Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/679 E. 2022/844 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2020/679 Esas
KARAR NO:2022/844

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/12/2020
KARAR TARİHİ:23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil davacı …’da yaşayan bir Türk Vatandaşıdır. Müvekkil yıllık iznini geçirmek için Ağustos 2019 ayında Türkiye’de bulunduğu sırada, ekli kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı gibi davalı … şirketine … poliçe numarası ile ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü ve maliki diğer davalı trafik kurallarına aykırı olarak dönüş yapmak isterken müvekkilin … plakalı aracına çarpmış ve müvekkilin aracında hasar oluşmasına sebebiyet vermiştir. Müvekkilin Türkiye’ de bulunduğu süre sınırlı olduğundan, aracının Türkiye’de tamiri uzun zaman alacağından, aracını hasarlı bir şekilde yaşadığı ülke olan Almanya’ya götlrmüş ve aracı üzerinde yetkili ekspertiz incelemesi yaptırmıştır. Müvekkilin aracında sigortalınızın kusurlu hareketleri ile 10.131,22 Euro zarar oluşmuştur. 16.09.2019 tarihli Alman Ekspertiz Raporuna göre, müvekkilin aracındaki hasarın tamiri ve aracın eski baline getirilebilmesi için Almanya şartlarına göre 10.131,22 Euro (yedek parça+işçilik+ cilalama vergi dahil) masraf yapılması gerektiği tespit edilmiştir. Dava açılmadan önce davalı … şirketine 20.12.2020 tarihinde hasar ihbarı müracaatında bulunulmuştur. Ancak davalı … şirketi müvekkilin aracının yabancı plakalı olduğu ve tamirinin de yurtdışında yapılacak olduğu gerçeğini görmezden gelerek müvekkilin aracında oluşan hasar için 21.01.2020 tarihinde 5.624,59 TL (ödeme tarihindeki Euro kuruna göre 854,96 Euro) ödeme yapmıştır. Davalı … şirketinin yapmış olduğu ödeme düşüldükten sonra müvekkilin karşılanmayan zararı 7.276 Euro dur. Davalı … şirketinin … poliçe mumaralı ZMMS ile araç başına maddi zararlar için 39.000 TL poliçe limiti belirlenmiştir. Bu nedenle davalı … şirketince yapılan ödeme düşüldükten sonra müvekkilin aracında oluşan zararın 33.375,41 TL sinden (3.552,23 Euro) davalı … şirketi , bakiye 53.780,61 TL (5.274,02 Euro) sinden de diğer davalı … plakalı araç sürücüsü ve maliki sorumludur. Müvekkilin aracı yabancı plakalı ve müvekkilin da yurt dışında yaşıyor olması nedeniyle, müvekkil davacı aracını Türkiye’de tamir ettirmek zorunda olmadığı için, tamir masraflarının da Türkiye şartlarına göre hesap edilmesi mümkün değildir. Müvekkilin malvarlığındaki azalma TL cinsinden değil Euro cinsinden ve Almanya’daki ekspertiz raporunda belirtilen miktar oranında söz konusudur. Bu nedenlerle müvekkilinin aracında oluşan zararın 3.552.23 Eurosunun BK.md.99′ a göre aynen veya filli ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının kaza tarihinden itibaren 3095 sy yasa 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte davalı … şirketi … Sigarta A.Ş den tahsiline, müvekkilin aracında oluşan zararın 5.274,02 Eurosunun BK md.99’a göre aynen veya fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının kaza tarihinden itibaren 3095 sy yasa 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte diğer davalı … plakalı araç sürücüsü ve maliki …’dan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi” talep ve dava edilmiştir.
Davalı …Ş. vekili dilekçelerinde özetle; “Müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğundan kusur tespiti yapılmadan hilktim kurulamaz. Dava konusu trafik kazası nedeni ile müvekkil şirket davacı tarafından hasar tutan talebinde bulunulmuş olup yapıları talebe istinaden …-1 numaralı hasar dosyası açılmıştır. Başvuru konusu olay bakımından yapılan talepler Müvekkil şirket tarafından incelenmiş olup aracın orijinal parça kullanılarak 5.624,59-TL’ye eski haline getirilebileceği tespit edilmiştir. Davacıya ait araçta meydana geldiği iddia edilen hasar onarım tutarı çok yüksektir. Davacı taraf araçlarının onarımının 87.136,02-TL’ve sağlanacağını, beyan etmişlerse de kazanın oluşu şekli, aracın hasar fotoğrafları ve durumu incelendiğinde bu tutarın fahiş olduğu görülmektedir. Meydana gelen hasar nedeni ile zararın karşılanabilmesi adına müvekkil şirket tarafından eksper görevlendirilmiş olup araç üzerinde yapılan incelemelerle aracın 5.624,59-TL’sına eksi hale getirilebileceği tespit edilmiştir. Bu nedenle davacı tarafından alınan eksper raporuna itibar edilmemelidir. Kaza, Türkiye sınırları içerisinde gerçekleşmiştir. Bu sebepten dolayı hasar değeri belirlenirken Türkiye’deki fiyatlandırmalar göz önüne alınmalıdır. Tazminat hukukunun ilkelerinden biri olan tam tazmin ilkesi, gereği, zarar veren sebep olduğu zararı tümüyle tazmin etmelidir. Bu ilkeye göre, zarar veren “tüm zararı”, ancak “sadece sebep olduğu zararı” tazmin etmek zorundadır. Araç sahibi aracını Türkiye’de tamir ettirmeyerek kazadan uzunca bir süre sonra yurt dışında tamir ettirmiştir. Yurt dışında yapılan emir giderleri kazadan hemen sonra yapılan tespit giderlerinden fazladır. Hasarla ilgili olmayan tamir ve tadilatların yapılmıştır. Davacı taraf aracını kendisi yaptırmaya diretmeyip, müvekkil şirket ile koordineli şekilde yaptırmış olsaydı yedek parçalar orijinal tedarik edilecek ve işçilik ücretleri daha makul olacaktı. Müvekkil şirkete ihbar etmeden işlemleri sonlandırmış olan davacı taraf zararın artmasına kendisi neden olmuştur. Yedek parça ve işçilik bedellerine iskonto uygulanmalıdır. Sigorta şirketleri, hasarlı aracırı değiştirilmesi gereken yedek parçalarının tedarik sürecinde toplu ve büyük tutarlı yedek parça alımı yapabilme kapasitelerinden kaynaklanan rekabet gücünli kullanarak indirim haklı elde edebilmekte, farklı servislerden fiyat teklif alarak rekabet ortamı içerisinde alternatif onarım metotları kullanabilmektedir, burada önemli olan hasarlı aracı sigortacılık mevzuatının öngördüğü vasıfta parçaların takılması ve haşarlı aracın layıkıyla onarılarak gerçek Zararın karşılanmasıdır. Bu sebeple Sayın Bilirkişi tarafından yapılacak hesaplamalarda yedek parça ve işçilik ücretlerinde iskonto uygulanmalıdır. Yerleşik Yargıtay kararları gereği onarımı yapılan araçlar için fatura kesilmesi zorunlu kabul edildiğinden aracın onarımı yapılmış olduğundan eğer kdv ödenmiş ise faturaların dosyasına sunulması gerekmektedir. Faturalar dosyasına sunulmadan onarım bedelinin kdv’sinden müvekkil şirket sorumlu değildir. Yani Uyuşmazlık konusu olayda araç onarılmıştır. Onarılan araç için KDY dahil bir bedel üzerinden anlaşma sağlarımışsa mutlaka fatıra düzenlenmiş olmalıdır. Yargıtay’ın KDV’den sorumlu olunduğuna ilişkin karari henilz tamir edilememiş araçlar için kabul edilebilir olmakla birlikte onarılan ve tamir masrafı belli olan araç bakımında TBK’da tanımlanan zarar kavramına aykırılık oluşturur. Nasıl ki onarım ücretinin KDV”’siz olamayacağı kabul ediliyorsa KDV’siz olamayacağı kabul ediliyorsa KDV ödenen bir yerden de makbuz düzenlenmiş olması gerekliliği de ayni şekilde kabul edilmelidir. Ayrıca birçok kişinin daha düşük bedel ödemek için KDV’siz bedel üzerinden anlaşılması toplumumuz gereği olduğundan onarımın KDV’siz bedel üzerinde anlaşılması imkan dahilinde olup KDV alınmamasının cezaya bağlanması da aslırda her durumda KDV alınmadığının kanun koyucu tarafından kabni edilebilir göstergesidir. Buna karşın KDV ödenen bir yer de mutlak suretle makbuz düzenlenmiş olmalıdır. Davacı tarafin adına düzenlenmiş bir fatura ibraz etmediğinden KDV ödemesi yapmış olduğundan bahsedilemez. Bu durumda KDV taleplerinin reddi gerekmektedir.” şeklinde beyan ettiği görülmüştür.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; “Kaza mahallinde kazaya karışan araç sürücüler tarafından kaza tespit tutanağı tutulmuş ve taraflar olay yerinden ayrılmıştır. Meydana gelen kazda tarafların kusuruna dair herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Kazanın meydana gelmesinde davalı müvekkilin kusurlu olduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerekmektedir. Davaya konu kazada kusur dururmunun tespitinden sonta davalı müvekkilin kazanın oluşumundaki kusur oranına göre iddia edilen hasar bedelinden sorumlu tutulabileceği açıktır. Davacı davalı … şirketine yaptığı müracaat üzerine sigorta şirketi tarafından yapılan talebe istinaden …-1 numaralı hasar dosyası açılmış ve davaya konu olay kapsamında davalı … şirketi tarafından yapılan inceleme sonucu aracın orijinal parça kullanılarak 5.624,59-TL’ye eski haline getirilebileceği tespit edilmiş ve bu zarar müvekkil davalıya ait kazaya karışan aracı sigortalayan davalı şirket tarafından davacıya ödendiği, dava dilekçesinden ve davalı … şirketi vekilinin davaya cevap dilekçesinden anlaşılmaktadır. Davacı taraf, kazadan sonra aracını tamir ettirmeden Türkiye’den ayrılmış ve Almanya’ya döndüğü anlaşılmaktadır. Davacı tarat, araçlarının onarımının 87.156,02-TL’ye sağlanacağını, beyan etmişlerse de kazanın oluş şekli aracın hasar fotoğrafları ve durumu incelendiğinde bu tutarın fahiş olduğu görülmektedir. Meydana gelen hasar nedeni ile zararın karşılanabilmesi için davalı … şirketi eksperi tarafından yapılan incelemelerle aracın 5.624,59-TL’sına eksi hale getirilebileceği tespit edilmiştir. Bu nedenle davacı tarafından alınan eksper raporuna itibar edilmemelidir. Kaza Türkiye sınırları içerisinde gerçekleşmiştir. Bu sebepten dolayı hasar değeri belirlenirken Türkiye’deki fiyatlandırmalar göz önü alınmalıdır. Araç sahibi aracını Türkiye’de tamir ettirmeyerek kazadan uzunca bir süre sonra yurt dışında tamir ettirmiştir. Yurt dışında yapılan tamir giderleri kazadan hemen sonra yapılan tespit giderlerinden fazladır. Hasarla ilgili olmayan tamir ve tadilatların yapıldığı da anlaşılmaktadır, Aracın tamiri için gerekli tüm parçaların orijinali Ülkemizde mevcut olduğu gibi üretici ve satıcı firmanın yetkili servisleti bulunmaktadır, bu nedenle davacının aracı yurt dışında onarmayı tercih etmesinin haklı bir sebebi bulunmamaktadır. Davacı tarafın aracının onarımını çok daha yüksek maliyetlerle yurt dışında yaptırması dürüstlük kuralına aykırı bir durumdur. Aracın onatımı için davalı … şirketi ile koordineli çalışılmış olsaydı davacı tarafa ait araç yine orijinal parçalar ile onarılacak, davacı taraf için hak kaybı olmayacak ve aracın onarımı anahtar teslim 5.624,59-TL” ye mal olacaktı. Fakat davacı tarafın inceleme yaptırmayarak daha uyguna onarımının yapılmasının önüne geçmiş olduğundan iddia edikliği gibi daha yüksek bir bedelle aracını onarması zararın artmasına kendisi neden olmuştur. Davacının dürüstlük kuralı aykırı tutumuyla artan zarardan davalılar sorumlu tutulamaz. Kaza Türkiye sınırları içinde meydana gelmiş, zarar Türkiye’de oluşmuştur. Davalı … şirketi vekilinin dava dosyasına sunduğu cevap dilekçesinden esasen davacının zararının Türkiye şartlarında karşılığı 5.524,59-TL olduğu tespit editmiştir. Bu miktar davalı müvekkilim, aracını sigortalayanı davalı şirketin poliçe limiti dahilinde bir tutardır. Davacının aracın yurt dışına götürerek orada Türkiye’deki piyasa koşullarına göre fahiş düzeyde bir bedelle tamir ettirmesi ve poliçe limitini aşarı bir bedel talebinde bulunması hukuken kabul edilebilir bir talep değildir. Davacının zararının davalı … şirketi tarafından davadan önce karşılandığı anlaşıldığından açıları haksız ve mesnetsiz davanın teddine karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyan ettiği görülmüştür.
Davanın; 24/08/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde davacının … plakalı aracında meydana geldiği belirtilen hasara ilişkin ödenmeyen bakiye hasar bedelinden kaynaklanan alacak davası olduğu görüldü.
Makine mühendisi … 27/09/2021tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kusur Yönünden; Davalı …’ın 96100 oranında tam kusurlu olduğu, Davacı …’nin kusurlu olmadığı, Hasar Yönünden; Araçta oluşan bakiye hasar bedelinin 3.611,77 Euro (23.384,40 TL) olması gerektiği, Hasar bedelinin davalı … şirketinin sorumluluğu altında bulunduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Makine mühendisi … 15/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu aracın hasar görmesi nedeni ile davacının olay tarihindeki zararı tespit edilen onarım masrafı 4.466,73 Euro ve değer kaybı 1.000.-Euro ile birlikte; 4.466,73 * 1.000,00 — 5.466,73 Euro olarak bulunduğu, Davalı … şirketi tarafından 854,96 Euro ödendiğinden davacının kalan alacağının; 5.466,73 – 854,96 = 4.611,77 Euro olduğu, olay tarihi itibarı ile bu tutar 29.731-TL olup davalı … şirketinin poliçe limitinde kaldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili 18/07/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda belirlenen 1.000,00-Euro değer kaybı alacağı yönünden davayı ıslah ettiğini belirttiğini bildirdiği ve 299,72-TL tutarında ıslah harcının aynı tarihte yatırıldığı görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Dava konusu kazanın 24/08/2019 tarihinde, davalı …’e ait ve adı geçen davalı adına kayıtlı davalı Şirkete sigortalı … plakalı aracın davacıya ait davacı idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde gerçekleştiği, davalı …’in KTK 56, 57 ve 84.maddelerine riayet etmemesi nedeniyle dava konusu kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığı belirlenmiştir.
Tarafların beyanlarından dava konusu kaza nedeniyle davalı … şirketince davacıya 21/01/2020 tarihinde 5.624,59-TL (ödeme tarihindeki Euro kuruna göre karşılığı 854,96-Euro) ödeme yaptığı hususu taraflar arasında çekişmesizdir. Davacı taraf ise yapılan bu ödemenin Almanya’da yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde aracının onarım bedeli olan 10.131,22-Euro karşılığında yetersiz olduğundan bahisle bakiye 9.276,00-Euro’nun davalı sigortanın bakiye poliçe teminat limiti olan (33.375,41-TL) 3.552,23-Euro’sunun davalı … şirketinden, kalan (53.780,63-TL) 5.274,02-Euro’nun ise davalı …’ten tahsilini talep etmiş olup, Mahkememizce alınan 27/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere Almanya’da düzenlenen ekspertiz raporunda sağ ön çamurluk dışında kaza sonrası çekilen fotoğraflara göre sağ dış ayna, sağ far, lastik ve sağ ön lastik basınç sensörünün değişimini gerektirecek bir hasar bulunmadığı, bu nedenle kaza ile ilişkilendirilemeyen parça değişimleri ve buna ilişkin işçilik kalemlerinin değerlendirme dışı bırakıldığı görülmüş, bu husustaki bilirkişi değerlendirmesinin kanaat verici olduğu ve yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davacı tarafın raporda değerlendirme dışı tutulan tamir ve işlemlerin aracın sağ tarafında oluşan hasarla ilişkili olduğuna ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Netice olarak dava konusu kaza ile ilişkili olduğu değerlendirilen hasarlar yönünden bilirkişi raporu ile belirlenen (4.466,73-Euro onarım masrafından davalı tarafından ödenen 854,96-Euro mahsup edildikten sonra) bakiye 3.611,77-Euro onarım masrafının davacı tarafça talep edilebileceği anlaşılmıştır. Davacı tarafça dava dilekçesinde poliçe teminat limiti nedeniyle zararın 3.552,23-Euro’sunun davalı … şirketinden, bakiye tutarının ise davalı …’ten tahsili talep edildiğinden davacının talebi ile bağlı kalınarak davacının talep edebileceği toplam 3.611,77-Euro alacağın 3.552,23-Euro’sunun davalı … şirketinden, bakiye 59,54-Euro tutarın ise davalı …’ten tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerden olup, haksız fiillerde işleten ve sürücü için temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olduğundan davalı … yönünden faiz başlangıç tarihinin kasa tarihi olan 24/08/2019 olduğu, davalı … şirketi yönünden ise ödemenin yapıldığı 21/01/2020 tarihi olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça alacağın Euro cinsinden istendiği dikkate alındığında 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca dava dilekçesi incelendiğinde davacının Alman ekspertiz raporuna göre belirlenen yedek parça + işçilik + cilalama + vergi dahil 10.131,22-Euro masrafın bakiye alacağı için talepte bulunduğu, değer kaybı alacağı talep edildiğine dair herhangi bir ifadenin bulunmadığı, 15/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda değer kaybı belirlenmesi üzerine 18/07/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah ederek 1.000,00-Ero (17.550,00-TL) değer kaybı alacağını talep ettiği görülmüşse de dava dilekçesinde yer almayan bir alacak kaleminin ıslah yolu ile ileri sürülemeyeceği dikkate alındığında davacının ıslahla talep ettiği değer kaybı alacağına 1.000,00-Euro (17.550,00-TL) tutarındaki talebinin ise yerinde görülmeyerek reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
Davacının 3.611,77-Euro alacağının 3.552,23-Euro’sunun davalı … şirketinden ödeme tarihi olan 21/01/2020 tarihinden itibaren Euro cinsinden istendiği dikkate alındığında 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte, bakiye 59,54-Euro’sunun ise davalı …’dan kaza tarihi olan 24/08/2019 tarihinden itibaren Euro cinsinden istendiği dikkate alındığında 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline,
Fazlaya dair talebin ve değer kaybı alacağına ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.318,08-TL harctan peşin alınan 1.488,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 829,70 TL harcın (davalı … yönünden 80,70-TL sorumluluk sınırı aşılmamak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 240,50-TL tebligat gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.740,50-TL’nin kabul red oranına göre 564,10-TL’si ile başvurma harcı 54,40 TL, peşin harç 1.488,38-TL, vekalet harcı 7,80 TL olmak üzere toplam 2.114,68-TL yargılama giderinin 1.409,22-TL tutarındaki kısmının (davalı … yönünden 1,70-TL sorumluluk sınırı aşılmamak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin (davalı … yönünden 559,41-TL sorumluluk sınırı aşılmamak kaydıyla) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı Quick Sigorta lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davalı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 11.323,39-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Davalı Quick Sigorta yönünden;
Talep : 50.925,41-TL (33.375,41-TL + 17.550,00-TL)
Kabul : 33.934,75-TL
Red : 16.990,66-TL
Haklılık oranı: %66,64
Davalı … yönünden;
Talep : 71.330,61-TL (53.780,61-TL + 17.550,00-TL)
Kabul : 559,41-TL
Red : 70.771,20-TL
Haklılık oranı: %0,08

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”