Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/701 E. 2022/685 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/701 Esas
KARAR NO :2022/685

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/12/2020
KARAR TARİHİ:11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … … … bölgesinde faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, Müvekkili şirketin, sfero ve dökme demir üretimini Avrupa ve uluslararası normlara uygun olarak çağdaş ve sağlıklı çalışma şartlarında sürdürdüğünü, Bunun dışında müvekkil şirket Türkiye’de 17 adet, yurt dışında 8 adet olmak üzere toplam 25 adet Bowling salonu, çocuk eğlence alanları gibi alanların da işletmeciliğini yaptığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, … … Merkezi tarafından müvekkil şirkete tahsis edilen alanda … isimli tema park oyuncağı ve Karnaval Binası içindeki ürünlerin müvekkili şirket tarafından işletilmesi ve müvekkili şirketin önceden haberi olması kaydıyla davalı şirketin, oyuncakların işletilmesine ilişkin gelir gider kontrolleri yapabileceğine dayalı Özel Makine İşletme Sözleşmesi bulunduğunu, Davalı şirket, müvekkili şirketin Bowling Salonlarında ve çocuk eğlence alanları gibi işletmelerinde kullandığı … Oyun Makinelerinin üretimini yaptığını, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … Oyun Makinesi (Oyuncak Araba) alım-satımı, işletilmesi ve … oyun makinelerinin kullanılmasından kaynaklı cari hesap ilişkisi bulunduğunu, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen Özel Makine İşletme Sözleşmesine ve müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak müvekkili şirketin cari hesap alacağı mevcut olduğunu, taraflar arasırıda imzalanan sözleşmenin 6.4. maddesinde cari hesaplarında alacaklı-borçlu kalmayacak şekilde muhasebel işlemleri gerçekleştirmeyi kararlaştırıldığını, Müvekkili şirket davalı şirkete avans çek keşide edip bu avans çekler karşılığı davalı şirket de … Oyun Makinesi (Oyuncak Araba) imal edip teslim ettiğini ve teslim ederken teslim ettiği ürünlerin faturasını müvekkili şirkete kestiğini, müvekkili şirket de cari hesaba kaydedilen avans çeklerin tutarından fatura tutarlarını düşürdüğünü ve cari hesap ilişkisi bu şekilde ilerlediğini, fakat çeklerin karşılığı olan cari hesap, davalı şirket tarafından kapatılmadığını, Müvekkili şirket, … … Sistemleri A.Ş adına 04.09.2018 tarihli 95.250,00 TL tutarlı, 04.03.2019 tarihli 148.750,00 TL tutarlı 2 adet çek keşide ettiğini, keşide ettiği çeklerin karşılığı … Oyun Makineleri müvekkil şirkete teslim edilmemiş, teslim edilen makinelerin çalışmadığını, Halen daha makinelerin çalışmadığını, davalı tarafından imza edilen 04.09.2018 tarihli ve 05.03.2019 tarihli Çek Çıkış Bordro Dökümü ile çeklerin davalıya teslim edildiğini, Müvekkili ile davalı arasındaki cari hesaba dayalı olarak davalının müvekkili şirkete 223.269,35 TL borcu olduğu halde bu borç davalı tarafça ifa edilmediğini, davalı …Ş aleyhine18.07.2019 tarihinde 05.03.2019 vade tarihli 207.000,00-TL tutarlı cari hesaba dayalı olarak işlemiş faizi ile birlikte 223.269,35 TL alacak için …. İcra Müdürlüğünün …/…. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı vekili, 26.07.2019 tarihinde müvekkil ile davalı arasındaki cari ilişkiyi inkâr etmek suretiyle alacağın tamamına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiş ve bu sebeple icra takibinin durdurulduğunu, davalı borçlu olduğunu bildiği halde haksız bir şekilde itiraz ettiğini, taraflar arasındaki borç cari hesap ilişkisine dayandığını, Cari hesap ilişkisi Türk Ticaret Kanunu’nun 89. Maddesinde İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme olarak tanımladığını, dolayısıyla kanunen ve mantıken aralarında cari hesap ilişkisi olan tarafların alacak ve/veya borçtan haberdar olmaması düşünülemeyeceğini, buna rağmen icra takibinde itiraz usulünün takibi durdurması, borçlu tarafından istismar edilmiş ve takibe kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, takibe konu alacak ticari bir ilişkiden kaynaklanıp cari hesaba dayanmakta ve borçlu davalı tarafından bilinip belirlenebilir nitelikte olduğundan likit olduğunu, davalı borçlunun itirazını kabul etmelerinin mümkün olmamakla birlikte davalı haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğinden alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra ve inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesinde her ne kadar takip konusu borcun kaynağının … Oyun Makinesi alım-satımı olduğunu iddia etse de taraflar arasındaki tek ticari ilişki söz konusu ürünlerin alım-satımı olmadığını, davalı müvekkili ile dava dışı … A.Ş. arasındaki Oyuncak imalat ve Satış sözleşmesine istinaden imal edilen iki adet özel tema park oyuncağının (…) işletilmesine yönelik tarafların hak ve yükümlülüklerini kapsayan Özel Makine İşletme Sözleşmesi taraflarca 10.01.2019 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdiğini, Özel Makine İşletme Sözleşmesiyle davacının, davalı müvekkili ve dava dışı … A.Ş. arasında imzalan Fesih ve İbra Protokolü uyarınca kendisine tahsis edilen alanda söz konusu oyuncakları bilet karşılığı işleterek aylık gelir elde etmek üzere hizmet vereceği düzenlendiğini, sözleşmede işletme ile ilgili kararların davacı şirket tarafından alınacağı ancak söz konusu oyuncakların işletilmesinden elde edilen aylık hasılatın mevcut kredi ödemelerine yetmemesi halinde kredi taksitlerinin taraflarca eşit olarak karşılanacağı düzenlendiğini, İşletme ile ilgili tüm kararları alma yetkisi kendisine alan davacı, sözleşmenin imza tarihinden bu yana satış hedefine hiçbir zaman ulaşamamış, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmediğini, basiretli bir tacir gibi hareket etmekle yükümlü olan ve işletme sorumluluğunu üstelenen davacının yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmemesi ve sözleşme konusu makinelerin işletilmesinde ciddi aksaklıklar yaşanması sebebiyle davalı müvekkili şirket zarara uğradığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.13. maddesi ile davalı müvekkili yetkilisine iade edilmesi kararlaştırılan 762.000,00 TL bedelli teminat senedi davacı tarafından kaybedildiği iddia edilerek davalı müvekkile iade edilmediğini, davacı tarafından söz konusu senedin bulunduğu zaman davalı müvekkile iade edileceği, senedin tahsile verilmesi halinde de senet bedelinin tamamının davacı tarafından davalı müvekkile defaten ödeneceğine yönelik 06.03.2019 tarihli taahhütname imzalandığını, söz konusu senedin akıbetinin halihazırda belli olmayıp taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin sonlanmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sadece ürün alım-satımın an ibaret olmadığını, davacının davalı müvekkili şirkete karşı sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinin olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin hali hazırda devam ettiğini ve mevcut alacak-borç ilişkisinin davacının iddia ettiği gibi olmadığını açık bir şekilde gösterdiğini, huzurdaki davada davacı taraflar arasındaki alım-satım ilişkisinde ürünlerin teslim edilmemesi sebebiyle keşide ettiği çeklerin bedelsiz kaldığını iddia ederek davalı müvekkilinin borçlu olduğunu ifade ettiğini, ancak davacının yalnızca keşide ettiği çekleri ileri sürerek davalı müvekkilinin ürün teslimi yapmaması nedeniyle borçlu olduğunu iddia etmesinin hukuki dayanağı olmadığını, çünkü TTK hükümleri uyarınca çek kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesini içeren havale yöntemi olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kaynağı yalnızca keşide edilen çekler ile tespit edilemeyeceğini, taraflar arasında birden fazla ticari ilişki mevcut olduğunu, bu durumda davacının keşide ettiği çeklere dayanarak davalı müvekkilinin ürün teslimi yapmaması nedeniyle söz konusu çeklerin bedelsiz kaldığını iddia etmesinin hukuki dayanağı bulunmadığını, davacı dava dilekçesinin Netice-i Talep bölümünde keşide edilen çekler karşılığında herhangi bir mal ve teslimi yapılmadığından sebepsiz zenginleşmeye dayanarak takip tutarında alacağı talep ederken diğer yandan açıklamalar bölümü altında teslim edilen makineler çalışmamıştır ifadelerini kullanarak kendi içinde çeliştiğini, üstelik söz konusu duruma rağmen alacağın likit olduğundan bahisle icra inkâr tazminatı talep etmekte olduğunu, alacaklı olup olmadığından ve alacağın dayanağından kendisi bile emin olmayan davacı, davalı müvekkilinin davacı tarafından tutulan cari hesap özetindeki bakiye tutardan haberdar olduğunu iddia etmekte olduğunu, ancak söz konusu iddiaların hiçbirinin taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, davacı teslim edilen ürünler ile ilgili davacı tarafından herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını, TBK m. 223/2 uyarınca satılanda olağan bir gözden geçirmeyle artaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiğini, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağını, davacı teslim edilen ürünler ile ilgili ayıp ihbarında bulunmayarak söz konusu ürünleri kabul ettiğini, davacının bu aşamada söz konusu ürünlerin çalışmadığını iddia ederek davalı müvekkilinin borçlu olduğunu iddia etmesinin hukuki dayanağı olmadığını, zira 6098 sayılı TBK hükümleri uyarınca satıcının ayıptan sorumluluğuna gidilebilmesi için düzenlenen derhal bildirim yükümlülüğü hak düşürücü nitelikte olduğunu, basiretli bir tacir gibi hareket etmekle yükümlü olan ve işletme ile ilgili tüm kararları alma yetkisini kendisine alan davacı, yasal süresinde ileri sürmediği ayıp iddialarına dayanarak haksız menfaat elde etme çabasına düştüğünü, davacı dava dilekçesinde keşide edilen çekler nedeniyle kendilerine herhangi bir ürün teslimi yapılmadığı için davalı müvekkilinin sebepsiz zenginleştiğine dayanarak …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına vaki itirazın iptalini talep ettiğini, ancak huzurdaki davada sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmasına olanak olmadığını, sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı TBK’da sözleşme ve haksız fiillerin dışında ayrı bir borç kaynağı olarak düzenlendiğini, taraflar arasındaki hukuki işleme ya da haksız fiile dayanmadığını, TBK m. 77’ye göre sebepsiz zenginleşme oluşması için taraflardan birinin malvarlığında zenginleşme diğerinde fakirleşme gerçekleşmeli ve bunlar arasında illiyet bağı olması gerektiğini, ayrıca zenginleşme haklı neden olmaksızın, herhangi bir hukuki ilişkiye dayanmaksızın gerçekleşmesi gerektiğini, hukuki dayanaktan yoksun davanın tüm talepler yönünden reddine, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile ilam vekâlet ücretinin davacı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; cari hesap alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … … Sistemleri A.Ş. olduğu, takibin 223.269,35 TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin 25/07/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği ve borçlunun 26/07/2019 borcun tamamına itiraz ettiği, itirazın süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmıştır. İtiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 14/12/2020 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
İddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, alınan 18/02/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ; davaya konu sözleşmenin, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme niteliğinde olduğu, davacının, sözleşme kapsamında bedel ödeme edimini ifa ettiğinin sabit olduğu, davalının edimlerini muteber biçimde yerine getirdiğine dair bir belgenin dosya kapsamında yer almadığı, tarafların, sözleşme ile cari hesaplarında birbirine alacaklı-borçlu kalmayacak şekilde muhasebesel işlemleri gerçekleştirmeyi kabul ettikleri, davacı tarafın icra takibine konu alacak tutarı 207.000-TL yazmakta olup, davacının ticari defterlerinde, 05.03.2019 takip tarihi itibariyle 207.000-TL alacaklı olduğu, davalı taraf ticari defter ve belgelerinde icra takip tarihi (18.07.2019) itibariyle ve dava tarihi (14.12.2020) itibariyle davalı firmadan 58.250-TL borçlu olduğunun görüldüğü, ancak davacı tarafın vermiş olduğu çekler davalı tarafça 06.03.2019 tarihinde tahsil edilmiş olduğu halde, işbu çek tahsilatları 2020 yılı ticari defterlerine kaydedilip işlendiğinin tespit edildiği, bu hususta davalı tarafça geç kaydedilen çek tahsilatları vadesinde değerlendirildiği varsayılarak davalı tarafın icra takip tarihi itibariyle davacı tarafa 207.000-TL borçlu olduğunun değerlendirildiği tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından davacının takip öncesi faiz talebi yönünden inceleme yapılmadığı görülmekle, dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii ile takip öncesi faiz yönünden değerlendirilme yapılması için ek rapor tanziminin istenilmesine karar verildiği ,Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 09/08/2022 tarihli ek raporda özetle ; Davacı tarafın icra takibine konu alacak tutarı 207.000- TL yazmakta olup, davacının ticari defterlerinde, 05.03.2019 takip tarihi itibariyle 207.000- TL alacaklı olduğu, Davacı tarafın 05.03.2019 takip tar yariyle 207.000- TL alacaklı olduğu tutar için Dava dilekçesinde avans faiz oranına göre faiz talebi olması sebebiyle icra takip tarihi (18.07.2019) itibariyle Avans işlemlerinde uygulanan faiz oranına göre hesaplamaya göre 14.929,52 TL faiz talebinde bulunabileceği, Davacı tarafın 05.03.2019 takip tar yariyle 207.000- TL alacaklı olduğu tutar için Dava dilekçesinde avans faiz oranına göre faiz talebi olması sebebiyle Dava tarihi (14.12.2020) itibariyle Avans işlemlerinde uygulanan faiz oranına göre hesaplamaya göre 55.467,49 TL faiz talebinde bulunabileceği, tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacı yanın, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından 207.000,00 TL asıl alacak ve 16.269,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 223.269,35 TL alacağa ilişkin ilamsız takip başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu, davacı; avans olarak verdiği çeklerin davalı tarafından tahsil edildiğini ancak davalının buna karşılık teslim etmesi gereken oyun makinelerinin teslim edilmediğini, teslim edilenlerin ise çalışmadığını beyanla; avans olarak ödediği bedelin karşılıksız kaldığını, davalının edimini ifa etmediğini beyanla tahsil edilen çek bedellerinin iadesini talep etmiştir. Davalı ise taraflar arasındaki Çek ilişkinin bundan kaynaklanmadığını, davacının çelişkili beyanlarda bulunduğunu iddia etmiştir. Davaya konu Özel Makine İşletme Sözleşmesi, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmedir. Buna göre davacının bazı edimleri ifa etmesi gerektiği gibi davalının da davacıya karşı ifa etmekle yükümlü olduğu edimler vardır. Sözleşmenin 6.4. Maddesinde “İşleticinin seçeceği ürünler işletici tarafından …’a bildirildiğinde ürünlerin tamamı aynı ay içerisinde işleticiye teslim edilecektir” hükmü ile davalı, söz konusu edimi de borçlanmıştır. Dolayısıyla davalının, söz konusu ürünleri davacıya teslim borcu olduğu , davacının, davalının edimini ifa etmediği yönündeki iddiasını karşılar nitelikte, davalının edimlerini yerine getirdiğini gösterir herhangi bir somut bilgi yahut belgeye rastlanmadığı , tarafların, sözleşme ile cari hesaplarında birbirine alacaklı-borçlu kalmayacak şekilde muhasebesel işlemleri gerçekleştirmeyi kabul ettikleri, davacı tarafın icra takibine konu alacak tutarı 207.000- TL yazmakta olup, davacının ticari defterlerinde, 05.03.2019 takip tarihi itibariyle 207.000- TL alacaklı olduğu,
4721 sayılı TMK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat Yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vahaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur hükümleri de göz önüne alındığında denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 207.000,00 TL asıl alacağı olduğunun tespit edildiği , dava dilekçesinde avans faiz oranına göre faiz talebi olması sebebiyle icra takip tarihi (18.07.2019) itibariyle Avans işlemlerinde uygulanan faiz oranına göre hesaplamaya göre 14.929,52 TL faiz talebinde bulunabileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmederek karar verilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;

Davalının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 207.000,00-TL asıl alacak olmak üzere toplam 221.929,52 TL üzerinden İPTALİNE, takibin 207.000,00-TL asıl alacak üzerinden takip talebi gibi DEVAMINA, Fazlaya dair talebin reddine,
2-Alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı 44.385,90 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 15.160,00 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 2.696,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.463,46 TL harcın ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerektiğinden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacının yaptığı 54,40 TL başvuru harcı, 2.696,54 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan toplam 1.673,00 TL bilirkişi ücreti ile müzekkere /davetiye giderine ilişkin yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.662,96-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 34.070,13-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 1.339,83-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Davacının gider avansından artan bakiyenin re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
11/10/2022

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)