Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/238 E. 2022/98 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/238 Esas
KARAR NO : 2022/98

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/05/2020
KARAR TARİHİ : 11/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu tarafından 16.09.2014 tarihinde … İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak ile … Sokak köşesi adresinde dava dışı …’in sevk ve idaresinde olan, davalı şirkete ait … plakalı aracın çarpması neticesinde müvekkil şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan havai hat demir direğe, kablo ve tesisata hasar verildiği tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkil şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj ve işçilik gibi bedellerin zarar verenden tahsili amacıyla KDV dahil- toplam 6.161,00-TL borç davalı yana tahakkuk ettirildiğini, davalı borçlu … Genel Müdürlüğü tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 6.161,00-TL hasar bedeli i1e 578,46-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 6.739,46-TL’nin tahsili amacıyla .. 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapılmış ve borçluya Örnek No: … ödeme emri gönderildiğini, davalı ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlu itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe , takibe konu borca , borç miktarına, faize , faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine külliyen itiraz etmiş, takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlunun itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 S.’lı TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, görüşme sonunda anlaşılamaması üzerine ilgili anlaşamama tutanağı tanzim edildiğini, ayrıca davalı/borçlu tarafından yapılan itiraz beyanıyla icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olsa da müvekkil şirket tesislerine hasar verilmiş olup söz konusu zarar verici eylemin niteliği itibariyle haksız fiil teşkil etmesi ve haksız fiilden doğan davalarda “zarar görenin yerleşim yeri” icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkisinin bulunması dolayısıyla zarar gören müvekkil şirketin yerleşim yerinin tabi olduğu İstanbul Adliyesinin icra daireleri ve mahkemeleri İİK 50. Maddesinin atfı ve HMK’nın 16. Maddesi gereği yetkili olduğunu, söz konusu hasar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçlular haksız fiilden kaynaklı müvekkil kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmemiş; hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiklerini, dilekçemiz ekinde sunduğumuz hasara ilişkin tutanaklar incelendiğinde huzurdaki davamızın haklılığı ve davalının itirazlarının haksızlığı ortaya çıkacağını, davalının … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin davaya karşı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın hasar iddiası haksız ve mesnetsiz olup, müvekkil şirketin somut olayda kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere davacı taraf, müvekkil şirkete ait … plakalı aracın elektrik direğine çarparak elektrik hattına zarar verdiğini ileri sürüldüğünü, ancak maddi vakıa incelendiğinde, müvekkili şirketin somut olayda her hangi bir kusuru ve dolayısı ile de sorumluluğu bulunmadığı anlaşılacağını, zira anılan olay, müvekkile ait aracın elektrik direğine çarpması şeklinde olmadığını, elektrik hattına ait kablolara takılması şeklinde gerçekleştiğini, dilekçemiz ekinde sunulan belgeden de anlaşılacağı üzere, müvekkile ait beton pompası aracının seyir halindeyken yerden yüksekliği azami 3,9 yani yaklaşık 4 metre olduğuun, söz konusu araçların ölçüleri bir üretim standardına tabi olup, standarda aykırı bir aracın trafikte olması mümkün olmadığını, keza elektrik hatlarına bağlı direkler de en kısası 9,5 metre olmak üzere 10 metre yüksekliğinde olduğunu, seyir halindeki yüksekliği azami 4 metre olan bir beton pompasının, en az 9,5 metre yükseklikteki bir elektrik kablosuna takılması normal koşullarda fizik kurallarına aykırı olduğunu, ancak somut olayda elektrik direklerine bağlı olan kabloların standarda aykırı ve kusurlu olması sebebi ile müvekkile ait araç bu kablolara takıldığını, dolayısı ile somut olayda müvekkilin her hangi bir kusurundan bahsedilemeyeceğini, davacı tarafın talep ettiği hasar bedeli fahiş nitelikte olduğunu, yukarıda izah edildiği üzere, müvekkilin kusuru bulunmayan bir eylemden sorumlu tutulması mümkün olmadığını, bunun yanı sıra kesinlikle davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, davacının talep etmiş olduğu hasar bedelinin de tek taraflı bir iddia ve bilimsel olmayan bir değerlendirmeye tabi olması sebebi ile de kabulü ve hükme esas alınması mümkün olmadığını, davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinde, müvekkilin icra takibine vaki itirazının haksız olduğundan bahisle icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiş ise de söz konusu talep ve iddiasının da kabulü mümkün olmadığını, zira yukarıda da ifade ettiğimiz üzere somut olayda kusur ve sorumluluğu bulunmayan müvekkilin gerçekte hiç olmayan bir borca itiraz etmesi usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle tazminata mahkum edilmesi söz konusu olamayacağını, bu nedenle iddia olunan zararın ve hasar bedelinin yargılamaya ve ispata muhtaç olduğu göz önüne alındığında, müvekkilin gerçekte hiç var olmayan bir borca ilişkin olarak kötü niyetli bir şekilde alacağın tahsilini sürüncemede bırakma çabası içinde olduğundan söz edilemeyeceğini, haksız ve mesnetsiz davanın bu yönüyle de reddini talep etme zorunluluğumuz doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; itirazın iptali davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; Hasar faturaları, tespit tutanağı, … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, ödeme emri, hasar tespit tutanakları, tanık, bilirkişi incelemesi sair her türlü yasal delillere dayanmışlardır.
Davaya dayanak … 31. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … Şirketi borçlulunun …Limited Şirketi aleyhine toplam 6.739,46-TL alacağın tahsili için 04/02/2015 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun süresinde borca ve faize itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre bilirkişi alınan 24/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … A.Ş. tinin Tutanak adresindeki Havai Hat Demir Direk tesislerine dosyaya sunulan hasar tespit tutanağında hasarın oluş şekline ait anlaşılır detay yazılmadığından hasarın ne şekilde meydana geldiği tespit edilememiş olup kusur dağılımı yapılamadığını, davacı … A.Ş. tinin tesislerinde meydana gelen hasar bedeli tutarının kdv dahil 2.411.58 TL olabileceği, 03/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök rapordaki malzeme bedelini sehven KDV dahil 2.410,58-TL’sini sehven düzenlenerek aşağıdaki şekilde gösterildiği, 2.411,58-TL + %18 KDV 434,01-TL KDV dahil 2.845,59-TL olarak düzenlendiği, kusur yönünden değerlendirilmesinin kök raporda değişiklik yapılamayacağı şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacı yanın, 04/02/2015 tarihinde davalı borçlu aleyhine … 31. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası 6.739,46-TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu, … A.Ş. 1. Bölge Müdürlüğü … İşletme Müdürlüğü yetkilileri tarafından tanzim edilen 04.04.2014 tarihli Hasar Tespit Tutanağında ;04.04.2014 tarih ve saat 20:30 da … Adresinde Direk numarası … ve … kablo türü 150mt3x7041x1649542 adet 10 Uk havai hat demir direkve kabloya … firmasına ait sürücü … idarwesindeki … plaka sayılı Mikserin hasar verdiğinin tespit edildiğini belirten tutanağın imza altına alındığı, tutanağın nasıl meydana geldiği yönünde açıklamalarda bulunulmadığından kazanın ne şekilde geldiği anlaşılamadığı ve kazada tarafların kusur oranları belirlenemediği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 81,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 0,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
6-Davacının / davalının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/davalıya vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır