Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/337 E. 2021/371 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/337 Esas
KARAR NO:2021/371

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:12/01/2018
KARAR TARİHİ:28/04/2021

…. Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas, … Karar sayılı 10/03/2020 tarihli Görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen dosyanın mahkememizin 2020/337 esas sırasına kaydı yapıldı.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledenine ait … plakalı araçın meydana gelen kazada pert haline geldiğini, işbu aracın pert haline gelmesi sebebiyle sigorta şirketi … A.Ş. Tarafından aracın kendileri tarafından alınacağını, ve kasko bedeli olarak müvekkili …’ye 40.000 TL ödeme yapılacağının belirtildiğini, işbu hususun ibraname ile kayıt altına alındığını, sigorta tarafından vekiledenine herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası ile icra takibe girişildiğini, davalının işbu takibe itiraz ettiğini, davalı tarafın itirazlarının yerinde olmadığını beyanla, itirazın iptaline , davalı tarafın % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Mal sigortalarında sigortacının, TTK’nın 1459. madde hükmü gereği, sigortalının ancak gerçekten uğradığı zararı tazmin ile yükümlü olduğunu, dava konusu olayda hasar ihbarı üzerine yapılan ekspertiz incelemeleri neticesinde araç üzerinde meydana gelen pert bedelinin 40.000,00-TL olarak tespit edildiğini ve bu bedelin davacıya ödendiğini, bunun üzerine davacı ile vekiledeninin tüm borçlarından ibra edildiğine ilişkin “Teslim, İbra ve Temlik Belgesi” imzalandığını, ibranın, alacak ve borcu doğrudan doğruya kesin olarak ortadan kaldıran, böylece borcu sona erdiren bir sebep olduğunu, ibra işleminin davacı tarafından yapıldığı dikkate alındığında, bu ibranın geçerli olmadığını ileri sürmenin, MK’nın 2 maddesine açıkça aykırı olacağını beyanla, haksız ve hukuka aykırı huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; meydana gelen kaza neticesinde pert hale gelen … plakalı araç pert bedelinin tahsili için girişilen takibe vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava öncelikle … İcra Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, … İcra Hukuk Mahkemesi… E K sayılı kararı ile görevsizlik kararı vermiş, iş bu görevsizlik kararının kesinleşmesi ve davacı vekilinin 05/02/2018 tarihli talik dilekçesi ile dosya … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesi …-… E K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı vermiş, iş bu kararın 01/07/2020 tarihinde kesinleşmesi ve davacı vekilinin 30.06.2020 tarihli talik dilekçesi üzerine dosya mahkememizin iş bu esasına tevzi edilmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Davacının tüketici olduğu ve davalı sigorta şirketinden aralarındaki kasko sigorta poliçesine dayalı olarak talepte bulunduğu ve dava tarihi olan 14/08/2014 tarihi itibari ile tüketici davası olduğu ve tüketici mahkemesinin görev alanına girdiği, 6502 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra açılan davaların ise tüketici mahkemesinde görüleceği, Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ … TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.