Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/739 E. 2023/619 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/739 Esas
KARAR NO:2023/619

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/11/2015
KARAR TARİHİ:26/09/2023

Mahkememizin 03/10/2015 tarihli 2015/… Esas 2018/… Karar sayılı gerekçeli kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 05/11/2020 tarih 2018/… Esas 2020/… Karar Sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verilmiş olmakla Mahkememizin 2020/739 Esas sırasına kaydedilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı Şirketin tüm yurt genelinde tanınan ve TPE nezdinde tanınmış marka statüsüne sahip “…” markasının münhasıran hak sahibi olduğunu, Davacı Şirket ile Davalı Şirket arasında 27.03.2014 tarihinde 5 yıl süreli … Okulları Franchising Sözleşmesi’nin akdedildiğini, Sözleşme kapsamında özel … … Anaokulu, Özel … … ilkokulu, Özel … … Ortaokulu okullarının kuruluşu, yapılanması ve faaliyete başlaması esasları belirlenerek Davalı Şirketle yetki verildiğini, Davalı Şirketsin 30/06/2015 tarihinde hiçbir haklı gerekçe göstermeksizin … Okulları isim hakkını kullanma hakkından feragat etmek suretiyle sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini bildirdiğini, taraflar arasında akdedilen Sözleşme’nin 7,5. madde hükmü ile “franchise alan … şirketi ve onun ortaklan ile kurucu ve kurucu temsilcileri hiçbir şekilde bu sözleşmenin imzasından itibaren bu sözleşmeye konu bölge içinde veya dışında başka hiçbir eğitim kurumu veya okul açamaz ve başka hiçbir eğitim kurumu veya okula resmen ve fiilen ortak olamaz, Yine franchise alan … veya onun ortağı bulunduğu hiçbir işletme ile rekabet edemez..” kuralının belirlenmiş olduğunu yine aynı madde ile “..Bu sözleşmenin bitiminden itibaren aynı iş kolunda 5 (beş) yıl süre ile bu sözleşme çerçevesinde herhangi bir iş ve işletme kurmamayı, işletmemeyi ve kurulu herhangi bir işletmeye ortak olmamayı kati olarak …’e karşı taahhüt etmiştir.” kuralının karşılıklı olarak kabul ve imza edildiğini, yapılan tespitlerde, Davalı Şirket tarafından mevcut sözleşmenin feshi ile birlikte, aynı adreste ve Aynı Tüzel Kişilik adı altında T.C. dahilinde faaliyet göstermekte olan ve müvekkilleri şirket ile aynı işi yapmakta olan 3. Kişi “… Koleji” firması ile “Franchising” anlaşması kurulduğunun öğrenildiğini, Davalı’ya ait bilgilerin 3. Kişi “… ” ne ait www,… adlı web adresi üzerinden dahi ilan edilmekte olduğunu, Davalı Şirket tarafından gerçekleştirilen fiillerin taraflar arasındaki Sözleşme hükümlerine ve TTK’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, sözleşmenin feshedilmesi ve feshe müteakip dava dışı bir okulun temsilcisi olarak faaliyeti devam edilmesi sonucunda Davacı Şirket’in ticari itibarının zedelendiğini ve maddi zarara uğradığını, Davalı Şirket’e gönderilen …. Noterliğinin 27.08.2015 Tarih … Yevmiye nolu ihtarnamesi ile işbu haksız eylemlerine ve Sözleşme’nin 7,5. Maddesi Kapsamındaki ihlaline derhal son vermesini, aksi halde Sözleşme ’ye aykırılıkların tespiti ile zararların tazmini istemi ile dava açılacağını, Davalı Şirket’in Davacı Şirket’e ait pazarlanmaya hazır marka haklarını en az 5 yıl için … ili İçinde kullanmak üzere anlaştıktan kısa bir süre sonra, sözleşmeyi feshettiğini, Davalı Şirket’in bu fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğini beyan etmiş, Davalı Şirket’in Sözleşmeye aykırı davranması, haksız ve hukuka aykırı eylemleri neticesinde oluşan Haksız Rekabetin tespiti, haksız rekabetin men’i, haksız rekabetin refi ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000-TL maddi tazminatın (kar kaybı dahil), 10.000 TL manevi tazminatın Davalı Şirket’ten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen Franchising Sözleşmesinin iddia olunduğu gibi Davalı Şirket tarafından tek taraflı olarak feshedilmiş olmadığını, söz konusu Sözleşme’nin, Davacı Şirket yönetim kurulunun aldığı karar ve Davalı Şiıket’in de muvafakati doğrultusunda 30.06.2015 tarihinde Davacı Şirket yetkilileri ile Davalı Şirket yetkililerinin karşılıklı görüşmeleri neticesinde mutabakat yoluyla sonlandırıldığını, her ne kadar Davacı Şirket vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde Franchising Sözleşmesinin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin Davalı Şirket tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini ileri sürmüş ve 30.06.2015 tarihli belgeyi iddiasının dayanağı olarak göstermiş olsa da; 30.06.2015 tarihli belge içeriği incelendiğinde, sözleşmenin karşılıklı mutabakat yoluyla sona erdirildiğini kanıtlar mahiyette olduğunun açıkça anlaşıldığını, zira davacının delil olarak dayandığı 30.06.2015 tarihli belge içeriğinde, sözleşmenin karşılıklı uzlaşma sağlanarak sonlandırıldığı hususu açıklıkla ifade edildiğini, esasen bu belgenin, Franchising sözleşmesinin feshedilmesi hususunda taraflarca mutabakata varılmasının hemen akabinde düzenlenmiş taahhütname niteliğinde bir belge olduğunu, işbu belgenin Davacı Şirket yetkililerinin, Davalı Şirket yetkililerinden bu tarihten sonra ısım hakkının … logo ve markalarının kullanılmayacağına dair taahhütname talebinde bulunmaları üzerine düzenlendiğini, metin içeriğinden bu hususun açıkça anlaşılmakta olduğunu, Franchising sözleşmesinin feshi nedeniyle zarara uğrayan tarafın Davalı Şirket olduğunu, Davalı Şirketin taraflar arasında İmzalanan Franchising sözleşmesi nedeniyle ciddi masraflar yaptığını ancak beş yıllığına imzalanan sözleşmenin birinci yılında feshedilmesi sebebiyle büyük maddi kayba uğradığını, Davalı Şirketsin Davacı Şirketle, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5,1, maddesi uyarınca KDV Hariç 75.000,00-TL Başlama Bedeli adı altında ödeme yaptığını, anılan sözleşmesinin feshi ile birlikte ilk yıl için ödenmesi gereken Franchising bedeli olan 49.934,65-TL’nin de davacı ya ödendiğini, bununla birlikte, Davalı Şirketin Davacı tarafından alımı zorunlu koşulan … marka ve logolu kıyafet, broşür, C.D gibi bir takım araç ve gereçlere ödeme yapmak zorunda kaldığım; … markalı okulun …’ta tanıtımı için reklam harcamalarında bulunduğunu; Davalı Şirket’in Franchising sözleşmesinin birinci yılında feshi nedeniyle uğradığı doğrudan zararın 320.000.-TL civarında olduğunu, sözleşmenin ilk yılında tek yanlı olarak sözleşmeyi feshettiğine yönelik iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sözleşmenin 7.5. maddesinde yer alan rekabet yasağı maddesinin Anayasamızın 48 vd. maddelerine açıkça aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar aradaki sözleşme ilişkisine haksız olarak son vererek rekabet yasağına aykırılık teşkil edecek şekilde dava dışı bir şirketle benzer nitelikte sözleşmesel ilişki içine girmiş olduğu iddiasıyla haksız rekabet yapıldığı iddiasıyla açılmış bir haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili ile davalı vekilince elektronik imza ile imzalanarak uyap sistemi üzerinden gönderilen 17/08/2023 tarihli dilekçelerinde özetle: Davacı tarafın işbu dosyadan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmaksızın feragat ettiğini, aynı zamanda davacının; bozma öncesi, Mahkememiz dosyasında mübrez 03.10.2018 tarihli gerekçeli kararının 4 nolu bendi gereğince davalıya 3.600 TL vekalet ücreti ödemesi yapıldığı, …. İcra Müdürlüğü 2018/… sayılı icra dosyasına davacı tarafça yapılan vekalet ücreti ve ferilerine ilişkin ödemenin iadesinin talep edilmeyeceği, davalı tarafın ise davacı tarafın feragatine muvafakat etmekte olup, tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, davacı ve davalı taraflar olarak elektronik imza ile onaylanan işbu protokol gereğince davanın Feragat ve Feragate Muvafakat kapsamında karara bağlanmasını vekaleten ayrı ayrı talep ettikleri görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 310. maddesine göre, feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı yasanın 74. maddesi gereğince, vekilin davadan feragat edebilmesi için vekaletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir. Davacı vekilinin dosyaya sunulan vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin açıkça yer aldığı görülmüştür.
“HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.” hükümleri uyarınca,
Davacı vekili ve davalı vekilinin her ikisi tarafından elektronik imza ile imzalanarak uyap sistemi üzerinden sunulan 17/08/2023 tarihli dilekçesinde davacı vekili davadan feragat ettiklerini, yine taraf vekillerince feragat nedeniyle tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı bildirilmiş, davacı vekili Av. …’ın dava dilekçesi ekinde sunulan vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin açıkça tanındığı görüldüğünden davanın feragat nedeniyle reddine, taraf vekillerinin feragat nedeniyle tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmesi nedeniyle feragat nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu 22. Maddesi uyarınca feragat ilk celseden daha sonra gerçekleştiğinden karar ve ilam harcının (269,85-TL’nin) 2/3’ü olan alınması gerekli 179,90-TL harcın peşin alınan 512,33-TL harçtan mahsubu ile bakiye 332,43-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili feragat nedeniyle davacı taraftan vekalet ücreti talebi bulunmadığını açıkça bildirdiğinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacı/vekilinin ve davalı/vekilinin yokluğunda; gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır