Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/614 E. 2022/199 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/614 Esas
KARAR NO :2022/199

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/11/2020
KARAR TARİHİ:18/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı şirket arasında 30.10.2019 tarihli … Merkezinde … tarihleri arasında gerçekleşmesi planlanan … arası boya, boya hammaddeleri, yapı kimyasalları, yapıştırıcı hammaddeleri, laboratuar ve üretim ekipmanları fuarı konulu fuar katılım sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkili tarafından katılım bedeli olarak 22.538,00 TL + KDV ile 94,40 Euro elektrik bedeli olmak üzere toplam 26.594,84 TL ile 94,40 Euro davalıya ödendiği, davalı tarafından 28.02.2020 tarihinde atılan mailde COVİD-19 nedeniyle fuarın 2527 Haziran 2020 tarihine ve ardından da Türkiye Odalar Borsalar Birliği kararı sebebiyle 5-7 kasım 2020 ye ertelendiğini müvekkili şirkete bildirildiğini,Mail sonrası şifai görüşmeler sonrası mutabakat sağlanmadığı ve müvekkili tarafından … 35. Noterliğince 08.09.2020 tarih, 20828 yevmiye numaralı ihtarname ile TBK 136. Maddesi göndermesi ile sözleşmenin fesih edildiği, ödenen bedelin iadesinin talep edildiği, davalı tarafından ihtarnameye cevap verilmediği gibi, müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin karşılıklı borç yükleyen sözleşme olup bu kapsamda, davalı tarafından yapılması planlanan fuarın müvekkili şirketin herhangi bir dahili olmaksızın yapılamaması, ileri bir tarihe iki kez ertelenmesi karşısında yine yapılmaması ile müvekkilinin öngörülemez bir süre boyunca fuara katılmak için hazırlık yapması ve/veya hazır halde bulunmasının beklenemeyeceğini gibi sözleşmeye bağlı kalmasının beklenmesinin mümkün olmadığını beyanla ödenen bedelin iadesinin gerektiğini ifade ederek, davanın kabulü ile, fuar katılım bedeli olan 26.594,84 TL bedelin temerrüt tarihi itibariyle ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, elektrik bedeli olan 94,40 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının temerrüt tarihinden itibaren devlet bankalarınca Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranında faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını dava ve talep etmiştir
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesin özetle;Davacı ile müvekkili şirket arasında 30.10.2019 tarihli … Merkezinde … tarihleri arasında gerçekleşmesi planlanan … arası boya, boya hammaddeleri, yapı kimyasalları, yapıştırıcı hammaddeleri, laboratuar ve üretim ekipmanları fuarı konulu fuar katılım sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkilince davacıdan katılım bedeli olarak 22.538,00 TL + KDV ile 94,40 Euro elektrik bedeli olmak üzere toplam 26.594,84 TL ile 94,40 Euro tahsil edildiği ve taraflar arasında ödeme konusunda herhangi bir itilaf bulunmadığı, davacının sözleşmeyi fesih etmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 41. Maddesinde mucbir sebep nedeniyle fuarın açılmaması durumunda, müvekkili şirketin fuar yerini ve/veya tarihini değiştirme yetkisinin açıkça ifade ve kabul edilmiş olduğu, davacının müvekkili ile irtibata geçmeden doğrudan ihtarname göndermek yoluyla sözleşmenin feshedildiğini bildirdiği ve uzlaşmaya yanaşmadığı, Fuarın gerçekleşmesini zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkması halinde müvekkilinin yeniden belirleyeceği bir tarihte fuar düzenleyebileceği ve bu durumda, katılımcının bedel iadesi isteyemeyeceği düzenlenerek fesih yetkisi tanımadığını, covid 19 salgını nedeniyle sözleşme konusu fuarın gerçekleşmesi kalıcı olarak imkansızlaşmamış yalnızca müvekkili şirketin borcunun ifası güçleştiği ve fuarın aynı şartlarda ileriki bir tarihe ertelendiğini, fuarın tüm katılımcılar için olabilecek en yakın tarihe ertelendiği gibi müvekkilin fuar organizasyonu düzenlenecek gibi tüm faaliyetleri tamamladığını ve fuarın stantların kurulduğu sadece 3-4 günden ibaret olmadığı ve fuar ile ilgili tüm harcamaların reklam, tanıtım, organizasyon hazırlıkları gibi süreçlerin tamamlanarak ciddi harcamalar yaptığını, davacının sözleşme bedelini iade almasının hakkaniyete uygun olamayacağı ve mücbir sebep nedeniyle sözleşmeden dönülmesi için dönmenin dürüstlük kuralına uygun olması gerektiği ifade ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme uyarınca davacının davalıya dava konusu bedeli ödediği, salgın nedeniyle fuarın iki kez ertelendiği, bunun üzerine davacının sözleşmeyi feshederek ödemiş olduğu ücreti talep etmesi sebebiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, dava da arabuluculuk tutanağına, fuar katılım sözleşmesi, ödeme dekontları banka kayıtları, bilirkişi incelemesi kayıtlar vs. her türlü delile dayanmışlardır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın dava tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanmasına, taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi hususunda bilirkişiden rapor alınmış, 04/05/2021 tarihli bilirkişi heyet kök raporunda özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin 41. maddesinde hükümet kararları ve salgın hastalıklarının mücbir sebep olarak öngörüldüğü,Bu bakımdan davacının sözleşmenin feshedilmesi ve ödenen bedelin iadesi yönündeki dava konusu taleplerinin TBK. m. 136 hükmü dikkate alındığında yerinde olduğu, 07/12/2021 tarihli bilirkişi heyet ek raporu özetle: Fuar için yapılan giderlerin davacıya düşen kısmının 13.498 TL olarak hesaplandığı, bu bedelin davacının alacağından mahsup edilip edilmemesinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme uyarınca davacının davalıya dava konusu bedeli ödediği, salgın nedeniyle fuarın iki kez ertelendiği, bunun üzerine davacının sözleşmeyi feshederek ödemiş olduğu ücreti talep etmesi sebebiyle iş bu davanın açıldığı, fuarın iki kez ertelenmiş olmasının mücbir sebep olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği ve buna bağlı olarak davacının sözleşmenin feshi ve ücretin iadesi talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı,
Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde; “mücbir sebep” başlığını taşıyan 41. maddesine göre: “Artkim veya Mekan sahiplerinin kendi ellerinde ve kontrollerinde olmayan …. işin yapılmasını etkileyecek derecede olumsuz … hastalık, kamu sağlığı riski, … hükümet makam ve birimleri de dahili herhangi bir hükümetin, yasal makam veya uluslararası makamların seyahat edilmemesine, fuar ve/veya grupça toplanılmamasına dair tavsiye veya eylemi … bunlarla sınırlı kalmak üzere Fuar’ın düzenlenmesi, …. durumlarda Kiralayan işbu Sözleşme uyarınca sahip olduğu yükümlülüklerden muaf tutulacaktır. Artkim, kontrolü dışında gerçekleşecek haller veya fuar alanını kendisine kiraya veren firma ile yaşayacağı yasal uyuşmazlıklar ve davalar neticesinde veya kanunlarda mücbir sebep olarak nitelendirilen durumlar veya Fuar ın gerçekleştirilmesinden önce terör tehdidi gibi kamu güvenliğini tehdit eden herhangi bir durumun ortaya çıkması nedeniyle fuarın açılamaması durumunda, fuarın yerini ve/veya tarihini değiştirme yetkisine sahiptir”.
Davalı tarafın sözkonusu hüküm uyarınca, mücbir sebeplerin bulunması durumunda fuar yerini ve tarihini değiştirme yetkisine sahip olduğu görülmektedir. Davalı taraf, bu yetkisini gerekçe göstererek davacının fuarın yapılamaması nedeniyle ücretin iadesine ilişkin talebinin yerinde olmadığını iddia etmektedir. Davalının, taraflar arasındaki sözleşmenin anılan hükmüne dayanarak fuar yerini ve tarihini bir kez değiştirdiği, davacının bu değişikliğe karşı çıkmadığı ancak yapılan değişikliğe rağmen fuarın mücbir sebep nedeniyle bir kez daha yapılamadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 41. maddesinin; davalıya, istediği kadar fuar yerini ve tarihini değiştirme konusunda açık bir yetki vermiş olduğu düşünülemez. Bir kez bu değişik hakkı kullanıldıktan sonra fuarın mücbir sebep nedeniyle yine yapılamaması nedeniyle davacının fesih bildiriminin ve ödediği ücretin iadesi talebinin haklı olduğunun kabulü gerekir. İfa imkansızlığına ilişkin TBK. m. 136 hükmüne göre: “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır”. Burada söz konusu edilen kusursuz imkansızlığa yol açan durumlar; edimin yok olması gibi maddi, bir sözleşme konusunun yapılamaz hale getiren hukuki veya sözleşme yapılırken öngörülemeyen olağanüstü haller, olabilir bu durumları ya sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline mutlak olarak kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan mücbir sebep veya borçluya yüklenilmeyen, önceden görülmeyen ve borçlu açısından borcun ihlalini kaçınılmaz duruma sokan olağanüstü hallerdir uygulamada “devlet veya hükümet tarafından kanun, kararname gibi tasarruflarla konulan sınırlamalar, yasaklar, ithalat veya ihracat yasakları” mücbir sebep olarak kabul edilmektedir sözleşmenin 41. maddesinde de “hükümet kararları ve salgın hastalıklar” mücbir sebep olarak kabul edilmiştir. Bu bakımdan davacının sözleşmenin feshedilmesi ve ödenen bedelin iadesi yönündeki dava konusu talepleri yerinde olduğu,
Davalı şirketin sözleşmede taahhüt etmiş olduğu fuar yerini ve tarihini bir kez değiştirdiği, davacının bu değişikliğe karşı çıkmadığı ancak yapılan değişikliğe rağmen fuarın mücbir sebep nedeniyle bir kez daha yapılamadığı anlaşılmaktadır. Davalı şirketin vekilinin duruşmada ve 15/03/2022 tarihli beyan dilekçelerinde fuar katılımcı şirket sayısının 189 adet olduğu ve fuarın 2022 yılınna tekrar ertelenmiş olduğu bilgisi alındığı, Davalı şirket kayıtlarından fuar katılımcısı şirket başına henüz gerçekleştirilmeyen fuar için yapılan masrafların bilirkişi raporunda hesaplandığı toplam giderlerin 2.038.257,32 TL (Toplam fuarın gerçekleşmesi ile birlikte katılımcı başına fuar için yapılan gider ve sair)/189=10.784,44 TL, fuar için yapılan giderlerin davacıya düşen kısmının 10.784,44 TL olduğu bu bedelin davacının alacağından mahsubu sonucu 26.594,84-10.784,44=15.810,41 TL olduğu, davalı tarafın sözleşmenin feshi nedeniyle uğradığı zararın mali müşavir aracılığıyla tespit edildiği, mali müşavirin davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırıldığı ve davalı şirketin kayıtlarında fuar katılımcısı şirket başına henüz gerçekleştirilmeyen fuar için yapılan masrafın bilirkişi raporunda hesaplandığı ve toplam olarak 2.038.257,32 TL olduğu, yapılan ortalama masrafın 189 katılımcıya bölünmesi karşılığında 10.784,44 TL, fuar için yapılan giderlerin davacıya düşen kısmının 10.784,44 TL olduğu bu bedelin davacının alacağından mahsubu sonucu 26.594,84-10.784,44=15.810,41 TL olduğu hususu tespit edildiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasını KISMEN KABULÜ ile;
1-15.810,41 TL’nin 15/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-94,40-EURO’nun 12/02/2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca 1 yıllık EURO mevduatına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek faiz oranında faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-TBK 99. Maddesi uyarınca ödeme tarihindeki TL miktarı üzerinden ödenmesine,
4-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.139,78-TL harçtan peşin alınan 469,12-TL, mahsubu ile bakiye 670,66-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 469,12-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 531,32TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 71,50-TL davetiye gideri 1.600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.671,50-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre1.019,61 TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/03/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.