Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/55 E. 2021/542 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/55 Esas
KARAR NO:2021/542

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/01/2020
KARAR TARİHİ:07/07/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan davasının yapılan açık duruşmaları sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …. İle dava dışı … … arasında akdedilen 10.10.2018 tarihli sözleşme ile … … tarafından sözleşmede tanımlanmış .. programları kapsamında hizmet verilmesi hususunda mutabık kalındığı, sözleşmenin 10.10.2018 tarihinde 1 yıl süre ile akdedildiği, sözleşmenin 10.1 maddesinde taraflardan herhangi birinin sözleşmeyi feshettiğine ilişkin en az 30 gün önce bir ihbarda bulunmadığı takdirde sözleşmenin kendiliğinden aynı koşullarla 1 yıl daha uyacağı hükmü yer aldığı, davalı tarafından sözleşmenin feshedilmediği ve aynı koşullarla bir yıl daha uzadığı, bu doğrultuda … tarafından verilen hizmetler ve sözleşmenin ilgili maddeleri gereğince 11.10.2019 tarihli 2.326,00-Amerikan Doları tutarlı fatura düzenlendiği, faturadan kaynaklanan toplam 2.326,00-USD tutarlı alacak dava dışı … ile müvekkil şirket arasında 26.11.2019 tarihinde akdedilen Alacağın Temliki sözleşmesi ile müvekkil şirkete temlik edildiğini, davaya konu alacağı oluşturan faturanın davalı ve dava dışı … arasında sözleşme ile belirlenen süre/koşullarda ödenmemiş olması ve toplam 2.326,00 USD tutarlı fatura alacağının müvekkil şirkete temlik edilmiş olması dolayısıyla davalı aleyhine 27.11.2019 tarihinde ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, takibe 03.12.2019 tarihinde yapılan itiraz ile takibin durduğunu, 19.12.2019 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulduğu ancak davalının anlaşmak istememesi üzerine sonuçsuz kaldığını, dolayısıyla itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu hakkında %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, sözleşmenin tarafların ortak iradeleri ile akdedilmiş olduğu …’in ve müvekkilin bu sözleşmeden kaynaklanan fatura açısından davalı tarafından alacaklı olduğunun sabit olduğunu, dava konusu alacağı oluşturan faturanın kesinleştiğini, müvekkil şirketin temlik sözleşmesi ile davaya konu alacağı temlik aldığını, davalının sözleşme konusu hizmetleri almış olduğu teknik olarak da sabit olduğunu, 16 Eylül 2019 tarihinde davalı yetkilisi … tarafından 2020 yılında sözleşmeye konu hizmetlerine ilişkin fiyatlar hakkında görüşme dahi gerçekleştirildiğini, davalı borçlunun borca ilişkin itirazları haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının faiz itirazının mesnetsiz olduğunu, ödeme vadesi belirli borçlar açısından temerrüt için alacaklının ihtarına gerek olmadığını, vadenin geçmesi ile davalı mütemerrit duruma düştüğünü, müvekkil şirketin tacir olduğunu, Ticari avans faizi talep edildiğini, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, davalı borçlunun tüm itirazları kötü niyetli olup reddine karar verilmesi ile icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, beyanla davanın kabulüne karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkili şirketin, dava dışı … ile sözleşme yaptığını, davacı … A.Ş. ile arasında akdedilmiş bir sözleşme veya hukuki ilişki olmadığını, alacağın devralındığının taraflarına bildirilmediğini, davacının yazılı bir temlik sözleşmesi de sunmadığını, esasa yönelik ise müvekkili ile dava dışı … arasındaki sözleşmenin bir yıl için akdedilmiş olup 10.10.2019 tarihi itibariyle sona erdiğini, davacının, bu sözleşmenin yenilendiğini ve buna dayanarak Müvekkil Şirket’ten alacağı bulunduğunu iddia ettiğini, ancak sözleşmede yer alan bu hüküm Türk Borçlar Kanunu m.21 ve devamı hükümleri gereğince genel işlem koşulu olduğu için yazılmamış sayılma yaptırımına tabi olduğunu, Müvekkili Şirket’in USD para birimi üzerinden bir yıl için imzalamış olduğu sözleşmenin kendiliğinden bir yıl daha uzamış olduğunu kabul etmenin hukukun genel prensiplerine aykırı olduğunu, USD’nin sözleşmenin imzalandığı tarihteki TL karşılığı 5,8475 iken bugün itibariyle USD’nin satış fiyatı 6,2570 TL olduğunu, Müvekkili Şirket’in sözleşmenin kurulmasına yönelik iradesinin mevcut olduğu koşullar olağan dışı ölçüde değişim gösterdiğini, iradenin mevcut olmadığı bir durumda sözleşmeden ve sözleşme kaynaklı bir alacaktan bahsedilemeyeceği gibi mevcut olmayan bir alacak için alacağın temlikinin de söz konusu olamayacağını, bu nedenle davacının işbu davayı ve davaya dayanak olan icra takibini başlatmaya hakkı bulunmadığını, müvekkili tarafından bir yıllık döneme ilişki faturalar ödendiğini, bir yıllık fatura tutarını sözleşmenin tarafı olan … ….’e ödediğini, başka bir borcu bulunmadığını, … ….’in Müvekkilinden herhangi bir fatura alacağı mevcut olmadığı için davacı ile … …. arasındaki temlik sözleşmesinin hükümsüz olduğunu, davacının kötüniyetli bir şekilde mevcut olmayan bir alacak için icra takibi başlattığını, İİK m. 72/5 hükmü gereğince %20’den az olamamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve kötüniyetli davasının reddine, haksız olarak davaya konu takibi başlatan davacı aleyhine belirtilen nedenlerden dolayı ve kanun hükmü gereğince %20′ sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir
Dava, faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, takibin 2.326,00-USD asıl alacak ve 34,89-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.360,89-USD alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 11/10/2019 tanzim ve 01/11/2019 vade tarihli fatura olduğu, 27/11/2019 tarihli ödeme emrinin 29/11/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 03/12/2019 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Bilirkişi … ve … tarafından müşterek imzalı 14/04/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davacı ile dava dışı … … arasında 26.11.2019 tarihinde imzalanan “Alacağın Temliki Sözleşmesi”nin, dava dışı temlik eden … …. şirketinin davalı şirkete sunduğu hizmetin karşılığı olan 11.10.2019 tarihli 2.326,00-USD bedelli faturaya dayandığı, bu itibarla temlikin sözleşmeden kaynaklanan, devri yasaklanmayan ve mevcut bir borcu konu aldığı, Temlike konu alacağın devrini yasaklayan bir hüküm bulunmadığından Sayın Mahkemenin davaya konu temlik sözleşmesinin muteber olduğu sonucuna ulaşabileceği, Sayın Mahkemenin; dava dışı … …. ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin, taraflarca belirlenen usule uygun feshedilmeyip sözleşme uyarınca uzadığı ve davalıya hizmetin sağlandığı, açıklanan nedenlerle dava dışı … …. tarafından talep edilebilir olduğu kanaatinde olması halinde; temlik alan davacının da bu bedeli davalıdan talep edebileceği sonucuna ulaşabileceği, ancak Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, temlike dayanak teşkil eden alacağın talep edilebilir olmaması sebebiyle temlik alanın da bu alacağın ödenmesini talep edemeyeceği sonucuna ulaşılabileceği, Sayın Mahkemenin, genel işlem koşullarının tacirler arasında uygulanmayacağı kanaatine varmasının mümkün olduğu, buna göre davacının ….İcra Müdürlüğü … e dosyasında takip tarihinde davalıdan 2.326,00 Amerikan Doları alacağının tespit edildiği, takibin bu tutar üzerinden devamı gerektiği, davalının takip tarihinde temerrüde düşmesi nedeniyle, takip öncesi faiz yürütülemeyeceği, davacı alacağının kabulü halinde takip tarihinden itibaren Dava konusu alacakta sözleşme ile belirlenmiş bir faiz oranı bulunmadığından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği Kamu Bankalarının 1 yıl Vadeli Döviz Tevdiat hesabına uygulanan faiz oranı üzerinden faiz yürütülmesi gerektiği, davacının İca İnkar Tazminatı talebinin mahkemenin takdirinde olduğu tespit ve rapor edilmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, takibin 2.326,00-USD asıl alacak ve 34,89-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.360,89-USD alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 11/10/2019 tanzim ve 01/11/2019 vade tarihli fatura olduğu, 27/11/2019 tarihli ödeme emrinin 29/11/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 03/12/2019 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 21/01/2020 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı ile dava dışı … arasında 10/10/2018 tarihli sözleşme akdedilmiş olduğu, sözleşmenin yıllık abonelik kapsamında imzalandığı, yıllık abonelik toplam bedelinin 2.326,00-USD olduğu, sözleşmenin 10.1.maddesinde her bir tarafın sözleşmenin sona ermesinden en az 30 gün öncesine kadar sözleşmeyi sona erdirdiğini bildirmediği sürece sözleşmenin otomatik olarak uzayacağının kararlaştırıldığı, bu madde doğrultusunda sözleşmenin sona erdirildiğine dair bir bildirim veya ihbara ilişkin dosya kapsamında belge bulunmadığı, böylece sözleşmenin otomatik olarak uzadığı, takip konusu faturanın 11/10/2019 tarihli 2471 sayılı 2.326,00-USD tutarlı fatura olduğu ve bu faturanın dava dışı … şirketi tarafından davalı adına düzenlendiği, davalı ile dava dışı şirketin sunulan defter kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi tarafından yapılan incelemede neticesinde sunulan cari hesap ekstresine göre dava dışı şirketin düzenlediği faturalardan dava dışı şirketin, sözleşme süresinin dolduğu 10/10/2019 tarihinden sonra da hizmet almaya devam ettiği, davalı kayıtlarında kasım ayından sonraki fatura ve ödemelerin yer almadığı, ancak davalı kayıtlarına göre dava dışı şirkete borçlu olduğu, davacı ile dava dışı … şirketi ile 26/11/2019 tarihli Alacağın Temliki sözleşmesi akdettikleri, yazılı temlik sözleşmesi uyarınca dava dışı … şirketi davalıdan olan 2.326,00-USD tutarlı fatura bedeline ilişkin alacağını davacı şirkete temlik ettiği, temlike konu faturanın hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı ve alacağın devrini yasaklayan bir durum olmadığı, alacağın sözleşmeden kaynaklandığı, mevcut borcu konu aldığı ve alacağın talep edilebilir nitelikte olduğu, böylece alacağın temlikine dair sözleşmenin geçerli olduğu, davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği tespit edildiğinden davalının takip tarihi itibariyle dava dışı … şirketine ve geçerli temlik sözleşmesinden dolayı temlik alan davacıya 2.326,00-USD borçlu olduğu, dava dilekçesinde harca esas değerin 2.326,00-USD olarak gösterildiği ve harcın da bu tutar üzerinden yatırıldığı anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının takibe itirazının 2.326,00-USD asıl alacak yönünden iptaline karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve faturadan kaynaklanan alacak likit olduğundan hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM
1-Davanın KABULÜNE,
….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 2.326,00-USD asıl alacak yönünden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı Kanun 4/a maddesi gereği Kamu Bankalarınca 1 yıl vadeli USD cinsinden mevduat hesabına uygulanan en yüksek mevduat faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 2.752,77-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 940,21-TL harctan peşin alınan 235,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 705,15TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 90,38-TL tebligat gideri, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL başvurma harcı, 235,06-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.979,84-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
7-….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2021

Katip … Hakim …