Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/558 E. 2022/698 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/558 Esas
KARAR NO :2022/698

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/10/2020
KARAR TARİHİ:14/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket … … … Ticaret Merkezi Anonim Şirketi ile Satıcılar; l-… Holding A.Ş., 2-… …, 3-… …, 4-… …, 5-… …, 6-… … ve … Sanayi ve Ticaret Ltd, Şti arasında … Alışveriş Hizmetleri Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş paylarının %85’inin devir ve temlikine ilişkin olarak 15.05.2015 tarihli Pay Alım Satım Sözleşmesi imzalanmış olduğunu ve müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen bu alım işlemi neticesinde … Alışveriş Hizmetleri Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş, … ile birleştirilmiş ve unvanı … … … Ticaret Merkezi A.Ş. olduğunu ve İşbu Pay Alını Satım Sözleşmesinde tarafların Sözleşme imza tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ilişkin yükümlülükleri belirlenmiş ve sözleşme’nin “tazminat” başlıklı 8nci maddesinin alt başlıkları olan dava veya icra takip dosyaları [8,3ncü madde] ve Üçüncü Kişi Talepleri [8.7.2nci madde] ile de satıcıların dava konusu olaya ilişkin tazının yükümlülüklerinin sınır ve hesaplama yöntemleri taraflarca belirlenmiş olduğunu ve işbu maddeler uyarınca Satıcıların ve dolayısı ile davalı …Ş.’nin müvekkili şirket’e ödemekle yükümlü olduğu 30.11.2018 tarihli toplam 1.130.498,17 Türk Lirası tutarındaki e-fatura … Holding A.Ş.’ye iletilmiş olduğunu ve işbu fatura kapsamında; davalı …Ş. tarafından, 702.854,83 Türk Lirası tutarındaki borç kabul edilmiş ve fakat bakiye bedel olan 427.643,34 Türk Liralık tutar için iade faturası düzenlenmiş olduğunu ve dolayısı ile, davalı … A,Ş. tarafından haksız olarak ödenmeyen bedel olan 427.643,34 Türk Liralık tutarın tahsili için müvekkili şirket tarafından icra takibi başlatılmış ve İşbu takip, …. İcra Müdürlüğünün … E, numaralı dosyası ile işleme alınmış olduğunu ve davalı … A,Ş. tarafından tebliğ alınan ödeme emrine itiraz edilmiş ve işbu haksız itiraz üzerine takip durdurulmuş olduğunu, davalı …Ş, tarafından haksız olarak gerçekleştirilen itirazın iptaline, davalının borçlu olduğunun tespitine ve dolayısı ile borcun işlemiş/işleyecek faizleri ve fer’ileri ile birlikle tahsiline ve kötü niyetli itiraz sebebiyle borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, müvekkili şirket tarafından düzenlenen; 30.11.2018 tarih ve … numaralı fatura ile toplamda 1.130.498,17 Türk Lirası tutarında ve 52 ayrı kalemden oluşan alacak davalı …Ş.’ye fatura edilmiş ve davalı …Ş, tarafından işbu alacak kalemlerine itiraz edilmiş olduğunu ve işbu itirazın dayandırıldığı gerekçe sözleşme hükümlerine aykırı ve dolayısı ile de itiraz haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve buna göre; yukarıda kısaca arz edildiği üzere; müvekkili şirket … … … Ticaret Merkezi A.Ş. ile Satıcılar, I-… Holding A.Ş.. 2-Vahil …, 3-… …, 4-… …, 5-… …, 6-… … ve 7-… Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti arasında bir Pay Alım Satım Sözleşmesi imzalanmış ve işbu Pay Alım Satım Sözleşmesinin “Tazminat” başlıklı 8.nci maddesi ile satıcıların alıcıya yani müvekkili şirkete işbu sözleşme uyarınca ödemesi gereken/gerekecek tutarların oluşma şartlan ve ödeme sınırlan belirlenmiş olduğu ve sözleşmenin 8.nci maddesinin alt başlıkları; zarar, tazminatın sınırları, dava ve icra takip dosyaları, eksik mağaza ruhsatlar, mağaza tahliye davası, tazminat talebinde izlenecek olan yöntem 8.7 davaların ve 3.kişi taleplerinin uygulanması şeklinde sıralanmış olduğunu ve her bir zarar maddesinin kapsamı ve içeriği haliyle ve doğal olarak birbirinden farklı olarak düzenlenmiş ve fakat maddeler içinde alakalı hüküm bulunduğu takdirde ilgili maddeye atıf yapılmış olduğunu ve sözleşmenin 8. inci maddede “zarar”ın tanımı yapılmış ve (1) alt başlığı altında zararın; alıcının işbu sözleşme kapsamında maruz kaldığı tüm zarar ve “yapılmak zorunda kalınan bir ödeme” olduğu belirtilmiş olduğunu ve sözleşmemin 8.2.nci maddede satıcılar açısından “tazminat sınırlar” belirlenmiş ve bu kısıtlamalar ise 6. alt başlık altında toplanmış olduğunu ve sözleşme’nin 8.3.ncü maddede “dava veya icra takip dosyaları ” belirlenmiş ve sözleşme’nin 39 numaralı ekinde yer alan dava veya icra takip dosyaları bakımından müvekkili şirket’in herhangi bir ödeme yapma yükümlülüğü doğduğu takdirde satıcıların (dolayısı ile davalı …Ş nin) işbu ödemenin %85 tutarın müvekkili şirket’e ödemekle yükümlü olduğu belirlenmiş olduğunu ve nitekim davalı …’e iletilen faturanın 427.643,34 Türk Liralık kısmı bu maddeye ilişkin olup; taraflar arasında bu konuda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını ve işbu noktada davalı …Ş. tarafından gerçekleştirilen önceki faturalara ait ödeme dekontları ve bu faturaların içerikleri dilekçe ekinde ödeme dekont ve ilişkin tabloları halinde sunulmuş olduğunu ve sözleşme’nin 8.7nci maddede ise; “Davaların ve 3. Kişi Taleplerinin Uygulanması” tarif ve sınırlamasına yer verilmiş ve buna göre; Sözleşme’nin “Üçüncü Kişi Talepleri” başlıklı 8.7.2nci maddesinde; üçüncü kişiler tarafından kapanış öncesi döneme ilişkin durum ve işlemlerden ötürü kapanış tarihinden sonra alıcıya yöneltilen iddia, dava, icra takibi yahut sair herhangi bir talep neticesinde ortaya çıkan zararlarda (“3. Kişi Talebi”) izlenecek yöntem hakkında madde 8.6 (Tazminat Talebinde izlenecek Olan Yöntem) hükümleri uygulanacaktır. Satıcılar herhangi bir 3. Kişi Talebi ile ilgili olarak madde 8.7 (Tazminat Talebinde İzlenecek Olan Yöntem) hükümleri uyarınca söz konusu taleplerin yargı sürecinin idaresinde madde 8.7.1 (Davaların Uygulanması) hükmü uygulanır. Denilmiş olduğunu ve buna göre; sözleşme’nin 39 numaralı ekinde yer alan, sözleşme imza tarihinde belirlenmiş ve listelenmiş olan davacılar haricinde herhangi bir üçüncü kimse tarafından açılacak davalar veya iletilecek ödeme talepleri “3.Kişi Talebi” olarak nitelendirilmiş ve bu taleplerden doğan zararların hangi yöntemlerle satıcılar ve dolayısı ile davalı … A,Ş, Tarafından giderileceği belirlenmiş olduğunu ve taraflar arasında, davalı …Ş.’ye iletilen faturada yer alan ve davalı tarafından itiraz edilen alacak kalemlerinin sözleşmenin 8.7.2.nci maddesinde belirtilen “3. Kişi Talebi” olduğu konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını ve davalı tarafından itiraz edilen 52 adet alacak kalemi aşağıda gösterilmiş olduğu şeklinde olduğunu; icra takip dosyalan nihai olarak sonuçlandığında ve alıcı veya şirket madde 8.7.14’de (Davaların Uygulaması) düzenlenen yükümlülüklerini ihlal etmediği takdirde Şirketsin veya … …’nın ilgili dava dosyası veya icra takip dosyası nedeniyle ödemekle yükümlü tutulacağı meblağın tamamının, faiz dahil tüm ferilerinin, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin %85ini Alıcı’nın talep tarihinden itibaren 5(beş) iş günün içinde alıcı’ya ödemekle yükümlüdür denilmek suretiyle, satıcı/davalı şirket; Pay Alım Salım Sözleşmesinin Eklerinden olan “Ek-39”da Pay Alım Satım Sözleşmesinin 39 Numaralı Ekil belirtilmiş olan dava ve icra dosyaları sebebiyle Müvekkili Şirket’in ödeme yükümlülüğünün doğması halinde ödenen tutarın tamamının % 85’in ödemekle yükümlü olduğunu taahhüt etmiş ve dolayısıyla, Ek-39’da yer alan dava ve icra takip dosyaları bakımından aşağıdaki hesaplama yöntemleri kullanılmaksızın, işçinin hangi şirket bünyesinde ne kadar süre ile çalıştığına bakılmaksızın, sonuçlanan dava ve icra dosyası sebebiyle İşçiye ödenen alacağın tamamının %85 Davalı/Satıcı Şirket’çe fatura edilmekte ve Ek-39’da yer almayan dava ve icra takip dosyaları bakımından fatura edilen alacak kalemlerine ilişkin hesaplamalar ise; müvekkili şirket tarafından hakka, adalete son derece uygun bir şekilde gerçekleştirilmiş olduğunu ve nitekim, davalı taraf da bu uygulamayı uzun yıllar boyu kabul etmiş ve fakat bir noktadan sonra bu alacak kalemlerine ve dolayısı ile faturalara haksız şekilde itiraz etmeye başlamış ve işçilik alacaklarına ilişkin hesaplama; işçinin işten çıkış tarihi, son 5 yılda işçinin hangi şirket bünyesinde ne kadar süre ile çalıştığının oranlaması (Satıcı şirket nezdinde 30 ay müvekkili şirket nezdinde 30 ay ve dolayısı ile ödenen bedelin yarısı rücu gibi), işçinin son 5 yıla göre kıdem günü, işçinin bu 5 yıllık süre zarfında satıcı şirket bünyesindeki kıdem günü, sözleşme imza tarihi, kıdem ve ihbar tazminatı tutan gibi kriterler dikkate alınarak hesaplanmakta ve davacı şirket tarafından yapılan hesaplamada kıdem, ihbar yükü gibi yüküm yükümlülükler taraflar arasında imzalanan Pay Alım / Satım Sözleşmesi uyarınca satıcılara/davalıya yansıtılmamış ve müvekkili şirket bünyesinde bırakılmış olduğunu ve örneğin, davacı şirket tarafından, Pay Alım /Satım Sözleşmesinde belirlenen kapanış tarihinden sonraki dönemde işten ayrılan bir işçiye ödenen tutar üzerinden, … Holding A.Ş.’ye rücu edilecek tutar belirlenirken, öncelikle işçinin Kapanış Tarihi olan 08.07.2015 tarihinden evvel Satıcı Şirket bünyesinde çalıştığı gün sayısı ve ardından kapanış tarihinden sonra müvekkili şirket bünyesinde çalıştığı gün belirlenir ve bu günler oranlanarak “hesaplama oranı bulunur. Yani, bu oran işçinin satıcı şirket [davalı şirket] bünyesinde çalıştığı gün sayısı ile son 5 yılda çalıştığı gün sayısının birbirine oranı olduğunu ve buradaki 5 yıllık sınır müvekkili şirket‘in uygulamasının hakkaniyetinin en önemli göstergelerinden bir tanesi ve zira, işten ayrılan işçi satıcı bünyesinde 5 yıldan daha fazla süreli de çalışmış olsa, talepleri 5 yıllık zamanaşımı İle sınırlı kalacağından müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen hesaplamalarda işbu 5 yıllık süre baz alınmış olduğunu ve kesinleşen dava hükmü sebebiyle müvekkili şirket tarafından işçiye ödenen tutar yukarıda belirtilen hesaplama oranına bölünür ve ortaya çıkan bu yeni tutar işçinin satıcı şirket bünyesindeki kıdem günü ile doğru orantılı olarak %85’i alınır [zira Pay Alım Satım Sözleşmesi’nde görüleceği üzere davalı şirket tarafından devredilen pay oranı %85 olduğunu ve bu tutardan da işçiye ödenen kıdem ve ihbar tazminatları çıkartılarak Satıcı/Davalı Şirket’e rücu edilen alacak tutarına ulaşılmakta olduğunu ve yukarıdaki paragrafla da arz edildiği üzere Kıdem, ihbar gibi yükümlülükler Müvekkili Şirket tarafından ödenmekte ve bu vesile ile Satıcılara rücu edilmemekte olduğunu ve İşçinin işten çıkış tarihinin 01.04.2015 olduğu bir diğer örnekle ise; işçinin bünyesinde çalıştığı şirket yalnızca Satıcı/Davalı Şirket olduğundan, [kapanış tarihi 08.07.2015 olduğundan] hesaplama oranı % 100 olacağını ve bu durumda da müvekkili şirket tarafından ödenen tutarın 34.000 TL.sı olduğunu varsayarsak; hesaplama oranı % 100 olduğundan, 34.000 TL,sının %85’i alınarak ortaya çıkan tutardan kıdem ve ihbar tazminatları çıkartılarak, … Holding’e rücu edilecek tutara ulaşılacağını ve yukarıdaki örneği işbu dava konusu alacak kalemlerinin hesabı yönünden somutlaştırmak gerekirse; …’na yapılan 65,83 5 TL.lık ödeme üzerinden davalı/satıcı şirket’e rücu edilen tutar 50.178 TL’si ve İşten çıkış tarihi olan 31.12.2015 ile işe giriş tarihi [5 yıldan az çalıştığı için işe giriş tarihi baz alınmıştır,] olan 28.04.2011 tarihi arasında geçen süre 1.708 gün ve İşe giriş tarihi olan 28.04.2011 tarihi ile Kapanış Tarihi olan 08.07.2015 arasında geçen süre ise 1,532 gün olduğu ve yukarıda da belirttiği üzere 1.532 günün 1.708 güne bölünmesi ile işçinin davalı/satıcı şirket’te çalıştığı süre dikkate alınarak %89,7 lik hesaplama oranı ortaya çıkmakta ve …’na yapılan 65,815 TL.lık. ödemenin %89,7’si alındığında ise 59.036 tl’lik davalı şirket dönemine ait tutara ulaşılmak ve Son aşamada ise, 59,036 TL, sının %85’i alınarak [davalı şirketçe devredilen pay oranı] elde ettiği 50,180,6 tl.sı tutarındaki davalı/satıcı Şirket’e rücu edilen dava konusu alacak miktarına ulaşılmakta olduğunu , …’e yapılan 17,094 TL, ödeme üzerinden davalı/satıcı şirket’e rücu edilen tutar 12,406 tl, işten çıkış tarihi olan 31.03.2016 ile son 5 yıl başlangıcı olan 31.03.2011 tarihi arasında geçen süre 1.827 gün ve Son 5 yıl başlangıç tarihi olan 31.03.2011 tarihi ile kapanış tarihi olan 08.07.2015 arasında geçen süre ise 1.560 gün yukarıda da belirttiği üzere, 1.560 günün 1,827 güne bölünmesi ile işçinin davalı/satıcı şirket’te çalıştığı süre dikkate alınarak %85,4 lük hesaplama oranı ortaya çıkmakta ve …’e yapılan 17,094 TL.lık ödemenin %85,4ü alındığında ise 14.598 TL.lık davalı şirket dönemine ait tutara ulaşılmakta ve son aşamada ise, 14.598 TL %85’i alınarak [davalı şirketçe devredilen pay oranı] elde eniği 12,406 TL.sı tutarındaki davalı/satıcı Şirket’e rücu edilen dava konusu alacak miktarına ulaşılmakta olduğunu ve dolayısıyla,
davalı şirketin iddia ettiği gibi 15.000 tl.sı tutarın altında kalan bir işçilik alacağı ve ödemesinden bahsedebilmek mümkün olmadığını ve bu kapsamda, müvekkili şirket tarafından, Sözleşmemin 8.7.nci maddesinde belirtilen “Davaların ve 3. Kişi Taleplerinin Uygulanması” ve“Üçüncü Kişi Talepleri” den kaynaklanan geçmiş tarihli fatura alacaklarına istinaden İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı ve ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. Sayılı dosyaları üzerinden davalı …Ş.’ne yöneltilmiş bulunan davalar devam etmekte olduğunu ve söz konusu davalarda da uyuşmazlık davalı …Ş.’nin 8.7.2nci madde uygulamasında yer bulmayan 8.2.5nci madde hükmünü işbu maddede de uygulamaya çalışmasından kaynaklanmakta olduğunu ve buna göre davalı, 15.000 Türk Lirası’nın altındaki zarar tutarları ile sorumlu olmayacağını belirtmek suretiyle fatura kalemlerinin tamamının ödenmesine itiraz etmiş olduğunu ve davalı bununla da yetinmeyip tamamı ile kötü niyetle hareket ederek 15.000 üzerinde kalan tutarlar bakımından ise kendisini 15,000 Türk Lirasına kadar olan kısımlar için “muaf’ belirleyip 15.000 artan kısımlardan kendisini sorumlu tutmuş olduğunu ve davalının inanışına göre; müvekkili şirket 15,001Türk Lirası tutarında bir ödeme yapmak zorunda kaldığında kendisinin sorumluluğu “I” Türk Lirası ile sınırlı kalacak olduğu ve bu husus davalı tarafından sunulan 16.02.2018 tarihli bildirimin 4ncü sahifesinde her bir alacak kalemi için tek tek belirtilmiş ve uygulanmış olduğunu ve bu uygulamaya göre örnek vermek gerekirse; davalı yukarıda 1 numaralı başlık altında yer verilen 49.964,36 Türk Liralık ödemenin 15,000 TL kabul etmemiş ve geriye kalan 34.964,36 Türk Liralık tutarı kabullenmiş olacağını ve işbu uygulamanın “kötü niyet” ’ten başka bir tanımı olamayacağını ve taraf iradelerinin ve sözleşme hükmünün bu uygulama ile hiçbir surette örtüşmediği aşikar olduğunu ve davalının iddialarını asla kabul anlamına gelmemekle birlikte, sözleşme’nin 8.2.5nci maddesinde yer alan 15.000 tl alt sınırın sözleşmedin 8.7.2nci maddesine de uygulanabileceği bir an için kabul edilse dahi, 8.2.5nci maddenin herhangi bir kısmında l5,000 TL aşan ödemelerde zarar tutarından 15,000 TL mahsup edileceği belirtilmediğin ve Zaten tarafların iradeleri de bu yönde olmadığını, sözleşmede her bir detayı en İnce ayrıntısına kadar düşünen tarafların böylesine bir konuyu atladığı düşünmek veya iddia etmek abesle iştigal etmekten başka bir şey olmadığını, bu noktada üzerinde durulması gereken bir diğer nokta davalıların sözleşme’nin 8.3.İnci maddesi kapsamında bugüne kadar gerçekleştirdikleri ve yukarıda örnekleri sayın mahkemenizin bilgilerine arz edilen ödemelerde sözleşme’nin 8.2.5nci maddesindeki 15.000 TL uygulamadıkları gerçeğidir. Bu uygulamanın nedeni ise son derece açıktır. Aynı Sözleşme’nin davaya konu 8,7.2ncı maddesinde yer almadığı gibi, 8.3,inci maddenin de hiçbir bölümünde 8.2.5nci maddeye atıf yapılmamış dolayısı ile davalı tarafından bu madde dikkate ve uygulamaya alınmadığını ve sözleşme’nin dava konusu 8.7.2nci maddesinde de zararın tazmininin sınırları belirlenmiş ve bu sınırlamalar yine sözleşme’nin 8,6 ve 8.7. inci maddelerine riayet edilmesi ile sınırlı tutulmuş ve bunun dışında ilgili maddede gönderme yapılan ayrıca herhangi bir madde mevcut olmadığını ve taraf iradeleri bu derece sabitken, en ufak bir atıf bile adanmanınken, var olmayan bir atfa dayanmak “Kötü Niyet”’İçin başka bir ifade ile açıklanamayacağını ve Dolayısı ile Sözleşme’nin 8.7.2nci maddesinin hiçbir bölümünde 15.00 Türk Liralık sınırlamaya atıf yapılmamakla birlikte, davalı 8nci maddenin diğer alt başlıklarına ilişkin olarak gerçekleştirdiği ödemelerde bu sınırlamaya yani sözleşme’nin 8.5.2nci maddesine dayanmanmış olduğunu ve bu açıklamalar ışığında; davalının dava konusu ödeme emrine haksız yere itiraz etliği sabit olduğunu ve davalının sözleşme’nin 8.7.2nci maddesinde uygulama alanı bulmayan 8.5.2.nci madde hükmünü zorlama bir yorumla uygulatmaya çalıştığı, bir an için ilgili maddenin uygulanabilirliği düşünülse dahi bu defa da 15.000Türk Lirasını aşan kısımlar bakımından madde hükmünün herhangi bir mahsup ifadesini içermediği gerçeği karşısında bakiye alacaklar bakımından haksız olduğu aşikar olduğunu ve buna ilaveten taraflar arasında işbu dava konusu ile paralel olarak “3,kişi taleplerinden kaynaklanan ve müvekkili şirket tarafından kesilen 21.09.2018 tarihli faturaya davalı …Ş, tarafından haksız, bir şekilde itiraz edilmesi sebebiyle, İstanbul 13,Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan alacak davasının yargılaması devam etmekte olduğunu ve işbu davaya ilişkin olarak hazırlanan bilirkişi raporu ise huzurdaki davada da haklılığını ispatlar nitelikte olduğunu ve nitekim bilirkişi raporu’nun 4ncü sahifesinin son paragrafında: davacı taraf, sözleşmenin 8.1. maddesinde tarifi yapılan “zarar” tanımlarından birine uğradığı zaman, bunu önce kendisi ödeyecek, sonra da davalı tarafa rücu edecek. ama; kendisinin ödediği rakam 15.000 TL.nin altında ise rücu etmeyecek, üstünde ise bu zarar kaç TL olursa olsun onun %85’ini dönecek.(devir sırasında derdest olan dosyalar var üre, bunlar için 15.000 TL.Uk sınıra bakılmayacak, sadece bu derdest dosyalar için tutar her ne olursa olsun bunun %85’î rücu edilecek ” denilmiş ve 5nci sahifesinin 4ücü paragrafında: “dolayısıyla bu sözleşme metninden “davalı tarafın sorumluluğunda olup, davacı tarafın 15.000 TL ve üzerinde ödediği her zararın %85’i davalıya rücu eder” şeklinde anlaşılması gerektiği kanaatindeyiz, denilerek, davalı tarafın ana itiraz savının tamamen yargılama sürecini uzatmak ve uyuşmazlığı sürüncemede bırakmak maksadıyla ileri sürüldüğü açıkça ortaya konulmuş olduğunu ve yukarıda tafsilatı ile arz ve izah edilen nedenler dolayısı ile; davalı şirket, işbu dava konusu icra takibine “herhangi bir borcu olmadığı gerekçesi ile itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu ve bu durumda, davalı şirket için İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, dava konusu tutarın %20sinden az olmamak üzere, icra inkar teminatına hükmedilmek gerekmekte olduğunu ve davalı şirketten talep edilen tutar belli olduğunu ve dolayısı ile alacağın likit bir alacak olduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını ve Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, davalı şirket hakkında başlatılan icra takibine ilişkin itirazın iptaline, icra takibinin devamına, alacağın tespitine ve davalı şirketin 460,803,95 Türk Lirası ödeme yükümlülüğüne yönelik “İnkar” niteliğindeki, borcunun olmadığına ilişkin haksız ve hukuka aykırı Yukarıda tafsilatı ile arz ve izah edilen nedenlerle; davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak yapılan, asıl alacağa, faizine ve ferilerine ilişkin haksız itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın tespit ve tahsiline, davalı taraf aleyhine, itiraz konusu değerin %20’sınden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı taraf, dava dilekçesinde, kendisi ile satıcılar; 1-… Holding A.Ş., 2-… …, 3-… …, 4-… …, 5-… …, 6-… … ve 7-… Sanayi ve Ticaret Ltd Şti. arasında … Alışveriş Hizmetleri Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin paylarının %85’inin devir ve temliki için 15.05.2015 tarihli Pay Alım Satım Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme’nin “Tazminat” başlıklı 8. maddesinde satıcıların tazmin yükümlülüklerinin sınır ve hesaplama yöntemlerinin belirlendiğini, bu madde uyarınca davalıya 30.11.2018 tarihli 1.130.498,17 TL bedelli e-fatura gönderildiğini, faturanın 702.854,83 TL’lik kısmının kabul edildiğini ve 427.643,34 TL’lik kısım için iade faturası düzenlendiğini, davalının sözleşmeyi yanlış yorumlayarak ödeme yapmadığını, ödeme yapılmayan kısım için …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyada icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek huzurdaki davayı ikame etmiş olduğunu ve dava haksız ve mesnetsiz olduğunu ve reddine karar verilmesini talep etiklerini, davacı tarafından düzenlenen fatura müvekkili şirketçe incelenmiş, sözleşme gereğince davacının talep edebileceği meblağ kabul edilmiş ve haksız olarak talep edilen kısım için davacıya yasal süresi içerisinde iade faturası kesilmiş ve davacı tarafından, 30/11/2018 tarih ve 1.130.498,17 TL bedelli e-fatura düzenlenerek müvekkiline gönderilmiş ve incelenen faturanın 702.854,83 TL’lik kısmı kabul edilmiş ancak 427.643,34 TL’lik kısmı kabul edilmeyerek davacıya 07/12/2018 tarihinde noter marifeti ile faturaya kısmen itiraz edilerek kabul edilmeyen 427.643,34 TL’lik kısım için iade faturası düzenlenmiş ve ihtarname ekinde davacıya iletilmiş olduğunu, … 39. Noterliğinin 07/12/2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ve ekleri), işbu husus, ayrıca taraflar arasında sözleşmesel bildirim yolu ile de karşı tarafa bildirilmi ve 12/12/2018 tarihli bildirim ve eki iade faturası ve sistem üzerinden e-fatura olarak da gönderilen iade faturasına karşı, davacı 11/12/2018 tarihli iade fatura düzenleyerek e-fatura olarak göndermiş ve tarafınca söz konusu iade faturasına da süresi içinde itiraz edilerek iade edilmiş olduğunu, taraflar arasındaki faturalama aşamalarından sonra, davacı taraf, tarafınca kabul edilmeyen kısım için …. İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış ve tarafınca yasal süresinde söz konusu takibe itiraz edilmiş ve yapılan itiraz haklı gerekçelere dayanmakta öncelikle, taraflar arasında davaya konu edilen icra dosyasının basit bir ilamsız takipten (fatura alacağından) kaynaklanmadığı; taraflar arasında akdedilen 15.05.2015 tarihli Pay Alım Satım Sözleşmesi (Sözleşme) kapsamında Alıcı’nın (Davacı) işbu sözleşme kapsamında satıcılara rücu edebileceği yani fatura edebileceği ödemeleri içeren bir fatura olması gerektiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, taraflar arasındaki ihtilaf, fatura edilen bir takım kalemlerin (işbu faturada 17 kalem olarak belirlenmiş) alıcı tarafından fatura edilip edilemeyeceği ve edilecekse ne miktarda edilebileceği yani satıcıların sözleşmeye uygun olarak faturanın ne kadarından sorumlu olacağı hususlarında toplanmakta olduğunu ve bu hususu aydınlatabilmek adına fatura içeriğine bakılmalı ve esasında faturada 2 farklı tür yansıtmanın olduğu kabul edilerek 2 farklı türdeki kalemlerin (Ek-39’da yer alan ve yer almayan (işçilik ve ya sair alacak türü) ) Sözleşmede ne şekilde ödeneceği hususuna bakılması gerektiğini ve Sözleşme’nin 39 Numaralı ekinde yer alan ve Satıcıların %85’ini Ödemekle Yükümlü Oldukları Dava Ve İcra Dosyalarından Kaynaklanan Ödemeler başlıklı sözleşme’nin “8.3:Dava veya İcra Takip Dosyaları” başlıklı maddesinin 8.3.1. alt maddesi; “Satıcılar, Şirket veya … …’nın taraf olduğu, kapanış tarihi itibariyle derdest olan ve Ek-39’da listelenmiş dava dosyaları veya icra takip dosyaları nihai olarak sonuçlandığında ve alıcı veya şirket madde 8.7.1’de (davaların uygulaması) düzenlenen yükümlülüklerini ihlal etmediği takdirde Şirket’in veya … …’nın ilgili dava dosyası veya icra takip dosyası nedeniyle ödemekle yükümlü tutulacağı meblağın tamamının, faiz dahil tüm ferilerinin, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin %85’ini Alıcı’nın talep tarihinden itibaren 5 (beş) iş günü içinde alıcı’ya ödemekle yükümlüdürler. şirket mali tablolarında veya kapanış bilançosunda söz konusu dava dosyaları veya icra takip dosyalarına ilişkin karşılık ayrılmış olması satıcıların bu yükümlülüğünü hiçbir şekilde etkilemeyecektir.” hükmüne amir olup, madde son derece açık olduğunu ve alıcı (davacı), satıcılara, kapanış tarihi (30.06.2015) itibariyle derdest olan ve sözleşme’nin 39 numaralı ekinde yer alan dosyalar nihai olarak sonuçlandığında şirketin ödemekle yükümlü olduğu tutarın %85’ini rücu edilebileceğini ve satıcılar, ek-39 listesi kapsamında yer alan dosyalar için 30.11.2018 tarihli faturanın 667.024,22-tl’lik kısmından sorumlu olduğunu ve davacı tarafın dilekçesinde de belirttiği üzere, bu husus her iki tarafın da kabulünde olduğunu ve sözleşme’nin 39 numaralı ekinde yer almayan ancak sözleşme’nin 8.7.2. maddesi gereği Üçüncü Kişilerin Kapanış Öncesi Döneme İlişkin Taleplerinden Kaynaklanan Ödemeler Sözleşme’nin “8.7.2Üçüncü Kişi Talepleri” başlıklı maddesi; “(i) üçüncü kişiler tarafından kapanış öncesi döneme ilişkin durum ve işlemlerden ötürü kapanış tarihi’nden sonra alıcı’ya yöneltilen iddia, dava, icra takibi yahut sair herhangi bir talep neticesinde ortaya çıkan zararlar ’da (“3. kişi talebi”) izlenecek yöntem hakkında madde 8.6 (tazminat talebinde izlenecek olan yöntem) hükümleri uyulacaktır .(ii) satıcılar herhangi bir 3. kişi talebi ile ilgili olarak madde 8.7 (tazminat talebinde izlenecek olan yöntem) hükümleri uyarınca söz konusu 3. kişi talebinin yargıya taşınmasına karar vermişlerse, bu taleplerin yargı sürecinin idaresinde madde 8.7.1 (davaların uygulaması) hükmü uygulanır.” hükmüne amir olup, söz konusu madde ile amaçlanan, sözleşme’nin 39 numaralı ekinde yer almayan, ancak kapanış öncesi dönem ile ilgili olarak devir sonrası ortaya çıkan taleplerin alıcı tarafından ne şekilde satıcılara iletileceği ve satıcıların talebe ne şekilde cevap vereceği hususun düzenlenmesi olduğunu ve davacı tarafın da dilekçesinde beyan ettiği üzere, davaya konu faturada tarafınca itiraz edilen 17 kalem sözleşme’nin 8.7.2. maddesinde tanımlanan “3. kişi talebi” olup müvekkili şirkete fatura edilen 17 kalem incelendiğinde bunların 16 tanesinin işçilik alacağının 1 tanesinin ise kira alacaklarından kaynaklandığı görülmekte olduğunu ve her ne kadar işbu davaya konu faturada tarafınca itiraz edilen 17 kalemin çoğunluğu işçilik alacağı olsa da, sözleşme’nin Ek-39 Listesinde yer almadığı için 3. Kişi talebi olarak nitelendirilen ödemeleri 2 gruba ayırmak taraflar arasında düzenlenen faturaların Sözleşmeye uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini anlamayı kolaylaştıracak olacağını ve a) İşçilik Alacakları Dışındaki 3. Kişi Taleplerinin Değerlendirilmesi Sözleşme’nin 39 numaralı eki dışında ve işçilik alacakları dışında kalan 3. Kişi taleplerinde , taraflar arasında akdedilen sözleşme esas alınarak alıcı taraf , satıcılara ancak ve ancak kapanış öncesi döneme dair ve bu süre ile sınırlı olmak kaydı ile yapmış olduğu ödemelerin %85’ini rücu edebilir. Bu halde talep edilebilecek bedelin de ancak 15.000 TL’yi aşan kısmından satıcılar sorumlu olacaktır. Yani, Sözleşme’nin 8.7.2. maddesi gereği satıcılara bildirilen 3. Kişi Taleplerinde Sözleşme’nin 8.2.5. maddesi uygulanacaktır. Denilerek 8.2.5:Alıcı, derdest dava dosyaları ve vergi kapsamı dışında ve birbiri ile ilişkili zincir işlemler hariç olmak üzere, beher işlem başına 15.000 (onbeşbin) tl’nin altında kalan zarar için satıcılardan herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz.” hükmüne amir olup, davacı vekilinin sözleşme’nin 8.7.2nci maddesinin “3. kişi talepleri ” ile ilgili olduğunu; bu maddede 8.2.5nci maddeye atıf yapılmadığını dolayısı ile anılan maddenin bu ihtilafa uygulanamayacağına yönelik beyanları hatalı olduğunu ve Taraflar arasındaki mezkur Sözleşmesi’nin 8. maddesinde “Tazminat” başlığı altında davacının sözleşme sebebiyle uğrayacağı zararların tazmini düzenlenmiş ve 8.1. maddesinde zararın tanımı yapılmış ve 8.2. maddesinde Satıcılardan talep edilebilecek tazminatın sınırı belirlenmiş ve bu maddenin alt başlıklarında çeşitli kalemler zikredilmiş ve bu çerçevede, sözleşme’nin 8.2.5 maddesinde derdest dava dosyaları, vergi borcu ve birbiri ile ilişkili zincir işlemler hariç her işlemde 15.000 TL’nin altında kalan zararlar için alıcı’nın tazminat talebinde bulunamayacağı hüküm altına alınmış olduğunu ve davacı, tarafımızca itiraz edilen 17 kalem alacağın sözleşmenin 8.7.2. maddesinde düzenlenen “3. Kişi Talebinden olduğunu, bu maddede 8.2.5. maddeye bir atıf olmamasına rağmen bu maddenin 3. Kişi Talebi ‘ne uygulanarak itiraz edildiğini ve eksik ödeme yapıldığını iddia etmiş ve davacının bu iddiası ve yorum doğru olmadığını ve zira; sözleşmenin8. Maddenin 2. Fıkrasında belirlenmiş olan sınırlamalar 8. maddedeki tazminat kalemlerinin her birine uygulanacak şekilde düzenlenmiş ve aksine bir hüküm de bulunmadığını ve yine, aynı maddede sınırlamalara tabi olmayan haller de düzenlenmiş ve dolayısıyla, 8. maddenin 2. fıkrasındaki tüm bentler yine sözleşmenin 8. maddesinde tanımlanmış tüm tazminat türlerine uygulanacak denildiğini ve sözleşmenin 8.2.5. maddesinde de her işlemde 15.000 tl’nin altında kalan zararlar için alıcının yani davacının tazminat talebinde bulunamayacağı ancak derdest dava dosyaları, vergi borcu ve birbiri ile ilişkili zincir işlemlerin bu sınırlamaya tabi olmadığı düzenlenmiş ve avacı tarafından keşide edilen ve tarafınca itiraz edilen faturadaki 17 kalemin de bu stisnalardan birine girmediği tarafların kabulünde olduğunu ve Bu halde “her işlemde 15.000 TL’nin altında kalan zararlar için alıcının yani davacının tazminat talebinde bulunamayacağı” kuralının itiraz ettiği 17 alacak kalemine uygulanması gerektiği açık olduğunu ve davacının .7.2. Maddede 8.2.5. maddeye bir atıf bulunmadığından bahisle buradaki sınırlamanın 3. işi Talepleri için uygulanamayacağı iddiası bu nedenle haksız ve mesnetsiz bir iddia olduğunu ve b) Sözleşme’nin 39 Numaralı Ekinde Yer Almayan ve Devir Öncesi Dönemi kapsayan İşçilik Alacaklarından Kaynaklanan Ödemeler Sözleşme’nin 39 numaralı eki ışında kalan işçilik alacaklarında ise, taraflar arasında akdedilen Sözleşme ’ye göre kıdem-hbar tazminatı ve yıllık izin ücreti nihai devir bedeline yansıtıldığından bu alacak kalemleri sözleşme’nin 8.2.3 maddesi gereğince satıcılardan talep edilemeyecektir. Sözleşme’nin 8.2.3. maddesi, “Alıcı, Nihai Devir Bedel’ine yansıtılmış bir olaydan dolayı ortaya çıkan zarar ile ilgili olarak ayrıca tazminat talep hakkına sahip olmayacağını kabul eder.” hükmüne amir olup, devir esnasında çalışanların kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretleri nihai devir bedeline yansıtılmış olduğundan bu bedellerin 3. Kişi Talebi olarak tekrar talep edilmesi işbu madde gereği mümkün olmadığını ve Sözleşme’nin 39 numaralı eki dava ve icra dosyaları listesinde yer almayan ve şirket tarafından yapılan bir işçilik ödemesinde alıcı (davacı), işçiye yapılan tüm ödemelerden yalnızca fazla mesai, UGBT alacağı, hafta tatili vs. alacak kalemlerinden yalnızca satıcıların sorumlu olduğu dönemde doğan kısmının %85’ini talep edilebilecektir, bu halde talep edilebilecek bedelin de ancak 15.000 TL’yi aşan kısmından satıcılar sorumlu olacaktır. Denilmiş olduğu ve davacı tarafın, sözleşme’nin 8.2.5 maddesinde 15.000 tl’yi aşan zararlarda ödeme tutarından 15.000 tl’nin mahsup edilebileceğine dair bir düzenleme olmadığı yönündeki iddiası mesnetsiz ve yanlış olduğunu ve yukarıda arz ettiği üzere, davacı tarafın sözleşmenin 8.2.5. maddede 8.7.2. maddeye bir atıf bulunmadığından bahisle buradaki sınırlamanın 3. kişi talepleri için uygulanamayacağı iddiası mesnetsiz olduğunu ve sözleşenin 8.2.5 maddesi; ’ alıcı, derdest dava dosyaları ve vergi kapsamı dışında ve birbiri ile ilişkili zincir işlemler hariç olmak üzere, beher işlem başına 15.000 tl’nin altında kalan zarar için satıcılardan herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz’’ hükmünü içermekte olduğunu ve davacı tarafça gönderilen faturaya da yukarıdaki ilkeler çerçevesinde itiraz edilmiş ve bu hususun net olarak ifade edilebilmesi için davaya konu fatura içeriğindeki itirazına konu kalemlerden örnek vererek huzurdaki takibin dayanağı olan fatura kalemlerinden biri olan …’ya yapılan ödeme dolayısıyla talep edilen tazminata tarafınca itiraz edilmiş ve …, … Alışveriş personellerinden biri olup işçilik alacaklarının tahsili talebiyle … 24. İş Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasıyla dava açmış ve mahkemece 93.186,02 TL alacaklı olduğuna hükmedilmiş olduğunu ve …’nın talebine Sözleşme’nin 8.7.2. maddesinde düzenlenen “Üçüncü Kişi Talebi” olup tarafına rücu edilecek zararın sınırında da 8.2. Maddesi uygulanması gerekmekte ve buna göre; sözleşmenin 8.2.1(c) maddesi gereğince zararın doğmasına yol açan konunun kapanış tarihi’nden sonra Alıcı’nın talimatları sonucunda ortaya çıkan bir durumdan kaynaklanmış olması halinde Satıcılar sorumlu olmayacaktır. Bu sebeple …’nın davada talep ettiği İhbar tazminatının tamamından, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının 30.06.2015 Kapanış Tarihinden sonrasına isabet eden kısmından alıcı sorumlu olduğunu ve Sözleşmenin 8.2.3 maddesi gereğince nihai devir bedel’ine yansıtılan bir olaydan dolayı ortaya çıkan zararla ilgili alıcının ayrıca tazminat talep etme hakkı olmadığını ve bu sebeple …’nın talep ettiği kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinden sorumluluğumuz bulunmadığını ve zira; arada münakit Sözleşme’nin “Satıcıların Beyan Ve tekeffülleri” başlıklı 1 numaralı ekinin 19.6. maddesinde satıcılar’ın “Şirket’in ve … …’nın mali tablolarında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve kullanılmamış izinler için karşılık ayırmış” olduğu açık olup Sözleşmenin 22 numaralı ekinde de Şirket’in ve … …’nın İmza Tarihi itibarıyla çalışanlar ile ilgili yükümlülükleri (brüt ücretleri, prim ve ikramiye hakları, çalışma ve kıdem tazminatına hak kazanma süreleri ve tüm bunlara ilişkin ihbar ve kıdem tazminatları, izin hakları ve kullanılmayan izin günleri ile kullanılmamış izinler karşılığı olan bedelleri) davacıyla paylaşılmış ve söz konusu bedellere dair ayrılan karşılık sözleşme’nin 4 numaralı ekinde hesaplaması yapılan nihai devir bedeline yansıtılmış olduğunu ve sözleşmenin 8.1. maddesi gereğince alıcının zararı, … Alışveriş Hizmetleri Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.(Şirket)’nin zararının %85’i olup alıcı, satıcılardan ancak şirket’in döneminde oluşan zararın %85’ini talep edebilecektir. Sözleşmenin 8.2.5 maddesi gereğince de derdest dava dosyaları, vergi borcu ve birbiri ile ilişkili zincir işlemler hariç her işlemde 15.000 TL’nin altında kalan zararlar için alıcı tazminat talebinde bulunamayacaktır. Yukarıda zikrettiği sözleşme hükümleri çerçevesinde; …’nın talep ettiği miktarın 8.2.1(c) ve 8.2.2 maddeleri gereğince 29.301,29 TL’lik kısmından şirket sorumlu olacağını ve söz konusu miktar şu şekilde tespit edilmekte ve belirtildiği üzere kıdem ve yıllık izin ücretleri nihai devir bedeline yansıtılmış, davacı döneminde işten ayrıldığı için ihbar tazminatından da davacı sorumlu olacağını ve bu durumda müvekkili fazla çalışma ve UBGT kalemlerinden sorumlu gözükmekte ve bilirkişi raporu tetkik edildiğinde 10.531,41 TL UBGT alacağının 8.190,33 TL’sinden yani %77,77’sinden sorumlu olduğu, 34.605,18 TL fazla mesai alacağının 27.857,06 TL’sinden yani, %80,50’sinden sorumlu görülmekte olduğunu ve söz konusu oranlar gerekçeli kararda hüküm altına alan miktarlara oranlanması gerektiğini ve örneğin 6.196,52 TL UBGT alacağının %77,77’sinden yani, 4.819,03 TL’sinden, 22.154,80 TL fazla mesai alacağının %80,50’sinden yani, 17.834,61 TL’sinden müvekkili sorumlu olduğunu ve sonraki aşamada faiz, vekalet ücreti, stopaj gibi kalemlerin hakkaniyetli dağıtılması için müvekkilin sorumlu olduğu kalemlerin diğer kalemlere oranlanması gerekmekte ve mahkeme toplam 93.186,02 TL işçilik alacağı bulunduğuna hükmetmiş ve müvekkili sorumluluğu 22.653,64 TL (UBGT+Fazla Mesai) olup %24,31’e tekabül etmekte olduğunu ve dolayısıyla fatura edilen tutarın öncelik %24,31’i hesaplanmış daha sonrasında 8.1. Maddesi gereğince %85’lik kısmı olan 24.906,10 TL’sinden Satıcıların sorumlu olduğu tespit edilmiş ve ancak 8.2.5. Madde gereğince her işlemde 15.000 TL’nin altında kalan zararlar için alıcı tazminat talebinde bulunamayacağından talebin 15.000 TL’nin altındaki reddedilerek 9.906,10 TL davacılara ödenmiş olduğunu ve aynı hesaplama her bir kalem için tek tek yapılmış ve sonuç olarak davacı tarafından keşide edilen faturaya kısmen itiraz edilmiş ve sorumlu olduğu tutarlar ödenmiş ve davacı ise sözleşme ‘ye aykırı olarak sorumlu olmadığı meblağları tarafından talep etmekte olduğunu ve örneklerden de açıkça anlaşılacağı üzere müvekkili itirazı sözleşmeye uygun olduğunu ve diğer kalemlere yönelik itirazları da bu ilkeler çerçevesinde yapılmış olduğunu ve bu sebeple davacı tarafından keşide edilen faturaya kısmen itiraz edilmiş ve sorumlu olduğu tutarlar ödenmiş ve davacı ise sözleşme’ye aykırı olarak sorumlu olmadığı meblağları tarafından talep etmekte olması nedenleri ile davacı açık sözleşme hükmüne rağmen tarafından hakkı olmayan bir meblağı talep etmekte olması nedeni ile dolayısıyla davacının haksız davasının reddini ve davacı tarafın aleyhine, itiraz konusu değerin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; itirazın iptali davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili davada; bilirkişi incelemesi, tanık beyanları, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlu … olduğu, 427.643,34 TL asıl alacak, 3.883,94 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 431.527,28 TL alacak için 31/12/2018 tarihinde takibe girişildiği, davalı/ borçluya usulüne uygun tebligatın yapıldığı borçlunun süresi içerisinde borca, ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edildiği, 05.11.2021 bilirkişi heyet kök raporunda özetle; Tarafların iddia ve savunmaları, taraflar arasın da imzalanan Pay alım/satım
Sözleşmesi, İcra Dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller, Çalışanlara ilişkin İcra
Dosyaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde:
Davacı atarından davalı aleyhine açılan … İcra Md. 31.12.2018 tarih
… E sayılı dosyasından yapılan ilamsız icra takibinde:
davalıdan, talep edebileceği alacak her ne kadar 431.581,61 TL alacak talep
edebileceği hesaplanmış ise de,
davacı yan icra takibinde davalıdan 427.643,34 TL alacak talebinde bulunduğu ve
taleple bağlı olduğu,
Takip öncesi, işlemiş faiz talebinin uygun olmayacağı,
Tarafların tacir olduğu, Asıl alacak İçin 3095 sayılı sayanın 2/2 maddesi gereğince
%19,50 ve değişen oranlarda Ticari temerrüt faizi talep edilebileceği,
Bilirkişi heyetinin 08/05/2022 tarihli ek raporunda özetle; Davacı tarafından davalı aleyhine açılan … İcra Md. 31.12.2018 tarih… E
sayılı dosyasından yapılan ilamsız icra takibinde:
davalıdan, talep edebileceği alacak işbu ek rapor ile davacı tarafından fatura edilmeyen
13.814.18 TL hariç olmak üzere, 417.767.43 TL alacak talep edebileceği,
takip öncesi, işlemiş faiz talebinin uygun olmayacağı,
tarafların tacir olduğu, 417.767.43 TL asıl alacak için takip tarihinden itibaren 3095 sayılı
sayanın 2/2 maddesi gereğince %19,50 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi talep
edilebileceği tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacı yanın, 31/12/2018 tarihinde davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası 431.527,28 -TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanların takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu,
Taraflar arasındaki sözleşme 15 Mayıs 2015 tarihli … Holding A.Ş., … …,
… …, … …, … …, … …, … Sanayi ve Ticaret
Ltd. Şti. (beraber “Satıcılar”) ve … … … Ticaret Merkezi A.Ş.
(“Alıcı”,) arasında akdedilmiş olan … Alışveriş Hizmetleri Gıda Sanayi ve Ticaret
A.Ş. paylarının %85’i temsil eden payların Satıcılar tarafından Alıcıya satılmasına
ilişkin pay alım ve satım sözleşmesi (“Sözleşme”) akdedilmiş olduğu,
Davalı şirkete gönderilen ve E-Fatura olarak düzenlenen 30.11.2018 tarih, … numaralı ve 1.130.498,17-TL bedelli temel fatura içeriği ve daha evvel
faturanın hazırlanmasına yönelik davalıya iletmiş olduğu belgeler ilgili faturanın
427.643.34-tltik kısmından satıcıların sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı,
Davalı taraf 427.643,34 TL’lik kısmı kabul edilmeyerek davacıya 07/12/2018
tarihinde noter marifeti ile faturaya kısmen itiraz edilerek kabul edilmeyen 427.643,34
TL’lik kısım için iade faturası düzenlenmiş ve ihtarname ekinde davacıya iletilmiş
olduğunu ve … 39. Noterliğinin 07/12/2018 tarih ve … yevmiye no’lu
ihtarnamesi ve ekleri tutarlı iade faturasını koyarak itiraz ettiği,
Taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesi “Tazminat” başlığındadır ve ayrıca 8 adet de alt fikradan oluştuğu,
Zarar ( Sözleşmenin 8.1. maddesi)
Tazminat smırı ( Sözleşmenin 8.2. maddesi)
Dava veya icra takip dosyaları ( Sözleşmenin 8.3. maddesi)
Eksik mağaza ruhsatları ( Sözleşmenin 8.4. maddesi)
Mağaza tahliye davası ( Sözleşmenin 8.5. maddesi)
Tazminat talebinde izlenecek yöntem ( Sözleşmenin 8.6. maddesi)
Davaların ve 3.kişi tateplerinin uygulaması ( Sözleşmenin 8.7. maddesi)
Zamanaşımı süreleri ( Sözleşmenin 8.8. Maddesi) 33 sayfalık sözleşmenin tam metninin dava dosyasında bulunduğu,
Madde 8.1. Zarar: Bu sözleşmede zararın tanımı sözleşmenin 8.1. maddesinde yapılmıştır. İlgili madde metni; “Alıcı’nın İşbu Sözleşme kapsamında maruz kaldığı tüm zarar ve ziyanlar, (“Zarar”), (söz konusu zarar, (1) yapılmak zorunda kalman bir ödeme; veya (ii) sahip olunduğu beyan edilen bir hak, alacak veya varlığa sahip olunmaması; veya (iii) Satıcıların Beyan ve Tekeffülleri muvacehesinde var olduğu beyan edilmeyen bir yükümlülüğün ortaya çıkması hatlerinde meydana gelmiş kabul edilir), Satıcılar tarafından işbu sözleşme hükümleri çerçevesinde tazmin editecektir. Şüpheye mahal vermemek adırcı Alıcı’nın İşbu sözleşme kapsamında maruz kaldığı Zarar, Şirket’in maruz kaldığı Zarar’ın %85’ini ifade etmektedir.” Bu sözleşme metninde 2 önemli husus vurgulanıyor; Birincisi : zararın tanımı yapılıyor ve davacı tarafın sözleşme kapsamında maruz kaldığı tüm zarar ve Ziyanlar, “zarar” tanımının içine alınıyor. İkincisi; davacının bu sözleşme kapsamında maruz kaldığı zararın, davalının maruz kaldığı zararın %85’ini ifade ettiğidir. (şirket’in maruz kaldığı zarar cümlesindeki “şirket” kelimesi ile, sözleşmenin “giriş ” bölümünde davalı taraf tanımlanmıştır.)
MAdde 8.2 Tazminat Sınırı: Sözleşmenin 8.2.5. maddesinde aslında taraflar arasında ihtilaf olan tazminat sınırı rakamı belirlenmiş olup, maddenin metni şu şekilde olduğu: “Alıcı, derdest dava dosyaları ve Vergi kapsamı dışında beher işlem başına 15.000 onbeşbin) TL’nin altında kalan Zarar için Satıcılar’dan herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz.”
Sözleşmenin bu 8.2.5. maddesinde bu dava konusunu ilgilendiren önemli hususlardan biri: “Alıcı, derdest dava dosyaları ve Vergi kapsatnı dışında ve birbiri ile ilişkili zincir işlemler hariç olmak üzere” bölümüdür. Devir sırasında yani 30.06.2015 tarihi itibarı ile derdest olan dava dosyaları varsa bunlar için 15.000 TL sınırı aranmayacağının bu madde kapsamında anlaşıldığı,
Sözleşmenin 8.3.1. maddesinde ise, kapanış tarihi itibarıyla ( 30.06.2015) derdest olan dava dosyalarında, davalının ödemekle yükümlü olduğu —tutarın —%85’ini ödeyeceği belirtilmektedir. Yani 30.062015 tarihi itibarıyla derdest olan dava dosyalarının sonuçlandığı tarihte, davalının sorumlu olduğu tutarın %85’i kendisine rücu edilebilecektir. Derdest dava dosyaları ve Vergi kapsamı dışında ve birbiri ile ilişkili zincir işlemler hariç olmak üzere, geri kalan tüm işlemlerde ise : beher işlem başına 15.000 TL sınırı aranacaktır. Aslında taraflar arasında farklı yorumlandığı için, uyuşmazlığın asıl nedeni olanı madde, 8.2. maddesi ile 8.1. maddesinin birlikte nasıl anlaşılması gerektiği hususunda olmaktadır.
Davacı taraf, sözleşmenin 8.1. maddesinde tarifi yapılan “zarar” tanımlarından birine uğradığı zaman, bunu önce kendisi ödeyecek, sonra da davalı tarafa rücu edecek. Ama kendisinin ödediği rakam 15.000 TL.nin altında ise rücu etmeyecek, üstünde ise bu zarar kaç TL olursa olsun onun %85’ini döneceği (devir sırasında derdest olan dava dosyaları var ise, bunlar için 15.000 TL.lik sınıra bakılmayacak, sadece bu derdest dosyalar için tutar her ne olursa olsun bunun %85’i rücu edilecek.)
Bu sözleşme metninden, “davalı tarafın sorumluluğunda olup, davacı 15,000 TL ve üzerinde ödediği her zararın %85’ini davalıya rücu eder” şeklinde anlaşılması gerektiği,
Madde 8.3. Dava ve İcra takip dosyaları : Dava ve icra takip dosyaları ile ilgili konular sözleşmenin 8.3. maddesinde yer almış olup, özellikle dava konusu Uyuşmazlığı ilgilendiren maddesi ise 8.3.1. maddesidir. Bu Madde; sözleşmenin 39 nolu ek’inde listelenmiş olatı dava dosyalarına atıfta bulunarak ; “Satıcılar, Şirket veya … …’nın taraf olduğu, Kapanış Tarihi itibariyle derdest olan ve Ek-39’da listelenmiş dava dosyaları veya icra takip dosyalan nihal olarak sonuçlandığında ve Alıcı veya Şirket madde 8.7.1’de (Davaların Uygulaması) düzenlenen yükümlülüklerini ihlal etmediği takdirde Şirketin veya … …’nın ilgili dava dosyası veya İcra takip dosyası nedeniyle ödemekte yükümlü tutulacağı meblağın tamamının, faiz dahil tüm ferilerinin, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin %85 ini Alıcı’nın talep tarihinden itibaren 5 (beş) iş günü içinde alıcıya ödemekle yükümtüdürler. Şirket mali tablolarında veya kapanış bilançosunu da söz konusu dava dosyaları veya icra takip dosyalarına ilişkin karşılık ayrılmış olması satıcıların bu yükümlütüğünü hiçbir şekilde etkilemeyecektir.” şeklinde olduğu, itiraza konu işçilik alacağının incelenmesinin bilirkişi raporunda tespit edildiği,
Dava dışı işçilerin çalışma süreleri
gözetilerek kıdem tazminatı, ihbar ve yıllık izin ücreti hariç olmak üzere iş mahkemesi
ilamlarında fazla mesai ve ubgt ücreti ile hafta tatil ücretleri yönünden davacı/davalı yanında
çalıştıkları süreler gözetilerek yapılan hesaplamada davacının icra takibinde konu etmiş
olduğu 427.643,34 Tl miktarın olduğu ve yapılan hesaplamada davacının davalıdan
icra takibine konu alacağın taraflar arasında imzalanan pay devri sözleşmesi kapsamında çalışan personellere ödenmek zorunda kalınan işçilik alacaklarından dolayı davacının davalıdan 417.767.43 TL alacak talep edebileceği,
takip öncesi, işlemiş faiz talebinin uygun olmayacağı, tarafların tacir olduğu, 417.767.43 TL asıl alacak için takip tarihinden itibaren 3095 sayılı
sayanın 2/2 maddesi gereğince %19,50 ve değişen oranlarda Ticari temerrüt faizi talep
edilebileceği hususunun tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme el verişli bilirkişi raporuna göre davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 417.767,43-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, takibin 417.767,43-TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki talep gibi DEVAMINA,
2-Alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı 83.553,48-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 28.537,69 -TL harçtan peşin alınan 5.145,44 TL, mahsubu ile bakiye 23.992,25 -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 5.145,44 -TL peşin harç, 7,80 -TL vekalet harcı olmak üzere toplam 5.207,64-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan 248,00-TL davetiye gideri 4.500,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.748,00 -TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre 4.653,04 -TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 61.487,44 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır