Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/603 E. 2021/451 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/603 Esas
KARAR NO:2021/451

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/11/2020
KARAR TARİHİ:18/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesini özetle; Davacı müvekkil şirkete …Noteliğinin 19/10/2020 tarih ve … yevmiye nolu ödememe protestosu 04/11/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, İşbu ödememe protestosunda; 15/10/2020 vadeli, 52.000,00 TL Bedelli, alacaklısı … A.Ş. olduğu ihtilaf vukuunda İstanbul Mahkemeleri selahiyetli olduğunu davacı müvekkili şirketin davalı şirketle hiçbir ilişkisi bulunmadığınını davalı ile herhangi bir ticari veya başka bir ilişki sözkonusu olmadığını. Davaya konu senet davacı müvekkil tarafından tanzim edilmediği ve imzalanmadığını. İşbu senet tamamen sahte olarak düzenlenerek bankaya ibraz edildiğini. Davacı müvekkilinin işbu senetten ödememe protestosu ile haberdar olduğunu. Dava konusu bonoyla ilgili olarak … Cumhuriyet Savcılığı’nın … Sor. No’lu Dosyasıyla şikayette bulunduğunu, daha önce alacaklısı 3.şahıs olan başka senetlerle ilgili olarak da … … A.Ş. davacı şirkete bildirimde bulunduğunu. Bu senetlerle ilgili şikayet neticesi soruşturma … Cumhuriyet Savcılığının … soruşturma nolu ile devam ettiğini, Davaya konu senet üzerindeki imza incelendiğinde ve çıplak gözle bakıldığında dahi imzanın sahte olarak atıldığı bellli olacağını .Zira davacı müvekkilin davalı şirketle herhangi ticari ilişkisini bulunmadığını senet üzerindeki imza da davacı müvekkil şirkete ait olmadığını. dava konusu bono sebebiyle henüz icra takibine girişilmediğini talep edilen meblağın yüksekliği ve bilhassa dava konusu yapılan bononun suç mahsulü olabilceğini dikkate alındığında icra takibine geçilmesi halinde takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu durum sebebiyle, müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı oldukça açık olduğunu davaya konu bononun ödenmesini engeller mahiyette ve olası bir icra takibi neticesinde müvekkilinin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için İhtiyat-i Tedbir Kararı verilmesini ve dava konusu senedin iptaline karar verilmesini ,davanın kabulü ile icra takibine geçilmesi halinde öncelikle teminatsız aksi halde teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararıyla icra takibinin durdurulmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; Davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, davacı taraf bonoda bulunan imzayı kabul etmemesine rağmen yine aynı bonoda bulunan yetki sözleşmesine istinaden huzurdaki davayı İstanbul Mahkemelerinde ikame ettiğini, 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 72. Maddesinin 8. Fıkrasında yetkili mahkemelerin genel hükümler saklı kalmak kaydıyla davalının yerleşim yeri mahkemesi veya takibe başlandıktan sonra menfi tespit davası açılmışsa takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunu hüküm altına alındığını, Nitekim yukarıda esas numarası yazılı dosya ile açılan dava da icra takibinden önce açılan menfi tespit davası mahiyetinde olup davaya bakmakla yetkili mahkemeler … Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Zira davalı müvekkil şirketin yerleşim yeri ‘’…Mah. … Cad. … Apt. No: …’’ adresidir. Bu nedenle yetki itirazımızın kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesini, huzurdaki davaya konu bono müvekkil şirket yetkilisine dava dışı üçüncü şahış olan … (T.C: …) tarafından şirkete olan borcuna mahsuben getirildiğni, Ancak … ile davacı şirket arasında nasıl bir bağlantı olduğu hususu müvekkil şirketçe bilinmdiğini, Müvekkil şirket tamamen iyiniyetli olarak dava konusu bonoyu takip için bankaya teslim ettiğini, Bonoda bulunan imzaların davacı şirket yetkilisine ait olduğunu düşündüğünü, İşbu husus yapılacak bilirkişi incelemesi ile de sübuta ereceğini, Davacı taraf dava dilekçesinde daha önceleri de alacaklılarının dava dışı üçüncü kişilerin oluşturduğu başkaca BEŞ adet bononun bulunduğunu ve bu bonolarla alakalı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın … numaralı dosya üzerinden devam ettiğini beyan ettiğini, Müvekkil şirketin işbu bonolarla herhangi bir irtibatı bulunmadığını, Kesinlikle davanın kabulü anlamına gelmemesi kaydıyla davacı şirketin unvan ve bilgilerinin başka şahıslarca kullanıldığı, bu nedenle iktisapta herhangi bir kusuru bulunmayan, dava konusu bono için henüz herhangi bir icrai faaliyete de girişmemiş konumda olan müvekkil şirket aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesini beyan ve talep etmiştir.
Dava, 15/10/2020 vadeli, 52.000,00 TL bedelli, alacaklısı … A.Ş. olan senede ilişkin takipten önce açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf dava dilekçesinde senet metninde ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırılmasına dayanarak dava açmış, ayrıca imza inkarında da bulunmuştur.
Davalı taraf senet metnindeki imzayı inkar etmiş ve süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuştur.
2004 sayılı İİK 72/8.maddesi; “…Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur…” şeklinde düzenlenmiştir.
Eldeki davada davacı taraf imza inkarında bulunduğundan imzası inkar edilen senette kararlaştırılan yetki sözleşmesine itibar edilemeyeceğinden ve açılan dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olduğundan İİK 72/8.maddesi gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Açıklanan nedenlerle Mahkememizin yetkili olmadığı anlaşıldığından davalının yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekmiş, bu nedenle Mahkememizin yetkisizliğine, dava dilekçesinin HMK 116/1-a maddesi uyarınca yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-HMK’nun 116/1-a maddesi uyarınca Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten itibaren, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesini talep ettikler takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, süresi içerisinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunda karar verileceğinin ihtarına,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine ,
Dair,davacı şirket yetkilisi, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/06/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır. e-imzalıdır.