Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/296 E. 2021/212 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/296 Esas
KARAR NO : 2021/212
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunması nedeniyle, HMK m.403 gereğince davalıya tebligat yapılmaksızın delil tespiti, bu kapsamda, … Mah. … Cad. … A Kapısı Dükkan …-İstanbul adresinde bulunan … adlı işyerinde keşif yapılmak suretiyle; İşyerinde hangi faaliyetlerin yürütüldüğünün, hangi mal ve hizmetlerin satıldığının tespiti, işyerinin hangi tarihte faaliyete başladığı, işyerinin vergi levhasının, ruhsatlarının, sahibinin, yetkilisinin, işletmecisinin tespiti, işyeri çalışanlarının kimliklerinin ve son 1 yıl içindeki işverenlerinin tespiti, işyerinde kullanılan POS cihazlarının ve kim adına kayıtlı olduklarının tespiti, işyerinde kullanılan … model … marka epilasyon makinası ile bu makinaya ait demirbaş kaydının tespitini, davalının rekabet yasağının ihlali ve haksız rekabet teşkil eden tüm eylemlerinin tespiti, men’i (önlenmesi), sonucun ortadan kaldırılması (giderilmesi), bu kapsamda … Mah. … Cad. … dükkan …-İstanbul adresinde … adlı işyerinde gerçekleştirilen faaliyetlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i (önlenme), sonucunun ortadan kaldırılması (giderilmesi), haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasına ilişkin dava dilekçesinin sunulduğunu, müvekkili şirketin, kişisel bakım-kozmetik ürünleri ticareti ile iştigal etmekte olup, güzellik salonları işlettiğini ve faaliyetlerinin büyük bir kısmını, tamamı …’lerde olmak üzere franchisingleri vasıtasıyla sürdürdüğünü, müvekkili ile davalı arasında 27.06.2013 tarihli franchising sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye dayalı olarak, davalının, 27.06.2013 tarihinden bu yana … Mah. … Bulvarı … Blok … …-İstanbul adresinde bulunan … Mağazasını işlettiğini, franchise alanın en temel yükümlülüklerinden birinin franchise verenin menfaatlerini koruma ve sadakat yükümlülüğü oluşturduğunu, davalının müvekkilin franchisingi olarak faaliyet gösterdiği …’de, üstelik … Mağazası ile aynı katta bulunan, … Mah. … Cad. … Dükkan …-İstanbul adresinde bulunan bulunan … adlı yerde de faaliyet gösterdiği anlaşılıp, belirtilen faaliyetten, … adlı işyerine 26.06.2020 günü giderek hizmet alan bir müşterinin müvekkille temasa geçmesi nedeniyle haberdar olunduğunu, buna göre, … (TC.no … ) adlı müşteri … adlı işyerine gittiğini, kişisel bakım hizmeti alıp, buna karşılık kredi kartı ile ödeme yapıp, satış fişi istemesi üzerine önce kendisine fiş verilediği, işyerinde bulunan çalışanlar tarafından davalı … çağrılıp, davalının işyerine gelmesi sonrasında çekim yapılan kredi kartı slibi iptal edildiği, müşteri … Mağazasına davet edilip ve burada kendisine … Mağazasına ait satış fişi ibraz edildiğini, Müvekkilinin faaliyetlerini bilen ve müvekkilinin sürekli müşterisi olan …, … adlı işyerinin müvekkili ile ilgisini anlamayarak müvekkilinin kurumsal e-posta adresine ileti göndermek suretiyle şikayette bulunduğunu, yapılan bildirim üzerine müvekkilinin, … adlı işyerinde gözlemler yapıp belirtilen işyerinde davalının daha önce …… Mağazası için satın aldığı … model … marka epilasyon aletinin kullanıldığını, yine işyerinde davalı yanında daha önce çalışan kişilerin çalıştığını görmekle, davalının rekabet yasağına aykırılık ve haksız rekabet içeren eylemleri içinde olduğunu anladığını, HMK m.400 vd nda delil tespiti kurumu düzenlenmiş bulunmakla, HMK m.403 ‘Talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hâllerde’ davalıya tebligat yapılmaksızın delil tespiti yapılabileceğini hüküm altına alındığını, İşbu davaya ilişkin tebligatın davalıya ulaşması ile Mahkemece incelenmesi mümkün olmadan dava delillerinin bir kısmı veya tamamının karartılması ihtimali bulunduğun bu ihtimal ise müvekkilinin ciddi zararlar görmesine, işbu davadan beklenen yararın ortadan kalkmasına neden olabileceğini, bu nedenle davalılara tebligat yapılmadan belirtilen davalı adreslerde delil tespiti yapılmasını, … Mah. … Cad. … Dükkan …-İstanbul adresinde … adlı işyerinde gerçekleştirilen rekabet yasağının ihlali ve haksız rekabet teşkil eden faaliyetlerin tespiti, men’i (önlenmesi), sonucun ortadan kaldırılması (giderilmesi), haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasınına, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini vekaleten talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 27.06.2013 tarihli Franchising Sözleşmesi akdedildiğini ve müvekkili tarafından iş yerinde müşteri memnuniyetine, sözleşme hükümlerine ve marka hakklarına her zaman hassasiyet gösterilerek hizmet sunulduğunu, müvekkilinin sözleşme hükümlerine ve marka haklarına hiçbir zaman, hiçbir şekilde herhangi bir aykırı eylemi söz konusu olmadığını, ancak gelinen aşamada davacının olumsuz davranışları sonucu müvekkilinin franchise sözleşmesinden ayrılma kararı almış ve davacıya bu durumu … Noterliği’nin 26.06.2020 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bildirdiğini, tespit isteyen vekili tarafından, “…” isimli işyerinin … markası ile haksız rekabet ettiği, ürünleri kullandığı vs iddia edildiğini, her ne kadar işbu davada söz konusu işyeri ile müvekkil arasında ilgi kurulmaya çalışılmışsa da, müvekkilinin söz konusu işyeri ile herhangi bir ilgi ve alakası bulunmamakta olup, söz konusu işletmenin … markasına herhangi bir aykırı hareketi nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, huzurunda görülen davada davacının, delil tespiti yolu ile var olduğunu iddia ettiği haksız rekabet faaliyetinin tespitine, bu fillerin men’ine, sonucun giderilmesine, malların imhasına karar verilmesini talep ettiklerini, Ancak gerek 6769 sayılı Sinai Mülkiyet Kanunu gerek T.T.K. m. 56 vd. hükümleri gerekse H.U.M.K hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile bunlara ilişkin fiillerin önlenmesi tek başına delil tespitine konu olamazlar. Bu talepler hakkında karar verilebilmesi yargılamayı gerektirdiğini, bu sebeple davacının delil tespiti yolu ile bu konularda karar verilmesi talebine itiraz ederek bu yolda ki taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, tespit talebinde bulunan vekili tarafından tespit talebinde bulunulmuş ve akabinde keşif mahalline gidilerek yapılan tespite istinaden bilirkişi raporu tanzim edildiğini, fakat söz konusu delil tespiti talebinden ve tespitin yapılmasına ilişkin müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmadığı ve haberdar olunmadığını bu yönü ile de aykırılık içeren tespitlere ve işbu davaya itiraz ettiklerini, dava içeriğinde yapılan herhangi bir tespitte bu bakımdan hükme esas alınamayacağını, taraflar arasında Franchising Sözleşmesi akdedilmiş ve müvekkili tarafından iş yerinde müşteri memnuniyetine, sözleşme hükümlerine ve marka hakklarına her zaman hassasiyet gösterilerek hizmet sunulduğunu, müvekkili sözleşme hükümlerine ve marka haklarına hiçbir zaman, hiçbir şekilde herhangi bir aykırı eylemi söz konusu olmadığını, müvekkilinin bugüne kadar göstermiş olduğu hizmet kalitesiyle, davacının marka değerini yükselttiğini, Ancak son zamanlarda davacının yani franchise verenin uzun süre ortadan kaybolması ve kendisine hiçbir şekilde ulaşılamaması; hakkında çıkan olumsuz duyumların markaya yansımaları, davacının akabinde kendi içinde ikinci bir marka çıkarması ve buna yatırım yapması ve bunun gibi yaşanan olumsuzluklar sonucu müvekkili franchise sözleşmesinden ayrılma kararı almış ve davacıya bu durumu … Noterliği’nin 26.06.2020 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bildirdiğini, müvekkilinin iddia olunan “…” ile hiçbir ilgi ve alakası olmadığını, bu davadan sonra söz konusu marka sahipleri de müvekkilini kendilerini rahatsız etmekle itham edip, ihtarlar keşide ettiklerini, arz edilen sebepler nedeni ile Maddi ve Manevi Tazminat davası ile diğer her türlü dava açma haklarımız saklı kalmak kaydı ile davanın reddine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilemesini arz ve talep etmişlerdir.
… vekili tarafından fer’i müdahil talebinde bulunulmuş olup Mahkememizin13/11/2020 tarihli celse 4 nolu ara kararı ile talep kabul edilmiştir.
Feri Müdahil … vekili müdahale dilekçesinde; Müvekkilinin … isimli … Mah. … Cad. … Dükkan … – İstanbul adresindeki iş yerine Mahkemece keşfe gelindiğini ve müvekkilinin açılan davadan bu şekilde haberdar olduğunu, müvekkilinin iş yeri ile davalı arasında hiç bir bağlantı bulunmadığını, davacının müvekkilinin … isimli iş yerinde gerçekleştirilen faaliyetlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin ileri sürülmesi ve verilecek karar neticesinin müvekkilinin iş yerinin de etkilenme ihtimali gereğince müvekkilinin davaya müdahil olma zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle, müvekkilinin eldeki davaya HMK’nın ilgili maddeleri gereğince davaya müdahilliğine karar verilmesini ve sonrasında neticeten davanın reddini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Davanın; Haksız Rekabetten Kaynaklanan Tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili Av. …’in 28/12/2020 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, Davalılar vekili Av. …’in 19/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile davacının sunmuş olduğu feragat beyanına istinaden davacı vekilinin iş bu feragatlerini kabul ettiklerini, iki taraf içinde yargılama giderleri ve yasal vekalet ücreti takdir edilmemesini, aksi durumda yapılan yargılama giderlerinin ilgili taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde yer alan vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin yer aldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili 19/02/2021 tarihli dilekçesinde; feragat halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat HMK’nın 307.maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacı vekili 28/12/2020 tarihli sunduğu dilekçesinde davadan feragat ettiklerini bildirdiğinden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Davadan feragat ilk celseden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca karar ve ilam harcının 2/3’ü olan 39,53-TL harcın peşin alınan 54,40-TL den mahsubu ile bakiye 14,87 TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana ve feri müdahile iadesine,
3-HMK’nın 312/1. maddesi uyarınca davacı yanca yapılan tüm giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Davalı vekilinin talebi doğrultusunda lehlerine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dair; tarafların yokluklarına; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza