Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/745 E. 2021/818 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/745 Esas
KARAR NO:2021/818

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ :29/12/2020
KARAR TARİHİ:17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine davacı tarafından icra takibi başlatıldığını, ancak davalı taraf borcunun olduğunu bilmesine rağmen kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davacı ile davalı taraf arasındaki ticari ilişki söz konusu olduğunu söz konusu takibe konu olan alacak davacı tarafırıdan davalının siparişi üzerine teslim edilen ürünlerden kaynaklandığını, davanın sipariş etmiş olduğu ürünler davalıya teslim edildiğini, davalının sipariş etmiş olduğu ürünler davalıya teslim edildiğini , davalı ürünlerin bedelini davacıya ödemediğini, müteaddit defalar taraflarınca talep edilmişse de söz konusu alacağın davacıya ödenmediğini, yukarıda açıklanan sebeplerle dava ve haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalının itirazının iptaline ve %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı firma tarafından davalı Şirketin müşterisi olan … firmasına 743 adet pantoton üretildiğini, dava korusu ödemenin nedeni olan ürünler …’daki alıcılar tarafından defolu üretimi olduğu gerekçesiyle kabul edilmediğini, bu bilginin davalı şirkete ulaşması üzerine mail ve telefon yolu ile davacı firmanın haberdar edildiğini, – davalı şirketin sorunu çözmek adına verdiği tüm uğraşlara rağmen davacı tarafa olumlu bir yaklaşım göremeyen davalı şirket, yine de müşterisi ile konuştuğunu, çözüm üretmeye çalıştığını ancak davacının hiçbir çözümü kabul etmediğini, yine davacı tarafından üretimi yapılar davalı mümessilliğini yaptığı bir firma olan … firması için 152 adet ceket ürettiğini, oradan da ayıplı ürünler iade edildiğini, davacı şirketin alacağının büyük bölümünü ödediğini hem bu ihracattan alacağını alamadığını, hem aynı firmaya yaptığı diğer ihracatların bedelini sadece bu ayıp ürünler nedeniyle alamadığını, hem de davacı firmadan komisyon alacağı ile gümrük işlemleri masrafını alamadığını, yukarıda açıklanan nedenlerte davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davacının davalı şirkete kötüniyet tazminatı ödemesine, mahkemenizin aksi kanaatte ise davalı şirketin alacağının davacı tarafın alacağından mahsup edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davanın; cari hesap alacağına ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
Mali Müşavir Bilirkişi… 29/09/2021 tarihli raporunda özetle; Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının 8.885,12 Euro (81.451,67 TL) tutarlı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacı tarafından fatura alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 06.11.2020 tarihinde takibe geçtiğini, davalı yan tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacının 2020 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun bulunduğunu, davalının 2020 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun bulunduğunu, taraflar arasındaki esas çekişmenin 5 kalemden oluşan kur farklarından oluştuğunu, kur farklarının fatura düzenlenerek davalıya tebliğ edilmediği için uygun olamayacağını tespit ve rapor etmiştir.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyasında incelendiğinde; alacaklının … borçlunun … olduğu takibin toplam 8.885,12-EURO alacağın tahsiline ilişkin ilamsız takip olduğu, 06/11/2020 takip tarihli ödeme emrinin borçluya 23/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 25/11/2020 tarihinde itiraz ettiği, görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyasında incelendiğinde; alacaklının … borçlunun … olduğu takibin toplam 8.885,12-EURO alacağın tahsiline ilişkin ilamsız takip olduğu, 06/11/2020 takip tarihli ödeme emrinin borçluya 23/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 25/11/2020 tarihinde itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 29/12/2020 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Kural olarak, kur farkı alacağının talep edilebilmesinin, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlı olduğu, somut olayda, davacının kur farkı alacağına dayandığı faturaların TL üzerinden düzenlendiği ve üzerlerinde döviz karşılığının gösterildiği, cari hesapta döviz borcundan dolayı cinsinden ödemelerin yapıldığı tarihteki döviz kuru baz alınarak gerçekleştirildiği görülmekle kur farkı alacağının koşullarının somut olayda gerçekleşmediği gibi davacının cari hesabına kaydettiği kur farkı alacağına ilişkin herhangi fatura düzenlemediği, taraflar arasında kur farkı alacağına ilişkin sözleşme bulunmadığı veya bu hususta anlaşıldığına dair herhangi bir belge sunulmadığı gibi bilirkişi raporunda belirlenen defter kayıtlarına göre kur farkı için kaydedilen ve dava konusu edilen 3 kayıt dışında bir kayıt olmadığı, bu nedenle kur farkı alacağı yönünden tarafların ticari ilişkileri çerçevesinde bir teamül de geliştiğinden bahsedilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 978,57-TL harçtan mahsubu ile bakiye 919,27-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 11.388,72-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır