Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/395 E. 2020/541 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/395 Esas
KARAR NO : 2020/541
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilin davalı yan bankanın İstanbul/… şubesi … İBAN numaralı müşterisi olduğunu, bahse konu hesabında en son 13.200,00 TL bulunduğunu, kendisi tarafından hiçbir işlem yapılmamasına rağmen, güncel bakıyenin 10.440,00 TL olarak göründüğünü, bu tutarın da davalı banka tarafından koyulan bloke nedeniyle uzun süreden beri müvekkil tarafından kullanılamamakta olduğunu, keşide edilen ve PTT aracılığı ile iadeli taahhütlü olarak davalı bankaya sunulan 28/12/2018 tarihli ihtarname keşide edildiğini, ihtarname ile müvekkil hesabına konulan blokenin kaldırılması ile bloke tutarının tamamının tarafına ait hesaba aktarılması hususlarının ihtar edildiğini, davalının esaslı bir yanılgı içerisinde olduğunu ve verilen cevabın hukuki dayanağının olmadığnı, müvekkilin davalı nezdinde çek hesabının bulunmadığını, kefil olduğu Genel Kredi Sözleşmesinden dolayı 3.kişiye ait çek yaprak bedellerinin de müvekkile yansıtılmayacağını, kredi sözleşmesi ve iddia edilen çek hesabı ve çek defteri 2012 tarihinden önce olduğu bankanın ödeme sorumluluğu dahi bulunmadığını, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla hesap üzerindek blokenin kaldırılmasını, blokeli tutarın blokenin konulduğu tarihten itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte hüküm altına alınmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/11/2020 tarihli beyan dilekçesinde; görülen lüzum üzerine işbu davadan feragat ettiklerini, dosyada mevcut olan vekaletnamede de yetkilerinin bulunması nedeniyle feragat yönünde karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin dosyada sunulan vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin açıkça yer aldığı görülmüştür.
Davadan feragat H.M.K.’nun 307. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K.’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacı vekili 04/11/2020 tarihli beyan dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirmiş, davalı vekili ise 10/11/2020 tarihli beyan dilekçesi ile feragat nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmişlerdir. Davacı vekilinin ve davalı vekilinin dosyada mübrez vekaletnamelerinde feragat yetkisinin açıkça yer aldığı görüldüğünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davadan feragat ilk celseden önce vuku bulduğundan Harçlar Kanunu 22. maddesi uyarınca karar ve ilam harcının 1/3’ü olan 18,13-TL harcın peşin alınan 341,55-TL den mahsubu ile bakiye 323,42 TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
3-HMK 312/1 maddesi uyarınca yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
5-Davalı vekili, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını açıkça beyan ettiğinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
Dair tarafların yokluğunda; gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

“5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”