Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/393 E. 2022/863 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2020/393 Esas
KARAR NO:2022/863

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/08/2020
KARAR TARİHİ:28/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında “Makine Satış Sözleşmesi” 09.06.2017 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdiğini,
davacı şirket söz konusu satış sözleşmesi doğrultusunda … Model akülü istif
makinesini teslim ettiğini, Taraflarca satış fiyatı olan 10.620 Euro’nun ödenmesi sözleşmenin 5.maddesinde belirlenmiş
olduğunu davalı alıcı şirkete kreşi kartı ile 6 taksitte ödeme yapılabileceği imkân sağlandığını, Sözleşmenin 5. Maddesi 2. Fıkrasında “tüm ödemeler Euro bazında yapılacak olup taksitli kredi
satışlarında TL olarak yapılan ödemelerde taksit ödeme tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru esas
alınacak olup, ödenen tutar ile Euro karşılığı arasındaki kur farkları KDV bedeli ile birlikte karşılıklı
olarak faturalandırılacaktır.” Hususunda anlaşmaya vardıklarını davalı şirketin kredi kartı ile yapmış olduğu ödemelerden kaynaklanan kur farkı talep etme zorunluluğunun olduğunu,
Bu bağlamda taraflarca imza altına alınan sözleşme hükümleri gereğince davalı şirket tarafından
ödemenin kredi kartına taksitle TL olarak yapılmasından ötürü söz konusu 10.08.2018 tarih ve L
… seri nolu fatura kur farkı alacağına istinaden düzenlendiğini, ödemenin yapılmasına ilişiklin ihbarname keşide edildiğini, davalı şirket tarafından ihtarnameye
haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz edildiğini, davacı tarafından alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı
tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesiyle haksız ve yersiz şekilde itiraz edildiğini, icra
takibinin durdurulduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın iptali, icra takibinin devamı ile alacağın ticari avans faizi ile
tahsiline, yargılama gideri, icra masrafları ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar
verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde: Yetki ve görevli mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazında
bulunduklarını,
İcra takibinden yaklaşık 1 yıl sonra arabuluculuk başvurusu yapıldığını ve yine yaklaşık 1 yıl sonra
da huzurdaki davanın ikame edildiğini, itirazın iptali açma süresi 1 yıl olduğunu bu süre geçtikten
sonra dava açılmış olması sebebiyle davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle reddi
gerektiğini, taraflar arasında bir alım-satım işlemi yapıldığını ve davalı davacıdan toplam 10.620 Euro
tutarında (1Euro= 3.94449) makine aldığını ve karşılığında 41.139,58 TL’yi aynı gün 3 ayrı kredi
kartı ile ödediğini, davacının 1 yıl sonra 10.08.2018 tarihinde kur farkı faturası düzenlemek sureti ile KDV dahil
5.178,77 TL talep ettiğini, davalının böyle bir borcu bulunmadığı için bu faturayı kabul etmediğini
ve ödemediğini, davacı tarafın haksız alacağın tahsili için haksız yere icra takibin başlattığını, taraflar arasında yapılan yazılı ve davalının imzaladığı ve taksitlerin kredi kartından ödendiği gün
Euro’ya çevrileceği ve ödeme tarihi itibariyle kur farkı bulunması halinde ödeneceği yönünde bir
anlaşma olmadığını davalı aldığı makinenin borcunu aynı gün kredi kartı ile ödediğini ve borcunu
kapattığını, bu sebeple açılan takip ve huzurdaki davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu davanın
reddi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle öncelikle davanın yetki yönünden reddine, davanın 1 yıllık hak
düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle reddine, davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20
oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılamam giderleri ve vekâlet ücretinin karı
tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davanın; Kur farkı nedeni ile düzenlendiği belirlenen faturadan kaynaklı alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası sureti incelendiğinde; alacaklının …AŞ, borçlunun … Oto Tekstil İnşaat Sanayi Ve Ticaret AŞ olduğu, takibin 5.178,77-TL asıl alacak ve 154,28-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.333,05-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının10/08/2018 tarihli 5.178,77-TL tutarlı fatura olduğu, 14/11/2018 tarihli ödeme emrinin tebliğine dair mazbatanın takip dosyası içerisinde bulunmadığı ancak borçlunun borca itiraz dilekçesi ekinde sunduğu mazbatada tebliğ tarihi 15/11/2018 olarak yazdığının görüldüğü, borçlunun 19/11/2018 tarihinde, süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan Mali bilirkişi … tarafından imzalı 02/09/2021 tarihli talimat raporunda özetle; Davalı şirketin dosyaya sunmuş olduğu 2017 yılı Ticari defteri 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 224 ve 225. maddeleri ile 6762 Sayılı eski T.T. Kanunun 66. Maddesi ve 6102 Sayılı – Yeni T.T. Kanunun 64. Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiki zorunlu Yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, Takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere sahibi lehine delil teşkil edebileceği Davalının incelen defter kayıtlarına göre davacıdan 41.894,94TL tutarında fatura aldığı ve davacıya 41.894,00TL ödemede bulunduğu, davalının davacıya bakiye borç ve alacak kaydının görülmediği, Davalın davacıya 41.894,00TL yapmış olduğu ödemeyi kredi kartına 6 taksit seçeneği ile ödediği, 09.06.2017 tarihinde Taraflar Arasında Düzenlenen Makine Satış Sözleşmesinin 5.maddesinde “Tüm ödemeler Euro bazında yapılacak olup, taksitli kredi kartı satışlarında TL olarak yapılan ödemelerde taksit ödeme tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru esas alınacak olup, ödenen tutar ile Euro karşılığı arasındaki kur farkları KDV bedeli ile birlikte karşılıklı olarak faturalandırılacaktır.” Şeklinde hüküm olduğu, Öncelikle Bilirkişi olarak 6754 sayılı Bilirkişi Kanunu kapsamında yapılan irdeleme de sadece olaylar ve rakamlar incelenmiş olup kur farkı hesaplamaları yapılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin nitelendirilmesinin, sözleşme maddelerinin yorumlanması gibi hukuki bilgiyi gerektirecek hususlarda hukuki değerlendirme yapılmayacağı, bu konunun takdirinin Mahkemeye ait olduğu, davalının davacıya yapmış olduğu ödeme taksit ödeme tarihlerine göre yapılan hesaplama neticesinde; en son taksit ödemesinin yapıldığı 13.11.2017 tarihi itibari ile 606,67 EURO ve aynı tarihteki TL değerinin ( 606,67*4,5102) — 2.736,20 TL’sı, olduğu, Davacı davalıya 10.08.2018 tarihinde 825,96 Euro değerinde, 6,2700 Euro kur değeri ile fatura düzenlediğini faturanın açıklama bölümünde belirttiği, düzenlediği fatura tutarının KDV dahil 5.178,77 TL tutarında olduğu, davacının fatura düzenlediği tarihteki TCMB Döviz Satış Kuru esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde(606,67 Euro*6,8204) 4.137,71 TL kdv dahil fatura düzenlemesi gerektiği, 09.06.2017 tarihinde Taraflar Arasında Düzenlenen Makine Satış Sözleşmesi Mahkemece kabulü durumunda; Davacının davalıdan 606,67 EURO alacaklı olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce alınan Mali bilirkişi … tarafından imzalı 15/11/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı şirketin 2019-2020-2021 yılına ait Ticari defterleri ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85md ve HMK 222. Maddesi gereğince delili niteliğine haiz olabileceği, Davalı tarafından davacı tarafa yapılan taksitli ödemelerin tarihlerine göre yapılan hesaplama neticesinde; en son taksit ödemesinin yapıldığı 13.11.2017 tarihi itibariyle 825,95 € ve aynı tarihteki TL değerinin 3.725,20TL’si olduğu, Ancak davacı tarafından davalı tarafa 10.08.2018 tarihinde 825,96Euro değerinde 6.2700 Euro kur değeri ile fatura düzenlediğini faturanın açıklama bölümünde belirttiği, düzenlediği fatura tutarının KDV dahil düzenlediği fatura tutarının KDV Dahil 5.178,77TL tutarında olduğu görülmekle Davacı tarafın fatura düzenlediği tarihteki TCMB Döviz Satış Kuru esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde (825,96EuroX 6.8204)-5.633,37TL KDv Dahil alacak bakiyesinin olduğu ve bu tutar üzerinden fatura düzenlemesi gerektiği, … 02.09.2021 tarihli Bilirkişi Raporu sonuç kısmında TCMB Döviz Satış Kuru esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde (606,67 Euro*6,8204) — 4.137,71 TL KDV olarak hesaplama yapılmış kur farkı hesaplanmasında ki 219,28 Euro olup bu tutarın tarafların ticari defterlerine ödemelerin farklı tarihlerde kaydetmesi ve farklı kurların kayıt altına alınmasından kaynakladığının tespit edildiği, 09.06.2017 Tarihinde Taraflar arasında Düzenlenen Makine Satış Sözleşmesinin Mahkemece kabulü halinde davacı tarafın davalı tarafından (825,96EuroX 6.8204)-5.633,37TL Alacaklı olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce alınan Mali bilirkişi … tarafından imzalı 18/04/2022 tarihli ek raporunda özetle; mahkemenin talebi doğrultusunda bilirkişi raporu ile ibraz edilen bilgi ve belgelerin yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda kök rapordaki görüşlerin aynen geçerli olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası sureti incelendiğinde; alacaklının …AŞ, borçlunun … Oto Tekstil İnşaat Sanayi Ve Ticaret AŞ olduğu, takibin 5.178,77-TL asıl alacak ve 154,28-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.333,05-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının10/08/2018 tarihli 5.178,77-TL tutarlı fatura olduğu, 14/11/2018 tarihli ödeme emrinin tebliğine dair mazbatanın takip dosyası içerisinde bulunmadığı ancak borçlunun borca itiraz dilekçesi ekinde sunduğu mazbatada tebliğ tarihi 15/11/2018 olarak yazdığının görüldüğü, borçlunun 19/11/2018 tarihinde, süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 11/08/2020 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş olup davalı borçlunun borca itiraz dilekçesi incelendiğinde; taraflar arasındaki akdi ilişkinin inkar edilmediği, hatta aralarında hukuki ilişki olduğunun kabul edildiği görülmüştür. Böylece taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu hususu çekişmesizdir. Bu durumdu Yetkili Mahkeme HMK 6.madde uyarınca davalı/borçlunun davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri Mahkemesi (Nilüfer/…) ve takip konusu bir para alacağı olduğundan TBK 89/1.madde uyarınca alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri Mahkemesi (Kartal/İstanbul) yetkilidir. Bu durumda HMK 6.madde ve TBK 89/1.maddeye göre Mahkememiz yetkisizdir. Ancak davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen 09/06/2017 tarihli Makine Satış Sözleşmesi’nde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını iddia etmiş, ancak anılan sözleşme verilen süre içerisinde davacı vekilince sunulmuş olup yapılan incelemede sözleşmenin 9.maddesinde İstanbul Mahkemeleri yetkili kılındığı ve HMK 17.madde uyarınca mahkememizin yetkili olduğu anlaşıldığından yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Talimat Mahkemesi ve Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere, davacının ve davalının incelenen defterlerinin lehine delil teşkil ettiği, incelenen davalı defterlerine göre davalının davacıya ilişkin borç-alacak kaydının bulunmadığı ancak incelenen davacı defterlerine göre davacının cari hesabında borç-alacak bakiyesinin bulunmadığı, ancak davacının davalı adına düzenlemiş olduğu 10/08/2018 tarihli L … seri numaralı 5.178,77-TL tutarlı kur farkı alacağına ilişkin fatura bulunduğu, davacının bu faturaya ilişkin olarak davalı adına … 15. Noterliği 17/09/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide ettiği, davalının da davacıya … 18. Noterliği 25/09/2018 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarname keşide ettiği görülmüştür. Bu durumda davacı ve davalı defter kayıtları birbiri ile uyuşmamakta ancak davacının davalıya keşide ettiği ve davalının da cevaben keşide etiği ihtarnamelerden davacının davalı adına düzenlemiş olduğu kur farkı faturasının tarafların bilgisinde olduğu hususu çekişmesizdir. Davacının davalı adına düzenlediği 10/08/2018 tarihli kur farkı faturası (5.178,77-TL olarak) davalının bilgisi dahilinde olmakla beraber davalı taraf kur farkı faturasını kabul etmediğini beyan etmektedir. Bu durumda çözülmesi gereken husus, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının davalıdan kur farkı alacağı talep edip edemeyeceği ve şayet talep edebilecek ise tutarına ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen ve Makine Satış Sözleşmesinin 5.maddesinde; “…tüm ödemeler Euro bazında yapılacak olup taksitli kredi kartı satışlarında TL olarak yapılan ödemelere taksit ödeme tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru Esas alınacak olup, ödenen tutar ile Euro karşılığı arasındaki kur farkları KDV bedeli ile birlikte karşılıklı olarak faturalandırılacaktır…” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme kapsamında taraflar arasındaki sözleşmeye konu makinenin satış bedelinin KDV dahil 10.620,00-Euro olduğu ve ödemenin 6 taksitle yapılacağının kararlaştırıldığı ve davalı tarafından taksitlerin kredi kartından TL olarak davacıya ödendiği belirlenmiştir. Bu durumda sözleşmenin 5.maddesine göre davacının davalıdan kur farkı alacağı talep etme hakkının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bu durumda davacının sözleşmenin 5. Maddesine göre taksit ödeme tarihindeki kur esas alınarak ödenen tutar ile Euro karşılığı arasındaki kur farkını talep edebilecek olup, talimat Mahkemesince alınan bilirkişi …’in raporunda kur farkı alacağı toplamı 606,67-Euro olarak hesaplanmış, Mahkememizce alınan …’ın raporunda ise kur farkı alacağı 825,95-Euro olarak hesaplanmıştır. Raporlar arasındaki farklılığın nedeninin …’in raporunda taksit ödeme tarihlerinin 13/06/2017-13/11/2017 arasında 6 taksit olarak hesaplanırken, …’ın raporunda 16/07/2017-13/12/2017 tarihleri arasında 6 taksit olarak hesaplanmasından kaynaklandığı, davalının cevap dilekçesinde taksitlerin 12/07/2017 tarihinden başlamak üzere 6 taksitte çekildiğini ve son taksitin karttan çekilme tarihinin 12/12/2017 olduğunu kabul etmiş olup, davalı tarafın taksit ödeme tarihlerine ilişkin beyanından da …’ın kök raporunun 11.sayfasında yer alan tablodaki tahsilat tarihlerinin esas alınması gerektiği ve netice olarak pos tahsilat tarihindeki TL cinsinden ödemelerin pos tahsilat tarihindeki Euro karşılığı arasındaki farkın toplam 825,95-Euro olduğu kanaatine varılmıştır. Her iki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının davalı adına düzenlediği 10/08/2018 tarihli kur farkı fatura tarihi itibariyle TCMB Döviz Satış Kuru 6,8204-TL olduğundan davacının davalıdan talep edebileceği tutarın (825,95-Euro x 6,8204-TL=) 5.633,37-TL olduğu belirlenmişse de dava dilekçesi ekinde sunulan 10/08/2018 tarihli fatura üzerinde TCMB Döviz Satış Kuru 6,2700-TL olarak esas alındığından fatura bedelinin 5.178,77-TL olduğu anlaşılmış olup davacının talebi ile bağlı kalınarak davalıdan 5.178,77-TL asıl alacak talep edebileceği anlaşılmış, davacının takip ve dava konusu fatura bedelinin ödenmesi hususunda davalıya keşide ettiği … 15. Noterliği 17/09/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ve davalının da davacıya … 18. Noterliği 25/09/2018 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ve … 15. Noterliğine ilişkin ihtarnamenin 19/09/2018 tarihinde tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatası dikkate alındığında davacının davalıyı ihtarname ile verilen 3 günlük sürenin bitimi itibariyle takip öncesi 24/09/2018 tarihinde temerrüte düşürdüğü ve davacının işlemiş faiz de talep edebileceği anlaşıldığından davalının takibe itirazının iptali ile davacı alacaklının talebi ile bağlı kalınarak takibin aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
26/11/2022 tarihli celse kısa kararının 5 nolu maddesinde davacı lehine maktu vekalet ücreti olarak 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmişse de dava değerinin ve gerekçeden anlaşıldığı üzere hükmolunan tutarın toplam 5.333,05-TL olduğu ve dava değerinden daha yüksek vekalet ücretine hükmedildiği belirlendiğinden AAÜT’nin 13/2.maddesinde hükmedilen ücretin kabil veya reddedilen miktarı geçemeyeceği açıkça düzenlendiğinden ve 6100 sayılı HMK’nın 305/1.maddesinde Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği ve hüküm tebliğ edilmişse hâkimin, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemeyeceği düzenlenmiş olup, hükümdeki vekalet ücretine ilişkin kısmın AAÜT 13/2.maddeye göre açık hata niteliğinde olduğu değerlendirilmiş ve hükmün duruşmada taraflara tefhim edildiği ve taraflara henüz tebliğ edilmemiş olduğu anlaşıldığından hükümdeki bu açık hatanın resen düzeltilebileceği anlaşıldığından hükmün 5.maddesinin “5-)Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.333,05-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde tashihine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-)Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin aynı koşullarda devamına,
2-)Alacağın %20 oranında 1.066,61-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Karar tarihi itibariyle alınması gereken 364,30-TL harctan peşin alınan 64,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 299,69-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 224,75-TL tebligat gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL başvurma harcı, 64,61-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.851,56-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.333,05-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır