Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/65 E. 2020/466 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/65 Esas
KARAR NO : 2020/466

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 21/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 03.06.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Davalı şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan kredi genel sözleşmesi ile davalı şirkete kredi tahsisi yapılmış ve bu sözleşmeler, diğer davalılar … ve … Şirin tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, Davalılar tarafından kredilerin ödenmediğini, bunun üzerine davalılara Beyoğlu … Noterliğinin 30.09.2010 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ve hesap özeti gönderildiğini, bu ihtarnamenin davalılara 05.10.2010 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapmayan davalılar hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla fazlaya dair haklarımız saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız icra takibine geçildiğini, Davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine iş bu davanın açılma zorunluluğu doğduğunu, Davalıların herhangi bir ödemesi bulunmadığını, Davalıların faize ilişkin itirazlarının haksız olduğunu, Davalılarla müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmenin Kredi Genel Sözleşmesi olup kredinin mahiyetinin ticari rotatif kredi olduğunu, sözleşmenin taraflarının tacir olduğu dikkate alındığında faiz oranının taraflarca belirlendiği ve ticari… kredilere uygulanan faiz oranının uygulanmasına tabi olduğunu, Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı faiz oranına ilişkin itirazın haksız olduğunu, İtirazların alacağı geciktirmek amaçlı olduğunu, Bu amaçla davalılar tarafından Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Dosyasıyla iflasın ertelenmesi davası açıldığını, aynı davada tedbir kararı alındığını, Borçlu şirketin bir yıl süreyle iflasının ertelenmesine karar verildiğini, tüm bu nedenlerle, itirazın iptaline, Haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Mahkeme harç ve masraflarıyla ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili tarafından verilen 01.03.2012 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Huzurda açılan davada müvekkilleri aleyhine yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasındaki takipte, alacaklı tarafın 17.09.2008 tarihli Kredi Genel Sözleşmesine dayandığını, Müvekkili …’in itirazının süresi içinde olduğunu, Müvekkilleri hakkında teminat olarak verilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası ile yapılan takip neticesi Müvekkili …’e ait taşınmaz malın paraya çevrildiğini, Alacaklı tarafın bu dosyadan 25.07.2011 tarihnde yapılan ihale neticesinde 126.000,00- TL alacak tahsil edildiğini, Huzurdaki davada bu tahsilatın hiç ifade edilmediğini, İpotek bedelinin müvekkillerinin borçlarından düşülmesi gerektiğini, Takipte uygulanan faizin de yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddini talep etmiştir.
İstanbul …İcra Müdürlüğünün …Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 129.103,18.-Tl asıl alacağa % 26 akdi % 39 temerrüt faizi, ihtarname masrafı ve % 5 Gider Vergisi ile birlikte toplam 150.372,34 Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 13.12.2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 07.12.2010 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişinin düzenlediği 22.08.2013 tarihli 1 sayfadan ibaret ön rapor, 2 20.11.2013 tarihli 6 sayfadan ibaret rapor, ve 26.05.2014 tarihli 2 sayfadan ibaret ek raporunda özetle alınmıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra … esas… karar sayılı 08/12/2014 tarihli kararında; “Davanın Kısmen Kabulüne, Davalıların İstanbul .. İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının 25.779,49 TL üzerinden İptaline, takibin 25.779,49 TL üzerinden kaldığı yerden devamına, 25.779,49 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2015/10241 E, 2016/2587 K sayılı 18.02.2016 tarihli ilamında; “…kısa kararda “davanın kısmen kabulü ile davalının … yapmış olduğu itirazının 25.779,49 TL üzerinden iptaline, …. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” denildiği halde, gerekçeli kararda “…davanın kısmen kabulü ile … davalıların … yapmış olduğu itirazının 25.779,49 TL üzerinden iptaline, … icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, …” denilmiştir. Böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Yine, hükmün gerekçesinde “… böylelikle davacı tarafın davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” denildiği halde, hüküm fıkrasının 1. bendinde “davanın kısmen kabulüne” denilmiştir. Bu hal, HMK’nın 298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle Mahkememizin … esas … karar sayılı 08/12/2014 tarihli kararı bozulmuştur.
Bozma üzerine dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiş, Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda 2016/527 esas 2016/649 karar sayılı 23/09/2016 tarihli kararı ile; “İş bu davanın Kısmen Kabulü ile davalının İstanbul .. İcra Müdürlüğünün…E. sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 25.779,49.-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara % 39 temerrüt faizi ile faizin % 5 oranında GV uygulanmasına, fazla istemin reddine, %20 icra inkar tazminatı tutarı 5.155,89-Tl nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2017/711 E, 2017/4883 K sayılı 13.06.2017 tarihli ilamında; “…Borçlu …’a icra dosyasındaki ödeme emri 29/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği 7 günlük itiraz süresigeçildikten sonra 7/12/2010 tarihinde itiraz dilekçesinin sunulduğu, süresinde itiraz yapılmadığından icra takibinin bu davalı yönünden kesinleştiğinin mahkemece dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırıdır. Davalı … Tic. Ltd. Şti’nin 10/04/2012 tarihinde iflasına karar verildiği bu kararın kesinleştiği, davanın iflas idaresine yöneltildiği anlaşılmaktadır. İİK’nun 194. maddesi uyarınca açılan bu dava kayıt kabule dönüşecektir. Mahkemece 2. alacaklılar toplantısının sonuna kadar durma kararı verilmesi gerekir, ancak 2. alacaklılar toplantısının yapılmadığı İİK’na göre Adi Tasfiye suretiyle iflas Müdürlüğü tarafından yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Davacı banka vekilinin 15/05/2013 tarihli celsede alacaklarının icra iflas Müdürlüğü tarafından kabul edildiği davanın konusuz kaldığı yönündeki beyanı dikkate alınarak mahkemece bu yönde bir karar verilmesi gerekirken esası hakkında karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının açıklanan hususlar nedeniyle bozulması gerekmiştir…”gerekçesi ile Mahkememizin … esas …karar sayılı 23/09/2016 tarihli kararı bozulmuştur.
Bozma üzerine dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiş, Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; davacı vekilinin beyanı, davalılar vekilinin beyanı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve dosya içeresindeki tüm evraklar kül halinde ele alındığında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığı, ancak davalı borçluların borcuna ilişkin itiraz etmek sureti ile icra takibinin durmasına sebebiyet verdiği, dosyaya aldırılan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere 2. alacaklılar toplantısının yapılmadığı İİK’na göre Adi Tasfiye suretiyle iflas Müdürlüğü tarafından yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Davacı banka vekilinin 15.05.2013 tarihli celsede alacaklarının icra iflas Müdürlüğü tarafından kabul edildiği davanın konusuz kaldığı yönündeki beyanı dikkate alınarak mahkememizce İflas masasınca alacak kaydedildiğinden konusu kalmayan dava yönünden hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19.HD 14/10/2019 tarih 2018/2128 esas 2019/4755 karar sayılı ilamında; “…Mahkemece, bozmaya uyulmuş ancak bozma kararı tümüyle yerine getirilmemiştir. Davalı şirketin iflas ettiği, davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü ve iflas masasının davacı alacağını kabul etmiş olması açısından davalı şirket yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak mahkemece tüm davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece, davalı … yönünden takip kesinleştiği için buna yönelik davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. Yine mahkemece verilen 23.09.2016 tarihli karar davalı … tarafından temyiz edilmemiş ve dairemizce bu kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası bozmaya uyularak davalı … hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle Mahkememizin … esas … karar sayılı 14/02/2018 tarihli kararının bozulmasına karar vermiştir.
Bozma üzerine dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiş, Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …I T.A.O. borçluların …, … Ltd. Şti ile … olduğu, borcun 129.103,18 TL asıl alacak, 14.552,69 TL İşlemiş %26.00 Akdi Faiz, 5.446,96 TL İşlemiş %39.00 Temerrüt Faizi, 999,97 TL %5 BSMV toplamı, 269,54 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 150.372,34 TL olduğu, takip dayanağının kredi üyelik sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin ilamsız takip olduğu, 01/11/2010 takip tarihli ödeme emrinin borçlulardan … (…)’a 29/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği, … (…)’un 07/12/2010 tarihinde itiraz ettiği, borçlulardan …’e 05/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlulardan … Ltd. Şti’ye çıkarılan tebligatın iade döndüğü görülmüştür.
Dosya kapsamı, toplanan deliller, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve Yargıtay ilamları birlikte değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
İstanbul … İcra Dairesinin …esas sayılı dosyası incelendiğinde; itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 03/06/2011 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı, ayrıca takip tarihinin 01/11/2010 olduğu ve takip tarihinden itibaren dava tarihine kadar 1 yıl geçmediği görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporuyla da tespit edildiği üzere, davacı ile davalı … Ltd. Şti arasında 17/09/2008 tarihli 500.000TL Kredi Genel Sözleşmesi imzalanmış olup, davalılar … ve … (…) 17/09/2008 tarihli sözleşmeyi 500.000TL’lik limit dahilinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olup, bu sıfatla borcun tamamından sorumlu oldukları anlaşılmaktadır. Takip tarihi itibariyle davacının davalı… Tic. Ltd. Şti’den toplam 148.439,49TL alacaklı olduğu ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan 01/10/2010 tarihli takip sonucunda ipotekli gayrimenkulün 25/07/2011 tarihinde satılarak, 122.660TL tutarındaki satış bedelinin 20/09/2011 tarihinde yatırıldığı görülmekle; eldeki itirazın iptali davasına konu takipten önce 01/10/2010 tarihli ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip neticesinde; eldeki davaya konu takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce yapılan bu tahsilat dikkate alındığında davacının davalılardan 25.779,49-TL bakiye alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere takip dosyası incelendiğinde; ödeme emrinin borçlu …’a 29/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği, …’un 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 07/12/2010 tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu, süresinde itiraz yapılmadığından, icra takibi davalı … yönünden kesinleştiği için … yönünden eldeki davanın görülmesinde hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu nedenle, … yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı …Ltd. Şti’nin dava tarihinden sonra 10/04/2012 tarihinde iflasına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği,davanın iflas idaresine yöneltildiği, İİK 194.madde gereği davanın, davalı … Mak. San ve Tic. Ltd. Şti yönünden kayıt kabul davasına dönüştüğü, davacı vekilinin 15/05/2013 tarihli celsede alacaklarının iflas müdürlüğü tarafından kabul edildiğini beyan ettiği görülmüş ve böylece davalı … San ve Tic. Ltd. Şti yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından Davalı …Ltd. Şti yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Ayrıca bilirkişi raporuyla davacının davalılardan alacaklı olduğu tespit edildiğinden ve dava açıldıktan sonra davalı şirket hakkında iflas kararı verildiği ve kesinleştiği, davacının alacağının iflas masası tarafından kabul edildiğinden dava konusuz kalmakla, davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşıldığından, bu hususun yargılama giderlerinin hesaplanmasında davacı lehine dikkate alınması gerekmiştir.
Davalı … yönünden, Mahkememizin … esas … karar sayılı 23/09/2016 tarihli kararı ile; davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 25.779,49.-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara % 39 temerrüt faizi ile faizin % 5 oranında GV uygulanmasına, fazla istemin reddine, %20 icra inkar tazminatı tutarı 5.155,89-Tl nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, 23/09/2016 tarihli karar davalı … tarafından temyiz edilmemiş olduğundan ve Mahkememizce Bozma ilamına uyulmasına karar verildiğinden, davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile, …’in İstanbul … İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 25.779,49-TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %39 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında GV uygulanmasına, fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlu …’in itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davalı … Ltd. Şti yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine,
3-Davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile,
Davalı …’in İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 25.779,49-TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %39 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında GV uygulanmasına, fazlaya dair talebin reddine,
4-Alacağın %20’si oranında 5.155,89-TL icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.761,00TL karar ve ilam harcının davalılar…Ltd. Şti ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan toplam 1.491,05TL yargılama giderinin, kabul-red oranına ve tarafların haklılık durumuna göre hesaplanan 178,92TL’sinin davalılar… Ltd. Şti ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine kabul edilen kısım yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.866,92TL nispi vekalet ücretinin davalılar… Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,
8-Kendini vekille temsil ettiren davalı … lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 15.286,32TL nispi vekalet ücretinin
8- Kendini vekille temsil ettiren davalı … lehine 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesi dikkate alınarak, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davalılar vekillerinin yüzüne , davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”