Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/314 E. 2020/623 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/314 Esas
KARAR NO : 2020/623
DAVA : Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …, davalıyla muhatapla “ … ’a sunulan bir müşteriyle Kiralama yapılması durumunda, … Müşterinin ödeyeceği ilk sabit Ofis yada Sanal Ofis değer ücretlerinin yada Sözleşme Süresinin ilk 12 ayına kadar ki sabit gerçek Ofis Ücretlerinin %10’nu …’e hizmet bedeli olarak ödemesi ve ödemeyi …‘un müşteri ile yaptığı Sözleşmenin imzasına bağlı olarak Kiracıdan aldığı ilk ödemeyi takip eden 3.işgünü içerisinde yapması “konusunda anlaşıldığı, anlaşmanın taraflar arasındaki Yazışmalarla sabit olduğu, Müvekkil anlaşma çerçevesinde … Ltd Şti ve … Ltd Şti ünvanlı müşterisini davalıya yönlendirdiğini ve davalı, … ile … Mah. … Cd. … /İstanbul adresinde bulunan Ofisin Kiralanması konusunda anlaşma sağlandığını, muhatap bahsi geçen anlaşma uyarınca Müvekkile isabet eden hizmet bedelini ödemediğini, müvekkilinin hizmet bedelinin ödenmesi için gerek yazışma gerekse sözlü olarak talepte bulunmuş ise de sonuçsuz kaldığını, müvekkili alacağının ödenmesi için … Noterliğinin 13.01.2020 tarih … Yev. Ihtarname keşide ettiğini, ancak, Muhatap … Noterliğinin 28.01.2020 tarih … yevmiyeli İhtarnamesi ile taraflar arasında geçerli anlaşma olmadığını ve farklı aracılarla anlaşma yaptığını iddia ettiğini, ekte sunulan e.postalardan anlaşıldığı üzere davalı şirket yetkilisine “ … tarafından …’a sunulan bir müşteriyle Kiralama Yapılması durumunda … Müşterinin ödyeceği ilk sabit Ofis yada Sanal Ofis geğer ücretlerinin yada sözleşme süresinin ilk 12 ayona kadarki sabit gerçek Ofis Ücretlerinin %10’unu (bundan böyle Hizmet Bedeli olarak anılacaktır) …’a Hizmet bedeli olarak ödeyecektir” şeklinde Sözleşme koşullarının bildirildiğini, bu koşulların onaylanmasından sonra firma adının davalıyla paylaşılacağının bildirildiğini, davalının da bu teklife uygundur şeklinde cevap verdiğini, böylece akdi ilişkinin kurulduğunu ve bu ilişkiden sonra birçok yazışma ile alternatifler sunulduğunu, …’in kirama ihtiyacının bildirildiği anlaşıdığını, davalı bu şekilde akdi ilişkiyi kabul ettiğini, müvekkilinin davalıya hizmet verdiğini, davalıda hizmeti aldığını, hizmet neticesinde kiralamayı gerçekleştirmiş olması karşısında bu aşamadan sonra hukuken geçerli bir sözleşme olmadığını iddia etmesine imkan bulunmadığını, Yüksek Mahkeme içtihatlarında da benimsendiği üzere uygulanmış bir sözleşmenin geçersiz olduğunun iddia edilmesi hakkın kjötüye kullanılması niteliğinde olup böyle bir davaranışın MK.2 maddesi ıuyarınca korunmasına olanak bulunmadığı, sonuç itibariyle ekte sunulan yazışmalardan da anlaşılacağı üzere Sözleşme koşullarını Kabul eden , hizmeti alan davalının iş bitttikten sonra sözleşme geçersizdir şeklinde beyanı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde, davalı bireysel anlaşma ile kabul ettiği bedeli ödemekle yükümlü olduğunu, belirtilen nedenlerle, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL’nın İhtarnamenin tebliğ tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı ile müvekkili şirket arasında hukuken geçerli bir sözleşme bulunmadığını, davacının dilekçesinde kendisinin müvekkili şirket için aracılık yaparak müvekkili şirkete müşteri yönlendirdiği ve müşteri ile müvekkil arasında sözleşme kurulmasına imkan sağladığı ifadelerinden kendisinin simsar gibi davrandığı iddiasında olduğunun açıkça anlaşıldığını, BK.520/1. Maddesi “Simsarlık Sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözlşemedir” şeklinde tanımlandığını, dava dışı … ünvanlı şirkete Ofis Kiralanacağı ve bir taşınmaz kiralandığı göz önüne alındığında davacının taşınmaz simsarı gibi davrandığını, zira taşınmaz simsarlığı simsarın taşınmaz üzerindeki ayni veya şahsi hakkın tesisisni konu edinen bir asıl sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi veya sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi ve iş sahibinin de aksi kararlaştırılmadıkça asıl sözlşeme kurulursa ücret ödemeyi borçlandığı bir yazılı sözleşme olduğunu, ancak müvekkili ile davacı arasındaki ilişkinin simsarlık/taşınmaz simsarlığı olabilmesi adına davacının iddia ettiği şekilde hukuken geçerli bir sözlşeme mevcut olmadığını, …520/3 gereğince Taşınmaz simsarlığına ilişkin bütün sözleşmelerin yazılı şekilde yapılması şartı bulunduğunu, bahsedilen kanun maddelerinden ve yargıtay kararlarından, davacı ile müvekkil arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığı, davacının hukuken geçerli bir sözleşmenin varlığını ispatlaması gerektiği, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, aradaki ilişkinin simsarlık sözleşmesi olduğu Kabul edilse dahii davacının müvekkili şirketten alacağı olduğu iddiasının hukuken Kabul edilebilir yanı bulunmadığı, simsarlık faaliyeti sonucunda davacının alacak hakkının doğabilmesi için asıl sözleşmenin kurulması ile simsarın faaliyetleri arasında nedensellik bağı olması gerektiği, huzurdaki davaya konu … ile müvekkil arasında kurulan sözleşme ile davacının hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, davacı ile yapılan görüşmeler sonucunda dava dışı … Ltd Şti ve … Ltd Şti ‘ne sunulmuş olup dava dışı kendilerine sunulan projeleri uygun bulmamış ve hedeflenen alan tahsisi süreçleri gerçekleşmediği, Aradan uzun bir süre geçtikten sonra … müvekkil şirket ile tekrardan iletişime geçtiği ve ilgili şirkete davacıdan bağımsız yeni projeler sunularak anlaşma sağlandığı, dolyısıyla davacı tarafından müvekkili şirkete müşteri yönlendirmesi yapılarak bir iş kazandırma söz konusu olmadığı, davacı taraf müvekkilin kötü niyetle hareket ettiğini iddia etmiş olsa da kendisi tarafından müvekkile kazandırılmış bir iş olmadığı halde alacak talebinde bulunduğundan davacı kötü niyetle hareket ettiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Davanın; gayrimenkul kiralama hizmetinden kaynaklı alacak davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, arabuluculuk tutanağı, e-posta ve yazışmalar, faturalar, vergi dairesi kayıtları, ticari defterler, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin vs.delile dayanmıştır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişilerden rapor alınmış 14/12/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; taraflar arasında geçerli bir simsarlık sözleşmesinin kurulduğu, dava konusu gayrimenkulün davacının aracılık hizmeti sonucu kiralanmış olduğu ve davacının tellallık ücretine hak kazandığı, davacının sözleşme uyarınca talep edebileceği alacağın 30.000-TL olarak hesaplanabileceği, davacı taraf, göndermiş olduğu ihtarnameyle alacağını talep ettiğinden, ihtarname davalıya 21.01.2020 tarihinde tebliğ edildiğinden, mehil süresi de dikkate alındığında davacının temerrüdünün 25.01.2020 tarihinde gerçekleştiği, dolayısıyla hesaplanan alacağa anılan tarihten itibaren ticari faiz uygulanabileceği hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili 10/12/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili 09/12/2020 tarihli dilekçesi ile davacının feragat etmesi halinde taraflarınca herhangi bir yargılama ve vekalet ücreti talepleri bulunmayacağını beyan etmiştir.
HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Hükümleri uyarınca davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasından feragati nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç 54,40 TL olup başlangıçta alınan 170,78-TL’den mahsubu ile 116,38- TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Tarafları beyanları göz önüne alındığında taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; tarafların yokluklarında, tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.