Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/155 E. 2023/652 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/155 Esas
KARAR NO:2023/652

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/03/2020
KARAR TARİHİ:04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında 15.12.2010 tarihinde taşıt tanıma sistemi sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından yakıt alımları yapıldığını, sözleşme gereğince davalı tarafa yapmış olduğu alımlara ilişkin olarak faturalar düzenlendiğini ve ödeme talep edildiğini, ayrıca fatura bedellerine ilişkin bir adette faiz faturası düzenlendiğini ancak bu fatura bedelinin de davalı tarafça ödenmediğini, bu durum karşısında müvekkili şirket alacağının tahsili için davalı şirket hakkında ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe karşı borçlu tarafça itiraz edilerek icra dairesinin yetkisine asıl alacağa ve faiz ferilere itirazda bulunduğunu, icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın geçersiz olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.maddesinde uyuşmazlık başlıklı maddesinde taraflar arasında uyuşmazlık halinde İstanbul (Merkez) mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, sözleşme gereği yetkili kılınan İstanbul İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığını bu nedenle yetki itirazının reddi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı bölümünün 2.1.1 maddesinde “… …. vasıtası ile müşterinin çeşitli istasyonlardan yaptığı alımların her ayın 15 ve ayın son günü … tarafından fatura edilir, müşteri her bir faturanın bedelini fatura tarihinden 10 gün sonra …’a öder” şeklinde hüküm bulunduğunu, davalı şirketin yapmış olduğu yakıt alımları sonucunda sözleşmeye uygun şekilde müvekkili tarafından faturalar düzenlendiğini, davalı tarafça faturaların bir kısmının bedelinin tamamı ödenmemiş bir kısmına da kısmi ödeme yapıldığını, ayrıca faturaların ödenmemesi / geç ödenmesinden kaynaklı faiz faturası düzenlenmiş faiz faturası tutarının da davalı tarafça ödenmediğini, müvekkilinin takibe konu toplam dört adet fatura bedelinin ödenmemesinden kaynaklı davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalı tarafça fatura bedelleri ödenmediğinden talep edilen asıl alacak tutarında bir yanlışlık bulunmadığını, icra dosyasına da sunulan herhangi bir ödeme belgesi bulunmadığını belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalı borçlunun icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takip tarihi itibarıyla 70.814,57 TL alacağın takip tarihindeki şartlarla tahsili için takibin devamına karar verilmesini, davalının asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili şirket aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu dosyası ile takip çıkışı alacak olarak 70.814.57 TL için icra takibi yaptığını ve bu rakam için dava açıldığını, müvekkiline gönderilen 18.12.2018 tarihli ödeme emrinde icra takibine konu borcun sebebi olarak da taşıt tanıma sözleşmesi ve ekli faturalar yazıldığını, 02.03.2020 tarihli dava dilekçesinin tebliğ edildiğini davanın süresinde açılmadığını, süreden reddi gerektiğini, müvekkilinin adresinin … mah.Eski … Cad. No:94P …/…” olup yetkili icra dairesinin … İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple yetkiye itiraz ettiklerini, davacının dava dosyasına sunmuş olduğu 15.12.2010 tarihli taşıt tanıma sözleşmesi 4. Maddesinde sözleşmenin süresinin düzenlendiğini, 4.maddde “sözleşme süresi 1 yıl olup sözleşmenin sone ermesinden itibaren 2 yıl süre ile uzayacağı ve süre sonunda herhangi bir ihtara gerek kalmadan sona erer” denilmekte olduğunu, bu sebeple iş bu sözleşmenin 2013 yılında sona erdiği ve sözleşme hükümlerinin davada esas alınamayacağını, sözleşmenin 6.maddesinde “vadesinde yapılmayan ödemeler için gecikme faizi aylık % 4 üzerinden tespit edilerek uygulanır” şeklinde yazılmış olsa da sözleşme sone erdiğinden sözleşme hükümleri de kendiliğinden sona erdiğinden iş bu faiz oranının uygulanmaması gerektiğini, kaldı ki müvekkili davalı şirketin bu sözleşmeden doğan tüm borçlarını ödediğini, müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını, icra takibinin ve dava dayanağının farklı olduğunu, müvekkili şirketin davacıya borcu olmadığını, müvekkiline gönderilen 18.12.2018 tarihli ödeme emrinde takibe konu borcun sebebi olarak taşıt tanıma sözleşmesi ve fatura yazıldığını, Yargıtay içtihatlarına göre icra takibinin dayanağı ile itirazın iptali davasının dayanağının farklı olamayacağını, davacının defterlerinin kesin delil teşkil etmeyeceğini, alacak likit olmadığından % 20 tazminata hükmedilemeyeceğini belirterek, iş bu haksız, yersiz ve hukuksal dayanaktan yoksun olan itirazın iptali davasının reddine ve % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın; Taraflar arasında akdedilen taşıt tanıma sistemi sözleşmesi uyarınca düzenlenen faturalardan kaynaklı alacağa ilişkin …. İcra müd. … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itiraz iptali ve icra inkar tazminatına talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, takibin 3.236,77-TL 15/07/2018 tarihli fatura (48), 32.264,01-TL 31/07/2018 tarihli fatura (48), 24.584,52-TL 15/08/2018 tarihli fatura (48), 2.561,34-TL 26/09/2018 tarihli fatura, 8.167,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 70.814,57-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 08/09/2018 tarihli 31.07.2018 th.li fat.bak. 32.264,01 TL, 08/09/2018 tarihli 15.08.2018 tarihli fatura 24.584,52 TL, 26.09.2018 th.li fatura 2.561,34 TL, 26/07/2018 tarihli 15.07.2018 th.li fat.bak. 3.236,77 TL tutarlı 4 adet fatura ve 15/12/2010 tarihli Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşmesi olduğu, takip dosyasının gerek fiziki gerek uyap sistemindeki suretinde 18/12/2018 tarihli ödeme emrinin borçluya tebliğine dair mazbatanın bulunmadığı, borçlu vekili icra dosyasındaki borca itirazında ödeme emrinin 31/12/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini bildirdiği görüldüğünden ödeme emrinin davalı borçlunun kabulü doğrultusunda 31/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 04/01/2019 tarihinde süresi içinde borca, ferilerine, faize ve yetkiye itiraz ettiği görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişi … 06/09/2021 tarihli raporunda özetle; davacının Defter ve Belgelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 222 doğrultusunda lehine delil olma kabiliyetinde olduğu, davalının iddiasını destekleyecek delil, dilekçe, defter ve belgelerini dosya ya ibraz etmediği, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 62.646,64 TL Ana para alacağının bulunduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Takip talebinde işlemiş faiz talepbi de bulunduğundan ve raporda bu hususta değerlendirme yapılmadığından işlemiş faiz yönünden ve davalının itiraz ve bayanları yönünden inceleme ve değerlendirme yapılması yönünden bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi … 21/06/2022 tarihli ek raporunda özetle; davacının defter ve belgelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 222 doğrultusunda lehine delil olma kabiliyetinde olduğu, davalının iddiasını destekleyecek delil, dilekçe, defter ve belgelerini dosya ya ibraz etmediğini, yasal faize hükmolunursa davacının takip tarihi itibari ile davalıdan; 60.085,30 TL Asıl alacak, 4.409,20 TL yasal faiz olmak üzere:64.494,50 TL alacaklı olduğu, sözleşmede yazılan aylık % 4 temerrüt faizine hükmolunursa davacının takip tarihi itibari ile davalıdan; 60.085,30 TL Asıl alacak, 12.416,61TL yasal faiz olmak üzere:72.501,91 TL alacaklı olduğu tespit ve rapor edilmiştir. Davalı tarafın itirazları doğrultusunda dosya 2.kez ek rapor için bilirkişiye verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi … 20/03/2023 tarihli 2.ek raporunda özetle; davacının Defter ve Belgelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 222 doğrultusunda lehine delil olma kabiliyetinde olduğu, davalının iddiasını destekleyecek delil, dilekçe, defter ve belgelerini dosya ya ibraz etmediği, yasal faize hükmolunursa davacının takip tarihi itibari ile davalıdan; 60.085,30 TL Asıl alacak, 4.409,20 TL yasal faiz olmak üzere:64.494,50 TL alacaklı olduğu, sözleşmede yazılan aylık 4 temerrüt faizine hükmolunursa davacının takip tarihi itibari ile davalıdan; 60.085,30 TL Asıl alacak, 12.416,61TL yasal faiz olmak üzere:72.501,91 TL alacaklı olduğu hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, takibin 3.236,77-TL 15/07/2018 tarihli fatura (48), 32.264,01-TL 31/07/2018 tarihli fatura (48), 24.584,52-TL 15/08/2018 tarihli fatura (48), 2.561,34-TL 26/09/2018 tarihli fatura, 8.167,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 70.814,57-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 08/09/2018 tarihli 31.07.2018 th.li fat.bak. 32.264,01 TL, 08/09/2018 tarihli 15.08.2018 tarihli fatura 24.584,52 TL, 26.09.2018 th.li fatura 2.561,34 TL, 26/07/2018 tarihli 15.07.2018 th.li fat.bak. 3.236,77 TL tutarlı 4 adet fatura ve 15/12/2010 tarihli Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşmesi olduğu, takip dosyasının gerek fiziki gerek uyap sistemindeki suretinde 18/12/2018 tarihli ödeme emrinin borçluya tebliğine dair mazbatanın bulunmadığı, borçlu vekili icra dosyasındaki borca itirazında ödeme emrinin 31/12/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini bildirdiği görüldüğünden ödeme emrinin davalı borçlunun kabulü doğrultusunda 31/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 04/01/2019 tarihinde süresi içinde borca, ferilerine, faize ve yetkiye itiraz ettiği , itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 02/03/2020 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı borçlu takip dosyasındaki borca itirazında icra dairesinin yetkisine ve cevap dilekçesinde Mahkemenin yetkisine itiraz ederek yetkili icra dairesinin ve yetkili Mahkemelerin davalının adresi nedeniyle … icra daireleri ve Mahkemeleri olduğunu bildirmiştir.
Öncelikle takip talebi incelendiğinde; takibe konu borcun dayanağının 08/09/2018 tarihli 31.07.2018 th.li fat.bak. 32.264,01 TL, 08/09/2018 tarihli 15.08.2018 tarihli fatura 24.584,52 TL, 26.09.2018 th.li fatura 2.561,34 TL, 26/07/2018 tarihli 15.07.2018 th.li fat.bak. 3.236,77 TL tutarlı 4 adet fatura olarak gösterildiği, anılan faturaların taraflar arasında akdedilen 15/12/2010 tarihli Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşme olduğu, davalı tarafça cevap dilekçesinde sözleşmenin süresinin bitimi nedeniyle bu sözleşmenin hükümlerinin uygulanamayacağını belirtmişse de taraflar arasında 15/12/2010 tarihli sözleşmenin bitimi tarihinden sonra başka bir sözleşme yapıldığına dair herhangi bir beyanda bulunulmadığı gibi buna dair herhangi bir belge de sunulmadığından ve alınan bilirkişi raporlarında davalının davacıdan yakıt alımı nedeniyle sözleşmeye göre faturalar düzenlendiği belirlendiğinden, davalının süresinin bittiği iddia edilen ve başka bir sözleşme yapıldığına dair somut bir delil sunmadığından 15/12/2010 tarihli sözleşmeye göre davacıdan yakıt alımına devam ettiği, sözleşmenin uygulanmasına devam edildiği anlaşıldığından ve 15/12/2010 tarihli sözleşmenin 9.maddesinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından, tacir olan taraflar arasında yapılan sözleşmede kararlaştırılan yetki koşuluna (yetki sözleşmesine) istinaden İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğundan davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının ve Mahkememizin yetkisine itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirlendiği üzere davalı taraf inceleme günü hazır bulunmadığından ve defterlerini sunmadığından davalı defter ve kayıtlarının incelenemediği, davacı tarafın ise ticari defter ve kayıtları ile dosyaya sunulan deliller, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin incelendiği, davacının incelenen defterlerinin VUK ve TTK uyarınca gerekli bilgileri kapsadığı ve davacı lehine delil teşkil ettiği, takibe konu faturaların davacı defterlerinde e fatura şeklinde kayıtlı olduğu ve bir kısmının ödenen ve bir kısmının ödenmeyen olarak kayıtlı olduğu, davalının bu e-faturalara itirazının bilindiğine dair belge sunulmadığı belirlenmiş böylece fatura içeriklerinin kesinleştiği kanaatine varılmış, 01/09/2021 tarihli raporda davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 62.646,64-TL tutarında alacaklı olduğu belirlenmişse de davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu tutarın belirlenmesinin gerektiği ancak raporda davacının cari hesap hareketlerine tablo şeklinde yer verildiği ve raporun 8. Sayfasında yer alan tabloya göre 11/09/2018 tarihinden sonra hareket bulunmadığı ve dava tarihi itibariyle belirlenen tutarın takip tarihi olan 18/12/2018 tarihinden önce son işlem tarihi olan 11/09/2018 tarihi itibariyle aynı olduğu görüldüğünden 11/09/2018 tarihinden itibaren belirlenen asıl alacak tutarının takip tarihi itibariyle de aynı olduğundan bu nedenle bu hususta ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir, davacının takip talebinde talep ettiği asıl alacak tutarı toplamının bilirkişi raporuyla belirlenen tutarla aynı olduğundan davacının 4 adet fatura için takiple talep ettiği toplam 62.646,64-TL asıl alacağında haklı olduğu ve davalının bu husustaki itirazında haksız olduğu anlaşılmıştır. 20/06/2022 tarihli ek raporda işlemiş faiz yönünden iki seçenekli değerlendirme yapılarak yasal faiz esas alındığında takip tarihi tarihi işlemiş yasal faiz tutarının 4.409,20-TL olduğu, sözleşmeye göre aylık %4 temerrüt faizi esas alındığında ise takip tarihi itibariyle işlemiş temerrüt faizi tutarının 12.416,61-TL olduğu belirlenmiştir. 12/03/2023 tarihli ikinci ek raporda ise raporun 13.sayfasında yer alan tablodan açıkça görüldüğü üzere sözleşmeye bağlı faiz hesaplamasının her fatura yönünden ayrı ayrı hesaplandığı ve netice olarak işlemiş faiz tutarının 1.ek rapordaki hesaplanan tutar ile aynı olarak 12.416,61-TL olduğu belirlenmiştir. İşlemiş faiz yönünden yapılan değerlendirmede tarafların her ikisinin de tacir olması ve sözleşme koşullarını serbestçe kararlaştırabilecekleri hususu dikkate alındığında taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6. Maddesinde faturaların vadesinin belirlendiği ve vadesinde ödenmemesi durumunda aylık %4 gecikme faizi uygulanacağının kararlaştırıldığı görüldüğünden ve vade sözleşmede taraflar arasında açıkça kararlaştırılan vadeye göre işlemiş faiz talep edebileceği anlaşılmış ve takip talebinde yıllık %48 oranında temerrüt faizi talep edildiğinden sözleşmeye göre aylık %4 (yıllık %48) üzerinden hesaplanan 12.416,61-TL işlemiş faiz tutarının takiple talep edilen tutardan daha fazla olduğu değerlendirildiğinden taleple bağlı kalınarak davacının 8.167,93-TL işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu ve davalı borçlunun bu husustaki itirazının da yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Netice olarak davacının takibe konu 4 adet fatura için 62.646,64-TL asıl alacak ve 8.167,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 70.814,57-TL alacaklı olduğu belirlendiğinden davalının takibe itirazının iptaline ve takibin aynı koşullarla devamına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve faturadan kaynaklanan alacak likit olduğundan hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline, takibin aynı koşullarla devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 14.162,91-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.837,34-TL harçtan peşin alınan 855,27-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.982,07-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle,1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 -TL başvurma harcı, 855,27-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı, 750,00-TL bilirkişi ücreti, 149,00-TL tebligat/ posta gideri olmak üzere toplam 1.816,47-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2023

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır