Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/139 E. 2022/937 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/139 Esas
KARAR NO:2022/937

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/02/2020
KARAR TARİHİ:23/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin bir reklam şirketi olduğunu Müşterilerinin talepleri doğrultusunda fikirler tasarlayıp ve bunları hayata geçirdiği. Müvekkili müşterisinin talebi akabinde davalı şirkete, “… … Şişeşi” siparişi verildiğini, bu sipariş esnasında ürünün içerisine … koyulacağı detayı üzerinde durulduğunu ve bu sebeple yapılışına özen gösterilmesi, yapıştırma yapılmaması, aksi takdirde sızma yapabileceği ve kullanılmaz hale geleceği özellikle vurgulandığını, davalı şirketin tüm hususlara dikkat edeceğini belirtmesi üzerine anlaşma sağlanıp ve sipariş formu oluşturulduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşme niteliğindeki sipariş formu üzerinde “… … Şişesi” ibaresi yer aldığını, ayrıca alt kısımda “montaja dikkat edilecek” ibaresine de özellikle yer verildiği. Arabuluculuk sürecinde karşı taraf ile yapmış oldukları görüşme esnasında, karşı taraf ” içerisine alkol koyulacağını bilmediği iddia ettiği ” Sözleşmede … şişesi ibaresinin ve montaj a dikkat edilecek ibaresinin yer almasına rağmen karşı taraf satmış olduğu ürünün sorumluluğunu kötü niyetle inkar ettiğini, bu durumda müvekkili şirketin mağduriyetinin artmasına sebep olduğunu, davalı şirket tarafından teslim edilen ürünlerin, müvekkili şirketin müşterisine teslimi akabinde, sözleşmede belirlenen şekilde yapılmaması, montajına dikkat edilmemesi yani sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı yapılmış olması sebebiyle kısa süre içerisinde parçalandığı e kullanılamaz hale geldiği, bu durumda “ağır kusur” halinin söz konusu olduğu, açık ayıpların ilk bakışta olağan bir inceleme ile anlaşılabilen ayıplar olduğu buna karşılık ilk bakışta görünmeyen ancak daha sonra anlaşıları ayıpların ise “gizli ayıp” niteliğinde olduğunu, yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışının esas alınması gerektiği, bahse konu ürünlerin parçalanarak kullanılmaz hale gelmiş olmasının müvekkil şirket açısından maddi kayıp kadar manevi olarak da kayba neden olduğunu, yıllardır iş yapmış olduğu müşterisine karşı zor urumda kaldığını ve ticari itibarının zedelenmesine neden olduğunu, davalı şirketten sipariş edilen, sözleşmeye uygun yapılmayan ayıplı ürünlerin şu an … A.Ş. Hastane …, İstanbul Cad. No:60, 34555 …/ İstanbul adresinde bulunduğu, sözleşmeye aykırı olarak yapılan ürünlerdeki ayıbın bilirkişi kanalı ile tespitinin yapılmasını sayın mahkemeden talep etiklerini, davalı şirkete ayıbın ihbar edilmiş olmasına rağmen, ürünlerin sorumluluğunu üstlenmediği, ”Ben ürünü yaparım içerisine ne koyulacağı beni ilgilendirmez, aynı bedeli tekrar ödemeniz halinde yeni ürünler yapabilirim” şeklinde umursamaz tavırlar sergilendiği, oysa ki ürünün içerisine parfümü de koyan davalı tarafın kendisi olduğu, bu hususta davalının sorumluluktan kaçmak istediğini gösterdiği, vekil eden davalı şirketten sipariş etmiş olduğu … … şişeleri için, özel tasarım kutular sipariş ettiği, ürünlerin yurt dışına da gönderilecek olması sebebiyle kutulara büyük özen gösterildiği, vekil edenin ayıplı mal sebebiyle uğramış olduğu zararlar arasında sipariş edilen özel tasarım kutular da bulunduğu, kutulara ilişkin faturaları ekte sunduklarını, müvekkili şirketin ürünlere uygun olarak yaptırmış olduğu tasarım kutuların menfi zarar kapsamına girdiği, sözleşmeye aykırılık durumunda bu noktada bir kimsenin sözleşme konusu olan bu yükümlülükleri yerine getirmemesi yani borcuna uygun davranmaması olarak ortaya çıktığı, işte bu olumsuz durum karşısında Borçlar Kanunumuzun benimsemiş olduğu seçeneklerin birininde 112.madde de belirtilen tazminat talep etme yetkisi olduğu, bu hükümle beraber borçlu eğer ki borç gereği gibi ya da hiç ifa edilmediği takdirde kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü kılındığı, menfi zarar kapsamında bu ürünlerin zararının tazmininide davalı taraftan talep ettiklerini, ayıptan sorumluluğun