Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/113 E. 2022/427 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/113 Esas
KARAR NO:2022/427

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/10/2020
KARAR TARİHİ:01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların …San Ve Tic Ltd Şti’nin kanuni ortakları olduğunu, daha sonradan davacı tarafın 08.06.2007 tarihinde hissesini devir ettiğini ve ortaklıktan ayrıldığını, ayrıldıktan sonra ise firmanın faaliyet vermediğini ve şirket ile ilgili bir bilgi almadığını, davacı tarafın 2005-2007 yıllarında ortak olduğu …San Ve Tic Ltd Şti’ne ait 2005-2006 takvim yılına ait KDV, Vergi Ziya Cezası ve gecikme faizi ile 2007 yılına ait özel usulsüzlük cezası için davacı aleyhine 29.04.2014 tarih ve …-1, …-2 sayılı ödeme emrinin gönderildiğini, davacı tarafa gelen ödeme emrine karşı davacı tarafça İstanbul Vergi mahkemelerine İptal davası açıldığını davada ….Vergi mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında 12.03.2014 tarihinde verilen kararla dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, davacı tarafın davalı taraf ile konuşması üzerine söz konusu borç rakamı olan 52.234,51TL’yi 31.11.2016 tarihinde Vergi Dairesine Ödeme Yaptığını, davacı tarafından ödenen rakam sonrasında davalı tarafın şirket ortağı olması sebebiyle borcun ¼’si olan 26.117,25TL ödemesi için davalıdan talep edildiği, davalının ödemede direnim göstermesi nedeni ile hakkında …. İcra Müd. … Esas Sayılı Dosyası ile takip başlatıldığı davalı tarafından itiraz edildiğinde huzurdaki davanın açıldığını, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarının sakı kalmak kaydı ile davalı haksız ve kötü niyetli borca, masrafa, faize ve tüm ferlerine itirazlarının iptaline, davalı aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … ile davacı taraf …San. Ve Tic, Ltd. Şti.’nin kanuni ortakları olduğunu, Ortaklık hisseleri müvekkilde %49 iken davacı tarafın hissesi %51 di. Fakat davacı, müvekkil davalıdan yarısını ödemesi için icra takibi başlattığını, müvekkilin böyle bir yükümlülüğü yok iken müvekkil aleyhine açılmış olan takibe itirazlarının yerinde olduğunu, Ticari defterlerde incelendiğinde davalı tarafın haklılığı ortaya çıkacağını, 2005-2007 tarihleri arasındaki şirket ortaklarının pay oranlarının ilgili yerlere müzekkere yazılarak celbini talep edildiği, davacı taraf, vergi cezasının çıktığı tarihlerde şirketin müdür ortağı olup 2007 yılına ait özel usulsüzlük cezası da yetkili kişi yüzünden verilmiş olup yükümlülük davacı tarafa ait olduğundan ödeme yapması gereken tarafta davacı taraf olduğu ayrıca 2005-2006 yılına ait KDV, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi de davacıya ait borç olduğunu, dolayısıyla takibe geçilen miktar haksız olup müvekkilinin itirazlarının yarinde olduğunu, ayrıca davacı taraf müvekkilime danışmadan ve imzasını taklit ederek vergi borçlarını müvekkile yıkmak amacıyla mal varlığı bulunmayan başka bir şahsın üzerine kendi hisselerini geçirerek borçlarından kurtulabileceği düşüncesiyle hareket ettiğini, müvekkilinin haberi olmadan imzasını taklit ederek bu işlemi yapmış olup ceza davası açma hakkımız saklıdır ve en kısa zamanda tarafımızdan suç duyurusunda bulunulacaktır. 2007 yılında davacının, davalı müvekkilin haberi olmadan yaptığı pay devrini ve müvekkilin haberi olmadan imzasını taklit ederek yaptığı bu işlemi müvekkil bağlı bulunduğu vergi dairesine beyanda bulunarak durumu ortaya çıkarmak istemiştir fakat herhangi bir sonuç alamadığını, davalının yazılı beyanını ilgili vergi dairesine müzekkere yazılarak celbini talep ederiz davalı hiçbir zaman davacı tarafa söz vermemiş ve herhangi bir borcu olmadığını, davacının şirketi kendi kazanımlarına yönelik kullandığını ve vergi dairesine de 2000-2002 yılları arasında şirketi kapatmak için beyanda bulunduğunu söylediğini, dolayısıyla davacı tarafın davalının verdiği söz ve oyalamada bulunduğuna dair beyanları mesnetsiz ve asılsız olduğunu, müvekkil davalı 2000-2002 yılları arasında da vergi dairesine giderek şirketin vergi borcunun bulunmadığı dönemde şirketi kapatmak için beyan dilekçesi sunulduğunu, şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak, müvekkilin yazılı beyanının celbini talep ettiklerini, müvekkil davalının vergi dairesine şirketi kapatmak için çabaladığını öğrenmiş ve kendisi müvekkille konuşarak şirketi kendisi kullanmak istediğini söylediğini, vergi dairesine beyanda bulunan müvekkilin çabaları sonuçsuz kalmış ve davacı taraf şirketi tek başına kullanmaya devam ettiğini, bu nedenle davacının başlatmış olduğu takip haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan etmiştir.
Davanın; …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … borçlusunun … olduğu, takibin asıl alacak 26.117,25 TL, işlemiş faiz 6.092,00TL olmak üzere toplam 32.209,28-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 30/11/2016 tarihinde şirket ortaklığı nedeniyle ödenen vergi borcunun ortaklık payına düşen kısmına ilişkin olduğu, 17/07/2019 tarihli ödeme emrinin 09/08/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 15/08/2019 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişi …’ın 01/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Limited şirketteki ortaklık payının kısmen veya tamamen bir üçüncü kişiye devrine ilişkin sözleşmeler, kamu alacağının tahsilinden doğan sorumluluğun, belirtilen nitelikteki pay devri sözleşmeleriyle ortadan kaldırılmasına olanak bulunmadığı, bu nedenle 6183 sayılı Yasa’nın 35’inci maddesinden doğan ve limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutan kural karşısında, tahsili gereken kamu alacağını yaratan vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından – kaynaklanan sorumluluklarının kalkacağından söz edilemeyeceği, hisse devri ilan edilerek ortaklık sıfatı sona eren davacının; ortaklık sıfatının, hisse devir işleminin ilan edilerek hukuken sona erdiği 08.06.2007 tarihine kadar olan şirket tüzel kişiliğine ait kamu alacağından hissesi oranında sorumlu tutulmasında herhangi bir sorun olmadığı, dosyadaki belgelere göre 25.06.2007 tarih ve 6840 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ve sicile tescil edilen … 2. Noterliğinin 08.06.2007 tarih ve … yevmiye sayısı ile onayladığı 08.06.2007 tarihli ortaklar kurulu kararına göre şirket paylarını devretmesi sebebiyle ortaklık sıfatı sona eren davacının, ödeme emrine konu vergi borcunun ait olduğu dönemde şirket ortağı olduğu saptandığından, payların devrinden dolayı, devir tarihinden önceki dönemlerin kamu borçlarından doğan ve şirketten tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacaklardan sorumluluğun da dayanılarak verilen Şirketten tahsil edilemeyen bir amme alacağı söz konusu olduğunda ise ortaklar sermaye payları oranında kendi mal varlıkları ile bu borçtan sorumlu olunur maddesi gereğince davacı taraf ödeme emirlerinin vergi dairesine ödediğini, Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur. Limited şirket, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir. Limited şirkette ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlü olduklarını, AATUHK’nın 35. maddesi uyarınca limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olmakta ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulmakta olduğunu, tarafların Kanuni temsilcisi olduğu …san ve Tic Ltd Şirketinden tahsil edilmeyen 2014 yılına ait kurumlar vergisi, fon payı ve vergiziyar cezasından oluşan borçlarının davacıdan tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmiştir. …san ve Tic Ltd Şti’ne gelen ödeme emri emrinde ki 52.234,51TL’Lik vergi borcun 30.11.2016 tarihinde … Kuyu Vergi Dairesine Davacı tarafından vergi borcunun tamamı ödendiğini, “AATUHK’nın 35. maddesi uyarınca limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olmakta” maddesi uyarınca davacı taraf davalı tarafında ortak olduğu dönemdeki tüm borçları ödediği ve yarısını da davalı tarafından tahsilinin yerinde olduğu davalının sorumlu tutulacağı gerekçesiyle, davacı tarafın davalı tarafından 05.07.2019 tarihinde Asıl Alacak 26.117,25-TL alacaklı olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … borçlusunun … olduğu, takibin asıl alacak 26.117,25 TL, işlemiş faiz 6.092,00TL olmak üzere toplam 32.209,28-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 30/11/2016 tarihinde şirket ortaklığı nedeniyle ödenen vergi borcunun ortaklık payına düşen kısmına ilişkin olduğu, 17/07/2019 tarihli ödeme emrinin 09/08/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 15/08/2019 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 07/10/2020 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere 25.06.2007 tarihinde ilan ve sicile tescil edilen 08.06.2007 tarihli ortaklar kurulu kararına göre şirket paylarını devretmesi sebebiyle ortaklık sıfatı sona eren davacının, ödeme emrine konu vergi borcunun ait olduğu dönemde şirket ortağı olduğu, devir tarihinden önceki dönemlerin kamu borçlarından doğan ve şirketten tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacaklardan sorumluluğun da dayanılarak verilen Şirketten tahsil edilemeyen bir amme alacağından ortakların sermaye payları oranında kendi mal varlıkları ile sorumlu olacağı, …san ve Tic Ltd Şti’ne gelen 52.234,51TL vergi borcunun tamamının davacı tarafından 30.11.2016 tarihinde … Vergi Dairesine ödendiği, ödemeye konu vergi borçlarının ait olduğu 2014 yılında tarafların …san ve Tic Ltd Şti’nin ortakları olduğu ve sermayelerinin eşit olduğu, bu nedenle tamamı davacı tarafından ödenen tutarın yarısı olan 26.117,25-TL’den davalının sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda işlemiş faiz ile ilgili hususta takdir Mahkemeye bırakılmışsa da sadece 26.117,25-TL tutarındaki kısım harçlandırıldığı gibi, davacının takipten önce takibe konu alacağın ödenmesi hususunda davalıya ihtarda bulunduğuna dair belge veya delil bulunmadığından davalının temerrütünün takiple oluştuğu da dikkate alındığında davalının takibe itirazının 26.117,25-TL asıl alacak üzerinden iptali ile 26.117,25-TL asıl alacağa yıllık %18,50 reeskont faizi işletilmek suretiyle takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 26.117,25-TL alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren 26.117,25-TL asıl alacağa yıllık %18,50 ve değişen oranlarda reeskont faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 5.223,45-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.784,07TL harçtan peşin alınan 284,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.499,10-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 284,97-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 282,00-TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 1.529,17-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır