Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/663 E. 2022/924 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/663 Esas
KARAR NO :2022/924

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/11/2020
KARAR TARİHİ:21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.10.2020 tarihinde T.C. …. İcra Müdürlüğü … Esas numarası ile başlatılan icra takibine, borçlu tarafından 20.10.2020 tarihinde itiraz edildiği, bu itirazın haksız ve kötüniyetli olduğu, müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek amacıyla yapıldığı, icra müdürlüğü dosyasının 13.10.2020 tarihinde başlatıldığı ve 20.10.2020 tarihinde ödeme emri düzenlendiği, 20.10.2020 tarihinde düzenlenen ödeme emri, 20.10.2020 tarihinde
borçlu şirkete e-tebligat olarak gönderildiği, Elektronik Tebligat Yönetmeliği ilgili hükme göre ödeme emrinin beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, o halde 25.10.2020 tarihinde ödeme emri muhataba tebliğ edilmiş ve İcra ve İflas Kanunu m.62’e göre borca itiraz süresinin 25.10.2020 tarihinde başlamış sayılacağı, bahsi geçen icra takibinde borçlu vekilince yapılan borca itiraz 20.10.2020 tarihinde olup bu borca itiraza ilişkin tensip zaptının 26.10.2020 tarihinde yazıldığı, 26.10.2020 tarihli tensip zaptının 2. Maddesinde de değinildiği üzere borca itiraz yasal süresi içerisinde yapılmaması durumunda icra takibinin devamına karar verildiği, borçlu tarafça yapılan bu itirazın usul yönünden iptalinin gerektiği, tacir olan tarafların mütemadiyen sebze ve meyve alım satım ticareti yaptıkları, bakiye borç tutarında yapılan takibe itiraz giriş kısmında izah edildiği gibi kötü niyetle ve haksız yere yapıldığı, müvekkili tarafından, yapılan alışveriş karşılığında davalı tarafa değişik zamanlarda kesilmiş e-faturalar ve benzeri evraklar incelendiğinde takibe konu borcun ödenmediğinin tespit edileceği, …. İcra Dairesinde müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından 20.10.2020 tarihinde itiraz edildiği, tüm bu sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yukarıda beyan edilen hususlar,kanuni dayanaklar ve mahkemenin resen dikkate alacağı hususlar neticesinde davanın kabulüne, T.C. …. İcra Dairesi … Esas Numaralı icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın İcra ve İflas Kanunu m.67 gereğince yüzde kırktan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı, ancak dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davanın; Cari hesaptan kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … İnşaat Gıda Organizasyon Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi olduğu, takibin 27.767,99-TL asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 13/10/2020 tarihli cari hesap alacağı olduğu, 13/10/2020 tarihli ödeme emrinin, 25/10/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20/10/2020 tarihinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişi … 14/01/2022 tarihli raporunda özetle; nihai karar Mahkeme’ye ait olmakla beraber, dava dosyasında mevcut bilgi, belgelerde yapılan araştırma ve incelemeler sonucu; …. İcra Dairesi … E iş bu dava da davacı tarafça … İnşaat gıda Org Sanayi ve Ticaret A.Ş. ye 27.767,99 TL (örnek 7) lik takip başlatıldığı, davacı tarafından ticari defter ve bilgi belgeler verilmiş olmakla birlikte davalı tarafça mahkeme de yapılan incelemeye katılım olmadıgı ve icra dosyasından avukat iletişim bilgilerine ulaşılmış olup telefonlara cevap alınamamış ve e mail ile iletişim kurulmaya çalışılmıştır fakat herhangi bir dönüş olmadığı, Davacı ticari defterleri ;Davacı şirketin dava konusu ihtilafı kapsayan 2019-2020 yılı defter bilgileri TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak 2019 yasal süresi için de noter tasdiklerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış oldugu 2020 e beratlarının süresi içinde verildiği ve kesin delil olma vasfı taşıdığı, bildirim satım faturaları tam ve eksiksiz olarak beyan edilmiş oldugu ticari defter kayıtlarını desteklediği, davacı tarafından keşide edilen elektronik ticari (senaryo) faturlar için Kep adresinden iptal iade ve noterden itiraz gibi bir durum tespit edilmediği, Davacı ticari defterlerinde; davalının 2019 yılı son cari hesap borç bakiye 26.009,88 TL borç bakiyesi olarak kayıtlara yansımıştır.(alacaklıdır)2020 yılı son cari hesap borç bakiye 20.921,55 TL borç bakiyesi olarak kayıtlara yansıdığı, takip talebinin ; 13.10.2020 tarihli cari hesap alacagına istinaden (istenen faiz yıllık TTK1530 madde temerrüt %15 talepli) Faturaların temerrüde düşürüleceği hakkında e faturalarda herhangi bir bildirim olmadığı veya ihtarname gönderim olmadıgı (tebliğ zarfından tebliğ tarihi ile icra takip tarihi arasında ki tarihi için işlemiş faizin hesaplanması yapılabilmektedir) için hesaplama yapılamadığı, Davacının davalıdan “13.10.2020 tarihli cari hesap alacagınının 20.921,55 TL” oldugu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … İnşaat Gıda Organizasyon Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi Olduğu, takibin 27.767,99-TL asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 13/10/2020 tarihli cari hesap alacağı olduğu, 13/10/2020 tarihli ödeme emrinin, 25/10/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20/10/2020 tarihinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüş, davacı vekilinin takibe itirazın süresinde olmadığına ilişkin beyanları kapsamında yapılan incelemede; takip tarihinin 13/10/2020 olduğu, ödeme emrinin borçlu şirkete e tebligatla gönderildiği, e tebliğ mazbatası incelendiğinde tebligatın 20/10/2020 tarihinde borçlu tarafından açıldığı, 25/10/2020 tarihinde mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldığı, borçlunun 20/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, alacaklı vekilinin 02/11/2020 tarihli talep dilekçesi ile itirazın süresinde olmadığından bahisle takibin kesinleştirilmesini talep ettiği, talebin 04/11/2020 tarihinde İcra Müdürlüğünce değerlendirilerek takibin kesinleştirilmesi talebinin şikayet yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği görülmüş, ödeme emri tebliği, borca itiraz ve alacaklı vekilinin takibin kesinleştirilmesi talebi birlikte değerlendirildiğinde; yasal düzenleme gereği elektronik tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Tebligatın önce veya sonra okunmasına ilişkin ayrıca bir düzenleme bulunmadığından, önce veya sonra okunması hususunun tebliğ tarihine etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda ödeme emri borçluya 25/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olmaktadır. Ayrıca borçlunun vekili aracılığıyla 20/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği görülmüş, Her ne kadar ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında değerlendirme yapılmasında engel bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin borca itirazın süresinde olmadığına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiş, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 30/11/2020 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere, davacının incelenen defterlerinin lehine delil teşkil ettiği, davalı defterlerinin sunulmaması nedeniyle incelenemediği, incelenen davacı defterlerine göre davacının davalı ile aralarında ticari ilişkisinin mevcut olduğu ve ticari ilişkiyi 120.10.51 nolu hesapta takip ettiği, davacının davalı adına düzenlediği faturaların e fatura olarak düzenlendiği ve faturalara davalı tarafça KEP adresi üzerinden iptal iade ve noterden itiraz gibi bir durum tespit edilemediği, incelenen defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 20.921,55-TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan alacağının 20.921,55-TL olduğu belirlendiğinden davalının itirazının 20.921,55-TL asıl alacak üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren talep gibi asıl alacağa yıllık %15 avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya dair 6.846,44-TL talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 20.921,55-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %15 avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Alacağın %20’si oranında 4.184,31-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.429,15-TL harctan peşin alınan 335,37-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.093,78 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 69,50-TL tebligat gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 969,50-TL’nin kabul red oranına göre 730,42-TL tutarındaki kısmı ile 54,40-TL başvurma harcı, 335,37-TL peşin harç, 8,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.128,69-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 6.846,44-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır