Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/565 E. 2021/845 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/565 Esas
KARAR NO:2021/845

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/10/2020
KARAR TARİHİ :24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesini özetle; Müvekkil şirketçe davalı yanın alıcısı olduğu sair parsiyel yük taşıma işinin organizasyonu gerçekleştirilmiş olduğunu, yüklerin boşaltma limanına varışını mütcakip CIF taşıma tahtında boşaltma limanında yükün organizasyonu ile ilgili oluşan masraflar yük alıcısı olan Davalı yana bildirilmiş ve faturası kesilerek davalıya gönderildiğini, davalı yanın da faturayı alması akabinde fatura bedelini gereğince ödemiş ve yükü limandan teslim aldığını, davalı yanca müvekkil Şirkete KEP sistemi üzerinden ilgili faturaya itiraz etmekte oldukları ve yaptıkları ödemenin iadesini talep ettikleri yönünde bir takım haksız ve asılsız iddiaları havi bir mesaj gönderdiklerini, Müvekkil Şirket ile arasında gerçekleşen e-postaların ve sair evrakın kişisel verilerin de alenen ifşası sureti ile paylaşıldığı aynı sektördeki başka firmalarca müvekkil şirkete bildirildiğini, davalının sosyal medya hesabının incelenmesi üzerine, davalı yanın sadece yukarıda bahsedilen taşıma ile ilgili değil müvekkil şirketten hizmet aldığı başkaca taşımalarla ilgili de yazışmaları ve evrakları paylaşmış ve müvekkil şirket hakkında dolandırıcılık, sahte belge düzenleme, hırsızlık ve benzeri pek çok suç esnasında bulunduğu görülmüştür. İnternet ortamında ticari faaliyetleri kötüleme gönderilerin yanlış veya yanıltıcı olmasından ziyade haber gerçek olsa dahi haber gereksiz yere incitici nitelikteyse “haksız rekabetin” oluştuğu ortaya koyduğunu, taraflarınca , davalı tarafça sosyal medya hesabından paylaşılan davacı müvekkil şirket aleyhindeki gönderilerin hukuka aykırılığının ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, haksız rekabetin ve haksız saldırıların men’i ve manevi tazminat istemli ikame edilen işbu davanın yerel mahkemece kabulü halinde, kesinleşen Türk Ticaret Kanunu madde 59 hükmü uyarınca, hükmün özetinin tirajı en yüksek ulusal gazetede masrafı davalı tarafça karşılanmak üzere yayımlanmasını ve ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükmü ile hakimin tazminatın ödenmesine ilave bir yaptırıma karar verebileceği gibi saldırıyı kınayan bir hüküm de kurabileceği öngörülmüş olup, bu doğrultuda davalı van tarafından haksız fiilin gerçekleştirildiği sosyal medya hesabı üzerinden bir özür mesajı yayınlanmasın, davamızın kabulü ile birlikte davalı tarafça sosyal medya hesabından paylaşılan gönderilerin hukuka aykırılığın ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız saldırıların ve haksız rekabetin men’ine, 50.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline, davamızın kabulü halinde hükmün özetinin tirajı en yüksek ulusal gazetede masrafı davalıdan alınmak üzere ilanına, haksız fiilin gerçekleştirildiği … sosyal medya hesabı üzerinden davalı yanca müvekkil şirketten özür mahiyetinde bir mesajın yayınlanmasına, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; Müvekkilin eleştiri ifadelerine neden olan ihtilaf, davacının gerçeğe aykırı ve karşılığı bulunmayan hizmet kalemleri üzerine fatura tanzim ederek müvekkilin mağduriyetine sebep olduğunu, bu ihtilaf doğrultusunda da müvekkilin icra takibi başlattığını, davacı icra takibini itiraz ederek durdurduğunu, müvekkil zorunlu arabuluculuk sürecini başlatmış, zorunlu arabuluculuk süreci henüz sonlanmadığını, davacı işbu davaya konu ettiği sosyal medya paylaşımı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş, yetkisizlik kararı doğrultusunda dosya … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş, halen … Cumhuriyet Başsavcılığının … ve …soruşturma numaralı dosyalarıyla soruşturmalar devam ettiğini, taraflar arasında resmi yazışmalar yapıldığını, konunun cezai ve hukuki boyutları yukarıda açıklanan şekilde takip edildiğini, davacı hak arama özgürlüğünü kötüye kullanarak müvekkil aleyhinde ardı ardına yasal süreçler başlatma eğilimine girdiğini, eleştiriye ve itiraza bu denli tahammülsüzlük ile sürekli yasal yollara dayanaksız başvurular yapmanın nedeni olarak tarafımızda uyanan kanaat, davacının, ülkemizin en saygın ve vergi rekortmenliği düzeyinde başarılı iş insanlarından biri olan müvekkil üzerinden maddi kazanç elde etme isteği yönünde uyanmakta olduğunu, zira hayatın olağan akışında bu denli bariz, yalın bir eleştiri niteliği taşıyan bir ifadeye “kişilik haklarına saldırı” ve “haksız rekabet unsuru” yakıştırmasının yapılmasının kötü niyetten başka bir karşılığı bulunmadığını, davacı dava dilekçesinde sürekli olarak müvekkilin tarafına “dolandırıcılık, sahte belge düzenleme” suç isnatlarında bulunduğunu ileri sürdüğünü ,müvekkilin herhangi bir suç isnadında bulunması söz konusu dahi olmadığını, davacı, manevi zarardan ve dahi haksız rekabetten bahsediyorsa da ne zararını ne de Müvekkilin kusurunu ispatlayabilmiştir. Ortada somut bir kusurdan ya da zarardan bahsedilebilir bir kayıp bulunmadığını, öte yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) haksız rekabetin amaç ve ilkelerini düzenleyen 54. maddesinde “aldatıcılık” veya “dürüstlük kuralına aykırılık” da bir şart olarak arandığını, oysaki müvekkil ile davacı arasındaki yazışmalar, başlatılan yasal süreçler ve bu meyandaki ihtilaflar; Müvekkilin aldatıcı ya da dürüstlük kuralına aykırı davranmadığını açıkça ispatlamaktadır. Daha açık bir deyişle Müvekkil, almadığı ve tahsilinin hukuka aykırı olduğunu bildiği ödemelere malı teslim etmeme, fazla masraf ve haciz tehdidi altında katlanmak zorunda kaldığını, bu ödemelerin karşılığını defalarca kez sorgulamasına karşın somut bir saptamaya erişememiş olduğunu, bu doğrultuda da hakkını aramak üzere resmi tebligat ve yazışmalar yapıldığını, icra takibine başlamış, itiraz ile durdurulan takip akabinde zorunlu arabuluculuk sürecini henüz tamamlanmadığını, sonuç olarak işbu dava nezdinde haksız rekabetin varlığından bahsetmek mümkün olmamakla birlikte kötü niyetli taleplerin tutunmaya çalıştığı bir dal olarak görülmeli ve kabul edilmeli olduğunu, tüm bu arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, fazlaya dair ve başkaca tüm haklarımız saklı tutulmak üzere usul itirazımız doğrultusunda yetkisizlik kararı verilmesine, aksi takdirde ise davanın reddedilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davanın, haksız rekabetin tespiti, meni ve haksız rekabetten kaynaklanan manevi tazminat ile hüküm özetinin ilanı ve davalının sosyal medya hesabından özür mesajı yayınlanması taleplerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi Doç. Dr. …tarafından verilen 18/10/2021 tarihli raporu özetle;Dosya münderecatından, huzurdaki davaya konu uyuşmazlığın TTK m. 54 vd. hükümleri kapsamında haksız rekabet teşkil edip etmediğinden kaynaklandığı ,Buna göre genel olarak ifade etmek gerekirse, haksız rekabet kurumu TTK’nın 54 vd. maddelerinde düzenlenmiş ve m. 54/2’de “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. Kanun 55. maddesinde de uygulamada sıklıkla karşılaşılan dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamaları örnekler halinde düzenleme altına almıştır. Nitekim bahsi geçen hükmün davaya konu uyuşmazlığa uygulanması düşünülecek düzenlemesinin 55. maddenin 1. fıkrasının a.1. hükümde yer alan “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” olduğu tarafımızca değerlendirilmektedir. Zira dosyada mevcut bilgi ve belgelerden; “…” isimli sosyal platform üzerinden, davalı …’in, davacı ile arasındaki yazışma örneklerinin bir kısmını ve konişmentoyu paylaşmak suretiyle, yargılamaya muhtaç, bir takım ithamlarda bulunduğu tespit edilebilmektedir. Nitekim davalı işbu beyanlarının arasında; “…uydurma birde kıyak yapıyorlar”, “…işbirlikçi depocu malımı vermeyecek ben bir sürü yere dilekçe vereceğim nitelikli dolandırıyorlar beni diyeceğim”, “…Acentedan ve geçici depo işletmesinden alınan tüm faturalar içerik açısından