Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/572 E. 2021/750 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/572 Esas
KARAR NO:2021/750

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/10/2020
KARAR TARİHİ:26/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.02.2019 tarihinde 9.995,00 TL tutarında kasa noksanı oluşması üzerine, müvekkili Banka’nın Teftiş Kurulu tarafından yapılan inceleme sonucunda kasa açığının banka müşterisi … Mühendislik San. ve Tic. Ltd. Şti. hesabına şirket ortağı … tarafından yapılan para yatırma işleminde sehven eksik para tahsilatından kaynaklandığının anlaşıldığını, müvekkili banka personelinin davalıdan 28.000,00 TL tahsil ettiği halde 38.000,00 TL tahsilat fişi kesmesinden kaynaklandığını, davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen bir sonuç alınamadığını, zararın tahsili için …. icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından ilamsız takibe geçilerek, davalıya ödeme emri gönderildiğini ancak, davalının herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan ederek, borcun aslına, fer’ilerine ve faiz miktarına haksız olarak itiraz ettiğini ve kötü niyetli olarak takibin durmasına sebebiyet verdiğini belirterek, haksız ve dayanaksız itirazın iptali ve takibin devamı ile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi tebligatının usule aykırı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, iddialarını ve delillerini dava dilekçesine eklenmediğini ve davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davacının hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu, müvekkili ile davacı banka arasında DBS, KGF ve kredi kartı sözleşmeleri bulunduğunu, 2019 -2020 yılı arasında müvekkili tarafından davacı bankaya söz konusu sözleşmeler ve cari hesaplar nedeniyle yaklaşık 1.500.000,00TL ödeme yapıldığını, dava konusu olayın gerçekleştiği 28.02.2020 tarihinde 38.000,00 TL’nın kasada görevli banka çalışanı …’a teslim edildiğini, adı geçen banka pesoneli tarafından banknotların sayılarak alındığını ve kasa tahsil fişi düzenlendiğini, yatırılan paranın müvekkilinin hesap tahsil cüzdanına işlendiğini, söz konusu işlemlerin tamamının para sayma makinesinde gerçekleştirildiğini, davacı banka kasasında kasa açığı olsa dahi söz konusu eksikliğin müvekkilinden kaynaklanmasının mümkün olmadığını, iddiasının ispatlayamayan davacı bankanın talebinin reddi gerektiğini, davacının iddiasına göre 28.000,00TL para yatırıldığı ise müvekkilinin borcunun 9.995,00 TL olamayacağı, aradaki farkın (37.820,00 – 28.000,00 – 9.820,00 TL) 9.820,00 TL olması gerektiğini, davacı tarafın faiz talebinin dayanaksız olduğunu, davacı bankanın Bankacılık etiğine aykırı davranarak müvekkilini itham altında bıraktığını ve itibarının zedelediğini, eğer ki davacının iddia ettiği gibi kasada eksik var ise söz konusu bedelin müvekkilinden kaynaklandığının belli olmadığı gibi banka tarafından tahsil kabiliyeti göz önüne alınarak müvekkiline başvurulduğunu belirterek, davalının dava konusu borçtan sorumlu olmaması nedeniyle huzurdaki davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili davada;29.09.2020 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağı, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya kapsamı, müvekkili banka tarafından davalı şirkete gönderilen, … 31. Noterliği’nin … Yevmiye no’lu 24.06.2019 tarihli ihtarnamesi, müvekkili banka Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 15.04.2019 tarihli … nolu Soruşturma Raporu, müvekkili banka’nın … Şubesi’ne ait 28.02.2019 tarihli kamera kayıtları, müvekkili bankanın defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanları, yemin, gerektiğinde keşif, yargıtay içtihatları ile her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili davada;- T.C. Yargıtay 6. HD.,T. 22.3.2012 E. 2012/652 K. 2012/4554 sayılı ilam, T.C. Yargıtay 6. HD., T. 27.1.2014 E. 2014/495 K. 2014/891 sayılı ilam, … barkod numaralı tebligat, davacı bankaya yapılan ödemeler, banka para sayma makinesi silibi ve kupür dökümü, T.C. Yargıtay 11. HD., T. 9.1.2013 E. 2011/15527 K. 2013/288 sayılı ilam, … 3. Noterliği 01.07.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname, müvekkili şirket defter ve kayıtları, bilirkişi, yemin, tanık ve ikamesi caiz her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememiz tarafından … A.Ş’ye müzekkere yazılarak davalı şirkete gönderilen, … 31. Noterliğinin … Yevmiye nolu 24.06.2019 tarihli ihtarname ile tebliğ şerhinin, … A.Ş Teftiş Kurulu Başkanlığının 15.04.2019 tarihli … nolu soruşturma raporunun ve … Şubenize ait 28.02.2019 tarihli kamera kayıtlarının mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … A.Ş. tarafından cevaben istenilen belgelerin CD ortamında Mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 9.995,00 TL asıl alacak ve 373,79 TL faizi olmak üzere toplam 10.368,79 TL alacağın tahsili için 19.09.2019 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından icra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine karşı yetki itirazında bulunulmuş ancak yetkili icra dairesi belirtilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın Madde 19- (2) maddesi ” Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememiz tarafından davalının icra dairesinin yetkisine karşı yapmış olduğu itirazının davalının icra dairesindeki itirazının yetkili icra dairesini göstermemesi nedeniyle HMK.19(2) maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunulmuştur. Mahkememiz tarafından davalının Mahkememizin yetkisine karşı yapmış olduğu itirazının taraflar arasında akdedilen bankacılık işlemleri sözleşmenin 21. maddesi gereğince İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılınması nedeniyle davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
TBK.’nın 146.maddesinde ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dava konusu icra takibine konu alacak, bankacılık hesap işlemlerinden kaynaklı alacak olması nedeniyle ve yasada özel olarak başka bir süre öngörülmediğinden, genel zamanaşımı süresinin düzenlendiği TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Zamanaşımı süresi her alacak için o alacağın istenebileceği tarihte başlar. Bu nedenle somut olay özelinde, alacağa konu kasa noksanının 28.02.2019 tarihinde gerçekleştiği Mahkememiz tarafından tespit edilmiştir.
Zamanaşımı süresi işlemeye başladıktan sonra, borçlunun veya alacaklının bazı eylem ve işlemleri zamanaşımı süresinin işlemesini haklı olmaktan çıkarabilir ya da yeniden bu sürenin başlaması sonucunu doğurabilir. İşte bu hallerde zamanaşımının durması ve kesilmesinden söz edilebilir.
Zamanaşımını kesen sebepler TBK. m.154-157 maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK. 154/2 maddesi uyarınca borçlu aleyhine icra takibi başlatılması halinde, zamanaşımı süresi kesilir ve alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar.
Somut olayda; davacı tarafından kasa noksanının kaynaklı alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine 19.09.2019 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, alacağa konu kasa noksanının 28.02.2019 tarihinde gerçekleştiği ve 10 yıllık zamanaşımı dolmadan davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ve TBK. 154/2 maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiği ve takip tarihi itibariyle tekrardan işlemeye başladığı ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı mahkememiz tarafından tespit edilmiş ve davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından iddia, savunma ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davacı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarının tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…. Hesaba yatırılmak için getirilen gişe personeline verilen ve Para sayma makinasına konulan para miktarının kamera kayıtlarından net olarak görülemediği ancak teftiş kurulu tarafından yapılan incelemelerin objektif ilkeler doğrultusunda değerlendirilerek kasa açığının davalı şirket hesabına yapılan eksik tahsilattan kaynaklandığının tespit edildiği; kanaatine varıldığı,
Paranın tahsiline karar verilmesi halinde takip tarihinden tahsil tarihine kadar ticari avans faizi (Değişen oranlarda) talep edebileceği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup yeniden rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Bilirkişi raporunun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması nedeniyle Mahkememiz tarafından davalı vekilinin yeniden rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 28.02.2019 tarihinde gerçekleşen 9.995,00 TL’lik kasa noksanından dolayı 9.995,00 TL asıl alacak ve 373,79 TL faizi olmak üzere toplam 10.368,79 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı ve mahkememiz tarafından yapılan yargıla sırasında alınan bilirkişi raporunda hesaba yatırılmak için getirilen gişe personeline verilen ve para sayma makinasına konulan para miktarının kamera kayıtlarından net olarak görülemediği ancak teftiş kurulu tarafından yapılan incelemelerin objektif ilkeler doğrultusunda değerlendirilerek kasa açığının davalı şirket hesabına yapılan eksik tahsilattan kaynaklandığının tespit edildiği edildiği, teftiş kurulu tarafından hazırlanan 15.04.2019 tarihli raporun üçüncü sayfasında ” … … Şubesi’nde 28.02.2019 tarihinde meydana gelen 9,995 TL tutarındaki kasa noksanına ilişkin soruşturma çalışmaları kapsamında ilgili tarihte yapılan yüksek tutarlı işlemlere ait kamera görüntüleri izlenmiş olup … Ltd. Şti. hesabına yönelik şirket ortağı … tarafından yapılan 38,000 TL tutarındaki para yatırma işlemi dikkat çekici bulunmuş ve inceleme konusu yapılmıştır. … Şubesi’ne ait 28.02.2019 tarihli kamera kayıtlarının izlenmesi neticesinde; müşterinin 37,820 TL DBS borcunun bulunduğu bu sebeple 38,000 TL yatırmak amacıyla …’un görev yaptığı gişeye geldiği, müşterinin elinde bulunan ve tamamı 200 TL’lik banknotlardan oluştuğu görülen bir miktar banknotu …’a uzattığı, akabinde …’un tüm parayı alarak para sayma makinesine yerleştirdiği, ilk destenin bitmesiyle para sayma makinesinin haznesinde bulunan 200 TL’lik bir deste banknotu alarak lastiklediği, kalan banknotların sayımın bitmesi üzerine ise bahse konu banknotları para sayma makinesi haznesinden alarak destelediği paraların yanma koyduğu, akabinde …’un deste olmayan parayı…’ya attığı ilgili miktarın ise…’nın yaptığı kupür dökümüne göre (40 adet 200 TL’lik banknot) 8,000 TL olduğu, …’ya atılan banknotlar dışında kalan 200 TL’lik bir deste banknotu (100*200 TL) ise el kasasına koyulduğu, müşteriden toplamda 28,000 TL alınmasına karşın 38,000 TL’lik para yatırına işlemi yapıldığı tespit edilmiştir sonuç olarak, her ne kadar…’ya koyulan para kamera görüntülerinde net olarak anlaşılamamış olsa da “Kupür Dökümü Gözlem” ekranı ve kamera görüntülerinde işlemin yapıldığı zaman karşılaştırılmış ve ilgili işlemde…’ya koyulan para miktarının 8,000 TL olarak gerçekleştiği tespit edilmiştir. Kamera görüntülerinde personelin el kasasına koyduğu paranın 1 deste 200 TL’lik banknot (20,000 TL) olduğu görülmesine karşın “Kupür Dökümü Gözlem” ekranında personel tarafından ilgili tutara ait dökümün 30,000 TL madeni olarak yapıldığı belirlenmiştir. Netice itibariyle, personelin müşteriden 38,000 TL yerine 28,000 TL aldığı ve aradaki farkın ilgili tarihteki kasa noksanına konu 10,000 TL olduğu tespit edilmiştir. Öte yandan söz konusu kasa noksanına sebebiyet veren işlemin tarafımızca tespit edilmesi akabinde, şube müdürü ile birlikte şube personeli ve bağlı bulunulan … yetkilileri tarafından izlenmiş ve mutabık kalınmıştır. İlgili nakit yatırma işlemi ile alakalı …, Şube Müdürü … tarafından şubeye davet edilmiş, işleme ait kamera kayıtları 21.03.2019 tarihinde müşteriye izletilmiştir. … 28.02.2019 tarihinde 38,000 TL alacaklı olduğu bir arkadaşından söz konusu tutarı saymadan aldığını, 37,820 TL olan DBS borcunu ödemek amacıyla Bankamıza geldiğini ifade ederek ilgili tutarın 38,000 TL olduğunda ısrarcı davrandığı tarafımıza aktarılmıştır.” belirtildiği, teftiş raporunun kamera kaydı baz alınarak hazırlandığı ve kamera kayıtlarından …’ya koyulan para kamera görüntülerinde net olarak anlaşılamamış olsa da “Kupür Dökümü Gözlem” ekranı ve kamera görüntülerinde işlemin yapıldığı zamanın karşılaştırılması neticesinde…’ya koyulan para miktarının 8,000 TL olarak gerçekleştiğinin tespit edildiği, kamera görüntülerinde personelin el kasasına koyduğu paranın 1 deste 200 TL’lik banknot (20,000 TL) olduğu görülmesine karşın “Kupür Dökümü Gözlem” ekranında personel tarafından ilgili tutara ait dökümün 30,000 TL madeni olarak yapıldığının belirlendiği, sonuç olarak davacının personelinin davalıdan 38,000 TL yerine 28,000 TL aldığı ve aradaki farkın ilgili tarihteki kasa noksanına konu 10,000 TL olduğunun teftiş raporuyla tespit edildiği ve takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğü bu nedenle davacının takip öncesi faiz talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile, takibin koşullarıyla devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-)Davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile, takibin koşullarıyla devamına,
2-)Alacağın %20’si oranındaki 2.073,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 708,29-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 125,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 583,05-TL harcın ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle,1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 125,24-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı, 817,00-TL bilirkişi ücreti ve müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 1.004,44-TL yargılama giderinen davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatıralan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip …

Hakim …