Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/737 E. 2020/664 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/737 Esas
KARAR NO : 2020/664
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 31/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan 2019/681 E sayılı dosyasından tefrik ile iş bu esasa kayıt edilen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasında,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 11.09.2019 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile Bahçesaray istikametinden Hizan ilçesi istikametine seyir halinde iken, Hizan Kalkanlı köyü sınırları içerisinde (13-287+900) 39. kmsine geldiği esnada, iniş keskin virajlı yolda aracını yavaşlatmak istediği ve fakat yolun çok eğimli ve fren tertibatının aracı yavaşlatmaya yeterli olmadığı yol üzerinde 32 metre yolun sağındaki yamaca sürünerek kontrolü tamamen kaybedip, gidiş istikametine göre yolun sağ yamaç kısmını geçtikten sonra yoldan çıkıp taklalar atarak uçuruma yuvarlandığını, 101 metre sonra meyve bahçesinde ağaçlara çarparak durması sonucu 10 kişinin öldüğü ve 8 kişinin ağır yaralandığı trafik kazası meydana geldiğini beyanla, … ve … için 175,00-TL, … ve … için 175,00-TL, İnayet … için 175,00-TL, … ve … için 175,00-TL, … ve … … için 175,00-TL, … … ve … için 175,00-TL, … ve … için 175,00-TL ve … için 175,00-TL toplam 1.575.000-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek mahkemece belirlenecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kaza tarihi 11/09/2019 olduğundan, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarının işbu davada uygulanması gerektiğini, müvekkil kurumun 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Gereğince Dava Konusu Destekten Yoksun Kalma Tazminatını Ödeme Yükümlülüğü Bulunmadığını, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile muafiyet ve istisnaları, 02/11/2019 tarihli ve 2009/155545 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve bu karara dayalı olarak çıkarılan Hazine Müsteşarlığının 28/06/2010 tarihli 2010/8 nolu genelgesiyle belirlendiğini, söz konusu genelge ile belirlenen kapsama göre 01/07/2020 tarihinde itibaren taşıma mesafesine bakılmaksızın D4 yetki belgesi kapsamında il içinde yapılan yolcu taşımaları ile 100 kilometreye kadar olan şehirlerarası yolcu taşımaları Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası kapsamı dışında bırakıldığını, davacının talebine konu kazanın … plakalı araç ile Bitlis ili içerisinde yapılan yolcu taşımacılığı esnasında meydana geldiği ve mesafenin 100 km’nin altında olduğu tespit edildiğini, dolayısıyla yapılan bu yolcu taşımacılığının 4925 sayılı Taşıma Kanunu’nun 17 inci maddesinde öngörülen şehirlerarası yolculuk kapsamında olmadığını, il içerisinde yapılan yolcu taşımaları ile 100 kilometreye kadar olan mesafelerde yapılan taşımaları (D4 yetki belgesi kapsamında yapılan taşımalar) Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan 01/07/2010 tarihli genelgesiyle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamı dışında bırakıldığından, müvekkil kurum tarafından davaya konu tazminatın tazmin edilme yükümlülüğü bulunmadığını, ayrıca, ruhsat belgesinden … plakalı aracın kullanım tarzının hususi olduğunun anlaşıldığını, hususi araçlarla yapılan yolculuklarda Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Ferdi Kaza Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Konu ile ilgli Yargıtay 17. HD’nin 2012/13829 E. Sayılı kararında; araç malikinin taşımacı niteliğinin bulunmaması ve taşıma yapılan aracın hususi nitelikte olması nedeniyle müvekkil kurumun sorumluluğu bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediği ispatlanamadığını, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespiti adli tıp vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacılara ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkil kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, …’nın sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, hiçbir şekilde sorumluluğu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil aleyhine karar verilmesi halinde vekalet ücretinin asgari ücret tarifesinin 1/5 ine hükmedilebileceğini, müvekkil aleyhine karar verilmesi halinde ancak başvuru tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; ölümlü ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinden ibarettir.
Davacı vekili 01.12.2020 tarihli dilekçesi ile; dava şartı olan arabuluculuğa söz konusu kazada vefat eden kişilerin mirasçıları adına başvuru da bulunulduğunu tutulan anlaşmama tutanağının dosyaya ibraz edildiğini, söz konusu kazada yaralanan … ve … … için maluliyet oranları belli olmadığından dolayı arabuluculuğa müracaat edilemediğini, bu nedenle … ve … … için dosyanın tefrik edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Arabuluculuk 6325 sayılı Yasa ile hukukumuza giren “ Mahkeme dışı “ çözüm yollarından birisidir.
19.12.2018 tarihli 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı kanun MADDE 20- 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3. Dava şartı olarak arabuluculuk
”MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile 01.01.2019 tarihi itibariyle ”konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri için” dava şartı olarak arabuluculuk getirilmiş olup,
Mahkememizin 2020/350 E sayılı dosyasında 28.07.2020 tarihli ara karar ile davacıya; HUAK’nun 18A/1-2 maddeleri uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonrasında anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya Arabuluculuk Dairesi tarafından onaylanmış bir örneğini sunması için tebliğden itibaren 1 haftalık kesin süre verilmiş olup verilen kesin süre içerisinde davacı vekili tarafından11.06.2020 tarihli arabuluculuk son tutanağı sunulmuştur.Arabuluculuk son tutanak Mahkememiz tarafından incelenmiş olup dava açılmadan önce zorunlu dava şartı arabuluculuğa davacı tarafından Mahkememizin 2020/350 E sayılı dosyasında davalılardan … Ltd. Şti. Ve … yönünden başvurulduğu ancak davacı tarafından diğer davalı … yönünden arabuluculuğa başvurulmadığı tespit edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 20.06.2019 tarih, 2019/1038 Es. ve 2019/869 K. sayılı ilamında “… TTK 5/A maddesi 1. fıkrasında arabulucuya başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığı ve arabulucuya başvuru şartı mahiyeti gereği sonradan tamamlanamayan özel dava şartlarından olduğu anlaşılmakla, mahkemece verilen dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı usul ve yasaya uygun olmakla …… ” yönünde karar vermiştir.
6325 sayılı yasanın 18/A Maddesi- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)
”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) …Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
HMK 138(1) madde; ”Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir…” belirtilen istinaf kararı ve kanun maddeleri uyarınca dosya üzerinden 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 54,40 TL maktu red karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/(1) maddesi uyarınca 1/2 oranında 2.040,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu tensiben karar verildi. 31/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.