiği bir alacak devri anlaşması da bulunduğunu, alacağın aslında hangi şirkete devredildiğinin araştırılması gerektiğini, davaya konu talep dürüstlük kuralına aykırı olup bu hususun kamu düzeni kapsamı içinde değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca davaya konu mahkeme kararı ve karara konu alacağın Hırvatistan yasaları gereği zamanaşımına uğradığını, davaya konu … Ticaret Mahkemesi’nin 12.12.2008 tarih, … sayılı kararında “… İnşaat … Merkez Şubesi” taraf olup, vekiledeni hakkında açılmış ya da alınmış bir karar bulunmadığını, mahkeme kararındaki şirket ile vekiledeni şirketin farklı tüzel kişilikler olduğunu, vekiledeni şirket ile … Projecti ya da davacı … arasında ticari, hukuki herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, kararın, karara konu şirketin gıyabında/yokluğunda verildiğini, karara konu şirketin mahkemede temsil edilmediğini, davaya konu kararda, … İnşaat Merkez Şube’nin … Projecti şirketine 2.780.725,56 Kuna ödemesine karar verilmiş ise de, … Ticaret Mahkemesi tarafından … İnşaat Merkez Şube ünvanlı şirketin 14.12.2011 tarihinde iflasına karar verildiğini, bu hususun … Ticaret Mahkemesi tarafından ilan edildiğini, ancak … Projecti’nin herhangi bir alacak bildiriminde bulunmadığını, Hırvatistan yasaları gereği alacağını bildirmeyen kişi ya da şirketlerin alacaklarını talep haklarının ortadan kalktığını, bu nedenle davacı’nın Hırvatistan Kanunları gereği davaya konu alacağı talep etme hakkı bulunmadığından, icra edilemez nitelikte bir kararın tanıma ve tenfizinin kabul edilebilmesi mümkün olmadığını, MÖHUK madde 52 ile hukuki yararı bulunan herkesin tanıma ve tenfiz talebinde bulunabileceğini, … şirketinin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gibi, dava konusu kararın kesinleştiği iddia edilmiş ise de, kararın kesinleştiğine dair dosyada bir belge de bulunmadığını beyanla, öncelikle, görevsiz Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış davanın görev yönünden, pasif husumet yokluğu nedeniyle, dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle, hukuki yarar yokluğu nedeniyle, zamanaşımı nedeniyle, dava şartı yokluğu nedeniyle ve yasal şartları taşımayan, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; Hırvatistan/… Ticaret Mahkemesinin 12.12.2008 tarih ve … sayılı ilamının Türkiye de tenfizine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce 2017/73-2018/1079 E. K. sayılı, 29.11.2018 tarihli karar ile :”…tenfizi istenen ilamda ilam borçlusunun … inşaat merkez şubesi olduğu, şube yönünden son paylaşma listesi yapılarak iflasen kapatıldığı bu nedenle ilamın Hırvatistan yasalarına göre Hırvatistan’da infaz edilemeyeceği, infazı mümkün olmayan yabancı mahkeme ilamının Türkiye’de de infazının talep edilemeyeceği, tenfizi istenen ilamda muhatabın bizzat şube olduğu, Türk kamu düzenine göre şube yönünden iflas kararı verilmesinin olanaklı olmadığı gerekçesi ile koşulları oluşmayan davanın reddine …” karar verilmiş,
Davacı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine, Mahkememiz kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2019/1380 – 2020/56 E K sayılı, 14.01.2020 tarihli karar ile; ”… Dosya kapsamındaki evraklardan tenfize konu ilamda davalının şirketin merkez şubesi olarak gösterildiği ve yabancı mahkeme ilamının merkez şube adresinde yetkili temsilcisine tebligat yapılmak suretiyle kesinleştirildiği görülmüştür. Dolayısıyla tenfize konu ilamda borçlu olduğuna karar verilen tüzel kişilik davalı şirketin merkez şubesidir. Oysa iş bu dava yabancı mahkeme ilamında davalı olarak gösterilmeyen ve söz konusu alacaktan sorumluluğu bulunmayan davalı şirkete karşı açılmıştır. Tenfizi istenen ilamdaki davalı ile iş bu dava dosyasının davalısının aynı olmadığı anlaşıldığından yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur…” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2020/1356 -2842 E. K. sayılı 22.10.2020 tarihli ilamı ile : ”…Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirildiği halde HMK 353/1-b/2 bendine göre hüküm verildiği gerekçede belirtilerek HMK 353/1-b/1 bendine göre hüküm verilmesi gerekçe ile hükmün çelişkisini ortaya çıkarmıştır. Gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılarak HMK 353/1-b/1 maddesine göre ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm yargılama dosyası kapsamına ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2020/1356 -2842 E. K. sayılı 22.10.2020 tarihli ilamına göre; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2019/ … – 2020/ … E/K sayılı, 14.01.2020 tarihli ilamındaki gerekçe esas alınmak suretiyle, tenfize konu ilamda davalının şirketin merkez şubesi olarak gösterildiği ve yabancı mahkeme ilamının merkez şube adresinde yetkili temsilcisine tebligat yapılmak suretiyle kesinleştirildiği görülmüştür. Dolayısıyla tenfize konu ilamda borçlu olduğuna karar verilen tüzel kişilik davalı şirketin merkez şubesidir. Oysa iş bu dava yabancı mahkeme ilamında davalı olarak gösterilmeyen ve söz konusu alacaktan sorumluluğu bulunmayan davalı şirkete karşı açılmıştır. Tenfizi istenen ilamdaki davalı ile iş bu dava dosyasının davalısının aynı olmadığı anlaşıldığından davanın pasif husumet nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın pasif husumet nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 59,30-TL maktu red harcının 25.517,10-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 25.457,80-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
3-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 85.161,06-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır