Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/710 E. 2022/18 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/710 Esas
KARAR NO : 2022/18

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;12 adet bononun temelindeki asıl borç ilişkisi ve cari hesaplara dayalı olarak davalı/borçlu aleyhine icra takibi ikame edildiğini, davalı şirket(şahıs şirketi) tarafından icra takibine konu borcun tamamına, böyle bir borcun bulunmadığı gerekçesi ile itiraz ettiğini, bu sebeple huzurdaki davayı ikame etme gereği hasıl olduğunu, taraflar arasında temel borç ilişkisi ve kambiyo senedinden doğan borç ilişkisi olmak üzere iki ayrı borç ilişkisi doğduğunu, dolayısıyla senet zamanaşımına uğramış ve kambiyo senet vasfını yitirmişse, senet hamilinin alacaklı olduğu kişi ile arasında temel ilişki varsa bu senedi yazılı delil başlangıcı olarak göstererek temel ilişkiye dayanmasının mümkün olduğunu, bonoda “malern” kaydının bulunmasının düzenleyen ile lehtar arasında başka bir temel ilişkinin bulunduğuna işaret olduğunu, düzenleyenin lehtardan mal/eşya alması karşılığında bono düzenlendiğini gösterdiğini, davalının müvekkili şirketten aldığı mal karşılığında 12 adet bono düzenlenmiş olup bunu “malen” kaydı eklemek suretiyle de ikrar ettiğini, ancak söz konusu bonoların vade tarihi gelmesine ve protesto çekilmesine rağmen müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, zamanaşımına uğramış bono, temel ilişki yönünden delil başlangıcı niteliğinde olduğundan, alacak, tanık dahil her türlü delille ispat edebileceğini, davaya konu icra takibine konu alacağın bonoya dayalı likit alacak olduğunu, bu durumda 1ikit alacağa haksız şekilde itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceğinin sabit olduğunu belirterek, davanın kabulü ile icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkilinin adresi itibariyle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkilinin icra dosyasına itirazının haklı olduğu, öyle bir borç olmadığını, uygulanan faiz oranının fahiş olduğunu, takip dayanağı olarak gösterilen 15.08.2012 düzenleme tarihli bonoların kambiyo vasfını kaybettiğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, TTK 661. Maddede ifade edildiği üzere kambiyo evrakı vade tarihinden itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, bu sebeple açılan davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacıya böyle bir borcu olmadığını belirterek, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, zamanaşımı itirazının kabulü ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, haksız ve kötü niyetli şekilde müvekkili aleyhine takip yapılması sebebiyle davacı-alacaklının takip miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; 12 adet bono ve cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili davada;İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı Dosyası, senetler, ticari defter ve cari hesaplar, tanık, bilirkişi incelemesi,yemin, keşif, her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili davada;İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, vesair tüm delillere dayanmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde tanık deliline dayanmasına rağmen verilen kesin süre içerisinde tanıklarını bildirmmemiştir.
Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 66.928,72-TL 12 adet bono ve cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için 16.07.2020 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından Mahkememizin yetkisine karşı itirazda bulunulmuş ancak yetkili mahkeme belirtilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın Madde 19- (2) maddesi ” Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememiz tarafından davalının yetki ilk itirazının yetkili mahkemenin gösterilmemesi nedeniyle HMK.19(2) maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
TBK.’nın 146.maddesinde ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dava konusu icra takibine konu alacak, zamanaşıma uğraması nedeniyle kambiyo senedi vasfını kaybeden 12 adet bono ve cari hesaptan kaynaklı alacak olması nedeniyle ve yasada özel olarak başka bir süre öngörülmediğinden, genel zamanaşımı süresinin düzenlendiği TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Zamanaşımı süresi her alacak için o alacağın istenebileceği tarihte başlar. Bu nedenle somut olay özelinde, alacağın 2012 yılına dayandığı Mahkememiz tarafından tespit edilmiştir.
Zamanaşımı süresi işlemeye başladıktan sonra, borçlunun veya alacaklının bazı eylem ve işlemleri zamanaşımı süresinin işlemesini haklı olmaktan çıkarabilir ya da yeniden bu sürenin başlaması sonucunu doğurabilir. İşte bu hallerde zamanaşımının durması ve kesilmesinden söz edilebilir.
Zamanaşımını kesen sebepler TBK. m.154-157 maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK. 154/2 maddesi uyarınca borçlu aleyhine icra takibi başlatılması halinde, zamanaşımı süresi kesilir ve alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar.
Somut olayda; davacı tarafından zamanaşıma uğraması nedeniyle kambiyo senedi vasfını kaybeden 12 adet bono ve cari hesaptan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine 16.07.2020 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, alacağın 2012 yılına dayandığı ve 10 yıllık zamanaşımı dolmadan davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ve TBK. 154/2 maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiği ve takip tarihi itibariyle tekrardan işlemeye başladığı ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı mahkememiz tarafından tespit edilmiş ve davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmış olup zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia, savunma ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller ile tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanması ve taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “.. Davacı tarafından davalı ile ticari ilişkisini gösterir 2010 – 2020 yılları arası hesaplar sunulmuş olup, taraflar arasındaki ilişkinin 2010 yılında başladığı, davacının tanzim ettiği faturalara ilişkin davalıdan 2010 yılında çek alındığına dair kayıtlar olduğu 2011 yılında ise senet ile tahsilat yapıldığına ilişkin kayıtlar olduğu ancak 2012 yılında, önceden alınan senetlerin ödenmemesi sebebiyle protestolu senet açıklamalı kayıtların mevcut olduğu, davacının davalıya tanzim ettiği faturalar karşılığında davalıdan senetler alındığı sunulan hesap kayıtlarında görülmüş olup, senetlerin 2013 yılında protesto olduğuna dair kayıtlar neticesinde 66.928,72 TL davalının borçlu kaldığı, ticari ilişkinin 2013 “den sonra devam etmediği, devam eden yıllarda davalının 66.928,72 TL borcunun devir ettiği ve takip tarihi itibariyle de takibe konu edildiği şekilde 66.928,72 TL davalı borcu mevcut olduğu hususu tespit edildiği, ancak davacı tarafın sunmuş olduğu hesaplarda yukarıda görülen 2013 yılındaki protestolu senet açıklamalı kayıtlar neticesinde davalıdan tespit edilen alacağının senede bağlandığı, takip dosyası ekinde aşağıda dökümü yapılan 25.850,00 TL tutarında 12 adet senetlerin suretlerinin mevcut olduğu, bu senetlerin asıllarının davacının elinde bulunduğu kabulünde geriye kalan 41.078,72 TL tutarındaki senetlerin asıllarının iade edilip edilmediği, akıbeti hakkında asıllarının davacı elinde olup olmadığı hakkında dosyada bilgi bulunmadığı,
Davacının 66.928,72 TL sunulan ilgili hesap dökümlerinde mevcut alacağının davalıya tanzim edilen halı – kumaş faturalarından kaynaklı olduğu, davalının söz konusu faturalardan kaynaklanan borcuna karşılık senet verdiği, verilen senetlerinin ödenmemesi sebebiyle protestolu senet kayıtlarının yapılması neticesinde 2013 yılında 66.928,72 TL davacının alacaklı kaldığı ve bu alacağın 2020 takip tarihinde de devam ettiği belirlenmiş olup, Sayın Mahkemece davacı tarafından alacağına karşılık davalıdan senet alınması sebebiyle bu senetlerin davacı elinde olduğunun aranması gerektiği değerlendirildiğinde, takip dosyasında 25.850 TL tutarında 12 adet senedin suretinin bulunduğu, suretin aslının davacı elinde olduğunun belirlenmesi halinde kalan 41.078,72-TL “lik senetlerin akıbetine ilişkin de ayrıca davacı elinde olduğunun veya ödenmeden davalıya iade edildiğinin dosyada bilgisinin olmadığı takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
Dosya, davacı tarafa ilişkin 2010 yılından itibaren 2020 yılına kadar sunulan hesaplar incelenmiş olup, davacı ile davalı arasındaki 2010 yılından başlayan ticari ilişkide davacının tanzim ettiği faturalar sebebiyle 66.928,72 TL alacaklı kaldığı, davalıdan bu alacağa ilişkin kayıtlarda senet alındığının ve 66.928,72 TL’lik senedin ödenmediğinin mevcut olduğuna ilişkin ve diğer tespitlerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğu” rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur.
Mahkememiz tarafından… Vergi Dairesine müzekkere yazılarak, davalının 2010-2011-2012 ve 2013 yıllarına ait BS-BA formlarının istenilmesine ve … Vergi Dairesi tarafından davalının 2010-2011-2012 ve 2013 yıllarına ait BS-BA formları gönderildiği takdirde dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup… Vergi Dairesi tarafından cevaben mükellefin işletme esasına tabi olduğu anlaşılmış olup, BA/BS verme zorunluluğu bulunmadığından istenilen evrakların Mahkememize gönderilemedi bildirilmiştir. … Vergi Dairesi tarafından olumsuz cevap verilmiş olmasından dolayı ek rapor tanzimi için dosya bilirkişiye gönderilmemiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 66.928,72-TL 12 adet bono ve cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı ve mahkememiz tarafından yapılan yargıla sırasında alınan bilirkişi raporunda davacının 66.928,72 TL sunulan ilgili hesap dökümlerinde mevcut alacağının davalıya tanzim edilen halı – kumaş faturalarından kaynaklı olduğu, davalının söz konusu faturalardan kaynaklanan borcuna karşılık senet verdiği, verilen senetlerinin ödenmemesi sebebiyle protestolu senet kayıtlarının yapılması neticesinde 2013 yılında 66.928,72 TL davacının alacaklı kaldığı ve bu alacağın 2020 takip tarihinde de devam ettiğinin belirlendiği ancak davacı tarafından alacağına karşılık davalıdan senet alınması sebebiyle bu senetlerin davacı elinde olduğunun aranması gerektiği değerlendirildiğinde, takip dosyasında 25.850 TL tutarında 12 adet senedin suretinin bulunduğu, suretin aslının davacı elinde olduğunun belirlenmesi halinde kalan 41.078,72-TL “lik senetlerin akıbetine ilişkin de ayrıca davacı elinde olduğunun veya ödenmeden davalıya iade edildiğinin dosyada bilgisinin olmadığının tespit edildiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasındaki itirazının 25.850,00-TL üzerinden iptali ile takibin 25.850,00-TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasındaki itirazının 25.850,00-TL üzerinden iptali ile takibin 25.850,00-TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine
2-)Alacağın %20’si oranındaki 5.170,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.765,81-TL harçtan peşin alınan 808,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 957,47-TL harcın ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 808,34-TL peşin harç ve 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 870,54-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan toplam 841,00-TL bilirkişi ücreti ile müzekkere /davetiye giderine ilişkin yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 324,82-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 6.140,23-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
10-)Davalı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen davalıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı