Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/666 E. 2021/384 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/666 Esas
KARAR NO:2021/384

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:30/11/2020
KARAR TARİHİ:24/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı dava dilekçesi ile;Müvekkilinin 19/10/2018 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile …-Üzümlübel köy yolunun 8. kilometresinde tek taraflı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini. Meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkil … ağır derecede yaralandığını kaza sonucunda müvekkil … Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü Söz konusu trafik kazasına ilişkin olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma yürütüldüğünü Müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalı sigorta şirketinden tazmini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu, kaza tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki, …adına tescilli … plakalı araç için; müvekkil şirketçe, 05.05.2018 – 05.05.2019 tarihleri arasında, … no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini Müvekkil şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlandırıldığı Poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti azami 360.000,00 TL ile sınırlandırıldığını. Bu miktar maksimum talep edilebilecek miktar olup, müvekkil şirketin asıl sorumluluğu gerçek zarar üzerinden belirleneceğini Müvekkil Şirkete bu dosyayla ilgili başvuru yapılmadığını Trafik sigortası bir meblağ sigortalı olmayıp bir zarar sigortasıdır. Kısaca açıklamak gerekirse, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmadığını, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararın tazmini esastır. Teminat limitlerini bildirmemiz davayı kabul anlamında olmamakla birlikte, yapılacak inceleme sonucunda şirketimiz sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı takdirde sorumluluk limitimiz olan 360.000,00 TL’nin esas alınması gerektiğini Karayolları Zorunlu(Trafik) Mali Sorumluluk Sigortasının hukuki mahiyeti incelendiğinde; Motorlu bir aracın, karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarar uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türü olduğunu Bu nedenle Karayolları Zorunlu(Trafik) Mali Sorumluluk Sigortası, kara yolunda motorlu araç işletenin, işlettiği araç nedeniyle üçüncü kişilere verilen bedensel ve eşya zararlarından dolayı onun mali ve hukuki sorumluluğunu üçüncü kişilere karşı güvenceye alması nedeniyle pasif ve aynı zamanda zarar sigortası niteliğini taşıdığını, Sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yüküm olduğunu. Bu nedenle dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesi önem taşıdığını Çünkü sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesi esas olduğunu Kaza tespit tutanakları veya herhangi bir bilirkişi incelemesine dayanmadan sigortalı sürücüye atfedilmiş olan kusur oranına itiraz ettiğini beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacılar vekili 18/05/2021 tarihinde UYAP üzerinden göndermiş olduğu dilekçesinde özetle; müvekkilleri adına mahkememizde açmış oldukları tazminat davasından feragat etme zarureti hasıl olduğunu beyanla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde yer alan vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin yer aldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili 22/02/2021 tarihli dilekçesinde; davacı taraf ile sulh protokolü yapılarak anlaşmaya varıldığını, davacı vekilinin yapılan protokole istinaden davadan feragat ettiğini davadan feragate ilişkin davacı taraftan yargılama masrafı ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını feragat nedeniyle müvekkil şirket açısından davanın reddini talep etmiştir.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nın 307.maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacı vekilinin 18/05/2021 tarihli sunduğu dilekçesinde davadan feragat ettiklerini bildirdiğinden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve davalı vekilinin dilekçesinde lehlerine vekalet ücreti talebi bulunmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Davadan feragat ilk celseden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca karar ve ilam harcının 2/3’ü olan 39,53-TL harcın peşin alınan 54,40-TL den mahsubu ile bakiye 14,87 TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 312/1. maddesi uyarınca davacı yanca yapılan tüm giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Tarafların talepleri doğrultusunda davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; tarafların yokluklarına; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/05/2021

Katip … Hakim ….