Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/303 E. 2020/537 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/303 Esas
KARAR NO : 2020/537
DAVA : Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2020
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

…. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı 25/02/2020 tarihli kararı ile Mahkememize görevsizlikle tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalının oğlu … ile önceden … Ticaret Limited Şirketi’nin ortak olduklarını, … müvekkiline hisselerini ve müdürlük yetkilerini devrederek şirketten ayrıldığını, bu esnada babası … ile birlikte şirketin borçlarından sorumlu olmamak için müvekkil ile anlaşma yoluna gidildiğini, yapılan anlaşmaya göre müvekkil davalının oğlu …’e yansıyacabilecek şirket kaynaklı başta kamu alacakları olmak üzere bütün borçları davalıya yansımayacak şekilde yapılandıracak ve ödeyeceğini, bunu temin etmek için müvekkilie ait olan Maltepe’de bulunan gayrimenkulun davalıya devrebileceği durumunda bu gayrimenkul satılabileceğini, müvekkil her ne kadar şirkete ait bütün borçları ödemiş, yapılandırmış ve …’e kesinlikle sirayet etmemesini sağlamışsa da, davalı sözleşmeye tamamen aykırı bir şekilde taşınmazı üçünkü bir kişi olan … ‘a 07/01/2020 tarihinde satmış ve devrettiğini, müvekkil tarafından bu durum araştırıldığında davalının bu satıştan yüklü bir para elde ettiğinin öğrenildiğini, satış bedelinin müvekkilinin kızına gönderilmiş ise de taşınmazın rayiç değerinin daha fazla olması nedeniyle davalının haksız olarak elde ettiği karın davalıdan tahsili amacıyla şimdilik 100.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 01/02/2016 Tarihli devir sözleşmesinde; sözleşme imza tarihinden önce ve sonrasına ilişkin şirkete ait vergi borçları, SGK borçları, şirket çalışanlarına veya 3. kişilere karşı olan muaccel veya doğacak tüm borçlar ile idari borçlardan … sorumlu tutulduğu ve bu borçlara binaen İstanbul ili, Maltepe ilçesi, … mahallesi, … Ada, … Parselde 13/200 hisseli, 4.Kat No:10 adresinde bulunan taşınmazı sözleşme gereğince müvekkili …’e devrettiğini, davacı ile yapılan devir sözleşmesi hükümleri uyarınca; çalışanların SSK’ları, şirkete ait vergiler, Bağkur ödemeleri, … dahil olmak üzere çalışanların maaş ve hizmet alacakları vadesinde ödenmediği takdirde davalı müvekkili ilgili taşınmazı satarak satış bedelinin …’e bırakılması taahhüt edildiğini, ancak davacı …, işbu taahhüt ettiği hususlara aykırı davranmış olup yapılandırma taksitleri, vergi borçları, şirket çalışanlarının ödenmeyen SSK ödemeleri ve çalışanların maaşı dava dışı …’e sirayet ettiğini, müvekkilinin, davacı tarafından ödenmeyen ve … aleyhine sirayet eden şirket kaynaklı kamu alacakları başta olmak üzere vergi borçları, yapılandırma taksitleri, 3. Kişilerin alacakları ve şirket çalışanlarının ödenmeyen SSK ödemelerini ödemek zorunda kaldığını, kaldı ki borçlu, borcun vade tarihinin gelmesiyle birlikte temerrüde düşeceğini, hal böyle iken davacı, sözleşme ile güvence altına aldığı taahhütlere aykırı davrandığını, davalı müvekkilinin ödemiş olduğu şirkete ait vergi borçları ve diğer tüm ödemelere binaen …, satış bedelinden işbu ödemelerin alınmasını talep ettiğini, dolayısıyla …’in talebi doğrultusunda satış bedeli müvekkile ödendiğini, kaldı ki davacının kızı … e gönderilen kısmi satış bedeli de işbu satışın …’in bilgisi ve talebi dahilinde yapıldığını göstermekte olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, dava harç ve giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava, inançlı işleme dayalı olduğu iddiasıyla açılmış hisse devrinin teminatı olarak gösterilen dava konusu taşınmazın satış bedelinden ödenmeyen kısmın tahsili talebine ilişkin olup taraflar arasındaki temel ilişki, ticari şirket hisse devrine dayanmaktadır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı 25/02/2020 tarihli kararında; Limited şirketlerde pay devri 6102 Sayılı TTK. nun 595. maddesinde düzenlendiğinden açılan dava aynı Kanunun 4 ve 5. maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olması nedeniyle uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kaldığı Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaati ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş, süresinde gnderme talebi üzerine dosya mahkememize tevzi edilerek Mahkememizin 2020/… esas sırasına kaydedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı taraf, davacı ile dava dışı … (davalı …’un oğlu) ile … Ticaret Ltd Şti’ye ortak olduklarını ve dava dışı …’in hisselerini ve müdürlük yetkilerini davacıya devrederek şirketten ayrıldığını, devir nedeniyle dava dışı …’in şirket borçlarından sorumlu olmaması için davacının ise davalı ile dava dilekçesi ekinde bulunan ve davaya konu alacağın dayanağı olarak gösterilen 01/02/2016 tarihli ‘ANTLAŞMA’ başlıklı belgeyi imzaladıklarını ve bu anlaşmaya göre, hisselerini davacıya devreden dava dışı …’in şirket borçlarından sorumlu olmaması için davacıya ait taşınmazın, davalıya devredildiğini, bu taşınmazın davalı tarafından anlaşmaya aykırı olarak üçüncü kişiye satıldığını iddia ederek, taşınmazın satışından dolayı davalının haksız olarak elde ettiği karı talep etmektedir. … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararında; uyuşmazlığın 6102 Sayılı TTK. nun 595. maddesinde düzenlenen limited şirketlerde pay devrine ilişkin olduğu nitelendirmesi yapılarak, davanın TTK’nın 4. ve 5. maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğu belirtilmişse de gerek dava ve cevap dilekçelerinde yer alan iddia ve savunmalar, gerekse dava dilekçesi ekinde yer alan TTSG sureti ve 01/02/2016 tarihli ‘ANTLAŞMA’ başlıklı belgeler incelendiğinde; davalı …’in şirketle bir bağının olmadığı, şirkette hisse sahibi olmadığı, hisse devri işleminde taraf olmadığı görülmüştür. Zira iddia ve savunmalarda da davalı ile davacı arasında hisse devri yapıldığına dair bir beyan bulunmamaktadır. Dilekçeler ve belgeler bir bütün olarak incelendiğinde, taraflar arasındaki ilişkinin ve uyuşmazlığın, inançlı olarak davalıya temlik edilen bir taşınmazın, anlaşmaya aykırı olarak üçüncü kişiye devri nedeniyle haksız olarak elde edilen kara ilişkin alacak istemi olduğu anlaşılmakla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı anlaşıldığından mutlak ticari dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Ayrıca davalı … tacir olmadığı gibi, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olduğu hususunda da dosya kapsamında herhangi bir bilgi belge bulunmadığından, nispi ticari dava olarak nitelendirilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle eldeki davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş, Mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde daha önce … Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının halli merci tayini için dosyanın HMK 22/2 maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
2-Mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde daha önce …. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının halli merci tayini için dosyanın HMK 22/2 maddesi uyarınca … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Merci tayini sonrasında verilen kararda mahkememizin görevli bulunmaması halinde dosyanın re’sen görevli … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK 331/2 madde ve bendi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”