Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/306 E. 2022/61 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/306 Esas
KARAR NO : 2022/61
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, davalı bankanın ikitelli şubesinde … nolu kredili hesapları açtığını, hesapların açıldığı tarihten kapatılışına kadarki dönemlerde müvekkili bu hesaplardan değişik tutarlarda kredi kullanmış ve bunları faizleriyle birlikte davalıya ödediğini, davalı şirket/banka tarafından müvekkili bu hesaplardan 30.03.2019 tarihinde 2.100 TL ve 19.11.2019 tarihinde 4.200,00 TL iki kez 2.100,00 TL) olmak üzere periyodik hizmet bedeli adı altında tüm toplamda 6.300,00 TL kesinti tahsilat yapıldığını, davalının periyodik hizmet bedeli adı altında yapmış olduğu bu kesintiler/tahsilatlar haksız olduğunu, müvekkile iadesi gerektiğini, taraflar arasında yapılan ancak sureti müvekkiline verilmediği ve taleplerine rağmen gönderilmeye kredi sözleşmelerinde davalı şirketçe periyodik hizmet bedeli alınabileceğine dair bir düzenleme yapılmadığını, öncelikle bu nedenle müvekkilinden periyodik hizmet bedeli adı altında kesinti yapılması haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede bir an için böyle bir düzenleme olsa dahi; müzakere edilmeyen, standart ve genel işlem şartı niteliğindeki böyle bir düzenleme haksız şart olup geçersiz olduğunu, periyodik hizmet bedeli adı altında alınan tutarların müvekkil ile hiçbir ilgisi olmadığını, müvekkiline sunulan bir hizmet veya ürün karşılığında alınmış bir bedel olmadığını, zorunlu bir masrafta olmadığını, davalı bankaca verilen krediler nedeniyle zaten kredi tahsis bedeli, kredi tahsilat bedeli, faiz, komisyon, vergi adı altında kesintiler yapıldığı gibi aylık hesap işletim ücreti, EFT gönderimlerinde komisyon, kredi ekstre posta masrafı, ipotek fek/rehin kaldırma ücreti gibi adlar altında da tahsilatlar yapıldığını, herhangi bir hizmete ürüne veya masrafa karşılık gelmeyen periyodik hizmet bedellerinin müvekkiline iadesi gerektiğini, periyodik hizmet bedellerinin herhangi bir ürün ve hizmete karşılık geldiği düşünülse dahi yapılan kesintinin fahiş olduğunu, davalı yanca tek taraflı olarak belirlenmesi hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin periyodik hizmet bedeli adı altında yapmış olduğu bu tahsilatlar haksız olduğunu … Arabuluculuk Bürosu nezdinde … arabuluculuk büro dosya no:2020/…, Arabuluculuk Daire Başkanlığı dosya n0:2020/…) başvuruda bulunulduğunu ancak herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle eldeki davanın açılması zarureti hasıl olduğunu dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; Davacının tacir olduğunu, tüzel kişiliği haiz bir şirket olduğunu, tüketici hukukundan kaynaklanan haklar tacirlere uygulanamayacağını, davacı şirket ile müvekkili Banka arasında imza edilmiş Genel Kredi Sözleşmesinin 8.maddesi; Banka, bu sözleşmeye dayanarak açtığı ve açacağı döviz kredisi, teminat mektubu ve aval-kabul kredisi, dövize endeksli TL kredi dahil her türlü krediye, yetkili merciler tarafından bildirilen veya ileride bildirilecek en
yüksek oranları geçmemek üzere belirleyeceği oranlarda faiz ve her nevi komisyonları ve kaynak kullanımını destekleme fonu gibi yasal ve banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edilebilecek her türlü ücret, masraf ve sair giderleri uygulayacak ve bunları gider vergileri ve sair resim ve harçları ile birlikte müşteri’nin cari hesabına borç yazılacaktır. Hükmünü içerdiğini, söz konusu madde içeriğine göre müvekkil bankanın tahsis edilen krediler üzerinden komisyon alma hak ve yetkisi bulunduğunu, müvekkili banka bu hükme istinaden davacıya firmaya yönelik olarak yapmış olduğu kredi limiti yenilemesi ve tahsisine istinaden davacı taraftan komisyon tahsil edildiğini, davacı yan dilekçesinin bazı kısımlarında 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 20 vd. maddelerinde hükmünü bulan “Genel İşlem Koşulları”na değinmiş ve esasen müvekkil Banka ile davacı arasında imza edilmiş Genel Kredi Sözleşmesinin yeni TBK.nun da hükmünü bulan genel işlem koşullarına aykırı olması sebebiyle geçersizliği iddiasında bulunduğunu, söz konusu sözleşme hükmü sözleşmenin esasına yabancı bir hüküm olmayıp; tüm Bankacılık piyasasında geçerli olan bir uygulamayı ihtiva eden düzenleme olduğunu, davacı tacir olup imzaladığı sözleşmenin içeriğine vakıf durumda olduğunu, nitekim Genel Kredi Sözleşmesinin imza tarihinden önce davacı yana “Sözleşme Öncesi Bilgi Formu” verilmiş ve kendisi tarafından okunarak, teslim alındığını, periyodik hizmet komisyonu, risk merkezi bildirimleri, sistem kayıtlarının arşivlenmesi, şube ve alternatif dağıtım kanallarından hizmet verilebilmesi ve bunun yanı sıra kredili müşterilerin nakit akış ve kredi ödeme döngüsünün takibi ve oluşturulan risk modelleme çalışmalarına göre müşteri kredi portföyündeki risklilik derecesinin düzenli olarak analiz edilerek verimli bir şekilde yönetilmesi ve diğer hizmetler için ayrılan kaynakların karşılığı olarak tahsil edileceğini, periyodik hizmet komisyonu belirlenirken müşterilere verilen finansal olmayan hizmetlerin yanı sıra, ilgili dönem içerisinde yapılan istisnalar ve özel nitelikli diğer hizmetler dikkate alınacağını, değişen hizmetler ve istisnalar dikkate alınarak farklılaşacağını, ücret uygulamasından önce müşteri bilgilendirmesi yapıldığını, bu müşteriye bildirimin ulaştığı ilgili ekipten teyit edildiğini, davacıdan tahsil edilen periyodik hizmet komisyonu mevzuat ve sözleşmelere uygun olduğundan iddia ve beyanlarını kabul etmediklerini, yukarıda açıklanan mahkemenizce re’sen gözetilecek sebeplerle usul ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; taraflar arasından GKS düzenlenerek bu kapsamda davalı banka tarafından davacıya periyodik hizmet bedeli ( komisyon ) adı altında haksız kesintiler yapıldığı iddiasına dayalı olarak açılan alacak davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; Davalı … A.Ş. İkitelli şubesi ile davacı müvekkili arasında … No’lu kredi sözleşmeleri, arabuluculuk tutanağı, kredi hesap özetleri Keşif ve Bilirkişi incelemesi, diğer her türlü yasal delil vs. Dayanmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda alınan 13/08/2021 tarihli SMM bilirkişi raporunda özetle; Davacının 2019 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde ve usulüne uygun tasdik ettirildiği, davacı tarafından davaya konusu 2 adete Periyodik Hizmet komisyonu toplamı olan 6.300,00-TL Netice itibariyle; Periyodik Hizmet komisyonu bedeli tahsilatının haklı veya haksız olduğu, bilirkişilik görev alanı dışında bir husus olduğundan değerlendirme yapılamadığı, tespit ve rapor edilmiştir.
07/01/2022 tarihli bankacı bilirkişi raporunda özetle; Davacı vekili davalı bankadan kullanılan ticari kredilerden ve mevduat hesaplarından “periyodik hizmet bedeli” adı altında haksız ve fahiş olarak yapıları kesinti/tahsilat tutarlarının tespiti ile tutarların ticari faizi ile hesaplanacak faiz tutarı ile birlikte davalı bankadan tahsilini talep ve dava ettiğini, davacı ve davalının basiretli tacirler olduğundan, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 26. maddesi “Sözleşme Özgürlüğü” kapsamında değerlendirildiğinde, ticari ilişkilerinde (özel hukuk ilişkilerinde) serbestçe sözleşme yapma, özgür iradeleri ile sözleşmenin konusunu ve koşullarını seçme özgürlüğüne sahip olduğunu, bankaların ticari müşterilerinden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen “ücret isteme hakkı” kapsamında ücret ve komisyon talep etme ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144. Maddesi kapsamında faiz dışında menfaat elde etme hakkına sahip olduğu, davalı bankanın, davacı kredi müşterisine kullandırdığı krediler ve sunduğu genel bankacılık hizmetleri için katlandığı masrafların karşılığında tahsil ettiği ücret ve komisyonların. içerik ve tutar olarak mevzuata, genel geçer bankacılık uygulamalarına ve tarafların sözleşmesel sorumluluklarına uygun olduğunu, düzenlenme tarihi 25.08.2017 olan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle, dava konusu Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Genel İşlem Koşulları” hükmüne tabi olduğunu, TCMB tarafından yayınlanan, Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 2020/4 sayılı Tebliğ 10.02.2020 Tarih ve 31035 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, dava konusu ücret tahsilatlarının ise Tebliğ yürürlülük tarihinden daha önceki tarihlerde 30.03.2019 ve 19.11.2019’da yapıldığını, bankaların faiz dışı gelirleri doğrudan açılan kredi hesabı üzerinden alınan maktu ve nispi oranda komisyon niteliğinde olabileceği gibi kredi işleminde fiilen yapılan herhangi bir masrafın karşılanması amacıyla sağlanabileceğinden; tüketici kredisi işlemleri dışında, faiz dışı ücretin salt iş ve hizmet alımından kaynaklanmasının gerekli olmadığını, davacı şirketin, davalı banka tarafından “periyodik hizmet bedeli” adı altında tahsil ettiği ücretler için herhangi bir iade talebinde bulunamayacağı, tespit ve rapor etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın, davacı yanın 30/03/2019 ve 19/11/2019 tarihinde davalı yanın genel kredi sözleşmesi dahilinde olmayan periyodik hizmet komisyon bedelinin tahsilatının haksız olduğu, iddiası üzerine çıkmış bulunduğu,davacı ve davalının basiretli tacirler olduğundan, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 26. maddesi “Sözleşme Özgürlüğü” kapsamında değerlendirildiğinde, ticari ilişkilerinde (özel hukuk ilişkilerinde) serbestçe sözleşme yapma, özgür iradeleri ile sözleşmenin konusunu ve koşullarını seçme özgürlüğüne sahip olduğunu, bankaların ticari müşterilerinden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen “ücret isteme hakkı” kapsamında ücret ve komisyon talep etme ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144. Maddesi kapsamında faiz dışında menfaat elde etme hakkına sahip olduğu, davalı bankanın, davacı kredi müşterisine kullandırdığı krediler ve sunduğu genel bankacılık hizmetleri için katlandığı masrafların karşılığında tahsil ettiği ücret ve komisyonların. içerik ve tutar olarak mevzuata, genel geçer bankacılık uygulamalarına ve tarafların sözleşmesel sorumluluklarına uygun olduğunu, düzenlenme tarihi 25.08.2017 olan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle, dava konusu Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Genel İşlem Koşulları” hükmüne tabi olduğunu, TCMB tarafından yayınlanan, Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 2020/4 sayılı Tebliğ 10.02.2020 Tarih ve 31035 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, dava konusu ücret tahsilatlarının ise Tebliğ yürürlülük tarihinden daha önceki tarihlerde 30.03.2019 ve 19.11.2019’da yapıldığını, bankaların faiz dışı gelirleri doğrudan açılan kredi hesabı üzerinden alınan maktu ve nispi oranda komisyon niteliğinde olabileceği gibi kredi işleminde fiilen yapılan herhangi bir masrafın karşılanması amacıyla sağlanabileceğinden; tüketici kredisi işlemleri dışında, faiz dışı ücretin salt iş ve hizmet alımından kaynaklanmasının gerekli olmadığını, davacı şirketin, davalı banka tarafından “periyodik hizmet bedeli” adı altında tahsil ettiği ücretler için herhangi bir iade talebinde bulunamayacağı hususunun tespit ve rapor edildiğini, denetlemeye ve hükme bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 80,70- TL maktu red harcının davacıdan peşin alınan 107,59-TL harçtan mahsubu ile artan 26,89-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00 -TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
6-Davacının / davalının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/davalıya vekiline iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır