Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/143 E. 2021/629 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/143 Esas
KARAR NO:2021/629

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/02/2020
KARAR TARİHİ:22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı … A.Ş.’ye … poliçe numarası ile sigortalanmış olan …”a ait … plakalı aracın, 09.01.2019 tarihinde müvekkile ait … plakalı araca çarpması suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucu müvekkilin … plakalı aracında meydana gelen hasarın, bağımsız eksper tarafından KDV dahil toplam 9,235,70.-TI., olarak tespit edildiğini, her ne kadar bağımsız eksper tarafından hasar bedeline ilişkin bir tespitte bulunulmuşsa da, yargılama sırasında celb edilecek belge, resim ve sair deliller doğrultusunda yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrasında hasar onarım alacağımızın miktarı belirlenebilir hale geleceğini, bu nedenle davamızın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, kaza sebebiyle oluşan hasar onarım alacağının şimdilik 100.-TL’sinin ve değer kaybı alacaklarının 10,00-TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek demerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetli; huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın usulden reddine karar verilmesini huzurdaki davada, müvekkil şirketin sigortalısı olan araç ile davacıya ait aracın karşıtığı kaza sonucu davacı aracında meydana gelen maddi zararını talep ettiğini, dava hakkında hüküm oluşturulması için öncelikle gerçek zararın belirlenebilir olup olmadığı hususunun çözümlenmesi gerekeceğini, davanın açıldığı anda, dava konusu kılınan alacak tutarının, tam ve kesin olarak belirlenmesinin, davacıdan beklenmeyecek bir nitelik taşıyıp taşımadığının tayininde, davacının, somut olayın koşulları ve özellikleri gözetilerek, doğruluk ve güven kuralı çerçevesinde dürüst, makul ve orta derecede zeka sahibi bir insanın göstermesi gereken tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen, alacak tutarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin mümkün olup olmadığı hususu esas alınması gerektiğini, alacağın miktarının, davanın açıldığı tarihte tam ve kesin olarak tespit edilebilmesi, objektifleştirilmiş dikkat ve özen çerçevesinde davacı alacaklıdan gerçekten beklenilmeyeceğini, Davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın; 09/01/2019 tarihinde gerçekleşen iki taraflı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davacının … plakalı aracında meydana geldiği iddia edilen hasar onarım bedeli ve değer kaybı bedeline ilişkin alacak davası olduğu anlaşıldı.
…, … ve … tarafından verilen 16/03/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Davalı sigorta şirketi tarafından 14.03.2019 tarihinde dava konusu aracın onarımı için yedek parça tedarikçilerine ve servise toplam 4.411,60 TL ödeme yapıldığı, bu bedelin kadri Maruf olduğunu, diğer bir ifade ile ödenmesi gereken ilave hasar tazminatı bulunmadığını, dava konusu … plakalı aracın kaza tarihinde 165.000 km’yi geçmiş olmasından dolayı kaza tarihinde yürürlükte olan formül gereği davacı şirketin davalı sigorta şirketinden değer kaybı talep edemeyeceğini, davacıya ait aracın hasarlı ve hasarsız hallerinin 2. el piyasa rayiç değerleri arasındaki fark üzerinden değerlendirme yapıldığında ise araçta kaza tarihinde oluşan değer kaybı bedelinin 4.080,00 TL olabileceğini, 2012 model 180.000 — 200.000 km arası 2 adet hasarsız … aracın günümüzdeki ortalama satış bedelinin 78.000,00 TL olduğunu, aynı model aynı km aralığındaki 7.500,00 TL hasar kayıtlı aracın ise günümüzde 68.500,00 TL satış bedeli olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
… ve … tarafından sunulan 09/08/2021 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda özetle; … plakalı aracın sürücüsü …’ın hatalı sevk ve idaresinin kazanın meydana gelmesinde %80 oranında etkili olduğunu, dava konusu … plakalı aracın yasak yerde park halinde olmasının kazanın meydana gelmesinde %20 oranında etkili olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı taraf dava dilekçesinde 09/01/2019 tarihinde gerçekleyen trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı park halindeki araca … plakalı aracın çarpması neticesinde davacının … plakalı aracında meydana gelen hasar nedeniyle fazlaya dair hakları saklı tutarak 100TL hasar bedeli ve 10TL değer kaybı bedeli olmak üzere 110,00-TL ile bağımsız ekspertiz aracılığıyla yapılan tespit nedeniyle ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiş,
Mahkememizce alınan bilirkişi kök raporunda davalı sigorta şirketi tarafından dava konusu kaza nedeniyle davacıya yapılan ödemenin kadri maruf olduğu, bu nedenle davacının talep edebileceği ilave hasar bedeli alacağının bulunmadığı, değer kaybı alacağına yönelik ise ZMM sigorta Genel Şartlarına göre 165.000 km’yi geçen araçlar için değer kaybı talep edilemeyeceği, davacının aracının 184.971 km’de olduğu ve bu nedenle davacının değer kaybı talep edemeyeceği, ancak Anayasa Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı iptal kararı gereğince araçta reel piyasa şartlarına göre oluşan değer kaybının tespiti gerektiği, buna göre davacının aracında dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybı bedelinin 4.080,00-TL olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Kök rapor sonrası kök rapor doğrultusunda davacı vekili 23/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 100,00-TL hasar bedeli alacağı ve 10,00-TL değer kaybı alacağını, bilirkişi raporuyla belirlenen 4.080,00-TL dikkate alınarak 3.970,00-TL ıslah ettiğini bildirmiş ve 3.970,00-TL tutar yönünden 67,80-TL ıslah harcı yatırmıştır.
Kök raporda dava konusu kazada, kazaya karışan araçların kusur durumunun tespit edilmediği anlaşıldığından kusur oranının belirlenmesi için dosya yeniden bilirkişi heyetine verilmiş ve bilirkişi ek raporunda davalıya sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın %80 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait ve yasak yerde park halinde olan … plakalı aracın %20 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Kök raporda belirlendiği üzere davacı aracıı için ödenen hasar bedeli tutarı kadri maruf olduğundan davacının davalıdan talep edebileceği bakiye hasar bedeli alacağı bulunmamakla 100,00-TL hasar bedeli alacağı yönünden davacının talebinin reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca dava dilekçesinde davacı tarafça hasar bedelinin tespitine yönelik yapılan ekspertiz raporu için ödenen bedelin yargılama gideri olarak davalıdan tahsili talebinin de bakiye hasar bedeli alacağı bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda, reel piyasa şartlarına göre davacının aracındaki değer kaybı için talepte bulunabileceği anlaşıldığından, kök raporda belirlenen ve davacının aracında meydana gelen 4.080,00-TL tutarındaki değer kaybı bedelinden davalıya sigortalı araç sürücüsünün %80 kusur oranına isabet eden toplam 3.264,00-TL yönünden davalının sorumlu olacağı anlaşılmış olup davacı tarafın ıslah dilekçesiyle talebini 3.970,00-TL artırdığını ve harcı da bu tutar üzerinden yatırdığını dikkate aldığımızda davacının değer kaybı bedeli olarak dava dilekçesinde 10,00-TL talep ederek ve ıslah dilekçesi ile 3.970,00-TL artırarak toplamda 3.980,00-TL talep ettiği anlaşılmakla değer kaybı talebinin kısmen kabulüne, davalı sigortalı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden 3.264,00-TL değer kaybı alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya dair 716,00-TL’nin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesinde davacı tarafça davalıya 01/07/2019 tarihinde ihtarname gönderildiği belirtilmişse de dosya kapsamında ihtarnamenin tebliğine dair belge bulunmamaktadır, ayrıca davacının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi de tespit edilememekle birlikte davalının 27/03/2020 tarihinde ödeme yaptığı ancak eldeki davanın 26/02/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmakla dava tarihinden itibaren, davacıya ait aracın cinsi kamyonet olduğundan avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Dava konusu kaza nedeniyle davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı için 3.264,00-TL değer kaybı alacağının dava tarihi olan 26/02/2020 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
Dava konusu kaza nedeniyle davacıya ait … plakalı araç için hasar bedeli alacağı talebinin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 222,97-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40-TL harcın ve 67,80-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 100,77-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan / davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 134,50-TL tebligat/posta gideri, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.384,50-TL’nin kabul red oranına göre 1.960,45-TL’si ile 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç,7,80-TL vekalet harcı, 67,80-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.144,85-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.264,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 706,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır