Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/169 E. 2020/229 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/169 Esas
KARAR NO:2020/229

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/03/2020
KARAR TARİHİ:07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından sigortalı … adına kayıtlı bulunan ” … plakalı aracın, 19.10.2018 başlangıç – 19.10.2019 bitiş tarihti … no’lu …Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığını, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 13.08.2019 tarihinde … sokağı ile … Caddesinde … nolu trafik ışıklarında geçiş yapan dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki sigortalı … plakalı aracın sağ ön kısmına çarptığını, iş bu çarpmanın etkisi ile müvekkili şirket tarafından sigortalı … plakalı sayılı aracın hasar gördüğünü, müvekkili şirketçe yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesinde sigortalı araçta 15.589,59-TL hasar bedelinin tespit edildiğini ve bu bedelin 10.09.2019 tarihinde sigortalıya ödendiğini, ödenen hasar bedelinin tazmini için… plakalı aracın kusurlu olması nedeni ile araç malikî ve sürücüsü olan davalı … aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davalının haksız ve kötü niyetli olarak yaptıkları itiraz üzerine durduğunu, açıklanan nedenlerle; öncelikle yargılama sonuna kadar … plakalı vasıtanın devrinin önlenmesi amacıyla trafik kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların … İcra Müdürlüğümün … Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranrnda icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya dava dilekçesi, tensip tutanağı ve duruşma gününü bildirir tebligatların usulüne uygun tebliğ edildiği ancak davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmaya da katılmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava; 13.8.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı rücuen alacaktan kaynaklı başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından, borçlu … aleyhine; toplam 15.589,59-TL rücuen tazminat alacağının tahsili için 16.12.2019 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından … İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … plakalı aracın kaza tarihi olan 13/08/2019 tarihinde ve halen kimin adına kayıtlı olduklarının bildirilmesinin ve ruhsat bilgilerinin gönderilmesi istenilmiş olup … İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü tarafından Mahkememize gönderilen ruhsat bilgilerinin incelenmesinden … plakalı aracın kullanım amacının hususu olduğu ve malikininde gerçek kişi olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan kasko poliçesinin incelenmesinden … plakalı aracın kullanım amacının hususu olduğu ve malikininde gerçek kişi olduğu tespit edilmiştir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.hukuk Dairesi 2018/1452 Es. ve 2019/1043 K. sayılı ilamında “… Dava dışı sigortalıya ait araç hususi otomobil olup ticari nitelikteki araçlardan değildir. Dava haksız fiile dayanılarak açılmıştır. Taraflar arasında ticari ilişki veya sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2014 tarih ve 2014/19739 E. 2014/16457 K. sayılı emsal kararı da bu doğrultudadır. ” yönünde karar verilmiştir.
Somut olayda davacı … vekili kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanarak işbu davayı açmıştır. Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, halefiyete dayandığından mutlak ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigorta şirketi, sigortalının sahip olduğu haktan fazlasına sahip değildir.Dava dışı sigortalıya ait araç hususi otomobil olup ticari nitelikteki araçlardan değildir. Dava haksız fiile dayanılarak açılmıştır. Taraflar arasında ticari ilişki veya sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır.İş bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla ve yukarıda belirtilen İstinaf kararında da belirtildiği üzere iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalının yüzünde, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2020

Katip …
(E-imzalı)

Hakim …
(E-imzalı)