düzenlendiği 6098 sayılı TBK hükümleri gereğince seçimlik hakkını sözleşmeden dönme olarak kullanan, dönmenin sonucunda ödemiş olduğu bedelin faizi ile birlikte geri verilmesini, yargılama giderleri ve ayıptan doğan doğrudan zararların giderilmesini isteyebildiği, açıkladıkları sebeplerle TBK hükümleri uyarınca, ayıp sebebi ile sözleşmeden dönerek, toplam fatura bedeli olan 24.160,50 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birliktte ve menfi zarar kapsamında olan 6.018,00 TL hidromak kutu bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı müvekkiline verilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde: Müvekkili şirketin, 2003 yılından bu yana serigraf baskı, camın içine renkli baskı, kumlama, lazer patlatma, ahşap üzeri lazer yakma transfer gibi baskı teknikleri ile kristal plaketler, ahşap plaketler, masa üstü ağırlıkları, kalem setleri, polyester plaketler, kristal lazer ürünler ve hediyelik ürünlerin üretimi ve satışı konularında faaliyet gösteren, alanında bilinen ve tanınan bir şirket olduğu, müvekkili ile davalı şirket arasında dosyada görseli bulunan “…” yapımı konusunda karşılıklı anlaşma sağlandığı, bu kapsamda müvekkili şirketin 150 adet “…” yapımını sağlayarak davacıya teslim edeceğini davacında teslim edilen ürünlerin bedelini fatura karşılığında müvekkiline ödeyeceğini, yapılan anlaşma gereği müvekkili şirket üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, siparişe konu ürünlerin tam ve eksiksiz şekilde yapımını sağlayarak davacıya teslim ettiğini, davacının da teslime edilen ürünlerin bedelini müvekkiline ödediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin en temel özetinin bu olduğunu, iş bu davaya konu ürünlerin görsellerini de mahkemeye sunduklarını, mahkemeniz huzurundaki dava, ayıp iddiası ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile zarar tazmini talebine dayalı ticari dava olduğu, hiçbir şekilde ayıp iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkiline herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığı, bilindiği üzere, tacir olmanın hükümleri TTK md. 18 ve devamında açıkça düzenlenmiştir: her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. (TTK md. 18/2) tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkim ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır (TTK md. 18/3), bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde Faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.(TTK md.21/2) Mal’ın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelenmek veya incelettirilmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, hakları; korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fikrası uygulanır (TTK md. 23/ 1-0). Yukarıda açıklanan kanun hükümleri kapsamırnda, davacı tarafın basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek, teslim aldığı ürünü muayene etmek veya ettirmek ve varsa ayıpları yasal süresi içinde bildirmekle yükümlü olduğu, davacı tarafın, yasal süreler içerisinde müvekkiline herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı. Bununla birlikte, işbu davaya konu ürünlerin faturasını ve fatura içeriğini kabul etmiş, ticari defterlerine işlemiş ve fatura bedellerini de ödediği, işbu dava konuşu ürünlerin 04.01.2019 tarihinde davacıya teslim edildiği, müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturanın 04.01.2019, davacı tarafça yapılan ödemelerin ise 08.01.2019,14.12.2018 ve 05.12.2018 tarihli olduğu, işbu dava tarihinin 24.02.2020, dava şartı arabuluculuk başvuru tarihinin 24.12.2019 olması karsısında, aradan 1 yıldan fazla bir süre geçmişken, ayıp iddiasında bulunulmasının usul ve yasalara aykırı olup kabul edilemeyeceği, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için gizli ayıp ihtimali düşünülse dahi, ki ürünün niteliği gereği böyle bir ayıp söz konusu olamayacağı, ayıbın derhal bildirilmesi gerektiği, davacı tarafça hiçbir yasal süreye uyulmadığı, hiçbir ayıp ihbarında bulunulmadığı, ayıp ihbar sürelerinin hak düşürücü süre niteliği olup mahkemece re’sen incelenmesi ve dikkate alınması gerektiğil. tüm dosya kapsamında, müvekkile ayıp ihbarında bulunulduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığını, davacının ayıp iddiasının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğu, iş bu davada, davacı tarafın talebi üzerine öncelikle numune üretimi yapıldığı ve taraflar bir araya gelerek numune üzerinden sipariş oluşturduğu, davacı tarafça dosyaya sunulan sipariş formundan da anlaşılacağı üzere, numune üzerinde sadece; hidromak logosu çift taraflı olacak, arka tutacaklar biraz küçültülüp incelecek, montaja dikkat edilecek kaydı düşüldüğü, yine sipariş formunda 04.12.2018 tarihinde 2.500-TL ve 11.12.2018 tarihinde 2.500-TL olmak üzere toplamda 5.000-TL ödeneceği; malzeme tesliminde ise kalan “ödemenin yapılması gerektiğinin belirtildiği, Anılı sipariş gereği müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği,ürünleri tam ve eksiksiz olarak davacıya teslim ettiği, davacının da ürünleri kabul ettiği ve bakiye ödemesini gerçekleştirdiği, “Montaj” kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğünde; “Bir makine, cihaz veya mobilyanın parçalarını yerli yerine takma, monte etme” olarak tanımlandığı, dava konusu ürüne bakıldığı anda montaj hatası olup-olmadığının anlaşılabilir düzeyde olduğu bir başka deyişle montaj hatasının gözle görülebilir nitelikte olduğu, davacının ürünleri gördüğü, beğendiği ve kabul ettiği, montaj hatası iddiasına ilişkin müvekkili şirkete herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığı, dolayısıyla montaja dikkat edilmediği yönündeki iddianın açıkça haksız ve kötü niyetli olduğu, davacı tarafın, işbu dava konusu ürünlerin yapılışında yapıştırma yapılmamasının belirtildiğini ileri sürmesi, davacının bu yöndeki iddiaları açıkça gerçeklere ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, zira dosyada bir görseli bulunan ürünün tek parça olabilmesi teknik olarak mümkün olmadığı, en basit düzeyde ürüne bakıldığında ürünün tek parça olamayacağı herkes tarafından anlaşılabileceği, tarafların numune üzerinden yaptıkları incelemede ürünün tek parça olmadığının ve yapıştırmanın elbette ki bilincinde oldukları, Öyle ki, davacı tarafın numuneye ilişkin notları; -‘Hidromak logosu çift taraflı olacak. – Arka tutacaklar biraz küçültülüp incelecek. – Montaja dikkat edilecek” ile sınırlı olduğu, bu kayıtları siparişinde belirten davacı işbu davada ileri sürdüğü yapıştırma yönündeki iddiasını kayda geçirmediği, yukarıda açıklandığı üzere, davacının yapıştırma yapılmaması yönündeki iddiaları gerçeklere ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının ürünü bu şekilde kabul edip ve teslim aldığı, ayrıca, davacının ayıp olarak bahsettiği yapıştırma iddiası gözle görülebilir ve muayene ile tespit edilebildiği. Bir başka deyişle, davacının bu konuda müvekkile herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı, ürünleri bu şekilde kabul ettiği, müvekkili şirketin sözleşme gereği üstlendiği edimin “…’ üretimi olduğu, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiği, ürünleri eksiksiz şekilde üretip davacıya teslim ettiği, ürünlerin fatura içeriği de “özel çalışma – cam çöp kamyonu” olduğu, fatura içeriğini TTK md. 21/2 uyarınca davacı tarafça kabul edildiği, müvekkili şirketin üstlendiği edim yukarıda da açıklandığı üzere Cam Çöp Kamyonu olduğu, bir başka deyişle, müvekkili şirketin, bu kamyon içerisine konulması düşünülen madde ile ilgili herhangi bir edim üstlenmediği, davacı taraf siparişine isim oluştururken “… … Şişesi” ibaresini kullanmak istediğinden siparişte bu ibareye yer verildiği, müvekkili şirket tarafından üretilen Cam Çöp Kamyonu içerisine konulması düşünülen maddenin niteliği, içeriği, miktarı hakkında müvekkile bilgi verilmediği, kaldı ki, bu konunun müvekkilinin edimi olmayıp müvekkili ilgilendirmediği, ürünün içine ne konulacağı kararının davacıya ait olduğu, davacının bunun bilinciyle bu siparişi verdiği, ürünleri teslim aldığı ve kabul ettiği, dava konuşu ürünlerin, davacı adına siparişi veren Hüseyin Bayyar ile birlikte tek tek kontrol edilerek paketlendiği. Hüseyin Bayyar, paket esnasında bizzat getirdiği sıvıyı (Niteliği ve içeriği taraflarınca bilinmeyen) şırınga ile cam çöp kamyonu içine aktarmak istediği, bu esnada da müvekkili çalışanlarından yardım istediği. Müvekkilinin herhangi bir ek menfaat olmaksızın tamamen iyi niyetle davacının yardım talebini kabul ettiği, Ne var ki müvekkilinin iyi niyetli “parfümü koyan kendisi” beyanıyla su istimal edildiği, davacı tarafın üründe patlama olduğu iddiası ile kötü niyetle kusur atfetme çabası içerisinde olduğu, davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir sızma veya patlama olmuş ise dahi bunun sorumlusunun müvekkilinin olamayacağı, davacının bizzat kendisinin sorumlu olduğu, davacı tarafın, parfümün patlama yaptığı, bu nedenle ürünün parçalandığı ve bu olayda müvekkilinin kusurlu olduğu iddiasında olduğu, yukarıda da açıklandığı üzere, müvekkili şirketin üstlendiği edim Cam Çöp Kamyonu olup müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz şekilde yerine getirdiği, davacı iddialarının bir an için gerçek olduğu ihtimalinde dahi müvekkiline herhangi bir kusur atfedilemeyeceği. Yukarıdaki açıklamalarının yanı sıra aşağıdaki soruların cevaplanmaya muhtaç olduğu; Davacı tarafın, Cam Çöp Kamyonu içerisine hangi maddeyi hangi miktarda koymuştur? Davacı taraf, ürün siparişinde ve ürün onayında niçin herhangi bir itirazda bulunmamıştır? Ürünleri niçin teslim almıştır? Ürün tesliminden dava tarihine kadar 1 yılı aşkın bir süre geçmiştir. Teslimden sonra ürünü kim, nasıl, nerede, hangi koşullarda muhafaza etmiştir? Nasıl kullanmıştır? Davacı iddialanna göre ürün parçalanmış ise bunun gerekçesi nedir? Ürünler nasıl taşınmış, depolanmış ve hangi ortamda muhafaza edilmiştir? Parçalanan ürün adedi nedir? Davacı taraf iddialarına ilişkin bugüne dek niçin delil tespiti yaptırmamıştır? Uğranıldığı iddia edilen zarar nedir? Davacı taraf uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin, gerçekte böyle bir zarar mevcut ise. üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş midir? Yukarıda açıklandığı üzere, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, eğer ki bir zarar doğmuş ise bu zarar ile müvekkili şirket arasında herhangi bir illiyet bağı kurulamaz. Müvekkili şirketin iddia olunan zarara ilişkin herhangi bir kusuru bulunmadığı, ürünler teslim edilmiş ve teslimin üzerinden 1 yıldan fazla bir süre geçtiği, ürünün niteliği itibariyle ve teknik olarak gizli ayıp da söz konusu olamayacağı. Dolayısıyla müvekkiline kusur atfı mümkün olmadığı, bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu’nun dürüst davranma yükümlülüğünü düzenleyen 2. Maddesi; “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarım yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” hükmünü içerdiği, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyen davacının işbu dava ile müvekkiline yönelik kusur iddiasının dürüstlük kuralına ve ticari teamüllere de aykırı olduğu, davacı tarafın, ürünlere ilişkin kullandığı kutuların bedelini de müvekkilden talep ettiğinin anlaşıldığı, anılı talebin de haksız ve mesnetsiz olduğu, müvekkili şirketin üzerine düsen tüm yükümlülükleri yerine getirdiği, davacı üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi işbu davada ayıp iddiası ile sözleşmeden dönme ve ödeme tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu, bilindiği üzere, tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapıldığı (TTK md. 18/3) davacı tarafın, ayıp iddiasına karşı müvekkiline herhangi bir ihbarda bulunmadığı gibi sözleşmeden dönme talebini de müvekkile bildirmediği, yukarıdaki tüm açıklamaları kapsamında davacının sözleşmeden dönme talebi de fatura bedeli talebi de faiz talebi de haksız olup usul ve yasalara aykırı olduğu, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının tüm iddiaları haksız, mesnetsiz, hukuka ve gerçeklere aykırı olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; taraflar arasında … … şişesi sözleşmesi olduğu, davalının edimlerini yerine getirmemesi (kusurlu hareketleri) iddiasına dayalı siparişlerin kullanılmaz halde olduğu ve zarar iddiasına dayalı tazminat ve menfi zararların karşılanması talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.

Davacı vekili davada; Sipariş formu, davalı şirket tarafından teslim edilen fatura örneği, ödeme dekontları, tasarlanan kutulara ait fatura örneği, taraflar arasındaki konuşmalara ait fotoğraflar, bilirkişi incelemesi , keşif , tanık, yüksek mahkeme kararları ve yasal her türlü delile dayanmıştır.

Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın SMM bilirkişisine tevdii edildiği, 01/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının defter ve belgelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 222 doğrultusunda lehine delil olma kabiliyetinde olduğu, davalının defter ve belgelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 222 doğrultusunda lehine delil olma kabiliyetinde olduğu, davacının dava dışı Bumerang kutudan 6.018,00 TL tutarında mal ve hizmet aldığı, diğer heyet üyelerinin tespitinin davacının iddiasını doğrular nitelikte olması halinde davacının dava tarihi itibari ile (24.160,50 TL + 16.018,00) 30.178,50 TL davalıdan TL ana para alacağının bulunduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Nitelikli hesap uzmanı ve kimya mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin 25.11.2021 tarihli raporunda özetle; Dava dosyasında bulunan belge ve bilgilerin incelenmesi, sayın mahkemece yapılması istenen incelemelerin yapılması, bilirkişiye verilen görev ile sınırlı ve mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme nelicesinde lakdirin tamamen sayın mahkemenizin görev ve yetki alanına ait olduğu işaret edilmek suretiyle; 1. yüklenici olan davalının benzer alandaki işleri üstlenen basirelli bir yüklenicinin göstermesi gereken (mesleki ve teknik kurallara uygun şekilde) özeni göstermemesi nedeniyle ağır kusurlu olduğu, 2. TBK m.225’in kıyasen eser sözleşmesine uygulanacağı, buna dayanarak ağır kusurlu yüklenicinin iş sahibinin süresi içinde bildirim külfetini yerine getirmediği iddiasında bulunamayacağı, davalının ayıba bağlı sorumluluğunun devam ettiği, 3. eserin ayıplı şekilde teslimine bağlı olarak, iş sahibi eser sözleşmesinde ayıba bağlı seçimlik haklardan dönme hakkını kullanabileceği, bu kapsamda sözleşmenin baştan itibaren hükümsüz hâle geleceği, tarafların yerine getirmiş oldukları edimleri iade borcu altına gireceği, 4. davacı, davalının sözleşmeyi ifa edeceği düşüncesi ile kutu siparişi gerçekleştirdiği, ifanın gereği gibi yapılmaması nedeniyle sözleşmeden dönülerek, sözleşme geçersiz hale geldiği, davacının sipariş ettiği kutular bakımından zarara uğradığı, bu zarar kaleminin menfi zarar olarak kabul edilmesi ve davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği, 5. takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere, sonuç olarak davacının ödemiş olduğu toplam 24.160.50 TL ile uğramış olduğu menfi zarar kalemi olan 6.018,00 TL’nin davalı tarafından ödenmesi gerektiği,
Bilirkişi heyetinin 28.06.2022 tarihli raporunda özetle; Dava dosyasında bulunan belge ve bilgilerin incelenmesi, Sayın Mahkemece yapılması istenen incelemelerin yapılması, bilirkişiye verilen görev ile sınırlı ve mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde takdirin tamamen Sayın Mahkemenizin görev ve yetki alanına ait olduğu işaret edilmek suretiyle;
1. Davacının defter ve belgelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 doğrultusunda lehine delil olma kabiliyetinde olduğu,
2. Davalının defter ve belgelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 doğrultusunda lehine delil olma kabiliyetinde olduğu,
3. Davacının dava dışı Bumerang kutudan 6.018,00 TL tutarında mal ve hizmet aldığı,
4. Davalının gizli ayıba bağlı sorumluluğuna gidilmesi mümkün olmamakla birlikte davalının
kusurlu davranışının sorumlu olmasına sebep olabileceği, bu sebeple davalı tarafın, bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmede çelişki yer aldığına yönelik beyanına katılmadığımızı,
5. Davacının dava tarihi itibari ile (24.160,50 TL+6.018,00) 30.178,50 TL davalıdan TL ana para alacağının bulunduğu,
Söz konusu ürün üzerinde kimya mühendisi aracılığı ile mahkemece keşif icra edildiği, Kimya mühendisi bilirkişinin 28/11/2022 tarihli raporunda özetle; 2020/139 Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğumuz kök raporumuz ve ek raporumuzda belirttiğimiz kanaatimiz esas olmak üzere; Dosya kapsamı tüm bilgi, belge ve keşif bilgileri, yeniden incelenip değerlendirildiğinde, davalı firmanın sipariş edilen ürünlerin içine … konulacağı konusunda bilgisi olduğu halde, … … Şişesi ürünlerini içine … konulacak şişe kısmı da dahil tüm parçalarını yapıştırma işlemi ile montajını yaptığı, kozmetik Yönetmeliği’ne aykırı olarak üretilen ve doldurulan bu … … Şişelerinin hatalı imalat olduğu, … … Şişelerinin, ağız kısmı açılarak kullanılanlarının içlerindeki parfümlerin kimyasal etkisi ile zamarla şişelerin yapışma yerlerini açarak sızma yaptığı, kapağı kapalı olup ta henüz kullanılmayan özel yaptırılmış dış kutularında bekleyen şişe içindeki parfümlerinde, genleşmeleri ve sızmaları ile şişelerde parçalanma ve bozulmaların görüldüğü, X … … Şişesinin, sağlığa aykırı ve hatalı imalatı yapıldığı için, daha önce kapağı açılarak içindeki parfümü kullanıldıktan sonra, ellerinde kalan ürün olarak davacı vekili tarafından mahkeme kalemine getirilen dip ve yan cephelerinde … kalıntıları bulunan ürünün de (GMP) iyi üretim uygulaması olmadığından davacı iddiasında belirtildiği şekliyle sağlam ve bozulmamış olamayacağı, hiç kullanılmayan ürünlerin, çıplak göz ile bakıldığında yapışkan kullanılarak parçalarının monte edildiğinin görülemeyeceği ve içine enjektörle … doldurulduğunda kısa sürede sızma veya patlama da görülmediğinden ayıplı ürün olduklarının anlaşılamayacağı, zamanla ayıp ortaya çıktığından gizli ayıplı ürünler olduğunun anlaşıldığı, bu sızıntıların davacı yan tarafından dosya harici imalatçıya yaptırılan dış karton kutuları da bozduğu, şişe içindeki esansların da şişeleri yapıştırmakta kullanılan ve çözülen yapışkan madde ile etkileşimi ile evsaflarının bozulmuş olacağı ve sağlığa aykırı bir imalat yapıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bilirkişi kök raporu ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde;
davanın taraflar arasında … … şişesi sözleşmesi olduğu, davalının edimlerini yerine getirmemesi (kusurlu hareketleri) iddiasına dayalı siparişlerin kullanılmaz halde olduğu ve zarar iddiasına dayalı tazminat ve menfi zararların karşılanması talebine ilişkin olduğu,
Davacının defter ve belgelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 222 doğrultusunda lehine delil olma kabiliyetinde olduğu, davalının defter ve belgelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 222 doğrultusunda lehine delil olma kabiliyetinde olduğu, davacının dava dışı Bumerang kutudan 6.018,00 TL tutarında mal ve hizmet aldığı,
Davalı firmanın sipariş edilen ürünlerin içine … konulacağı konusunda bilgisi olduğu halde, … … Şişesi ürünlerini içine … konulacak şişe kısmı da dahil tüm parçalarını yapıştırma işlemi ile montajını yaptığı, kozmetik Yönetmeliği’ne aykırı olarak üretilen ve doldurulan bu … … Şişelerinin hatalı imalat olduğu, … … Şişelerinin, ağız kısmı açılarak kullanılanlarının içlerindeki parfümlerin kimyasal etkisi ile zamanla şişelerin yapışma yerlerini açarak sızma yaptığı, kapağı kapalı olup ta henüz kullanılmayan özel yaptırılmış dış kutularında bekleyen şişe içindeki parfümlerinde, genleşmeleri ve sızmaları ile şişelerde parçalanma ve bozulmaların görüldüğü, … … Şişesinin, sağlığa aykırı ve hatalı imalatı yapıldığı için, daha önce kapağı açılarak içindeki parfümü kullanıldıktan sonra, ellerinde kalan ürün olarak davacı vekili tarafından mahkeme kalemine getirilen dip ve yan cephelerinde … kalıntıları bulunan ürünün de (GMP) iyi üretim uygulaması olmadığından davacı iddiasında belirtildiği şekliyle sağlam ve bozulmamış olamayacağı, hiç kullanılmayan ürünlerin, çıplak göz ile bakıldığında yapışkan kullanılarak parçalarının monte edildiğinin görülemeyeceği ve içine enjektörle … doldurulduğunda kısa sürede sızma veya patlama da görülmediğinden ayıplı ürün olduklarının anlaşılamayacağı, zamanla ayıp ortaya çıktığından gizli ayıplı ürünler olduğunun anlaşıldığı, bu sızıntıların davacı yan tarafından dosya harici imalatçıya yaptırılan dış karton kutuları da bozduğu, şişe içindeki esansların da şişeleri yapıştırmakta kullanılan ve çözülen yapışkan madde ile etkileşimi ile evsaflarının bozulmuş olacağı ve sağlığa aykırı bir imalat yapıldığı,
TBK m.225’in kıyasen eser sözleşmesine uygulanacağı, buna dayanarak ağır kusurlu yüklenicinin iş sahibinin süresi içinde bildirim külfetini yerine getirmediği iddiasında bulunamayacağı, davalının ayıba bağlı sorumluluğunun devam ettiği, eserin ayıplı şekilde teslimine bağlı olarak, iş sahibi eser sözleşmesinde ayıba bağlı seçimlik haklardan dönme hakkını kullanabileceği, bu kapsamda sözleşmenin baştan itibaren hükümsüz hâle geleceği, tarafların yerine getirmiş oldukları edimleri iade borcu altına gireceği, davacı, davalının sözleşmeyi ifa edeceği düşüncesi ile kutu siparişi gerçekleştirdiği, ifanın gereği gibi yapılmaması nedeniyle sözleşmeden dönülerek, sözleşme geçersiz hale geldiği, davacının sipariş ettiği kutular bakımından zarara uğradığı, bu zarar kaleminin menfi zarar olarak kabul edilmesi ve davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği, davacının ödemiş olduğu toplam 24.160.50 TL ile uğramış olduğu menfi zarar kalemi olan 6.018,00 TL’nin davalı tarafından ödenmesi gerektiği hususunun tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Her ne kadar 23.12.2022 tarihli duruşmanın kısa kararında faiz başlangıcı sehven 24.02.2022 tarihi yazılmış ise de faiz başlangıcının 24.02.2020 tarihi olması sebebi ile aşağıdaki şeklide karar verilmiştir.)
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
-24.160,50-TL + 6.018,00-TL olmak üzere toplam 30.178,50-TL nin 24/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 2.061,49 TL harçtan peşin alınan 515,38 -TL harcın mahsubu ile bakiye 1.546,11 -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 515,38 -TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 3.250,00-TL bilirkişi ücreti, 623,80 -TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 4.451,38 -TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 -TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair, Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır