Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/233 E. 2022/801 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
G
ESAS NO :2020/233 Esas
KARAR NO:2022/801

DAVA:Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/05/2020
KARAR TARİHİ:09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … … Türk Patent nezdinde 2014/… numaralı “…” ibareli markasının her
türlü tescil, ilan, harç ve ücretlerini ödemiş, ancak ödediği harç ve ücretler ile hak kazandığı hizmet bedelini davalı …
Maxımum şirketinden tahsil edemediği, ancak davalı …, müvekkil şirketin ödediği işbu harç ve ücretlerin
bedelini, işbirliği içerisinde olduğu ve nitelikli dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik gibi suçlarla müvekkil şirketi zarara
uğratan diğer davalı …’e gönderdiği, bu sebeple müvekkil şirket, davalılardan alacaklı durumda olduğu, davalılardan …’in, davacı şirkette marka departmanı yöneticisi olarak 22.09.2001 – 30.07.2018
tarihleri arasında görev yaptığı, bu süre zarfında pek çok usulsüz ve kanuna ve hukuka aykırı eylemlerde bulunduğu,
müvekkil şirketi dolandırarak müvekkil şirkete ait paraları usul ve yasaya aykırı yollardan kendi hesabına geçirdiğinin
tespit edilmesi üzerine kendisinin iş akdi haklı olarak feshedilmiş ve üzerinde çalıştığı dosyalar ve bu dosyalara ait
para ve muhasebe hareketleri müvekkil şirket tarafından inceleme altına alındığı, bu usulsüzlüklerinden biri de, müvekkili … Patent Şirketinin
müşterilerinin … Patent Şirketine ödemesi gereken ücret ve bedelleri, müşterilerle kanuna aykırı şekilde
anlaşarak bu bedellerin nitelikli dolandırıcılık yapmak suretiyle kendi şahsi hesabına gönderilmesini sağlaması olduğu, davalı-borçlu …’in bu suç oluşturan haksız fiil niteliğindeki işlemi birden çok kez tekrarlamış ve müvekkili şirketi büyük miktarda zarara uğratarak yaptığı nitelikli dolandırıcılık fiilleriyle kendisi de sebepsiz zenginleştiği, müvekkil şirket tarafından diğer davalı … … ve Ticaret Ltd. Şti.nin
2014/… numaralı “…” ibareli markasının tescil işlemleri yerine getirildiği ve tescil harcı bizzat …
Patent Şirketi tarafından ödendiği,
ancak davalı … … ve Ticaret Ltd. Şti marka tescil belgesi düzenleme harcını
ve diğer masrafları marka vekili olarak işlemini gerçekleştiren Av. …’ın yetkilisi olduğu davacı …
Patente değil davalı …’in şahsi hesabına gönderdiği, marka tescil hizmeti gerçekleştirilen …
şirketi tarafından müvekkil şirkete işbu marka tescil işlemlerine ilişkin resmi harç ve ücret bedelleri ile ilgili herhangi
bir ödeme yapılmadığı, böylece davalı …’in yaptığı usulsüz ve suç oluşturan haksız fiilleri ile
sebepsiz zenginleştiği, diğer davalılar da işbu haksız fiilin gerçekleşmesini sağladığı ve müvekkil şirkete ödemesi
gereken harç ve ücretleri de davalı … Erere usul ve yasaya aykırı biçimde gönderdiği, böylelikle müvekkil şirketin hem verdiği
hizmetin karşılığını alamadığı, hem de kendi cebinden ödemiş olduğu harç bedelini tahsil edemeyerek maddi zarara
uğradığı, müvekkil şirketin davalılardan … … şirketi tarafından ilgili resmi harç ve ücret bedellerinin ödenmediğini
davalılardan … bir kısım evrakları çalarken yakalanıncaya kadar …’in haksız ve kanunsuz
fiillerinden haberdar olamadığı, bunun sebebinin ise davalı … Ererin
kötü niyetli bir şekilde diğer davalılar ile anlaşıp işbirliği içine girmiş olması olduğu, davalılardan …in usulsüz diğer davranışlarının da fark edilmesiyle birlikte iş akdi haklı nedenle
feshedildiği, kendisi hakkında savcılığa suç duyurularında bulunulduğu ve alacak davaları açıldığı, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından …in banka hesap hareket dökümleri celbedilmiş ve bu hesap hareket
dökümlerinde davalı … … şirketinin …’e göndermiş olduğu havaleler açıkça görülmüş ve davalı
…’in hukuka ve kanuna aykırı şekilde diğer davalılar ile işbirliğine girerek müvekkil şirketin paralarını
zimmetine geçirdiği ve nitelikli dolandırıcılık yaptığı ve bu surette maddi menfaat elde ettiği ve müvekkil şirkete
ödenmesi gereken paraları kendi şahsi hesabına almış olduğu ortaya çıktığı, ayrıca …’in usulsüzlüklerinin anlaşılmasının ardından bir itiraf mektubu
yazarak bazı suçlarını ve ofis içindeki bazı evrakları çaldığı ve yok ettiğini kabul ve itiraf ettiği, ilgili hizmetin müvekkil şirket tarafından verildiği ancak …’in hileli davranışları neticesinde yapılan
hizmet ve ödenen harç ve ücretlerinin müşteriye faturalandırılmamış olduğunun fark edilmesi üzerine derhal
faturalandırma yapılıp; davalı … …, davalı …’in usulsüz ve suç
teşkil eden davranışlarını açıklayan bir mail gönderildiği ve tescil işlemleri yapılan 18.07.2014 tarih 2014/… Numaralı “…” ibareli markasına ilişkin
yapılan tesciline ilişkin işlemler ve müvekkil şirketin hak ettiği ödeniş resmi tescil harç ve hizmet bedelleri fatura
edildiği ve işbu fatura nındavalı … şirketine gönderildiği, işbu faturada belirtilen ve müvekkil şirkete ödenmesi gereken 520,00 TL tescil ve tescil belgesi düzenleme harç
bedeli ve yine müvekkil şirketin hak kazandığı ve müvekkil şirkete ödenmesi gereken tescil ve tescil belgesi düzenleme
hizmet bedeli olan 650,00 TL + %18 KDV yani toplam 1287,00 TL huzurdaki alacak davasına konu edildiği, ayrıca
bu tutara hak kazanılan ticari temerrüt faizi eklenmiş ve her ne kadar müvekkil şirket tarafından Türk Patente yapılan
ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizine hak kazanılmış olsa dahi, davalı … Maximuma faturaların bildirildiği
tarih olan 12.11.2018 tarihinden itibaren uygulanan ticari temerrüt faizi ile 1460,00 TL huzurdaki alacak davasına
konu edildiği, Bu sebeple müvekkil şirketin her türlü dava hakları saklı kalmak kaydıyla; Davalı … adına
tescilli 18.07.2014 tarih 2014/… Numaralı “…” ibareli markanın marka tescil ve ilan işlemleri için müvekkil
şirket tarafından yapılmış her türlü harç, ücret, masraf ve ödeme vb. giderleri ile müvekkil şirket … Patent
Şirketinin vermiş olduğu hizmet nedeniyle almaya hak kazandığı “hizmet bedeli” nin faizleri ile birlikte davalılardan
müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ettikleri, nedenler ile müvekkil şirketin huzurdaki davaya konu edilen
alacağının uygulanacak yasal faizleri ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen
alınmasına ve müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini, davalı … ererin ekte belirtilen banka hesaplarına ve davalıların sayın mahkemenizce
tespit edilecek banka hesaplarına borca ve faizine yetecek miktardaki tutar için önce
teminatsız işbu talebimiz uygun görülmediği takdirde mahkemece belirlenecek uygun
bir teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulması için ihtiyati haciz kararı verilmesini ve söz
konusu banka hesaplarının borç ve faize yetmemesi durumunda, davalı borçlunun başka
bankalarda hesapları var ise tespit edilerek bu hesaplarda bulunan paralara, üçüncü
kişilerdeki hak ve alacakları üzerine veya menkul ve adına kayıtlı gayrimenkul mallara, adına
kayıtlı araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi özetle: Davaya konu hususlar, müvekkil açısından davacı ile arasında bağıtlı hizmet ilişkisini ilgilendiren ve hizmete ilişkin
eylemlerle ilgili olup iş mahkemelerinin görevi alanında kaldığı, bu nedenle davanın görevsizlik nedeniyle reddinin
gerektiği, müvekkil ile davacının iş hukukundan kaynaklanan ihtilafları ile diğer davalının fatura alacağından kaynaklı
talepler farklı davaların konusunu oluşturduğu, farklı fiillere ve hukuki gerekçelere dayalı davaların birarada görülmesinin
hukuken mümkün olmadığı, dava konusu itibariyle zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğundan ve bu konuda başvuru belgesi
bulunmadığı anlaşılmakta ise, davanın bu nedenle de reddi gerektiği, Müvekkilin ikamet adresi … olduğundan yetkili Mahkemelerin İstanbul Anadolu
Mahkemeleri olduğu, müvekkil dava konusu “…” ibareli markanın menfaat sahibi olmadığı ve tescil işlemleri
müvekkil adına ve hesabına yapılmadığı, keza müvekkil ile davacı arasında bağıtlı bir marka tescil sözleşmesi de
bulunmadığı, dolayısıyla marka tescili ve buna ilişkin işlemlerden kaynaklanan fatura alacağında, müvekkilin
taraf sıfatı bulunmadığı, davacı tarafça
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğu anlaşıldığından, bu hususun da bekletici mesele yapılmasının zaruri olduğu, dava konusu edilen alacaklardan zamanaşımına uğramış olanların reddinin gerektiği, müvekkil davacı şirketin sigortalı çalışanı olup, 22.09.2001 ile 30.07.2018 tarihleri arasında çalışmış ve bu tarihte dava
konusu edilen hususlar bahane edilerek gerek müvekkil, gerekse müvekkilin kızkardeşi olan … ve şirketin
muhasebe departmanı çalışanı …’ın hakettiği kıdem tazminatı ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tüm
diğer işçilik alacakları ödenmeden işten çıkarıldığı, davacı dilekçesinde diğer davalı şirket lehine ” …”
ibareli marka başvuru için yapılan 520.TL.marka tescil ve harç ve ücreti ile 650.TL.ve kdv , gecikme faizi dahil olmak
üzere tescil ve tescil belgesi düzenleme hizmet bedelinin tahsilini talep ettiği, müvekkil davacının çalışanı olarak,
… ibareli markanın sahibi, bu markanın tescil hizmetini alan taraf değildir, kendisine yönelik bir fatura
kesilmediği gibi, markanın tescil işlemlerinden müvekkilin elde ettiği bir menfaat bulunmadığı, bu nedenle tescil
hizmetine ilişkin alacağın müvekkilden tahsili talebinin reddi gerektiği, müvekkil davacının iddia ettiğinin aksine hiçbir
şekilde diğer davalı ile menfaat ilişkisine girmemiş ve davalı ile birlikte bir eylem ve işlem birliğinde
bulunmadığı, müvekkilin beyanlarına göre, davacının yabancı ortaklarına ait hesaplara yapılan ve geri talep
edilen ödemelerin tümü ile müşterilere yansıtılan masraf ve tahsilatların tümü, davacının bilgisi ve talimatları ile ve
bizzat davacı tarafça kontrol edilerek gerçekleştirildiği, tüm ödeme işlemleri
davacının yöneticisi … …’ın kontrol ve talimatları ile yapılmakta, başka hiç kimsenin imza ve ödeme yapma
yetkisi bulunmadığı, davacı şirketin emir ve talimatları ile davacı şirketin genel
işleyişinde, müşterilerden fazla para tahsil edilmesi ve müşteri işlemlerinin masraf ve faturalarının şişirilerek,
müşterilerin gerçekdışı ve yanıltıcı belgelerle yanıltılması suretiyle haksız kazanç edilmesi olağan bir uygulamaya
dönüştüğü, yine müvekkilin beyanlarına göre davacı şirketçe, yasak olduğu halde çıkar çatışması olan işlerde
müşteriler haksız olarak temsil edilmekte, yurtdışı ortaklardan gelen belgeler bizzat davacı tarafından usulsüz ve
sahtecilik yoluyla tahrif edilerek müşterilerden yersiz ve yüksek miktarlarda tahsilatlar yapılmakta ve gerek
müşteriler, gerekse devlet kurumları (teşvik, kdv, vergi vb.alanlarda) zarara uğratılmaktadır. Davacı şirket, sırf ödeme
almak için usulsüz marka ve patent başvuruları yapmakta, usulsüzlüklerin yapılmasında davacı şirket çalışanları ile
müvekkil ve diğer çalışanların şahsi mevduat hesapları da zaman zaman kullanılmaktadır. Davacı tarafça müşterilere
Yüksek ücretli sahte faturalar gösterilerek alınan fazla bedeller, kimi zaman cari borçlardan mahsup edilmekte ya da
davacı ya da 3.kişilere ait başkacahesaplara aktarılması sağlanmaktadır. 4- Dava konusu banka hesap hareketlerinden
görüleceği üzere, müvekkil şahsi hesabına geldiği görülen bedel, müvekkilce … firmasının
… no’lu “…” marka başvurusunun sonuçlanması için aracılara ödenmek üzere hesaba
aktarılmıştır. Davacı şirketin müşterisi olan … firmasının … numaralı marka başvurusu
ile “…” markasının tescili yürütülmüş, ancakilgili tarihlerde yürürlüğe giren 556 sayılı Markaların T.c. İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas
Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereği iki aylık süre içerisinde marka tescil ücretleri davacı tarafça
Türk Patent ve Marka Kurumu’na ödenmemiş olduğundan başvuru hakkı düşmüştür. Müvekkil bu firmanın daha önce
davacı şirkete “…” ibareli marka tescili yapmak üzere başvurduğunu, ancak iş yoğunluğu nedeniyle davacı
şirket bünyesinde bu markanın tescilinin usulünce tamamlanmadığını, 2009 yılında yaptığı kontroller sırasında
farketmiştir. Marka ve muhasebe departmanlarında çalışanlar değiştiği ve sorumlunun bulunamayacağı, bu başvuru
bedelinin yatırılmamasından davacı şirket yöneticileri … ve … …’ın kendisini sorumlu tutarak,
onu tazminatsız olarak işten atmak için bahane yapacaklarını , daha da kötüsü kısa süre önce … isimli
başka bir çalışana da yapıldığı gibi kendisinin de tüm çalışanların içinde aşağılanacağını, azarlanacağını ve hakarete
uğrayacağını düşünen müvekkil, ayrıca müşterinin yurtdışındaki vekili tarafından da tescil belgesinin istenmesi
üzerine 02.02.2009 tarihinde marka başvurusunun ödemesinin yapılmasını sağlamış ancak Türk Marka ve Patent
Kurumu tarafından bu ödeme süreaşımı nedeniyle kabul edilmemiştir. … firmasının yurtdışındaki
aracı vekili ile de görüşen müvekkil, bu vekilin, hatayı hiçbir şekilde kendi müşterisine aktaramayacağını, hukuki ve
cezai yaptırımlarda bulunacağını ya da kendisinin yönlendirdiği Mehmet isimli aracı şahısla görüşerek bir çözüm
üretilmesinin sağlanmasını talep etmiştir. Bu şahıs ile yabancı vekilin talebiyle görüşen müvekkil, Mehmet isimli aracı
şahsın kendisine 32.500.USD ödenmesi karşılığında “…” markasına ait tescil belgesini alacağını söylemesi ve
12.06.2013 tarihinde ” …” markanın tescilini müvekkil firma dosyası üzerinden tescil ettirmesi üzerine, şahsa
bu ücretiödemek zorunda kalmıştır. Zira şahıs tescili yaptırdığını ancak talep ettiği bedel ödenmeden tescil belgesini
Kurumdan alamayacaklarını da beyan etmiştir. Yani işbu dava ile ilgili müvekkilin cebine giren tek kuruşolmamış,
müvekkilin ödeme yapma gücü olmadığından, davacı firma tarafından her zaman yapılagelen faturaların yükseltilerek,
değiştirilerek ödenmesi yoluyla bu şahsın istediği bedelin ödenmesizararının kapanmasını ve firma ile davacı arasında
süregelecek bir hukuki ihtilafın baştan engellenmesini sağlamaya çalışmıştır. Bu şekilde …
tarafından geri ödenen 3.569,50.EURO bedel, “…” markasının tescilini sağlayan bu aracı şahsa ödenmiş ve bu
ödemeler üzerine 13.07.2015 tarihin de tescil belgesi davacı şirkete teslim edilmiş ve … firmasına
iletilmiştir. Davacının iddia ettiği gibi bir sebepsiz zenginleşme ve haksız kazanç olgusu olmadığı gibi, sözedilen eylem
ve işlemlerin tümü, davacı nam ve hesabına, müvekkille davacı arasında bağıtlı hizmet sözleşmesi kapsamı içinde, işe
ve işverene ait olmak üzere gerçekleştirilmiştir. 5- Kaldı ki, müvekkil ile şirket sahipleri arasında şahsi para
alışverişleri, müvekkilin şirketin tahsis ettiği evde ikamet etmesi sebebiyle burası için yaptığı demirbaş nitelikli bakım
ve harcamalar, davacı tarafın çalışanlarına jestiyon, ikramiye, bedelsiz başvuru yapma hakkı gibi kimi hak ve
ödemelerin kayıtdışı, haricen yapılması gibi uygulamalar nedeniyle müvekkil de davacı şirket ve şirket yetkililerinden
şahsen alacaklı olduğundan müvekkilin maaş, kıdemalacağı gibi hizmet ilişkisinden doğan alacakları da halen
ödenmemiştir. Bu nedenlerle müvekkilin davacıya karşı hiçbir borcu da bulunmamaktadır. 6- Davacı müvekkilin,
diğer davalı ile iş ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğini ileri sürerek iddia niteliğinde pekçok isnatta bulunmuştur.
Bu iddia ve isnatları hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Müvekkil gibi daha önceden pekçok iftira ve mobinge uğrayan
davacı çalışanlarından … tarafından davacılar aleyhine açılan … Esas … Karar no’lu
Mahkeme Kararında, …’ın davacılar tarafından iftira, baskı ile istifaya etmeye zorlandığı mahkemece
de karara bağlanarak tazminat ödenmesine hükmedilmiştir ve şirket içerisindeki baskı ve mobbing açıkça kabul
edilmiştir. 7-Davacı şirket, içerisinde bu baskıcı yapı ve mobbing ile faaliyetlerine devam ederken, diğer taraftan
marka vekili olarak hizmet verdikleri müvekkillerini dolandırmakta, çeşitli sahtecilik fiillerini işlemekte,
müvekkillerine yanlış ve eksik bilgi vererek marka ve patent vekilliği görevini kötüye kullanmaktadırlar, ayrıca bu
işlemlerle ilgili olarak kendi çalışanlarını zorlamakta, zorla bu faaliyetlere katılımlarını sağlamakta ve itiraz
durumunda baskı, mobbing ve işten çıkarma tehdidi ile yıldırmaktadırlar. 8- Müvekkil tarafından tamamen iş akti
çerçevesinde, işyerinde ve hizmet ilişkisi kapsamında, davacının müvekkili olan diğer davalı şirket ile davacının marka
vekilliği işi kapsamında görülen iş ve hizmetler davacı nam ve hesabına yapılmıştır. Bu iş ve hizmetlerin ücreti vs.
Hususlarda müvekkilin taraf sıfatı yoktur. Müvekkil’in aktardığı bilgiler ışığında, marka ve patent hizmeti verdiği
müvekkil şirketleri aleyhine dolandırıcılık yaparak, kimi zaman buna ilişkin sahte belgeler tanzim ederek ve buna
ilişkin bedelleri şahsi hesaplarına tevcih eden, bunun için çalışanlarının hesaplarını da kullanan, haksız kazanç elde
eden ve çalışanlarını buna alet eden taraf bizzat davacının kendisidir,

davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Marka tescil işlemlerinden kaynaklanan hizmet bedeline ilişkin alacak davasıdır.
