Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/376 E. 2022/922 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/376 Esas
KARAR NO :2022/922

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:16/09/2014
KARAR TARİHİ:21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Akaryakıt sektöründe uzun yıllardır uygulanan yerleşik sisteme paralel şekilde müvekkilinin de bayilerinin faaliyet gösterdiği istasyonların bulunduğu taşınmazlara ilişkin olarak uzun süreli intifa veya kira anlaşması tesis ettiğini,bu intifa veya kira sözleşmesinin süresi ile doğru orantılı olarak da bayilerine,istasyon geliştirme desteği,peşin satış destek primi,ayni/nakdi kredi,ariyet emtia ve ekipman verdiğini ve bazı istasyonlara da direkt yatırım yaptığını, müvekkili şirketin bayilerine yaptığı ödeme ve yatırımların tutarının taraflar arasında kurulan ticari ilişkinin süresi ile doğru orantılı olduğunu,Rekabet Kurulunun 05.03.2009 tarih,09-09/187-56 ve 09-09/187-57 sayılı kararlarına istinaden Rekabet Kurumunun internet sitesinde 12.03.2009’da yayınlanan duyuru ile akaryakıt sektöründe,bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman,kredi,kira gibi ayni ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin,rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı,bu tür anlaşmaların varlığı halinde,beş yılı aşan süreler bakımından,2002/2 Sayılı Tebliğ ile tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının kamuoyuna açıklandığını,buna göre sözleşmelerin belirtilen süreleri aşan kısmının 4054 Sayılı Yasanın 4.maddesine aykırı hale geldiğini ve aynı yasanın 56.maddesi uyarınca geçersiz sayıldığını,sözleşmelerin geçersiz kalan süresine ilişkin olarak yerine getirilmiş edimlerin geri istenmesi durumunda,BK’nun sebepsiz zenginleşme halinde iadenin kapsamını belirleyen 63.ve 64.maddelerinin uygulanması gerektiğini,yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre sebepsiz zenginleşme hangi yolla gerçekleşmiş olursa olsun,sebepsiz zenginleşenin,aleyhine zenginleştiği tarafa geri verme borcu altında olduğunu,iktisap edilen şeyin getirdiği semereler ve sağladığı diğer yararlarında zenginleşmenin kapsamına dahil olduğunu,geçerli bir sebep olmadan ya da başta geçerli olup ta sonradan geçersiz hale gelen bir sebebe dayanarak ifa edilmiş edimlerin karşılıklı ve eksiz iadesinin denkleştirici adalet düşüncesine dayandığını,müvekkili ile davalı arasındaki rekabet hukuku anlamındaki dikey anlaşmanın,Rekabet Kurumunun tebliğ ve kararları doğrultusunda, öngörülen zamandan önce,03.09.2010 tarihi itibarıyla 2002/2 Sayılı Tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlandığını,bu nedenle davalının gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere peşinen sağladıkları kazanımları ve semerelerini faizleriyle birlikte müvekkiline iade etme yükümlülüğü olduğunu,…vs.” belirterek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla,geçersiz kalması nedeniyle müvekkili şirketin kullanamadığı,bakiye intifa süresine kıstalyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 41.000.18.TL’nin iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte,ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede davalının bu iktisap sayesinde elde ettiği tüm semerelerin karşılığı olarak ta 126.375,09.TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte,taraflar arasındaki dikey anlaşmanın tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle,istasyon zemin betonu,istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibarıyla ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 4.217.68.TL’nin iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte,davalı nam ve hesabına ödenmiş olan 3.579,67.TL terkin harcının dava tarihinden itibaren avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle;”Davacının dayanak aldığı Rekabet Kurulu kararının yalnızca tespit/görüş mahiyetinde olduğunu,intifa hakkı sahibi dağıtıcılar hakkında herhangi bir yaptırım öngörülmediğini, Rekabet Kurulu kararı gereğince Bayilik Sözleşmesinin 18.09.2010 tarihinde geçersiz hale geleceğini,davacının bu davada muhtemel zararını talep ettiğini,davacının talebinin dava tarihinden sonraki bir döneme ilişkin olduğunu ve hukuken kabul edilemeyeceğini,BK’nun 63.ve 64.maddelerine göre,sebepsiz zenginleşenin,zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu kanıtladığı kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlü olduğunu,zenginleşenin ancak zenginleşmeyi kötü niyetle elden çıkarmışsa zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlü olduğunu,asıl olanın iyi niyet olduğunu,müvekkilinin kötü niyetinden söz etmenin mümkün olmadığını,müvekkili iyi niyetli olduğundan iade borcunun BK.63/1 maddesi gereğince elinde kalan kısım kadar olduğunu,müvekkilinin tüm parayı tesis için harcadığını ve elinden çıkardığını,bu nedenle müvekkilinin geri verme borcu bulunmadığını,taraflar arasındaki protokolün 9.maddesine göre,resmi bir makamın ruhsatın iptali veya kamulaştırma gibi emir ve müdahalesi gibi sebeplerle sözleşmenin sona ermesi halinde tarafların birbirlerinden tazminat talep edemeyeceğini,taraflar arasındaki sözleşmenin resmi bir makamın karar ve müdahalesi sonucu sona ermese nedeniyle davacının müvekkilinden tazminat talep etme hakkı bulunmadığını,…vs.” beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Dava, 30/12/2010 tarihinde açılmış olup İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sırasına kayıtlı iken yeni Ticaret Mahkemelerinin kuruluşu nedeniyle dosya paylaşımı neticesinde …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sırasına kaydedilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; 10/10/2012 tarihli 2012/2018 karar sayılı kararında “Davacının intifa bedelinin semereleri ve sabit yatırım bedellerine ilişkin istemlerinin reddine, Diğer istemlerinin kısmen kabulü ile 40.692,80TL intifa bedeli ve 3.579,67TL toplamı 44.272,47TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline, İntifa bedeline ilişkin fazla istemin reddine” karar verilmiş, karar Yargıtay 19. HD 02/12/2013 tarih 2013/2844 esas 2013/19144 karar sayılı ilamında “Davacı lehine taşınmazda tesis edilmiş olan intifa hakkının intifa sözleşmesinde belirlenen süreden önce ve yine dava tarihinden önce fek edilmiş olduğu dosya içeriği ile sabittir. Bu durumda mahkemece, davacının talebi gözetilerek davacının bedelini ödeyerek yaptırılmış bulunan sabit yatırımların taşınmaz değerine bir artırım, fayda sağlayıp sağlamadığı bu sabit yatırımlar kullanılmak suretiyle davalının ticari faaliyetini sürdürüp sürdürmediği, sabit yatırımların ticari faaliyetine katkısı hususları üzerinde de yeterince durulup, bu yönlerde araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir” gerekçesi ile bozulmuş, Yargıtay 19. HD 12/05/2014 tarih 2014/5970 esas 2014/8988 karar sayılı karar düzeltme isteğinin reddi kararı üzerine dosya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… esas sırasına kaydedilmiş, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya Mahkememize aktarılarak Mahkememizin 2014/… esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2014/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; 15/02/2017 tarihli 2017/68 karar sayılı kararında “Davanın intifa bedelinin semereleri ve sabit yatırım bedellerine ilişkin istemlerinin reddine, Diğer istemlerin Kısmen Kabulü ile 40.692,80-TL intifa bedeli ve çeşitli tarihlerde ödenmiş vergi tutarı 3.579,67-TL olmak üzere toplam 44.272,40-TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiş, karar Yargıtay 19. HD 29/05/2019 tarih 2017/3169 esas 2019/3587 karar sayılı ilamında “Davacı vekilinin temyiz istemine gelince, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir. Dairemiz bozma ilamında “Davacı lehine taşınmazda tesis edilmiş olan intifa hakkının intifa sözleşmesinde belirlenen süreden önce ve yine dava tarihinden önce fek edilmiş olduğu dosya içeriği ile sabittir. Bu durumda mahkemece, davacının talebi gözetilerek davacının bedelini ödeyerek yaptırılmış bulunan sabit yatırımların taşınmaz değerine bir artırım, fayda sağlayıp sağlamadığı bu sabit yatırımlar kullanılmak suretiyle davalının ticari faaliyetini sürdürüp sürdürmediği, sabit yatırımların ticari faaliyetine katkısı hususları üzerinde de yeterince durulup bu yönlerde araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla bu husus davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Mahkemece bozma ilamında belirtildiği şekilde taşınmazda konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılıp bozma ilamında belirtilen hususlar konusunda tespit ve inceleme yapılarak, davacı tarafından yaptırılan sabit yatırımların taşınmazın değerine bir artırım sağlayıp sağlamadığı tespit edilerek, davalının da yine aynı yerde aynı şekilde ticari faaliyetini sürdürmesi nedeniyle sabit yatırımların taşınmaza ve davalıya ekonomik katkısı olacağı kuşkusuz olup sabit yatırım bedellerinin dava tarihi itibariyle piyasa rayiç değerleri tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereği yerine getirilmeksizin eylemli direnme şeklinde yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesi ile bozulmuş, Yargıtay 19. HD 23/06/2020 tarih 2019/3336 esas 2020/1195 karar sayılı karar düzeltme isteğinin reddi kararı üzerine dosya Mahkememizin 2020/376 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılmak suretiyle bozma ilamı doğrultusunda istenen hususlarda rapor tanzimi için talimat yazılmıştır.
Talimatla alınan 25/11/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; sabit yatırımların kullanılmadığı, taşınmaza veya davalıya ekonomik katkısı olmadığı, dosyada ve yerinde yapılan incelemede sabit yatırımlara ilişkin veri bulunmadığı, talep konusu saha betonu ve elektrik tesisatı yatırımının işin kapsamı dikkate alındığında pompa sahasına ilişkin olabileceğinin değerlendirildiği ve bu halde de sabit yatırımların yapıldığı değerlendirilen alanda yenileme yapıldığından devralanın ticari faaliyetine katkısının bulunmadığı belirlenmiştir.
Bozma ilamında her ne kadar davalının aynı yerde ticari faaliyetini sürdürmesi nedeniyle sabit yatırımların taşınmaza ve davalıya ekonomik katkısının olacağı kuşkusuz olduğundan sabit yatırım bedellerinin dava tarihi itibariyle piyasa rayiç değerleri tespit edilerek hüküm altına alınması istenmişse de bozma sonrası talimat Mahkemesi aracılığıyla taşınmazın bulunduğu yerde inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen bilirkişi raporunda açıkça; Petrol ofisi dönemini kapsayan intifa süresinde … Otomasyon Firması tarafından yapılan akaryakıt tankları ve bu tankların yeraltı mekanik tesisat ve elektrik kablolama işlerini kapsayan sabit yatırımların kullanılmadığı, taşınmaza ve davalıya ekonomik katkısının olmadığı, istasyon binasının yerinin değiştiği, saha betonunun yenilendiği belirtildiğinden; özellikle sabit yatırımların kullanılmaması, istasyon binasının yerinin değişmesi ve saha betonunun yenilenmesi dikkate alındığında alanında uzman bilirkişilerce yapılan tespitler doğrultusunda bozma ilamı kapsamında Mahkememizce yapılabilecek başkaca işlem kalmadığından anılan tespitlere göre davacının davalıdan talep edebileceği sabit yatırım bedeli bulunmadığından; eylemli direnme şeklinde olmadığı belirtilmek suretiyle bozma kapsamında yer alan hususa ilişkin bozma sonrası yapılan tespitler sonrası neticede değişiklik olmaması nedeniyle sabit yatırım bedeline ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Hüküm altına alınan diğer hususlarda temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi nedeniyle tesis edilen intifa hakkı için ödenen bedelden, intifa hakkının kullanıldığı süre düşüldükten sonra 08/10/2010 tarihinden davacının kullanma hakkına sahip olduğu ancak kullanma imkanına sahip olmadığı bakiye süreye ilişkin iadesi gereken tutar olarak belirlenen 40.692,80-TL intifa bedeli ve bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda belirlenen davacının davalı nam ve hesabına ödediği 3.579,67-TL terkin harcı ve masrafı olmak üzere toplam 44.272,47-TL alacağın davalıdan tahsiline ve intifa bedeline ilişkin fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
40.692,80-TL intifa bedeli ve çeşitli tarihlerde ödenmiş vergi tutarı 3.579,67-TL olmak üzere toplam 44.272,47-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İntifa bedeline ilişkin fazlaya dair talebin reddine,
İntifa bedelinin semereleri ve sabit yatırım bedellerine ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 3.024,25-TL harçtan peşin alınan 2.712,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 312,00-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 652,20-TL tebligat/ posta gideri, 400,00-TL araç ücreti, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.052,20-TL’nin haklılık durumuna göre 772,29-TL tutarındaki kısmı ile 17,15-TL başvurma harcı, 2.712,25-TL peşin harç, 2,75-TL vekalet harcı, 619,30-TL keşif harcı olmak üzere toplam 4.123,74-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 20.635,02-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

TALEP : 41.000,18-TL intifa bedeli
3.579,67-TL terkin harcı
126.375,09-TL intifa bedeli semereleri
4.217,68-TL sabit yatırım bedeli
Toplam :175.172,62-TL

KABUL : 40.692,80-TL intifa bedeli
3.579,67-TL terkin harcı
Toplam :44.272,47-TL

RED : 307,38-TL intifa bedeli
126.375,09-TL intifa bedeli semereleri
4.217,68-TL sabit yatırım bedeli
Toplam :130.900,15-TL