Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/396 E. 2021/380 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/396 Esas
KARAR NO : 2021/380

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni şirketin ana faaliyet konusunun et ve et mamullerinin üretilmesi olan halka açık bir anonim şirket olduğunu, davalı şirketin ise, bir gayrimenkul yatırım ortağı olduğunu, gayrimenkul yatırım ortaklarının paylarını halka arz etmesinin yani borsada işlem görmesinin mevzuat uyarınca zorunlu olduğunu, portföylerine alabilecekleri varlıklar ve yatırım yapabilecekleri kıymetlerin çok sıkı şartlara tabi tutulduğunu, vekiledeni şirketin davalı şirket hisselerini borsadan almak suretiyle söz konusu hisselere yatırım yaptığını, davalı şirketin 14.03.2018 tarihinde şirketin çıkarılmış sermayesini %60 bedelli olarak 100.0000.000-TL’den 160.000.000-TL ‘ye arttırılması yönünde karar aldığını ve 40.04.2018 tarihinde sermaye arttırım izni için SPK’na başvurduğunu, SPK’ya yapılan başvuruda sermaye arttırım gerekçesi olarak; sermaye arttırımından elde edilecek fonun tamamının banka kredilerinin ödenmesi, finansal borç tutarının azaltılması ve işletme sermayesinin ihtiyacında kullanılacağının belirtildiğini, sermaye artırımı henüz tamamlanmamış iken 23.07.2018 tarihinde şirket yönetim kurulu çıkarılmış sermayenin 160.000.000-TL ‘den 90.000.000-TL arttırılarak 250.000.000-TL ‘ye yükseltilmesi için yeni bir karar aldığını, sermaye arttırımından sağlanacak 90.000.000-TL’nin kullanım raporunun da 23.07.2018 tarihinde açıklandığını, bu esnada davalı şirketin 14.08.2018 tarihli KAP açıklaması ile sermayenin 100.000.000-TL’den 160.000.000-TL’ye arttırılmasında sermaye arttırımında elde edilen fonun kullanım yerlerine ilişkin Denetim Komitesi Raporu’nu açıkladığını, sonrasında ise 07.09.2018 tarihinde söz konusu raporu revize ettiğini, 25.10.2018 tarihinde arttırılan sermayenin tescil edilmek suretiyle sürecin tamamlandığını, şirketin 1 hafta arayla 2 bedelli sermaye arttırım kararı aldığını, şirket yönetim kurulu tarafından alınan 18.10.2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile şirketin sermaye arttırımına ilişkin gerekçelerine ve fon kullanım raporlarına tamamen aykırı bir biçimde şirket yönetim kurulu üyeleri ve diğer davalılar olan … ve … adına kayıtlı 54 adet bağımsız bölümü 54.432.000-TL bedelle satın almasına karar verildiğinin duyurulduğunu, bu durumun sermaye arttırımından elde edilen fonun izahnameye ve mevzuata aykırı bir biçimde ilişkili taraflara aktarıldığını ortaya koyduğunu, ikinci sermaye arttırımından, yani sermayenin 160.000.000-TL ‘den 250.000.000-TL ‘ye aktarılması neticesinde elde edilen fonun kullanılmasına ilişkin Denetim Komitesi Raporununda 04.02.2019 tarihinde KAP’ta duyurulduğunu, bu açıklamaların izahnameye ve mevzuata aykırılığını fark eden ve davalı şirketin bir diğer ortağı olan… A.Ş. Tarafından Bakırköy … Noterliği’nin 27.09.2018 tarih ve…yevmiye sayılı ihtarnamesiyle şirket faaliyetleri hakkında bilgi talep edildiği, davalı şirketin Beyoğlu … Noterliği’nin 17.10.2018 tarihli …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sorulan soruları cevaplar nitelikte olmayan, herhangibir bilgi içermeyen cevabi ihtarname gönderdiğini, bunun üzerine …A.Ş.’nin konuyu SPK’ya taşıdığını, bu esnada davalı şirketin izahnameye ve fon kullanım raporlarına aykırı bir biçimde elde edilen fonu ilişkili taraf olan yönetim kurulu üyelerine aktarmasının hisse senetlerinin oldukça değer kaybetmesine yol açtığını, bu belirsizlik ve hisse senetlerinin hergün daha fazla değer kaybettiği bir ortamda vekiledeninin daha fazla zarara uğramamak adına 20.02.2019 tarihinde sahip olduğu tüm … hisselerini borsada sattığını, bu işlemler neticesinde vekiledeninin 11.292.908,76-TL zarara uğradığını beyanla, davanın kabulüne, davalı ….’nin ve yönetim kurulu üyeleri … ve …’nin kusurlu davranışları sebebiyle vekiledeninin uğramış olduğu 11.292.908,76-TL zararın şimdilik 100.000-TL ‘sinin 20.02.2019 tarihinden bu yana işleyecek kısa vadeli avanslar için uygulanan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Huzurda açılmış bulunan davanın zamanaşımı sebebiyle, öncelikle usulden reddine, davanın usulden reddi talepleri kabul görmez ise huzurdaki davanın davacısının aynı teşebbüsün hakimiyeti altında bir şirketler topluğunun üyesi olması, davalıların aynı üç kişi olması ve huzurdaki dosyaya sunulan dava dilekçesi ile İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemes… Esas dosyasındaki dava dilekçesinin davacı ve zarar tutarı dışında bütün unsurlarının kelimesi kelimesine aynı olması ve İstanbul … ATM’deki davanın huzurdaki davadan önce açılmış olması sebebiyle huzurdaki dosyanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas sayılı dosyada birleştirilmesine, eğer Mahkemece davanın usulden reddi talepleri veya birleştirme talepleri kabul görmez ise, davanın esasına ilişkin olarak; müvekkilinin davalılara atfedilebilecek kusurlu davranışın gösterilememesi ve ispat edilememesi sebebiyle, davacının zararını ispat edememesi ve kusur atfedilen davranış sebebiyle zarar ortaya çıkmasının aklen ve mantıken mümkün olmaması sebebiyle, SPKn md. 32 f. 4’teki illiyet bağı karinesinden yararlanabilmek için davacının aynı fıkrada ön koşul olarak belirlenen, ispat edilemeyen zararın borsada satın alınan veya satılan sermaye piyasası araçlarının, gerçeğe uygun bilginin ortaya çıktığı tarihten hemen sonra borsada satılması veya satın alınması üzerine meydana geldiğini gösterememesinden ve alımlarını borsa dışında grup şirketinden alacağına mahsuben gerçekleştirmiş olmasından dolayı davacının SPKn md. 32 f. 4’teki illiyet bağı karinesine dayanamayacak olması sebebiyle, davacının iddia ettiği kusur ile zarar arasında dayandığı SPKn md. 32’deki f. 6 hükmünü dilekçesinde atlaması sebebiyle aynı Kanun maddesinin f. 4 hükmündeki illiyet bağı karinesine dayanamayacak olması sebebiyle illiyet bağı iddiasını ispat edememiş ve iddiasını somutlaştıramamış olması sebebiyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; davalı şirketin izahnameye ve fon kullanım raporlarına aykırı bir biçimde elde edilen fonu ilişkili taraf olan yönetim kurulu üyelerine aktarmasının hisse senetlerinin oldukça değer kaybetmesi sebebiyle, davacı şirketin borsadaki hisse senetleri satışından doğan zararın davalılardan dayanışmalı olarak tahsili talebinden ibarettir.
Getirtilip incelenen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait … Esas sayılı dosyasında da; davacı …A.Ş tarafından davalılar; …, …, … aleyhine açılan, davalı ….’nin ve yönetim kurulu üyeleri … ve …’nin kusurlu davranışları sebebiyle davacının uğramış olduğu 1.520.988,99-TL tutarındaki zararın şimdilik 100.000,00-TL’sinin tahsili talepli dava açıldığı, söz konusu dava dosyasının derdest olduğu görülmüştür.
HMK. nun 166.(1) maddesi hükmü gereğince; “Aynı yargı çevresinde, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.”
İncelenen dosyalarda; İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait…Esas sayılı dosyasında dava konusu, dava sebebi ve davalıların aynı olması, buna bağlı olarak davalar arasında bağlantı olduğu ve biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
HMK. nun 166.(1) maddesi hükmü gereğince; “Aynı yargı çevresinde, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.”
HMK.nun 166.maddesi uyarınca davanın her aşamasında, talep üzerine ya da kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirme kararı verilebileceğinden; her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle, ayrıca davaların safahatide gözönüne alınarak, Mahkememizde açılan iş bu davanın HMK. 166 maddesi ve devamı maddeleri uyarınca İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-) Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166 madde uyarınca doğrudan doğruya hukuki ve fiili bağlantı bulunan İstanbul 19 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/362 esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-) Dosyaların İstanbul 19 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/362 esas sayılı dava dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE,
3-) Esasın bu şekilde kapatılmasına,
4-) HMK 331. Maddesi uyarınca, harç, masraf ücreti vekalet tayin ve takdirine asıl davada nihai kararla birlikte karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 168/(1) maddesi uyarınca nihai kararla birlikte, tarafların İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle karar verildi. 20/05/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Katip …
¸e-imzalıdır.