sahte belge”, “Gümrükten malımı alabilmek zorla ödetecekler bu sahte masrafları”, “Bravo şirkete ülkemizi biliyor ve ticaret bakanlığı ve gümrüklerin korunması altında soyguna devam” gibi ifadelerinin yer aldığı anlaşılmakta olduğunu, netice olarak davalının, iş alanına yönelik bir sosyal platformda (…) yer verdiği söz konusu beyanlarının, TTK m. 55/1 a.1 hükmü kapsamında davacının faaliyetlerini ve ticari işlerini gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek niteliğinde olduğu tarafımızca değerlendirilmekte olup; gerek bu konudaki nitelendirmede gerekse hükmedilecek tazminat miktarı hususunda mahkememize ait olduğu hususunu rapor ve beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Dava, davalının sosyal medya hesabındaki paylaşımlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, haksız rekabetin meni ve haksız rekabetten kaynaklanan manevi tazminat ile hüküm özetinin ilanı ve davalının sosyal medya hesabından özür mesajı yayınlanması taleplerine ilişkin olup, bilirkişinin düzenlediği 18/10/2021 tarihli raporda özetle; davalının, iş alanına yönelik bir sosyal medya platformunda (…) yer verdiği beyanlarının TTK 55/1-a.1 hükmü kapsamında davacının faaliyetlerini ve ticari işlerini gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde yer alan (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, haksız rekabet eylemlerinin belirli tacirler arasında, yani bir tacirden diğer bir somut tacire yönelik olması şart olmayıp, tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ticari ilişkileri etkileyen ve tek bir tacire yönelik değil, piyasadaki diğer bütün tacirlere yönelik, genel nitelikteki aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı eylemler de haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir.
Keza TTK’nın 55.maddesinde yer alan “(1) Aşağıda sayılan haller haksız rekabet hallerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…1.Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,” düzenlemesi uyarınca, bir taciri, onun mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, eylemi, dürüstlük kuralına aykırı ve haksız rekabet teşkil eden bir davranış olarak değerlendirilmektedir.
Davalının davacıya yönelik davacının faaliyetlerini ve işlerini gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemeye yönelik beyanda bulunması, tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ticari ilişkileri etkileyen ve tek bir tacire yönelik bir haksız rekabet eylemi olup, TTK’nın 56.maddesi uyarınca, davacının, davalının haksız rekabet eyleminin tespit ve men’i ile şartları varsa tazminat isteme hakkı bulunduğundan; davalının beyanlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve davalının haksız rekabetinin men’ine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; davalının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunduğu ve hakaret suçuna ilişkin yürütülen İstanbul CBS … sayılı soruşturma neticesinde … AŞ’nin iftira ve hakaret suçunun mağduru olamayacağı kanaatiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş, Davalının hesabında yaptığı açıklamalar davacı aleyhine haksız rekabet teşkil eden bir fiil olarak nitelendirilmekle birlikte fiilin davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemeyeceği, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davacının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının … hesabından paylaştığı davacıya yönelik beyanlarının HAKSIZ REKABET TEŞKİL ETTİĞİNİN TESPİTİNE, Davalının HAKSIZ REKABETİNİN MEN’İNE,
Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 853,88-TL’den mahsubu ile bakiye 794,58-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL karar ve ilam harcı, 54,40-TL başvurma harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 122,50-TL tebligat/posta masrafı, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.044,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine Haksız rekabetin tespiti ve men’i talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır