Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/474 E. 2022/62 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/474 Esas
KARAR NO :2022/62

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:12/10/2005
KARAR TARİHİ:04/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacının … … Şubesi’ndeki DM hesabına 58.000 DM mevduat yatırdığını, faiz oranının %16 olarak kararlaştırıldığını, müvekkilinin yurtdışında işçi olarak çalıştığını, Türkiye’ye geldiğinde, …’a başvurduğunda bu bankanın …’a devrolduğunu ve akabinde … tarafından el konulduğunu, hesabında para olmadığını öğrendiğini ileri sürerek 58.000 DM karşılığı 29.655 Euro’nun paranın yatırıldığı 07.11.2000 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar yıllık %16 faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dışı …’a Türkiye içindeki tüm bankalardan para çekmesi konusunda vekaletname verdiğini, paranın bu şahıs tarafından vekaletnameye dayalı olarak çekildiğini, hesap cüzdanında şube kaşesi ve yetkilisinin imzasının bulunmadığını, banka çalışanı … tarafından fiktif hesap açma ve virman işlemleri yapıldığını, davacının … Gıda İnş. A.Ş.’nin kurucu ortağı ve %20 hissedarı olan … ve …’un akrabası olduğunu, dolayısıyla kötüniyetli ve haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, banka hesabındaki paranın banka tarafından davacıya ödenmemesi nedeniyle açılan tazminat davasıdır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/10/2012 tarih … E … K sayılı kararla “Mahkememizin 2006/95 Esas,2009/289 Karar sayılı 02.06.2009 tarihli kararında direnilmesine, Davanın KABULÜNE, 29.655,00-EURO’nun tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının 07.11.2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ….” karar verilmiştir.
Hüküm davalı … … A.Ş.’den borcu üstlenen … Fonu vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/03/2020 tarihli ve 2019/11-26 Esas 2020/291 Karar sayılı ilamı ile ” Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının para yatırdığını iddia ettiği 07.11.2000 tarihinde davalı banka kasasına nakit para girişinin bulunmadığı, davacının delil olarak dayandığı hesap cüzdanına işlenen 58.000,00 DM’nin dava dışı … hesabından virman yapılarak davacı hesabına aktarıldığı ve aynı gün ters işlemle bu paranın … hesabına iade edildiği anlaşılmaktadır. 07.11.2000 tarihinde davacının hesabında yapılan işlemlerin banka çalışanı … tarafından yapıldığı, anılan banka çalışanı ile kardeşi …’ın birçok müşterinin hesabından zimmetlerine para geçirdikleri iddiası ile haklarında iddianame düzenlendiği ve yapılan yargılama neticesinde mahkûmiyetlerine karar verildiği, mahkûmiyet kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir. 27. Davacı tarafından davalı bankaya ilk olarak 07.09.1998 tarihinde 40.300,00 DM yatırılarak döviz hesabı açılmıştır. Ancak yatırılan paranın TL karşılığı davacının verdiği genel vekâletname gereğince banka çalışanı …’ın kardeşi olan … tarafından 16.10.1998 tarihinde çekilmiştir. Davacının banka müfettişi tarafından yapılan soruşturmaya sunduğu yazılı beyanında; hesabında bulunan 40.300,00 DM’nin çekildiğinden haberinin olmadığını, kimseye de hesabından para çekmesi yönünde sözlü ya da yazılı talimat vermediğini ifade etmiştir. 28. Nitekim davalı banka tarafından hazırlanan 31.12.2001 tarihli kanuni soruşturma raporunun davacı ile ilgili kısmında da; davacının bankaya yatırdığı paranın vekâletname gereğince … tarafından çekildiğinden haberinin olmadığı, 07.11.2000 tarihinde davacının bankaya gelerek hesap cüzdanını yazdırmak istediği, banka çalışanı …’ın 40.300,00 DM’nin 07.11.2000 tarihi itibariyle ulaşacağı tutar olan 58.000,00 DM’yi manuel olarak hesaplayıp … havuz hesabından davacının hesabına virman yaparak hesap cüzdanını yazdırdığı, daha sonra 58.000,00 DM’yi tekrar fiktif olarak açtığı … hesabına virman yaptığı şeklinde görüş bildirilmiştir. 29. Davacı vekili 20.03.2007 tarihli dilekçesinde, dava konusunun 07.11.2000 tarihinde yatırılan 58.000,00 DM olduğunu, 07.09.1998 tarihinde yatırılan ve 16.10.1998 tarihinde çekilen 40.300,00 DM’nin dava konusu olmadığını açıkça beyan etmiştir. Ancak davacı tarafından 07.11.2000 tarihinde hesaba para yatırıldığına dair tek delil olarak imzasız ve kaşesiz olan hesap cüzdanı sunulmuştur. Oysa banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacının 07.11.2000 tarihinde bankaya nakit para yatırmadığı tespit edilmiş ve davacı … adına davalı banka nezdinde bulunan vadeli döviz mevduat hesabına ilişkin 07.11.2000 tarihli hesap cüzdanı yazdırma talebi üzerine banka çalışanı … tarafından virman yoluyla … hesabından aktarma yapıldığı yönünde görüş bildirilmiştir. 30. Bu durumda, yukarıda bahsedildiği üzere davalı bankanın sorumluluğuna gidilebilmesi için her şeyden önce davacının 07.11.2000 tarihinde davalı bankaya 58.000,00 DM yatırdığını ispatlaması gerekmektedir. Oysa davacının delili olan hesap cüzdanında 58.000,00 DM’nin nakit yatırıldığına dair kayıt bulunmayıp cüzdanda virman (VM) kaydı bulunmaktadır. Bu itibarla 07.11.2000 tarihinde davalı bankaya herhangi bir para yatırılmadığı, hesap cüzdanının daha önce yatırılan 40.300,00 DM’nin çekildiğinin gizlenmesi amacıyla banka çalışanı … tarafından davacıyı oyalamak maksadıyla fiktif olarak düzenlendiğinin kabulü gerekmektedir. 31. O hâlde davacının 40.300,00 DM ile ilgili olarak bu davada bir talebi bulunmadığı da göz önüne alınarak davacının 07.11.2000 tarihinde 58.000,00 DM yatırdığını ispatlayamadığı kabul edilip davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. 32. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. Açıklanan nedenlerle; Davalı … … A.Ş.’den borcu üstlenen … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, ” verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Bozma ilamı doğrultusunda davacının para yatırdığını iddia ettiği 07.11.2000 tarihinde davalı banka kasasına nakit para girişinin bulunmadığı, davacının delil olarak dayandığı hesap cüzdanına işlenen 58.000,00 DM’nin dava dışı … hesabından virman yapılarak davacı hesabına aktarıldığı ve aynı gün ters işlemle bu paranın … hesabına iade edildiği anlaşılmaktadır. 07.11.2000 tarihinde davacının hesabında yapılan işlemlerin banka çalışanı … tarafından yapıldığı, anılan banka çalışanı ile kardeşi …’ın birçok müşterinin hesabından zimmetlerine para geçirdikleri iddiası ile haklarında iddianame düzenlendiği ve yapılan yargılama neticesinde mahkûmiyetlerine karar verildiği, mahkûmiyet kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
Davacı tarafından davalı bankaya ilk olarak 07.09.1998 tarihinde 40.300,00 DM yatırılarak döviz hesabı açılmıştır. Ancak yatırılan paranın TL karşılığı davacının verdiği genel vekâletname gereğince banka çalışanı …’ın kardeşi olan … tarafından 16.10.1998 tarihinde çekilmiştir. Davacının banka müfettişi tarafından yapılan soruşturmaya sunduğu yazılı beyanında; hesabında bulunan 40.300,00 DM’nin çekildiğinden haberinin olmadığını, kimseye de hesabından para çekmesi yönünde sözlü ya da yazılı talimat vermediğini ifade etmiştir.
Nitekim davalı banka tarafından hazırlanan 31.12.2001 tarihli kanuni soruşturma raporunun davacı ile ilgili kısmında da; davacının bankaya yatırdığı paranın vekâletname gereğince … tarafından çekildiğinden haberinin olmadığı, 07.11.2000 tarihinde davacının bankaya gelerek hesap cüzdanını yazdırmak istediği, banka çalışanı …’ın 40.300,00 DM’nin 07.11.2000 tarihi itibariyle ulaşacağı tutar olan 58.000,00 DM’yi manuel olarak hesaplayıp … havuz hesabından davacının hesabına virman yaparak hesap cüzdanını yazdırdığı, daha sonra 58.000,00 DM’yi tekrar fiktif olarak açtığı … hesabına virman yaptığı şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili 20.03.2007 tarihli dilekçesinde, dava konusunun 07.11.2000 tarihinde yatırılan 58.000,00 DM olduğunu, 07.09.1998 tarihinde yatırılan ve 16.10.1998 tarihinde çekilen 40.300,00 DM’nin dava konusu olmadığını açıkça beyan etmiştir. Ancak davacı tarafından 07.11.2000 tarihinde hesaba para yatırıldığına dair tek delil olarak imzasız ve kaşesiz olan hesap cüzdanı sunulmuştur. Oysa banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacının 07.11.2000 tarihinde bankaya nakit para yatırmadığı tespit edilmiş ve davacı … adına davalı banka nezdinde bulunan vadeli döviz mevduat hesabına ilişkin 07.11.2000 tarihli hesap cüzdanı yazdırma talebi üzerine banka çalışanı … tarafından virman yoluyla … hesabından aktarma yapıldığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bu durumda davalı bankanın sorumluluğuna gidilebilmesi için her şeyden önce davacının 07.11.2000 tarihinde davalı bankaya 58.000,00 DM yatırdığını ispatlaması gerekmektedir. Oysa davacının delili olan hesap cüzdanında 58.000,00 DM’nin nakit yatırıldığına dair kayıt bulunmayıp cüzdanda virman (VM) kaydı bulunmaktadır. Bu itibarla 07.11.2000 tarihinde davalı bankaya herhangi bir para yatırılmadığı, hesap cüzdanının daha önce yatırılan 40.300,00 DM’nin çekildiğinin gizlenmesi amacıyla banka çalışanı … tarafından davacıyı oyalamak maksadıyla fiktif olarak düzenlendiğinin kabulü gerekmektedir. O hâlde davacının 40.300,00 DM ile ilgili olarak bu davada bir talebi bulunmadığı da göz önüne alınarak davacının 07.11.2000 tarihinde 58.000,00 DM yatırdığını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 659,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 578,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 7.148,55-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5-Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,
İlişkin davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır