Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/285 E. 2023/158 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/285 Esas
KARAR NO : 2023/158

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/08/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin mahkememize verdiği 03.08.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 03/08/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigortaya sigortalı olan … plakalı aracı ehliyetsiz olarak kullanan …’in …’te … Plakalı araca % 100 kusurlu şekilde çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, davalı şirketin kusurlu aracın maliki olduğunu, hasar bedeli olarak sigortalılarına 14.04.2016 tarihinde 7.045,82-TL ve 30.05.2016 tarihinde 19.754,18 -TL hasar bedeli ödendiğini, bu nedenle 14.04.2016 tarihinde 7.045,82 -Tl ve 30.05.2016 tarihinde 19.754,18- Tl bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren rücuen tazminatına hükmedilmesini, davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine ” karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin vermiş olduğu 09/09/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın 2 yıl içinde açılması gereken davalardan olduğu, iki yıl içinde açılmadığından davanın yerinde olmadığını, mahkememizin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, husumet itirazlarının olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanması gerektiğini, kusurun ne şekilde tespit edildiğinin belli olmadığını, kaza karışan … Plakalı aracın kusurlu olduğunu beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava zorunlu mali sorumluluk sigortacısı tarafından zarar gören 3. kişiye ödenen tazminatın, sigortalısından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2016/825 esas sayılı dosyasında alınan 03.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafa ait … plakalı motosikletin ehliyetsiz sürücüsü …’ in, meydana gelen kazada %100 oranında tamamen kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı … Şirketine zorunlu mali sorumluluk (trafik) poliçesi ite sigortalı bulunan … plakalı motosiklet sürücüsü … kaza tarihinde ehliyeti bulunmamaktadır. Trafik poliçesi Genel Şartlarının B.4/b maddesinde tazminatı gerektiren olayın aracın Karayolları Trafik Kanununa göre gereken ehliyetnameyi haiz olmayan kimselerce sevk edilmesi sırasında meydana gelmesi halinde ödemede bulunan sigortacının tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmış olduğundan Davacının Davalıdan 30.05.2016 tarihinde itibaren 19.754,18- TL, 14.04.2016 tarihinden itibaren de 7.045,82- TL olmak üzere toplam 26.800,00 -TL alacaklı olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce 2016/825 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde 15/11/2017 tarih ve 2017/835 karar sayılı kararında; davalıya ait araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya istinaf incelemesi için İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
İstanbul BAM 9. HD 12/03/2020 tarih 2018/1228 esas 2020/426 karar sayılı ilamında; “…2918 sayılı KTK’nın 109/4 maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının zamanaşımı başlığını taşıyan C.8 maddesinde, “motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, davacı sigortacı yönünden rücu hakkı kendi yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiği (hak sahiplerine ödemenin yapıldığı) tarihte doğmakta olup zamanaşımı da bu tarihte işlemeye başlayacaktır.
Somut olayda, davalının trafik sigorta poliçesini temin eden davacı … şirketi, 02/02/2014 tarihinde sigortalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle hak sahiplerine poliçe gereği olarak 14.04.2016 tarihinde 7.045,82 TL, 30.05.2016 tarihinde 19.754,18 TL ödeme yaptığı belirtilmiş ancak ödemeye ait dekont belgeleri dosya kapsamına sunulmamış olup mahkemece davalının zamanaşımı savunması değerlendirilmemiştir. Bu durumda davacı … şirketi tarafından ödemelere ilişkin yazışmalar dışında ödemeye dayanak belgeleri sunmak üzere mahkemece sürü verilip davalının zamanaşımı definin KTK 109/4 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yine Mahkemece … 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosya celp edilerek davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi de doğru olmamıştır…” gerekçesiyle Mahkememizin 2016/825 esas 2017/835 karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiş, BAM kaldırma ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2020/285 esas sırasına kaydedilmiştir.
Kaldırma ilamında belirtilen;
ödemeye ait dekontlar getirtilmeden karar verildiği hususu yönünden; kaldırma ilamı sonrası Mahkememizin 11/11/2020 tarihli celse 1 nolu ara kararı ile ödeme dekontlarının sunulması için davacı vekiline süre verilmiş ve davacı vekili 16/11/2020 tarihli beyan dilekçesi ekinde ödemeye dair dekontları sunmuş ve incelenmesinde 14/04/2016 tarihinde …’e 7.045,82-TL, 30/05/2016 tarihinde Mapfre’ye ödeme yapıldığı görülmüş, mapfreye yapılan ödemeler toplu olup yazışmalar ve sunulan belgelerden bu tutarın 19.754,18-TL olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca zamanaşımı itirazı değerlendirilmeden karar verildiği hususu yönünden ise; BAM kaldırma ilamı sonrası Mahkememizin 06/01/2021 tarihli celse 1 nolu ara kararında Ödemelerin yapıldığı 14/04/2016 ve 30/05/2016 tarihleri dikkate alındığında KTK 109/4.maddesinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği gerekçesiyle davalının zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Yine kaldırma ilamında; kusur raporuna itirazların … 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası getirtilerek değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş; Mahkememizin …esas sayılı dosyasında alınan 03/07/2017 tarihli kusur raporunda …’in %100 kusurlu olduğu; … 12. ATM’nin … esas sayılı dosyasında alınan 24/11/2020 tarihli kusur raporunda …’in %50 ve …%50 kusurlu olduğu; Bam kararı sonrası Mahkememizin işbu dosyasında alınan 15/11/2021 tarihli ek raporda ise …’in %50 ve …’in %50 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup; raporlar arasındaki çelişki nedeniyle çelişkinin giderilmesi için 02/02/2022 tarihli celse 1 nolu ara kararı doğrultusunda İTÜ’den seçilen 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
İTÜ Makine Mühendisi …,…,… tarafından müşterek imzalı 31/01/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; takdiri Mahkemeye ait olmak üzere yapılan inceleme neticesinde… plakalı otomobil sürücüsü …’in %50 (yüzde elli) oranında eşit derecede kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’İn %50 (yüzde elli) oranında eşit derecede kusurlu olduğu, olayın meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde; kusur raporları arasında çelişkiyi giderir üç kişilik Makine Mühendisi bilirkişiler …, …, …’in 31/01/2023 tarihli kusur raporunda; … %50 … %50 kusurlu olarak belirlenmiş olup, 31/01/2023 tarihli raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirildiğinden dava konusu kazada …’in %50, …’in ise %50 kusurlu olduğu tespiti karşısında davanın kısmen kabulü ile kusur oranına göre yapılan ödemelerin yarısı oranında davacının davalıya rücu edebileceği anlaşılmış olup ödenen tutarların 14/04/2016 tarihinde 7.045,82-TL ve 30/05/2016 tarihinde 19.754,18-TL tutarındaki ödemelerin, belirlenen kusur oranına göre yarısının (davacının talebi avans faizi olsa dahi davalıya ait aracın motosiklet oluşu ve kullanım şeklinin ticari olduğuna dair dosya kapsamında delil bulunmayışı dikkate alınarak ) ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve fazla talebin ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
3.522,91-TL’nin ödeme tarihi olan 14/04/2016 tarihinden itibaren, 9.877,09-TL’nin ise ödeme tarihi olan 30/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 915,35-TL harçtan peşin alınan 457,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 457,67-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 235,50-TL tebligat/ posta gideri, 4.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 4.435,50-TL’nin haklılık durumuna göre 2.226,75-TL tutarındaki kısmı ile 29,20-TL başvurma harcı, 457,68-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.717,93-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”