Mali müşavir bilirkişi … ve Fikri ve Sınai haklar (marka/ patent) alanında uzman bilirkişi … tarafından müşterek imzalı 21/01/2022 tarihli heyet raporunda özetle; Nihai karar Mahkeme’ye ait olmakla beraber dava dosyasında mevcut bilgi, belgelerde yapılan araştırma ve incelemeler sonucu; Arabuluculuk görümesinin ; 30/09/2019 tarihinde davacı -… ile … arabuluculuk son tutanağı olarak ANLAŞMAMA olarak sonuçlandığı, Davalı- … … Bankası ekstresi hakkında ; … -… jankası … numaralı hesaptan tespit ile ; 27/02/2015 tarihinde “… – tescil bedeli … max- … SAĞL “açıklama yapılarak 520 TL ödeme gelmiş olduğu, Davalı-… tarafça cevap dilekçesi yoktur , mahkeme salonununda da katılım olmadığı, Davacı şirketin dava konusu ihtilafı kapsayan 2018 yılı defter bilgileri TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak 2018 yasal süresi için de noter tasdiklerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış oldugu ve kesin delil olma vasfı taşıdığı , Davacı tarafından keşide edilen 12/11/2018 tarihli A-… hakkında davacı tarafından davalı- … sağlık keşide edilen fatura icmalinin tescil belgesi, sicil gazete ücreti olduğu ve 1.557,60 TL oldugu faturaya itiraz edildiğine dair bir evrak tespit olunmadıgı, 1.557,60 TL asıl alacağın; 12/11/2018 fatura tarihinden 12/05/2020 dava tarihine kadar olan geçen süreçte ticari işlerde faiz oranı değişen oranlar da İşlemiş faizin 416,31 TL olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili 09/03/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava konusu miktarı ıslah ettiklerini, davanın açıldığı tarihe kadar olan 1.557,60 TL asıl alacak + 416,31 TL faiz alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkili şirkete verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin davalı yana yükletilmesine ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini bildirmiş, aynı tarihte ıslah harcını yatırdığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacının talebi, davalı şirket adına yapılan marka tescil, ilan, harç ve ücretler ile hizmet bedelinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. Davalı …, davacının çalışanı olup, davalı şirket için yapılan hizmet nedeniyle doğan alacağının 520,00-TL tutarındaki kısmının davalı şirket tarafından davacı şirketin çalışanı olan davalıya ödendiğini ve bu ödemenin davalı … tarafından kendisine yapılmadığını belirterek hizmet bedelinin tamamını davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmekte ise de davacının davalı şirket adına yaptığı marka tescil işlemlerinden kaynaklanan alacağını konu ettiği davada bu alacağını kendi çalışanı olan diğer davalı gerçek kişi …’den istemesi mümkün değildir. Çünkü dava konusu alacağın dayanağı olan ticari ilişkinin tarafı davalı … değildir. Bu nedenle davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere davacının davalı şirket adına marka tescil işlemlerine ilişkin hizmeti ifa ettiği ve davacının davalı adına keşide ettiği 12/11/2018 tarihli A-… nolu faturadan kaynaklı olarak davalıdan 1.557,60-TL alacaklı olduğu, fatura tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faizin 416,31-TL olduğu netice olarak davacının ifa ettiği hizmet nedeniyle davalı şirketten toplam 1.973,91-TL alacaklı olduğu, dava dilekçesinde harca esas değerin 1.460,00-TL olarak gösterildiği ve davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile talebin bilirkişi raporuyla belirlenen tutarlar doğrultusunda artırıldığı ve ıslah harcının ikmal edildiği dikkate alındığında davalı şirket yönünden 1.460,00-TL asıl alacak ve 416,31-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 1.973,91-TL alacağın davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
1.460,00-TL asıl alacak ve 416,31-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 1.973,91-TL alacağın davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 134,84-TL harçtan 54,40-TL peşin harç ve 10,78-TL ıslah harcı olmak üzere peşin alınan 65,18-TL harcın mahsubu ile bakiye 69,66-TL harcın davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç, 10,78-TL ıslah harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 902,40-TL tebligat/ posta gideri, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.429,78-TL yargılama giderinin … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.973,91-TL vekalet ücretinin davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/11/2022

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.