Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/130 Esas
KARAR NO : 2023/208
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 14/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18.01.2012 tarihinde, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı bulunan …plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza neticesinde sakat kaldığını, maluliyet sebebiyle tazminat talebinde bulundukları müvekkili …’m yolcu olarak bulunduğu ve … Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edilen tüm sigorta poliçeleri sebebiyle … plakalı aracın 18.01.2012 tarihinde karıştığı çift taraflı kazada maruz kaldığı daimi maluliyeti ve ferileri ile ilgili olarak 26.12.2019 tarihli tazminat talebi başvurularının sigorta şirketi tarafından karşılanmadığını, müvekkilinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, tüm kusur davalı sigorta şirketine sigortalı bulunan araçta olduğunu, davalı sigorta şirketi zararın tazmini hususunda ilgili poliçelerce sorumlu olduğunu, müvekkilinin, bu kaza neticesinde yaralandığını,, …Hastanesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve başka hastanelerde tedavi gördüğünü, müvekkilinde kaza nedeniyle vücut fonksiyon kaybı meydana geldiğini, Mahkeme tarafından yapılacak iş, kişinin maruz kaldığı olay nedeniyle sağlık açısından zarara uğradığının belirlenmesi olduğunu, zira Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere beden gücü kaybı hesabı, özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre değil kişinin yaşına ve vücut bütünlüğünün zarara uğramış olup, efor gücü kaybı oranı üzerinden yapılması gerektiğini, davacının HMK 107. Madde uyarınca belirlenecek; bakici giden ihtiyacına ilişkin 750,00.-TL maddi tazminat, SGK tarafından karşılanmayan tedavi, yol, yemek, refakatçi ve sair tedaviye bağlı ek giderler için 250,00 TL tazminat olmak üzere fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL talepleri bulunmakla, bu kalemler nedeniyle belirlenecek tazminat hakkımıza olay tarihi itibariyle ticari temerrüt-avans faiziyle tahsil edilerek davacıya ödenmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve tazminat kalemleri için ayrı ayrı vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğini, müvekkili şirket karşı tarafın başvurusu üzerine hasar servisinde yapılan aktüer hesabı sonucu anne ve babası …ve …’a 13.03.2013 tarihinde maluliyet ve bakıcı giderine ilişkin toplam 291.174,66 TL ödemiş olup başkaca sorumluluğunun kalmadığını, davacı yan tarafından 13.03.2013 tarihinde alınan 291.174,66 TL ödeme sonrası 2 yıllık hak düşürücü süre sona erdiğini, “KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler.” Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine erek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterli olduğunu, Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları a/5 b bendi uyarınca; geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri taleplerinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, kazaya karışan … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu police limiti ile sınırlı olup; bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami police teminat limiti 200.000 TL ile sınırlı olduğunu, açıklaması yapılan konular ve itirazlar baki kalmak ve de kabul anlamına gelmemekle beraber müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğu; sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur yönünde yapılacak bilirkişi incelemesinin Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, davanın başından beri belirtildiği gibi sorumlu olmadıklarını kabul etmekle birlikte mahkemenin aksi kanaatte olması halinde; maluliyet sebebiyle yapılacak tazminat hesabı uzmanlık gerektirmekte olup, hesaplamanın hazine müsteşarlığınca kabul gören aktüer uzmanı tarafından yaptırılmasını, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde sürekli sakatlık tazminat hesaplama yönteminin usulu belirlendiğini, hesaplamaların genel şartlar ekinde yer alan yönteme göre yapılması gerektiğini, arz ve izah edilen sebepler dolayısıyla; müvekkili şirket hakkında açılan davanın hak düşürücü süre göz önüne alınarak reddine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise yapılan ödemenin güncellenerek, hesaplanan tazminat miktarından mahsubuna; poliçe limiti, yapılan ödemeler ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; 18.01.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi, yol, yemek, refakatçı, v.s. tedaviye ilişkin ek giderlerin davalıdan tazmini talebinden ibaret tazminat davasıdır.
Bilirkişi tarafından alınan 13.07.2022 tarihli raporda; davacının talep edebileceği bakıcı gideri maddi zararının 134.385,54 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının 13.03.2013 kısmi ödeme tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, davacının talep edilen diğer tedavi giderlerinin alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden aktüer bilirkişi tarafından değerlendirme yapılamadığı tespit ve rapor edilmiştir.
İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından alınan … tarihli raporda; davacı …’ın 18/01/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması sebebiyle başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 23/11/2021 tarihli raporda; sürücü …’ın kusursuz olduğu, sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Davanın trafik kazası nedeniyle meydana gelen bakıcı gideri ve tedavi giderlerinin ZMSS kapsamında davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.’nun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre, olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve KTK.’nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
Davalı sigorta şirketinin sigortalısı… plâkalı aracın davalı Sigorta Şirketi’ne kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile sigortalandığı anlaşılmıştır.
Kaza 18/01/2012 tarihinde poliçenin yürürlükte olduğu zaman diliminde meydana gelmiştir.
Davalı şirket tarafından gönderilen hasar dosyasında bulunan 05/03/2013 tarihli evrakın incelenmesinde; kaza tarihinde reşit olmayan davacının velayeti altında bulunduğu annesi …ve babası …tarafından alınan 291.174,26 TL ödeme karşılığında davacının 18/01/2012 tarihli kazada yaralanması sebebiyle davalı şirketten başkaca hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyanla davalı şirketin ibra edildiği görülmüştür.
2918 sayılı kanunun 111/2 maddesinde tazminat miktarlarına ilişkin olup da,yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir hükmü amirdir. Dosyada alınan bilirkişi raporu ile yapılan ödemenin davacının ödeme tarihindeki zararını karşılamaya yeterli olmadığı anlaşılmış ise de, kaza tarihinde reşit olmayan davacının velayeti altında bulunduğu anne ve babası tarafından 05/03/2013 tarihinde kabul edilen ve 13/03/2013 tarihinde yapılan ödeme ile davalı taraf ibra edilmiş olup 2918 sayılı kanunun 111/2. Maddesi ile belirlenen iki yıllık hak düşürücü süreden sonra tarihinde dava açılmış olduğu, kanunda ön görülen sürede dava açılmamış olması nedeniyle davacının ibranın iptalini talep edemeyeceği, davalının ibra ile sorumluluğunun sona erdiği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli maktu 179,90 TL red karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 ve 13/1 maddeleri uyarınca 21.157,83-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023
Katip
(E-imzalı)
Hakim
(E-imzalı)