Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/231 E. 2022/832 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/231 Esas
KARAR NO:2022/832

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/05/2020
KARAR TARİHİ:17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirket ile davalı karşı yan arasında 17/07/2018 tarihinde kavşak yönetim sisteminin yenilenmesi hususunda bir hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, bu hizmet sözleşmesi gereğince davacı müvekkil davalının mevcutta geliştirmiş ve işletmekte olduğu … Kavşak Yönetim isteminin yenilenmesi, sistem tüm modüllerinin ve çevre bileşenlerinin geliştirilmesi işlerinin davalının taleplerine göre ve işin teknik şartnamesi ile sözleşmede belirtilmiş bulunan her türlü ayrıntıya uygun şekilde yerine getirmesi borcunu üstlendiğini, buna karşılık davalı yanın borcu ise kararlaştırılan bedelin %20’lik kısmının peşin ve kalan tutarın ise 14 ay boyunca aylık periyotlar halinde ödenmesi olduğunu, müvekkil şirketin borcuna uygun bir şekilde ifa etmeye başladığını, davalı taraf da her ay müvekkil şirket tarafından düzenlenen fatura bedelini ödediğini, bu sebeple de cari hesap yöntemi ile her ay sonunda belirlenen hizmet bedelinin ödenmesi kararlaştırıldığını, ancak müvekkil şirketin borcunu yerini getirmesine rağmen davalı yanın bir kısım aylara ilişkin ödemeleri yapmadığını, davalı belediye şirketi olduğundan yerel seçim ve tekrarlanan seçim süreçlerini öne sürerek ödeme yapmaktan imtina ettiğini, bunun üzerine birkaç kez ihtar çekildiğini ancak buna rağmen bir ödeme yapılmadığını, işbu sebeple …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takibe girişildiğini, ancak bu takibe davalı borçlu tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, işbu sebeple borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile haksız itiraz sebebiyle %20’den aşağı olmamak koşulu ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takibin devamına karar verilmesini talep etmiş oldukları anlaşıldı.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil şirketin …’ye bağlı bir iştirak şirketi olduğunu, işbu sebeple Sayıştay denetimine tabi olup, kaynaklarını doğru ve verimli bir şekilde kullanmakla yükümlü olduğunu, huzurda görülen davada davacı yanın iddialarının asılsız olduğunu, davacı, taraflar arasında ortak yazılı mutabakat ile feshedilmiş sözleşmeye dayanak kötü niyetli , haksız ve mesnetsiz huzurdaki davayı açtığını, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında işbu davanın dayanağı olan sözleşme dışında devam eden başka hizmet sözleşmesinin mevcut olduğunu, ayrıca ticaret şirketlerinin temsil ve ilzam edilmesine ilişkin hususlar imza sirkülerinde açıklığa kavuşturulduğunu, mutabakat metninde imzası bulunan kişinin şirket yetkilisi olması gereği Yargıtay tarafından kabul edilen bir husus olduğunu, işbu sözleşmede mutabakat metni üzerinde müvekkil şirket kaşesinde imzası bulunan personel müvekkil şirketin imza sirkülerinde şirketi temsile yetkili olmadığını, bu itibarla anılan mutabakatın geçersiz olduğunu, ayrıca davacı yan sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve sözleşme konusu işleri sözleşme teknik şartnamesine uygun ifa etmediğini, sözleşme konusu işler ayıpsız ve eksiksiz teslim edilmediğini, müvekkil şirket bu eksiklikler ve ayıpların giderilmesini davalı yana birden çok defa ihtar ettiğini, sözleşmeden doğan işbu yükümlülüklerini yerine getirmemesi sözleşmeyi ihlal etmesi taahhütlerini yerine getirmemesi ve müvekkil şirkete ayıplı mal ve hizmet sunmuş olması sebebiyle müvekkil şirketin zarara uğradığını, davacı şirketin basiretli bir tacir olmaktan çok uzak davrandığını, davacı tarafından iddia edilen alacak tutarının asılsız olması sebebiyle davacı tarafından açılan haksız ve kötüniyetli icra takibine müvekkil şirketçe itiraz edildiğini işbu sebeple davacının işbu haksız ve hukuka aykırı, kötüniyetli olarak açmış olduğu davanının reddini ve ayrıca davacı şirket hakkında takip tutarının %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; …. İcra Müdürlüğü, … E., taraflar arasındaki sözleşme ve tüm mukaveleler, taraflar arasındaki mail ve ihtarname şeklindeki yazışmalar, davaya konu yazılım, donanım dosya ve bileşenleri, gerekmesi durumunda taşınamaz haldeki kurulu sistemler üzerinde yapılacak keşif, bilirkişi incelemesi, ticari defterler, muhasebe kayıtları, tanık beyanlarına dayanmışlardır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … ŞİRKETİ tarafından borçlu … ANONİM ŞİRKETİ aleyhine 1.011.735,00-TL alacağın tahsili için 31.01.2020 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 10.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 14/02/2020 tarihinde süresinde borca, faiz ve ferilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamında toplanan tüm deliller ile tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarı ile taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için rapor aldırılmış, 14.06.2022 tarihli raporda:
”…Davalı ve davacı arasındaki sözleşmelerden kaynaklanan alacaklarla ilgili tüm resmi defter ve belgeler incelenmiş aşağıda belirlenen hususlar tespit edilmiştir.
22.05.2019 tarihinde yapılan toplantı ve neticesinde sağlanan ortak mutabakat ile alınan kararlar ışığında belirlenen iş planında yer alan şartların sonradan davacı tarafından kabul edilmediği, sözleşme kapsamında tanımlanan … kavşak yönetim sisteminin yenilenmesi, sistemin tüm modüllerinin ve çevre bileşenlerinin geliştirilmesi işinin davacı şirket tarafından sözleşmede belirtilen tarihte ve sonrasında kararlaştırılan tarihte tamamlanmamış ve teslim edilmemiş olduğu ve sözleşmedeki ilgili maddeler ışığında davacı tarafın alacak talebinin uygun olmadığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan cari alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında davacının yüklenici, davalının işveren olduğu, 17.07.2017 tarihli akıllı kavşak ve sinyalizasyon sisteminin yenilenmesi için eser sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin süresinin 14 ay olup, sözleşme bedelinin 2.600.000 TL. Olarak belirlendiği, bu bedelin %20’lik kısmının başlangıçta, kalan tutarın ise 14 ay boyunca aylık periyotlar halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı yan; davacı şirketin borcunu yerini getirmesine rağmen davalı yanın bir kısım aylara ilişkin ödemeleri yapmadığını, icra takibine konu edilen tutara ilişkin davalı yetkilisi ile mutabık kaldıklarını ileri sürerek icra takibi başlatmış olup davalı yan ise; davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işlerin eksik ve ayıplı teslim edildiğini, 11.09.2019 tarihinde fesih protokolü yapıldığını, hak ediş düzenlenmediğini davacının talep hakkı olmadığını, mutabakat metni üzerinde şirket kaşesinde imzası bulunan personelin davalı şirketin imza sirkülerinde şirketi temsile yetkili olmadığını, bu itibarla anılan mutabakatın geçersiz olduğunu sürerek davanın reddine kararverilmesi gerektiğini savunmuştur.
O halde somut uyuşmazlıkta çekişme, tarafların sözleşmesel edimlerini yerine getirip getirmedikleri, 21.02.2020 tarihli, 1.011.735 TL’nin davalıya ödenmesi hususundaki mutabakat metninin geçerli olup olmadığı ve nihayet 11.09.2019 tarihli fesih protokolün hükümleri de değerlendirilmek suretiyle davacı yanın cari bir alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında imzalanmış 21.02.2020 tarihli mutabakat metninin davalı adına muhasebe personeli Volkan Meletli tarafından imzalandığı, davalı şirketin getirtilen kayıtlarına göre, işlem tarihi itibariyle adı geçenin davalının yetkili temsilcisi olmadığı, mutabakat belgesinin hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, 11.09.2019 tarihinde taraflar “müşterek fesih protokolü” akdedilmiş olup buna göre, 17.07.2018 tarihli sözleşmenin 27.2.a maddesi gereği sözleşmenin feshedildiği, tarafların bu sözleşme ile ikale yolu ile aralarındaki sözleşme ilişkisini sona erdirdikleri ve … nolu faturaların iptal edileceğinin ve tarafların ileriye dönük olarak birbirlerinden alacak talep etmeyeceklerinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı yan, davaya konu edilen cari alacağa ilişkin faturaların bu fesih protokolü kapsamında kalmadığını ileri sürmüştür.
14.06.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporda da değerlendirildiği üzere; 22.05.2019 tarihli toplantı ile yeni bir iş planı belirlemiş, kalan 9 hak edişin iş yapıldığı takdirde ödenmesine karar verilmiştir. 22.05.2019 tarihli toplantıda belirlenen iş planında yer alan şartların işin geldiği aşama, sözleşmede geçirilen süre ve geciktirilen ödemeler dikkate alınmak suretiyle davacı tarafından kabul edilmediği ve bu huşunun 11.07.2019 tarihinde ihtar olarak tebliğ edildiği görülmektedir.
Davalının 19.07.2019 tarihinde 11.07.2019 tarihli yazıya yanıt verdiği, özetle; yeni iş palanında kararlaştırıldığı üzere 28.06.2019 tarihinde … kapsamında tamamlanmış olması gereken işlerin tamamlanmamış olması nedeniyle hakediş onayı verilmediği, bu işlere ait inceleme raporlarını davacıya sunulduğu, ödemesi kararlaştırılan en son ve fatura döneminden sonra şirketiniz tarafından sözleşme ve eki olan şartnamenin gerekliliklerini tam anlamı ile sağlayan herhangi bir hizmet sunulmadığı, sözleşmenin 22.05.2019 tarihinde yapılan toplantı ve neticesinde sağlanan ortak mutabakat ile alınan kararlar ışığında değiştirildiğini ve bu hükümlere göre hareket edilmesi gerektiği bildirmiş olmakla, bu hususlar değerlendirildiğinde, sözleşme kapsamında tanımlanan … kavşak yönetim sisteminin yenilenmesi, sistemin tüm modüllerinin ve çevre bileşenlerinin geliştirilmesi işinin davacı şirket tarafından sözleşmede belirtilen tarihte ve sonrasında kararlaştırılan tarihte tamamlanmamış ve teslim edilmemiş olduğu, yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan söz konusu yazılımın hak edişlerin ödenmesi için kabule şayan olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, taraflar arasındaki sözleşme ve fesih protokolü kapsamı ile hükme elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre; 22.05.2019 tarihinde yapılan toplantı ve neticesinde sağlanan ortak mutabakat ile alınan kararlar ışığında belirlenen iş planında yer alan şartların sonradan davacı tarafından kabul edilmediği, sözleşme kapsamında tanımlanan … kavşak yönetim sisteminin yenilenmesi, sistemin tüm modüllerinin ve çevre bileşenlerinin geliştirilmesi işinin davacı şirket tarafından sözleşmede belirtilen tarihte ve sonrasında kararlaştırılan tarihte tamamlanmamış ve teslim edilmemiş olduğu ve sözleşmedeki ilgili maddeler ışığında davacı tarafın alacak talebinin uygun olmadığı anlaşıldığından davanın reddine, davalı yanın takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalı yanın koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 12.219,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.138,54-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 128.938,80-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Davacı vekilinin (e-duruşma) ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır