Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/3 E. 2022/428 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/3 Esas
KARAR NO : 2022/428

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Bankanın … Şubesi ile Davalı …Tic A.Ş. arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, diğer davalılar…ve …’in de müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, Kredi Sözleşmesinden doğan borçların ödenmemesi nedeniyle, davalılara … 7.Noterliği vasıtası ile … tarih ve … Yevmiye numaralı kat ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnameye karşı borcun ödenmemesi üzerine … 6.İcra Müdürlüğü …sayılı numaralı dosyasıyla ilamsız icra takibine başlandığını, davalı borçluların “borca, faize ve tüm fer’ilerine itirazda bulunduklarını, itirazlar nedeniyle icra takibinin durduğunu, davalıların itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalılar aleyhine girişilen icra takibinin taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmeleri, banka kayıtları ve hesap kat ihtarına dayalı olarak yapıldığını, keşide edilen ihtarname ile davalıların temerrüde düşürüldüğünü, imzalanan sözleşmelerin ilgili maddesine göre banka ile müşteri arasında çıkan uyuşmazlıklarda banka kayıtlarının kesin delil teşkil edeceğinin kabul edildiğini, davalıların borcun faiz ve fer’ilerine de itiraz ettikleri, sözleşme hükümlerinde tespit edilen faiz oranı üzerinden takibe geçildiğini, davalıların temerrüde düşmeleri sebebi ile sözleşmenin ilgili hükümlerine göre alacağın muaccel hale geldiği tarihten itibaren bankaca borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının 2 katı oranında temerrüt faizi oranı ödeneceğinin hükme bağlandığını, davaya konu uyuşmazlık hakkında arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu ancak davalı borçlular ile anlaşmaya varılamadığını, Borca, faize ve tüm fer’ilerine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalılara usulüne uygun tebliğ edildiği ancak davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
Davanın; Taraflar arasında akdedilen GKS kapsamında kullandırılan krediden kaynaklanan alacağa ilişkin … 6. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
… 6. İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … Bankası Anonim Şirketi, borçluların …, …, Tasfiye Halinde … Şirketi, olduğu, takibin 1.161.301,20-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, 25/03/2019 tarihli ödeme emrinin …Anonim Şirketi’ne 27/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlular … ve …’e çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatların iade döndüğü, takip dosyasındaki tüm borçlular adına vekillerinin 02/04/2019 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Mali bilirkişi …’nun 08/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı Borçlu …Tic. A.Ş. ve kefillerinden …’e tebliğ edilemediği, bu sebeple ihtarname tarihi ile takip tarihi arasında var olan borca akdi faiz (%29,40) işletilerek yapılan hesaplamada, Takip Tarihi itibariyle davacı bankanın, borçlu firma ve kefillerden …’ten talep edebileceği tutarın 1.107.351,81-TL olduğu ve davacı bankanın takip talebinde 53.949,39-TL fazla talep ettiğini, hesap kat ihtarının tebliğ edildiği diğer davalı borçlu kefil … yönünden ise; 08.02.2019 tarihinde keşide edilen hesap kat ihtarının, 12.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve ihtarnamede 7 günlük ödeme süresi verildiği ve ödeme tarihinin 19.02.2019 olduğu gözetilerek yapılan hesaplamada; 08.02.2019-19.02.2019 tarihleri arasında ihtarnamede geçen borç tutarına akdi faiz (%29,40), 19.02.2019-25.03.2019 tarihleri arasında ise temerrüt faizi (%58,80) işletilerek, Davacı Bankanın Takip tarihi itibariyle…’dan talep edebileceği tutarın 1.138.420,13-TL olduğu ve Davacı Bankanın takip talebinde 22.881,07-TL fazla talep ettiği sonucuna ulaşılmış, dosya içerinde İhtarname masraf dekontu tespit edilemediğinden, ihtara konu masraf hesaplamada dikkate alınmadığını, dosyaya sunulması halinde ihtarname ücretinin de talep edilebileceği tespit ve rapor etmiştir.
Davacı vekilinin 05/04/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle: “ihtarname masraf dekontu tespit edilemediğinden, ihtara konu masraf hesaplamada dikkate alınmamıştır. Dosyaya sunulması halinde ihtarname ücretinin de talep edilebileceği kanaatine varılmıştır” ibaresi yer aldığını, davaya konu takip talebinde yazılı alacak kalemlerinden masraf alacağına ilişkin Noterlik Masraf Makbuzunun dilekçesi ekinde sunduğunu, ihtarname ücretinin de davalılarca ödenmesi gerekmekte olduğunu bilirkişiye gönderilerek tekrar rapor alınması gerektiğini talep etmişlerdir.
Mali bilirkişi …’ nun 05/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; ..dosyanın bilirkişiye verilerek takip ve dava konusu edilen tutarın 250.000,00-TL olduğu dikkate alınarak alacağın belirlenmesi yönünden ek rapor alınmasına…” karar verildiğini, davacı Banka tarafından davalılar aleyhine … 6. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasıyla 25.03.2019 tarihinde icra takibine girişildiğini, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından dosyaya gönderilen kesinleşme şerhine göre davalı firmanın 25.12.2019 tarihinde iflasına karar verildiğini, Bu kapsamda 25.03.2019 tarihi ile 25.12.2019 tarihleri arasında davacı bankanın anapara talebi olan 250.000,00-TL ye yine Davacı Bankanın talebi olan %54 temerrüt faizi işletilerek sonuca gidileceğini, Davacı Bankanın Kök Rapora konu takip talebinde temerrüt faiz oranı 9458,80 olarak talep edildiğini, bu durumda davacı bankanın, 25.12.2019 tarihi itibari ile davalılardan alacaklı olduğu tutarın 250.000,00-TL anapara, 103.125,00-TL takip iflas tarihi arasında temerrüt faizi, 5.156,25-TL takip iflas tarihin arası işlemiş temerrüt faizi BSMV, 1.166,03-TL ihtarname masrafa toplamının 359.447,28-TL olarak hesapmış, davacı bankanın talebi olan 250.000,00-TL anapara alacağına 25.03.2019 Takip tarihi ile davalı firmanın iflasına dair hükmün kurulduğu 25.12.2019 tarihleri arasında %54 temerrüt faizi işletilmiş, hesaplama sonucunda davacı bankanın 25.12.2019 tarihi itibariyle davalılardan; 250.000,00-TL anapara, 103.125,00-TL takip iflas tarihi arası işlemiş temerrüt faizi, 5.156,25-TL takip iflas tarihi arası işlemiş tamerrüt faizi BSMV, 1.166,03-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 359.447,28-TL alacaklı olduğu sonucuna varıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
… 6. İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … Bankası Anonim Şirketi, borçluların …, …, Tasfiye Halinde … Sanayi Anonim Şirketi, olduğu, takibin 1.161.301,20-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, 25/03/2019 tarihli ödeme emrinin … Şirketi’ne 27/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlular … ve …’e çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatların iade döndüğü, … 6. İcra Dairesinin 20/11/2020 tarihli müzekkere cevabında da davalı borçlular … ve …’e çıkarılan tebligatların iade döndüğünün bildirildiği, her ne kadar borçlular …ve …yönünden ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında değerlendirme yapılmasında engel bulunmamakta olup, takip dosyasındaki tüm borçlular adına vekillerinin 02/04/2019 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 02/01/2020 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinde harca esas değeri 250.000,00-TL olarak göstermiş, takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş, Mahkememizin 01/12/2021 tarihli celse 1 nolu ara kararı ile kısmi olarak talep ettiği tutarın açıklanması için süre verilmiş, davacı vekili 08/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde Davaya konu icra dosyasından takip talebi ile 1.161.301,20TL toplam alacağının takip tarihi itibarı ile 250.000,00TL tutarındaki kısmını talep ettiklerini, takip talebinde talep edilen anapara tutarı yüksek olduğundan, yalnızca dayanak takip dosyası ile sınırlı olmak üzere harca esas değer olarak gösterilen 250.000,00-TL’nin anapara alacağı olduğunu, bu anapara alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %54 temerrüt faizi üzerinden yapılacak hesaplama ile takibin devamına karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin açıklaması da göz önünde bulundurularak davanın 250.000,00-TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %54 temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi kök raporunda alacağın tamamı yönünden değerlendirme yapıldığı, davacı vekilinin açıklaması üzerine alınan bilirkişi raporunda davacının talep edebileceği asıl alacağın 250.000,00-TL olduğu belirtilerek işlemiş faiz tutarı ve masraflar da hesaplanmış ancak davacı vekilinin 08/12/2021 tarihli beyan dilekçesi ile 250.000,00-TL anapara alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %54 temerrüt faizi üzerinden yapılacak hesaplama ile takibin devamını talep ettiği, işlemiş faiz talebinin ve masraf talebinin bulunmadığı anlaşılmış, taleple bağlı kalınarak 250.000,00-TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yine bilirkişi ek raporu ile belirlenen %54 temerrüt faizi işletilmek suretiyle takibin devamına karar vermek gerekmiş, ancak davalılardan şirket hakkında iflas kararı verilmiş, icranın (dosyaya eklenecek evraklarda bulunan) 08/07/2021 tarihli müzekkere cevabı ekinde yer alan sıra cetveli ve derece kararında davacı bankanın alacağının 57. Sıra no’da 4. Sırada kabulüne karar verilmiş, davacı vekili 09/03/2022 tarihli celse sırasındaki beyanında işbu dava ve takibe konu alacağın davalı şirketin iflas masasına kesin olarak kabul edildiğini bildirmiş, bu nedenle davalı şirket hakkında konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına kararı vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılar … ve …’ten alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
Davalılar … ve … yönünden; … 6. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında, adı geçen davalıların itirazlarının 250.000,00-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren 250.000,00 TL asıl alacağa yıllık %54 temerrüt faizi ve faizin %5’i gider vergisi işletilmek suretiyle takibin devamına,
Davalı … AŞ yönünden dava konusuz kaldığından adı geçen davalı şirket yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alacağın %20’si oranında 50.000,00-TL icra inkar tazminatının davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 17.077,50-TL harçtan peşin alınan 3.019,38-TL, mahsubu ile bakiye 14.058,12-TL harcın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 3.019,38-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı, 481,50-TL davetiye gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.563,08-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 21.050,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilnin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”