Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/374 E. 2023/374 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/374 Esas
KARAR NO :2023/374

DAVA:Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ:16/08/2018
KARAR TARİHİ:10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, müvekkili şirkete ait, “… yolu 4.kilometre …/…” adresinde bulunan hububat depolama tesislerinde 02.06.2016 tarihinde yıldırım düşmesi sonucunda depo kantarında, depoda mevcut yakıt pompasında, bilgisayarlarda ve güvenlik kameralarında hasar meydana geldiğini, müvekkili şirkete ait bahse konu depolama tesislerine ilişkin olarak … …’nden … sayı ve 07/03/2016-2017 vadeli ” kapsamlı işyeri sigortası” yaptırıldığını, müvekkili şirketin meydana gelen zararın sigorta poliçesi uyarınca tazmin edilmesi istemiyle davalı … …’ye başvuru yapıldığını, 7/… sayılı hasar dosyası açıldığını, kapsamlı işyeri sigorta poliçesi kapsamında hasarın giderilmesini talep edildiğini ancak hasarın poliçede voltaj yükselmesi sonucu oluşacak zararlar için teminat bulunmadığından ve ayrıca Yangın Sigortası Genel Şartlarında yıldırımın doğrudan sebebiyet verdiği zararlar teminat altına alınmadığından zarar talebinin reddedildiğini, bu nedenle hasarı kendisinin karşılamak zorunda kaldığını, yıldırım çarpması ile voltaj yükselmesi arasında doğrudan irtibat olduğunu beyanla, müvekkili şirkete ait işletmede oluşan zarar bedeli olan 34.354,00 TL davalı tarafından sigorta başvurusuna dair red yazısının yazıldığı 28/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faiziyle birlikte davalı yandan tazmini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, TTK’nın 1420.maddesi uyarınca ve Yangın Sigortası Genel Şartları C.10 maddesine göre talebin zamanaşımına uğradığını, ekspertiz raporunda yıldırım düşmesi sonucu elektriksel nedenlerle cihazların arızalanmasına sebebiyet verdiği, yıldırım düşmesi ile oluşan voltaj yükselmesi sonucu meydana geldiği, poliçede makine kırılması ve elektronik cihaz teminatı olmadığı için hasarın kapsam dışı olduğunun değerlendirildiğini, doğrudan nedenin yıldırım düşmesi değil, voltaj yükselmesi olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava, İş yeri Sigorta Poliçesi kapsamında hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasanın 1420. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482’nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten altı ay geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, bu alacağın muacceliyet tarihini düzenleyen Yasanın 1427/1.maddesi uyarınca da sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446.maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olacağı, somut durumda, ihbar 03/06/2016 tarihinde yapılmış olup Yasa gereğince 45 gün sonrasından itibaren başlayacak olan zamanaşımı süresi dava tarihi itibari ile dolduğu gerekçesiyle 12/06/2019 tarihinde 2019/521 karar sayılı kararında davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin … sayılı kararının davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine dosya istinaf incelemesi için İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Mahkememizin 12/06/2019 tarih … sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, verilen bu kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul BAM’a gönderildiği,
İstanbul BAM 17. HD nin 07/07/2020 tarih 2019/3608 Esas 2020/1497 Karar sayılı ilamı ile; “…Yukarıdaki açıklanan ilkeler karşısında somut olay incelendiğinde, dava konusu işletmeye ilişkin hasar ihbarı 03/06/2016 tarihinde yapılmış ve 7/… nolu hasar dosyası açılmış, 26/08/2016 tarihinde davacının tazminat talebi hasarın teminat kapsamı dışında kaldığı gerekçesi ile reddedilmiş, 16/08/2018 tarihinde iş bu dava açılmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Görüldüğü üzere davacı sigortalının rizikonun gerçekleştiği, 03.06.2016 tarihinde davalı sigortacıya bildirdiği, yangın ekspertiz raporunun 09/08/2016 tarihinde hazırlandığı, ekspertiz raporuna istinaden hasarın, yakın çevreye yıldırım düşmesi neticesinde, elektriksel nedenlerden meydana geldiği gerekçesiyle davacının tazminat talebinin, 26/08/2016 tarihinde reddedildiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. TTK 1427/2’ye göre zamanaşımı başlangıcının, yani alacağın muaccel olduğu tarihin, sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bittiği her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra olarak belirlenmiş ancak TTK 1427/2. maddesinin son cümlesindeki “sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez” amir hükmü nedeniyle TTK1427/2 maddesindeki söz konusu sürenin işlemeyeceği belirtilmiştir. Yasa metninden anlaşıldığı üzere gerçekten rizikoya ilişkin incelemenin, sigortacıya yüklenemeyen sebeple yapılamaması (hukuki veya fiili engeller) halinde süre işlemeye başlamaz. Her ne kadar hasarın ihbarından itibaren 45 günlük süre 18/07/2016 tarihinde dolmuş ise de ekspertiz raporu bu süre içerisinde tamamlanmadığı, 09/08/2016 tarihinde tamamlandığı, bu gecikmenin sigortacının kusurundan kaynaklanmadığından 45 günlük sürenin sona ermesinden itibaren alacağın muacceliyetinden de söz edilemez. Dolayısıyla henüz muaccel olmayan bir alacağın zamanaşımı süresi de işlemeye başlamaz. Bu itibarla TTK 1427/2 maddesi uyarınca sigortacının edimine ilişkin araştırmaları tamamlayıp davacıya bildirdiği 26/08/2016 tarihi alacağın muaccel olduğu tarih olması nedeniyle zamanaşımı süresinin başlangıcı da bu tarihtir. Buna göre zamanaşımı süresinin 26/08/2016 tarihinde başladığı dikkate alındığında dava tarihi olan 16/08/2018 tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve hukuka aykırı görülmüştür…” gerekçesiyle Mahkememizin … sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kararın kaldırılması üzerine dosya Mahkememizin 2020/374 esas sırasına kaydedilmiştir.
BAM kaldırma ilamı üzerine dosya inceleme için bilirkişi heyetine verilmiştir.
Sigorta Uzmanı …, Mali müşavir burcu … ve elektrik Elektronik Mühendisi … tarafından müşterek imzalı 19/03/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; 1. Dava konusu hasarın poliçe teminatında bulunduğu ve davalının zarardan sorumlu olacağı, davalının 24.742,52.- TL. zarar bedeli ile sorumlu olacağı, davacının 28.06.2016 tarihinden itibaren faiz talep hakkı bulunacağı tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 13/10/2021 tarihli raporlarında özetle; 1. Dava konusu hasarın poliçe teminatında bulunduğu ve davalının zarardan sorumlu olacağı,
2. Davalının 24.742,52.- TL. zarar bedeli ile sorumlu olacağı,
3. Davacının28.06.2016 tarihinden itibaren faiz talep hakkı bulunacağı tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı tarafın kök ve ek rapora itirazları ile davalı tarafça alınan ekspertiz raporu dikkate alındığında kameralarda hasar olduğu tespit edildiğinden davacı tanıkların beyanın sonuca etkili olacağı anlaşıldığından 15/12/2021 tarihli celse ara kararı doğrultusunda davacı tanıklarının beyanları alınmak üzere … Nöbetçi ATM’ne talimat yazılmış ve … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) tanıkların beyanları alınmıştır.
Davacı tanığı … beyanında; “Ben … Lojistikte lojistik sorumlusu olarak çalışmaktayım. Yağmur yağıyordu, orada çalışırken tesise yıldırım düştü, daha sonra elektrik kesildi, bilgisayarlar çalışmıyordu. Elektrikçiyi çağırdık, kantarın elektrik devreleri, mazot pompası, bilgisayarlar yanmış, kameralar yanmış ve elektrik aksamı olan her cihaz yanmış, kameraların tamamı çalışırdı ama yıldırım düştükten sonra onlarda çalışmadı. Lojistik işi durmayacağından dolayı kameralar haricinde her şeyin onarımı yapıldı. Sigortadan şirket cevap alamayınca kameraları 2 yıl sonra 2018 yılında çalışmış olduğum şirketin kendisi yaptırdı. Bu süre zarfında herhangi bir kamera değişimi ya da onarımı yapılmadı. Sadece 2018 yılında yapıldı. Yangında hasar gören yakıt pompasını, bilgisayarları ve depo kantarını ise 2-3 gün içerisinde yaptırdık. Bildiğim kadarıyla yıldırım düştüğünde elektrik voltajının yükselmesi gayet normaldir. Olması gerekende odur. Bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir. Tanıklık ücreti istemiyorum” demiştir.
Davacı tanığı … beyanında; “Ben davacı şirkette lojistik sorumlusu olarak çalışırım. Ben olay esnasında orada değildim. Elektronik eşyaların tamamı, kantar, akaryakıt pompası, bilgisayar ve kamera sistemleri zarar görmüştü. Bilgisayar, akaryakıt pompası ve kantarı hemen yaptırdık. Kameraların 2018 yılında yaptırdık. Kameralar yıldırım düşmesi olayından önce sıkıntısız çalışıyordu. Bu aradaki iki yıllık süreçte kameralarda herhangi bir onarım ve değişim yapılmadı. Bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir. Tanıklık ücreti istemiyorum” demiştir.
Davacı tanığı … beyanında; “Ben davacı şirkette lojistik operasyonda iş takipçisi olarak çalışıyorum. 2016 yılında olay günü yağmur yağarken yıldırım düştü. Elektronik eşyaların tamamı, kantar, akaryakıt pompası, bilgisayar ve kamera sistemleri zarar gördü. Bilgisayar, akaryakıt pompası ve kantarı hemen yaptırdık. Sigorta şirketi zararı karşılamadığı için kameraları 2018 yılında yaptırdık. Kameralar yıldırım düşmesi olayından önce sıkıntısız çalışıyordu. Bu aradaki iki yıllık süreçte kameralarda herhangi bir onarım ve değişim yapılmadı. Bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir. Tanıklık ücreti istemiyorum.” demiştir.
Talimat Mahkemesince dinlenen tanıkların; “kameralar haricide her şeyin onarımının yapıldığı, kameraların 2 yıl sonra 2018 yılında davacı şirket tarafından yaptırıldığı ve 2 yıllık süre zarfında kameralarda herhangi bir onarım ve değişim yapılmadığı” şeklindeki beyanları dikkate alındığında, kameralarda daha evvel onarım yapılmadığı ve 2018 tarihli faturaların kameralarda ilk onarıma ilişkin olduğu anlaşıldığından 2018 tarihli fatura içeriği de dikkate alınarak ekspertiz raporunda kameraların hasarlandığı da belirtildiğinden Mahkememizin 06/04/2022 tarihli celse 2 nolu ara kararıyla bu husus dahil edilerek inceleme ve değerlendirme yapılarak ek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine verilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 15/09/2022 tarihli ek raporunda özetle;
Hukuki takdir ve tasnifi Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; kök raporda yer alan kanaatleri tekrarla,
1. Dava konusu hasarın poliçe teminatında bulunduğu ve davalının zarardan
sorumlu olacağı,
2. Davalının 24.742,52.- TL. zarar bedeli ile sorumlu olacağı,
3. Davacının28.06.2016 tarihinden itibaren faiz talep hakkı bulunacağı kanaatine
varıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı, işletmesinde meydana gelen hasar nedeniyle oluşan zararın, Kapsamlı İşyeri Sigortası kapsamında davalı tarafça tazminini talep etmektedir.
Alınan bilirkişi raporunda davacının sunmuş olduğu ve hasarın giderimine ilişkin faturalardan 2018 tarihli faturaların hasar tarihini kapsamaması nedeniyle dikkate alınmadığını belirtmiş, davacı rapora itirazında 2018 tarihli faturaların işletme kameralarına dair katlanılan hasara ilişkin olduğunu, kamera hasarının giderilmesinin gecikmiş olmasının zararın külfetli olmasından ve faaliyet alanı olan lojistik açısından zorunlu olmayışından kaynaklandığını belirtmiş ve bu hususta tanıklarının dinlenmesini talep ettiğini belirtmiştir.
Davalı tarafça sunulan poliçe ve hasar dosyası incelendiğinde alınan ekspertiz raporunda kamera sisteminin arızalandığı, 14 kameradan 13 ünün çalışamaz hale geldiği gibi tespitlerin yer aldığı görülmüştür.
Her ne kadar ekspertiz raporundaki kamera hasarı tespiti üzerine 2018 tarihli fatura içeriklerine göre kamera hasarına ilişkin hesaplama ve değerlendirme hususunda ek rapor alınması gerekmekte ise de Hasar tarihi 02/06/2016 olup kameralara ilişkin olduğu belirtilen faturaların tarihi ise 21/05/2018’dir. Hasar tarihi ile kameralar yönünden onarım yaptırıldığı belirtilen tarih arasında 2 yıldan fazla süre bulunduğundan 2018 yılında yaptırılan onarımın dava konusu hasara ilişkin olup olmadığı, yıldırım düşmesi sonucu kameralarda 2018 tarihinden evvel onarım/değişim yapılıp yapılmadığının, kameraların ne zamandan beri çalışmadığının, hatırlanırsa onarım tarihlerinin tespiti için bu hususta davacının bildirdiği tanıkların dinlenmiş ve kameralarda daha evvel onarım yapılmadığı ve 2018 tarihli faturaların kameralarda ilk onarıma ilişkin olduğu anlaşıldığından Mahkememizin 06/04/2022 tarihli celse 2 nolu ara kararı ile 2018 tarihli fatura içeriği de dikkate alınarak ekspertiz raporunda kameraların hasarlandığı da belirtildiğinden bu husus dahil edilerek inceleme ve değerlendirme yapılarak ek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine verilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 15/09/2022 tarihli ek raporunda, özellikle raporun 4. Sayfasının 2. Maddesinde kamera sistemi onarım ve değişim bedeli olarak hasar tarihindeki bedeller üzerinden 9.739,74-TL demirbaş hasarının içerisinde değerlendirmeye alındığı belirtilerek toplam hasara dahil edildiği ifade edilmiştir, yani davacının talebi ile rapordaki farklılığın nedeni davacının kamera sistemi onarım ve değişim masrafı olarak hasar tarihi olan 2016 yerine 2018 yılı bedelleri üzerinden talepte bulunmasından kaynaklanmaktadır, ancak raporda da belirtildiği üzere kamera sistemini sonradan tamir ettirmesi nedeniyle oluşan fazla bedeline davalıya yüklenmesi mümkün olmayıp davalının hasar tarihi itibariyle yani 2016 yılındaki bedeller üzerinden sorumluluğu bulunduğundan, dava konusu hasarın poliçe teminatı kapsamında olduğu ve davalının 24.742,52-TL zarardan sorumlu olduğu, 28/06/2016 tarihinden itibaren faiz talep hakkının bulunduğu tespit edildiğinden davanın bu tutar üzerinden kabulü ile fazlaya dair (34.354,00-TL – 24.742,52-TL =) 9.611,48-TL’nin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
24.742,52-TL’nin 28/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.690,16-TL harçtan peşin alınan 586,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.103,47-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 339,10-TL tebligat/ posta gideri, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 3.339,10-TL’nin haklılık durumuna göre 2.404,82-TL tutarındaki kısmı ile 35,90-TL başvurma harcı, 586,69-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, olmak üzere toplam 3.032,61-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır